Hrıstıyan Resimleri Ve Heykelleri.

  • Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27530
    Anonim
    Pasif

    İKİNCİ EMİR:
    “Kendin İçin Oyma Put Yapmayacaksın”

    “Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın ya da yerin altında sularda olanın asla suretini yapmayacaksın; onlara eğilmeyecek, onlara ibadet etmeyeceksin; çünkü ben, senin Allah’ın Rab, benden nefret edenlerden babalar günahını çocuklar üzerinde, üçüncü nesil üzerinde, dördüncü nesil üzerinde arayan; beni seven ve buyruklarımı tutanların binlercesine lütufta bulunan kıskanç bir Allah’ım”
    (Çıkış20:4-6)

    Bu emre ilişkin olarak kişiler, Mesih İmanlıları’na sürekli şu suçlamada bulunurlar:

    “Siz Allah’ın temel emrine aykırı davranıyorsunuz; O’nun resmini yapıyor, Yüce Olan’ı insan anlayışıyla tasvire yelteniyorsunuz.”

    Kuşkusuz, ne Allah, ne de görünmeyen âlem resmedilebilir; O’nun yüceliğini resim yoluyla anlatmaya çalışmak, bu yolda her deneme, O’nu aşağılamak, çarpıtmak, yüceliğine leke düşürmektir.

    “Kutsalların” heykelleri, melek ya da Tanrı, ikonaları acınacak derecede bayağılıklardır.

    TANRI, bir insanın tasarlayabileceğinden kat kat daha yüce, güçlü, kutsal ve başkadır. Bu bağlamda bir Michelangelo’nun eserleri bile ayrıcalık oluşturmaz.

    Kutsal Kitap’ta, Allah’ın kendisini iki yolla gösterdiğini okuyoruz: Duyan kişinin düşünmesi için kulağa aktarılan söz, ya da gören kişinin izlemesi için görüm (rü’yet, vizyon) yolu.

    Eski Antlaşma’da Allah kendisini daha çok sözü aracılığıyla duyurdu. Fakat seven ve acıyan Tanrı, kendi özduyurusu için sözünü tek araç olarak kullanmadı; görüm yoluyla anlama yeteneği olanlara olağanüstü görünümlerle göründü.

    Yüce Olan, nerede elçilerine göründüyse, bu çaresiz insanlar ölü gibi yere yığıldılar; çünkü böylesi görünümlere görmüş olanlar, başlarından geçeni tasvir edebilecek kelime bulamadılar. İzlenen’in gerçekliğini ancak karşılaştırmalarla anlatabildiler.

    RESİM VE HEYKEL’LERLE SAVAŞ.

    İkinci Emir üzerinde derinlemesine düşünülecek olursa, bununla yalnız Allah’ın resmedilmesinin değil, her türden putçuluğun yasaklandığı anlaşılır. Kim Allah’tan başka, bir tanrıyı, figür ya da heykeli, oyma, işleme bir süsü yüceltir, tanrılaştırırsa, TANRI’nın gazabına düşer.

    Eski Antlaşma döneminde, özellikle Orta Doğu bölgesinde kimi ülkelerin dağlarında toplu tapınma için dikilmiş dev heykeller vardı. Evler ağaçtan, metalden yapılmış putlarla doluydu. Yaşam tamamıyla bu insan ürünü, ölü, “yedek tanrıların” etkisi altındaydı.

    Bunun sonucunda, ruhlardan ve cinlerden korku aldı yürüdü; herkes bu dilsiz, ölü tanrılarla konuşamayacağından kâhinlere, sihirbazlara ihtiyaç duydu. Tek ve gerçek Allah’ın tanınmadığı, ya da kapı dışarı edildiği yere yedek tanrılar akın eder.

    Kişi bu durumda onların savunmasız kurbanıdır. Her türden çirkefin sergilendiği bayramlar, sefahat ayinleri uzun süre Yunanlılar ve Romalılar tarafından “kutlana geldi.”

    Musa ve Eski Antlaşma peygamberleri yerli halkların tanrılarına, kral eşlerinin komşu ülkelerden getirdikleri putçu adetlere karşı amansız bir savaş verdiler.

    Bugün Kahire, Bağdat müzelerinde peygamberlerin lânetledikleri tonlarca ağırlıkta heykeller görülebilir. Özellikle turistler hayranlıkla izleyip fotoğraflarını çekiyorlar bu “tanrıların.” Akropolis’in merdivenleri, Luxor’daki kral mezarlarının basamakları Avrupalı, Amerikalı turistlerin ayakkabılarıyla bir zamanlar, Mısırlıların ya da Romalıların ziyaretlerinden daha fazla aşınıyor.

    Kaynak: On Emir

    #36564
    Anonim
    Pasif

    O zaman bu Katolik kiliselerinde dua edilen, mum yakilan heykeller Roma-Yunan dinlerinden Hristiyanliga sizmis yanlis ibadetler midir?
    Suphesiz ilk Hristiyanlarin bu tip adetleri yoktu ve kutsalligin en ust kademesinde bir hayat suruyorlardi.

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.