Hristiyanlık Terminolojisi ( S – T )

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24616
    Anonim
    Pasif

    Saint Barthelemy Katliamı , Aziz Barthelemy Gününe denk düşen 24 Ağustos 1572 tarihinde Fransa’da Katolikler tarafından Huguenot denilen Protestanlara karşı gerçekleştirilen katliam.

    Bu katliam Fransa ve İspanya’nın Flanderes böldesini denetim altına almak istemesi ve Katolik ile Protestan asilzadeleri arasındaki iktidar çekişmesinden dolayı meydana gelen olaylardan biridir.

    Fransa Kralı IX.Charles’ın İspanya ya yakınlığı ile bilinen annesi Catherine de Medicis’in I. Henry, Duke Guise’i kullararak kralin Protestan yardımcısı Amiral Gaspard de Coligny’ye düzenlediği suikastir. Olaydan yaralı kurtulan ve evinde ağır yaralı yatmakta olan Coligny’i öldürmek için ikinci bir saldırı düzenleyen katolik asilzadeler bunu başarmışlar ancak bu kez önü alınamayan bir katliama sebep olmuşlardır.

    24 Ağustos 1572 sabaha karşı beyaz haçlı giysileri giymiş Katolikler evlerinde uyumakta olan Protestanlara saldırdılar. Önce Pariste başlayan katliam daha sonra bütün ülke gelenine yayıldı. 2 gün süren katliam sonucunda resmi olmasada onbinlerce Protestanın öldürüldüğü tahmin edilmektedir.

    26 Ağustos 1572’den sonra sağ kalan Fransız asıllı Protestan soyluların tamamı dinlerini terkederek Katolikliği kabul etmiş halk tabakası ise İsviçre ve Almanya’ya sığınmıştı.

    Sakrament ,Hıristiyanlık’ta belirli kavramların ifade edildiği sembol yada bu sembollerin uygulandığı kutsal ayin.
    Katolik ve Ortodoks Hıristiyanlarda 7 sakrament vardır;
    1. Vaftiz: Arınma. 2. Evharistya (komünyon): Ekmek ve şarap ayini. 3. Konfirmasyon: Topluluk önünde imanı açıklama. 4. Günah çıkarma: İtiraf ve takdis. 5. Son yağ sürme: Ölüm halindekileri kutsama. 6. Ordinasyon: Ruhani görevler. 7. Evlilik.

    Protestanlar ise yalnızca Rabbin Sofrası ve Vaftiz sakramentlerini kabul eder ve uygularlar.

    I. Sakramentler, lütuf antlaşmasının kutsal sembol ve mühürleridir, Mesihi ve Onun sağladığı yararları temsil etmek; ve O?na olan ilgimizi onaylamak amacıyla Tanrının kendisi tarafından oluşturmuştur: ayrıca, Kiliseye ait olanlarla, dünyanın geri kalan kısmına ait olanlar arasında gözle görünür bir farklılık yaratmak; ve onları Tanrı Sözü’ne uygun bir şekilde Tanrı’nın Mesih?teki hizmetine köklü bir şekilde dahil etme amacını taşırlar.
    II. Her sakramentte, sembol ile simgelenen şey arasında ruhsal bir bağ, ya da sakramental bir birlik bulunmaktadır: öyle ki, birinin adı ve etkisi, diğerine atfedilir.
    III. Sakramentlerde ya da sakramentlerin uygun şekilde kullanımı sonunda verilen lütuf, bunların içindeki her hangi bir güç aracılığıyla verilmez; ne de her hangi bir sakramentin etkisi bu sakramenti uygulayan görevlinin kutsallığına ya da uygulamadaki amacına bağlıdır: fakat Ruhun işleyişine, ve bu sakramentlerin uygulanmasını onaylayan buyruğu ve bu sakramentleri layık bir şekilde alanlara verilen bereket vaadini içeren söze bağlıdır.
    IV. Rabbimiz Mesih tarafından Müjdede verilen yalnızca iki sakrament bulunmaktadır; yani, Vaftiz ve Rab’bin Sofrası: ki bunların hiçbiri Söz?ün yasal olarak atanmış görevlileri dışında hiçkimse tarafından uygulanamaz.WESTMİNİSTER İNANÇ AÇIKLAMASI

    Simun Petrus , Hristiyanlıktaki bir dini kişilik, havari. Aziz Petrus, Peter, Saint (St.) Peter, Simon ben Jonah/BarJonan, Simon Peter, Cephas ve Kepha olarak da bilinir. Pavlus gibi oda Tarsusludur. Asıl adı Simun olan bir balıkçıydı. “Kaya” anlamına gelen Aramice “Kefas” (Latince Petrus) künyesini kendisine İsa vermiştir.

    İsa yakalandıktan sonra horoz ötmeden İsa Mesih’in önceden bildirdiği gibi üç kere inkar etmiş, daha sonra tövbe ederek Rab hizmetine devam etmiştir.

    Sinodlar-Konseyler , Kilisenin daha iyi yönetilmesi ve bina edilmesi için Sinodlar ya da Konseyler adı verilen kurullar oluşturulmalıdır; ve bulundukları konumdan ve Mesih’in onlara yıkmaları için değil bina etmeleri için verdiği yetkiden ötürü bu gibi kurulları belirlemek ve kilisenin iyiliği için gerekli olduğu sıklıkta kendilerinin de bu kurulun içinde olmak üzere toplanmak kiliselerin gözetmenleri ve diğer önderlerinin görevidir.

    İman ve vicdan konusundaki sorunları karara bağlamak; toplu tapınışı daha düzenli hale getirmek ve Rab’bin Kilisesini daha iyi yönetmek için kullar koymak; yanlış yönetim konusundaki şikayetleri dinlemek, ve otoriter olarak karar vermek bu sinod ve konseylerin görevidir: ki eğer verilen karar Tanrı Sözü’ne uygunsa saygı ve itaatle kabul edilmelidir. WESTMİNSTER İNANÇ AÇIKLAMASI

    Son Akşam Yemeği ya da Son Yemek , (İngilizce: The Last Supper, İtalyanca: Il Cenacolo or L’Ultima Cena), 15. yüzyılda Milano’da Leonardo da Vinci tarafından Duke Lodovico Sforza’nın isteği üzerine yapılmış fresktir.

    Hıristiyan inanışına göre, İsa Mesih’in Romalı askerlerce tutuklanmasından bir gün önce (Passah Günü öncesi) Havarileriyle yediği son akşam yemeğini ifade eder.

    Bu yemek sırasında yaptığı konuşmanın uzunca anlatıldığı Yuhanna Kitabı’nda İsa Mesih onlara, kendisi aralarından ayrıldıktan sonra gelecek olan Paraklit (yardımcı)’le yani Kutsal Ruh ile teselli bulmalarını söyler. Son Akşam Yemeği, Rönesans ressamlarınca çokca işlenen bir konu olmuştur. Bu eserlerin içinde en bilineni Leonardo da Vinci’nin yaptığı resimdir. Resim, Milano yakınlarındaki Santa Maria Dele Grazie’nin duvarına yapılmış ve bu gün oldukça yıpranmıştır.Leonardo’nun Mona Lisa’dan sonra en ünlü eseridir.

    Son Akşam Yemeği’inde İsa ve Havarileri Kutsal Kase’den şarap içiyorlar ve ekmek yiyorlardı. Ancak resimde kâse ve şaraplı ekmek görülmemesi Hıristiyan dünyasında yıllardır tartışma konusu olmuştur.

    Resmin kurgusu büyük bir anakronizm sorununu içinde barındırır. Yaşadığı tarih itibarı ile İsa Paygamber ve havarilerinin masada oturarak yemek yemeleri mümkün değildir. Masa etrafına konulan sandalyeler ve bu düzenekte yemek yeme çok sonraki zamanlarda yerleşmiş bir gelenektir.

    Şapel , bir kilise veya ibadet yeridir.

    Genelde küçük boyutda olur ve başka bir mimari yapıya bağlıdır; örneğin büyük bir kiliseye, bir hastaneye, bir eğitim kurumuna, bir hapishaneye veya bir cenaze evine.

    Belirli mezheplerin belirli şapel gelenekleri vardır, bazıları her kilisenin arkasına bir de Meryem Ana şapeli yaparlar.

    Teslis , Arapça kökenli bu sözcük Üçleme, Kutsal Üçlük, Üçlü birlik yada doğrusu Üçlükte birlik olarak dilimize çevirilir. Teslis, Baba, Oğul (İsa) ve Kutsal Ruh (Ruh ül Kudüs)’den meydana gelen tek bir Tanrı kavramıdır.
    Üçlübirlikte tek bir Tanrı’ya ve birlik içindeki Üçlüğe tapınırız; Baba tek bir Kişidir, Oğul başka, Kutsal Ruh ise başka bir Kişidir.

    Baba’nın, Oğul’un ve Kutsal Ruh’un Tanrısal özyapısı birdir görkemde eşit, yücelikte sonsuzdur. Baba, Oğul, Kutsal Ruh yaratılmamıştır, anlaşılmaz, ebedidir, kadirdir; Baba nasıl Tanrı ise, Oğul da Tanrı’dır ve Kutsal Ruh da Tanrı’dır; buna rağmen bunlar üç farklı Tanrı değil, tek bir Tanrı’dır. Baba nasıl Rab ise, Oğul da Rab’dir, Kutsal Ruh da Rab’dir; buna rağmen bunlar üç farklı Rab değil, tek bir Rab’dir.Baba hiçbir şeyden gelmemiştir; ne yaratılmış ne de doğurulmuştur. Oğul yalnızca Baba?dandır; ne oluşturulmuş, ne yaratılmıştır, fakat biricik Oğuldur. Kutsal Ruh, Baba’dan ve Oğul’dandır; ne oluşturulmuş ne yaratılmış ne de doğurulmuştur; fakat Baba’dan ve Oğul’dan çıkmıştır. Böylece, üç tane değil, tek bir Baba vardır; üç Oğul değil tek bir Oğul, üç Kutsal Ruh değil, tek bir Kutsal Ruh vardır. Üçlübirlik’te hiç bir kişi diğerinden önce ya da sonra gelmez; hiç bir kişi diğerinden üstün ya da aşağı değildir. Ancak tüm üç kişi de aynı derecede sonsuz ve aynı derecede eşittir. ATANASIAN İMAN AÇIKLAMASI

    Hristiyan teolojisine göre bu üçlü birlik birbirinden ayrılmaz ve tek bir Tanrı’nın birbirini tamamlayan farklı yansımaları yani kişilikleri olarak görülür. Bu açıdan monoteist yani tek Tanrı’lı teoloji çizgisindedir.

    Yahudilik ve İslam ise teslis inancını reddeder.Hristiyanlık içinde de Teslis inancını reddeden ve İsa’nın hem Tanrısal hem de insani doğasına karşı çıkan Üniteryanizm mezhebi gibi çeşitli akımlar mevcuttur.

    Thomas Müntzer , ortaçağda Katolik kilisesine karşı oluşan ulsal hareketten etkilendi; daha 15 yaşında iken okulda Roma kilisesine karşı gizli bir örgüt kurdu. Genç yaşta Teoloji doktoru olan Münzer, bir kadınlar manastırına atandı. O tarihlerde köylü sınıfı üzerinde artan baskılar, İsa’nın geri dönüp bin yıllık yeryüzü krallığını kuracağı zamanın (kurtuluşun) yaklaştığına inanan tarikatların yaygınlaşmasına yol açmıştı. Müntzer, bunlardan biri olan Anabaptist tarikatına girip bu tarikatı devrimci bir eylem yönünde örgütlemeye başladığı 1520 yılında, yirimiiki yaşında idi. 1522 yılında dinde reform hareketinde Luther’i de aşarak, yönettiği bir kasaba kilisesinde Latince’yi tümüyle kaldırdı. Artık ılımlı evrimci bir yol tutturmuş olan Luther’in çürümüş Katolik din adamlarına karşı 1517’de başlattığı ateşli saldırganlığını Müntzer sürdürüyordu. Münzer’in örgütlediği devrimci eylem, 1520-1525 yılları arasında bir iç savaşa dönüşmüşse de, çatışmalar köylülerin yenilgisiyle son buldu. Müntzer yakalanıp yirmi yedi yaşındayken idam edildi.

    Torino Kefeni , İsa’nın çarmıhtan indirildikten sonra sarıldığı iddia edilen sakallı bir adama ait önden ve arkadan silüetin olduğu keten kumaş.

    İlk kez 1350’lerde Fransa’da sergilendi. 1578’de İtalya’ya getirilerek Torino’da San Giovanni Battista Katedrali’nde muhafaza edilmeye başlanmıştır. Pek çok kişi bunun mucizevi bir şekilde olduğuna inanırken, kuşkucular sahtekarlık olduğunu düşünüyordu.

    1988 yılında kefenin bir kısmı karbon-14 yaş belirleme testine tabi tutuldu ve kefenin 700 yaşındaki keten bitkilerinden yapıldığı belirlendi.

    1260-1390 arası bir tarihe ait olduğunun belirlenmesiyle gözden düşmesine rağmen, kumaş dini çevrelerde değerini hala korumaktadır.
    Vaftiz , kişinin alnını ıslatmak , üzerine su serpmek, başından aşağı su dökmek veya tüm vücudunu suya batırmak şeklinde icra edilen bir dini “arınma” ve “yeniden doğma” törenidir.

    Vaftiz kelimesi “suya batırmak, yıkamak” anlamlarına gelen Yunanca vaptizo kelimesinden türemiştir.

    Yunan Mitolojisi’nde vaftiz törenlerine rastlanır. Bunun en popüler örneği Aşil’in vaftizidir. Öyküye göre topuğundan tutularak suya batırılan Aşil, topuğu hariç ölümsüz hale gelmiştir. Nihayetinde de topuğundan okla vurularak ölür.

    Vaftizin kökeni Museviliğe dayanmakla beraber, yaygın bir şekilde Hristiyanlıkta uygulanır. İlk vaftiz örneklerinde Yahudiliğe geçen yahudi olmayan kişiler kendi kendilerini tamamen suyun içine batırarak vaftiz ederlerdi.Ayrıca Hristiyanlıktan ve Musevilikten türeme bazı küçük dinlerde ve bazı Hindu inanışlarında da vaftiz uygulaması vardır.

    Vaftizci Yahya’nın Tövbe vaftizi Eski Antlaşma’daki törensel temizlenmenin bir devamıydı; Vaftizci Yahya Eski Antlaşma gibi İsa Mesih’in yolunu hazırlamak için vaftiz adiyordu. İsa, Vaftizci Yahya (Yahya Peygamber) tarafından Ürdün Nehri’nde vaftiz edilmiştir.

    Vaftiz aslında içimizde gerçekleşmiş olan bir şeyi dışarıdan bir işaretle göstermektir. Vaftiz bizi Hıristiyan yapmaz; Hıristiyan olduğumuz için vaftiz oluruz. Vaftiz olarak Rabbimiz ve Kurtarıcımız olan İsa Mesih’in bizler için yaptıklarını ilan etmiş oluyoruz. Vaftiz olan bir kişi Mesih’in emrine uyarak O’nun tanıklığını yapmış olur. Yeni bir Hıristiyan’ın Mesih için olan ilk tanıklığı vaftiz olmak olmalıdır. Vaftiz olan kişi topluma ve kiliseye, artık Mesih’e ait olduğunu beyan eder.

    Vaftiz Mesih’e ait olmanın simgesidir. İsa’yı hayatına Rabbi ve Kurtarıcısı olarak kabul eden herkes Kutsal Ruh’u içine almaktadır; Rab’bin iman eden kişiye Kutsal Ruh’u göndermesiyle gerçekleşen bu vaftize Kutsal Ruh vaftizi denilmektedir. Kutsal Ruh vaftizi İsa Mesih’i Rabbimiz ve Kurtarıcımız olarak kabul ettiğimizde oluruz. Bunu bazen içsel olarak bir sevinç, heyecan vs. izleyebilir ancak böyle bir beklenti içinde olmamalıyız. Suyla vaftiz Kutsal Ruh ile vaftizi izlemelidir. İsa Mesih çarmıhta ölüp üçüncü gün dirildikten sonra, göğe alınmadan önce öğrencileriyle birlikteyken ”Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin” buyruğunu vermiştir.

    İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin. Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.”Matta 28:18-20

    İsa Mesih’le birlikte çarmıha gerildiğimizin, birlikte öldüğümüzün, birlikte gömüldüğümüzün ve birlikte dirildiğimizin işareti ve mührüdür. Üçlü birliği beyan etmek ve Baba, Oğul ve Kutsal Ruh ile birlik olmaktır. Mesih ile birlikte olduğumuza göre günaha karşı öldüğümüze ve Mesih ile şimdi ruhsal,gelecekte ise ruhsal ve bedensel dirilişimize bir güvence olarak Kutsal Ruh’un mührüdür.

    Katolik, Ortodoks, Protestan (Presibiterten) Hristiyan mezheblerinde çocuklar küçük yaşta hatta bebekken vaftiz edilirler ve vaftizden sonra çocuğa isim verilir.

    Vaftiz kurtuluşu sağlamaz; kurtuluş için Rab İsa Mesih’e iman etmek yeterlidir. Bununla beraber Vaftiz Tanrı’nın buyruğu olduğu için her Hristiyan kesinlikle vaftiz olmalıdır.

    YHVH-Tanrı , Eski Antlaşma’da; Tanrı-ELOHIYM(İbranice)-God, Lord (İngilizce) : Genel anlamda Tanrı’yı ifade eder. Rab-ADONAY (İbranice)-Lord (İngilizce) : Egemen, sahip, kontrol eden. RAB-YHVH-GOD (İngilizce) : Kendi kendine var olan. Kelimenin kökü var olmak fiilinden gelmektedir.Eski Antlaşma’da ELOHIYM – Tanrı , ADONAY -Rab , YHVH -RAB olarak çevrilmiştir. Yeni Antlaşma’da KURIOS (Grekce, Eski Antlaşma’daki ADONAY)- Rab , YHVH- Ben’im olarak çevrilmiştir.

    Tanrı bizim bildiğimiz hiçbir şeye benzemez.“Beni kime benzetecek, Kime denk tutacaksınız? Kiminle karşılaştıracaksınız ki, benzer olalım?( Yşa.46: 5 )

    Tanrı kakkında bilgi sahibi olabilmemiz için Sözü’ne yani Kutsal Kitap’a başvurmamız gerekir; Kutsal Kitap’da Tanrı’nın özelliklerini keşfedebiliriz.

    Tanrı Kutsaldır : Tanrı kötülük ve günahdan uzak olup ahlaksal bakımdan tamamen yetkindir.Sevgisi, adaleti, öfkesi herşeyi kutsaldır.Tanrımız RAB’bi yüceltin, Tapının O’na kutsal dağında! Çünkü Tanrımız RAB kutsaldır.( Mez.99: 9 )

    Tanrı Egemendir : Yarattıklarının tümü üzerinde mutlak yönetim hakkı ve yetkisi vardır. Ya RAB, büyüklük, güç, yücelik, Zafer ve görkem senindir. Gökte ve yerde olan her şey senindir.Egemenlik senindir, ya RAB!Sen her şeyden yücesin. Zenginlik ve onur senden gelir.Her şeye egemensin.Güç ve yetki senin elindedir.Birini yükseltmek ve güçlendirmek Senin elindedir.( Ta.29:11-12 ). Tanrı istek ve amaçlarını yerine getirme gücüne sahiptir.Herşeye gücü yeten, kerşeyi bilen, her yerde ve herşeyde olandır.İstediği herşeyi; istediği zamanda, istediği yerde, istediği şekilde ve istediği kişiyle yapar.

    Tanrı Hakimdir : Tanrı yaşamımızda sürekli çalışmaktadır; şans eseri yada tesadüfen hiçbir şey yaşamayız. Tanrı destekler, rehberlik eder ve her olayı yönetir. Her şeyi kendi isteği doğrultusunda düzenleyen Tanrı’nın amacı uyarınca önceden belirlenip Mesih’te seçildik.( Ef.1: 11 )

    Tanrı İyidir : Tanrı şefkatli, merhametli, yumuşak kalplidir.RAB herkese iyi davranır, Sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar. ( Mez.145: 9 )

    Tanrı Sevgidir : Tanrı Sevgi olmasaydı bizler için umut olmazdı. Tanrı’nın sevgisi sevdikleri için işleyen gerçek sevgidir. Tanrı’nın sevgisi bizim tarafımızdan aranmamış, hak edilmemiş, hayal edilemez bir sevgidir. Tanrı’nın bize olan sevgisini tanıdık ve buna inandık. Tanrı sevgidir . Sevgide yaşayan Tanrı’da yaşar, Tanrı da onda yaşar. ( 1.Yu.4: 16 )

    Yunanca , Yeni Antlaşma?nın neredeyse tümünün lisanıdır. Aynı zamanda, İngilizce’nin günümüzün modern dünyasındaki konumu gibi, İsa zamanındaki evrensel lisan da Yunancaydı. Yunan alfabesi, tahminlere göre Fenikelilerden alınıp, Yunan konuşma sistemine ve yazı istikametine adapte edilmiştir. Bir çok Batı-Sami dilinde olduğu gibi, Yunancada ilk önceleri, sağdan sola doğru bir istikamette yazılmaktaydı. Daha sonra baştan sona ve sondan başa tekniğine geçilmiş, en sonunda ise soldan sağa yazı istikameti kabul edilmiştir.

    Büyük İskender?in Fetihleri, Yunan lisanının ve kültürünün yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Bölgesel lehçelerin yerini, yoğun bir şekilde Helenistik ya da koine (müşterek) Yunanca almıştır. Koine lehçesi, Attike Yunancaya bir çok yerel ifadelerin girmesine sebep olmuştur. Böylece lisan daha sınırsız, kozmopolitan bir kimliğe bürünmüştür. Gramerin basitleştirilmesi, evrensel kültüre daha iyi bir şekilde adapte olmasını sağlamıştır. Yalın ifadeli ve yaygın konuşma alanı olan bu yeni lisan, ticaretin ve diplomasinin ortak dili haline gelmiştir. Yunanca lisanı, klâsik şeklinden, koine biçimine dönüştükçe, zarafetinin büyük bir kısmını ve ince ayrıntılarını yitirmiştir. Her şeye rağmen onu farklı kılan güç, güzellik, berraklık ve mantık üzerine kurulu konuşma sanatı gibi karakteristik özelliklerini yitirmemiştir.

    Havari Pavlus tarafından Roma?daki Hristiyanlara yazılan mektupların Latince yerine Yunanca yazılmış olmaları derin bir anlam içermektedir. Hükümet işlemleri dışında o günkü Roma İmparatorluğu, kültürel olarak Yunan etkisi altındaydı.

    Yunanca, Yeni Antlaşma yazarının ifade etmek istediği anlamı, gölgesine kadar sunabilecek bolluğa ve yeterliliğe sahipti. Örneğin, Yeni Antlaşma’da sevgi için iki adet kelime (iki tür sevgi), başkası için de iki adet kelime (aynısından bir başkası, değişik bir başkası), bilgelik çeşitleri için ise bir çok kelime mevcuttur. Dikkat çekici bir şekilde, eros (sevginin üçüncü türü) gibi, o dönemin Helenistik kültüründe yaygın bir şekilde kullanılan birçok kelime, bilinçli olarak kullanılmamıştır.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.