Isa’nin yenilgisi ?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26242
    Anonim
    Pasif

    “İyi bir adamdı. Belki de bir peygamberdi. Ama doğruları söyledi diye, şu haline bak. Dövdüler, sövdüler, ezdiler, elediler. Acımasızca kırbaçladılar onu. Bedeni paramparça oldu. İnsana benzer tarafı kalmadı. ‘O asla yenilmez diye düşünmüştük’. Ama yanılmışız. Şu haline bak zavvallının. Sonunda onu da yendiler. Şu anda, çaresiz bir şekilde, çarmıhta, son nefesini vermek üzere. Sonu geldi. Yenildi” diyordu bazıları kanlı çarmıha bakarak.

    Bazıları ise daha da acımasızca konuştu çarmıhın gölgesinde: “İyi varsın. Böylelerini çok iyi bilirim ben. ‘Yok Tanrı’yım, yok peygamberim’ diye gelirler, birkaç cahili kandırırlar ve sonra da kendilerini ‘Kral’ ilân ederler. Bunun yüzünden tüm İsrail halkının başı belâya girecekti Romalılarla. Al işte kralınız. Ne kral be. Aciz ve çaresiz. En azından, başkalarına bir ders olur bu. Hani ona inananlar? Hani onu destekleyenler? Nerede? Kendi kendini savunmaktan bile aciz ama kendisini ‘Kral’ sanıyor. İyi varsın. Sonu geldi. Yenildi.”

    Evet. Çarmıha bakanların tümü kendisine göre birşeyler söyledi veya birşeyler düşündü. Kimisi acıdı, kimisi oh çekti. Ama hiç kimse O’nun galip geldiğini düşünmedi. Galip gelmek böyle mi olur? Galip gelen bu hale mi düşer? “Tabii ki yenildi. Hem de tamamıyla. Kesin bir yenilgi. Tartışma bile kaldırmıyor” diyor dünya. Bugün bile bakıyorlar ama göremiyorlar, duyuyorlar ama anlamıyorlar.

    Olaya ‘dünya gözlükleriyle’ baktığımızda, öyle görünüyor. Ama şimdi gelin, ‘ruhsal gözlüklerimizi’ takalım ve olaya bir kez daha bakalım. Tarih boyunca, gelmiş geçmiş tüm insanları yenen, çaresiz bırakan ne idi?
    Bizleri Tanrı’dan uzaklaştıran, peygamberler dahil, hiçbir kişinin galip gelemediği ve ona yenik düştüğü bu korkunç canavarın adı nedir? Cevap: GÜNAH.

    “Tahtta oturanın sağ elinde iki yanı da yazılı, yedi mühürle mühürlenmiş bir tomar gördüm. Yüksek sesle, “Tomarı açmaya, mühürlerini çözmeye kim layıktır?” diye seslenen güçlü bir melek de gördüm. Ama ne gökte, ne yeryüzünde, ne de yer altında tomarı açıp içine bakabilecek kimse yoktu. Acı acı ağlamaya başladım. Çünkü tomarı açıp içine bakmaya layık kimse bulunamadı” (Vahiy 5:1-4) Bu olay, Göklerde, Tanrı huzurunda, Yuhanna’ya verilen, dünyanın sonu ve yargısı ile ilgili Vahiy’dir ve bunlar Tomarda yazılı idi. Ancak, hiç kimse, ama hiç kimse, ne İbrahim, ne Musa, ne Yahya ne de herhangi bir kişi veya peygamber bu tomarı açmaya layık görülmedi. Tek bir insanoğlu bile yok. Yuh olsun bize. Vay halimize. Yuhanna bu yüzden acı acı ağladı.

    “Bunun üzerine ihtiyarlardan biri bana, ‘Ağlama! Dedi. İşte Yahuda oymağından gelen Aslan, Davud’un Kökü (Mesih) galip geldi. Tomarı ve yedi mühürü O açacak” (Vahiy 5:5). İsa Mesih, galip geldi. Yani, yukarıda düşünüldüğü gibi değil. O yenilmedi. Aslında tek yenen O. Diğerlerinin tümü yenildi.

    Şimdi anlıyor muyuz? İsa, bu ‘Günah Canavar’ı ile savaşıp onu yenmek için beden aldı ve ona karşı sonuna kadar da direndi. Ölüm pahasına hiç taviz vermedi. Şeytan O’na önce dünyaları ve dünya zevklerini sundu. İsa’nın cevabı çok kesin bir “Hayır” oldu. Yani, bir insanı günaha düşüren ne varsa (para, pul, şöhret, şehvet, güç, zevkler, eğlenceler vs.), bunların hepsine “Hayır” dedi. Şeytan da: “Öyleyse ben de sana gösteririm” dedi ve bu sefer de O’nu çok büyük acılara ve işkencelere tabii tuttu. (Bütün bunlar, Tanrı tarafından binlerce yıl evvelinden planlanmış ve peygamberler tarafından bildirilmiş idi). Ölene kadar da işkence yaptı ama O’nu bir defacık olsun günaha düşüremedi. İsyana teşvik edemedi. Yani, tarih boyunca tüm insanları ne yenmiş ise, korku ve zevkler diyelim, İsa bütün bunların hepsini yendi.

    Ruhsal gözlüklerle baktığımızda Şeytan’I görüyoruz. Saçlarını yoluyor. Cinlerine bağırıp, çağırıyor. “Birşeyler yapıııın” diye haykırıyor. “Şimdiye kadar kimse, ama kimse bana direnemedi. Adem ve Havva’yı tam beş dakikada düşürdüm. Ne İbrahim kurtuldu, ne Musa ve ne de Davud. Ama bu adam, günah işlemeyi ölümüne reddediyor. O’na karşı her türlü işkenceyi de yaptım. Ölmek üzere. Başka yapacak işkence de kalmadı. Ne yaparsam, işe yaramaz, çünkü sadece ölümünü hızlandıracaktır. Günah işlemeden ölürse, O galip gelecek. Tüm silâhlarım işe yaramadı. Etkisiz kaldı. Birşeyler düşünün, birşeyler yapıııın!”

    Ama Rab beden almasa, bu günaha teşvik edici sınavların anlamı olurmuydu hiç? Gökteki Ruh olan Tanrı’yı kim kırbaçla veya silâhla tehdit edebilir ki? Ama, insan bedeni almış Rab’bin duyguları aynen Mezmur 22’de yazılı. Gözyaşı dökmeden kim okuyabilir ki? Gökteki Ruh olan Tanrı, paraya pula, kadına kıza, zevke ve eğlenceye bakarak bizler gibi günaha teşvik edilebilir mi? Ama beden alınca: “HER ALANDA bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir” (İbraniler 4:15).

    İsa, “Yönetim ve hükümranlıkların (Şeytan’a hizmet eden ruhsal varlıkların) elindeki silâhları alıp, onları çarmıhta yenerek, açıkça gözler önüne serdi” (Koleseliler 2:15). Herkes çarmıhtaki İsa’yla alay ederek, yerden yere vururken; İsa da Şeytan’I ve cinlerini yerden yere vurup, tüm silahlarını değersiz kıldı. Şimdi O içimizde, ayni galibiyeti bize vermek istiyor. Yeter ki iman edelim. İşte “Kurtuluş Planı” budur. Bunu Pavlus’ta, Petrus’ta ve diğer tüm havarilerinde de görmüyormuyuz?. Pavlus’u, Pavlus yapan, içindeki İsa’dır. Hepimiz birer Pavlus, veya Petrus veya Yuhanna olmalıyız. Bu ruhsal savaşlarda, kendimize değil; içimizdeki İsa’ya güvenmeliyiz.

    Rab Hepimizle Olsun.
    Sevgi ve Dualarımla.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.