Diriliş gerçeği

  • Bu konu 4 izleyen ve 5 yanıt içeriyor.
6 yazı görüntüleniyor - 1 ile 6 arası (toplam 6)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25522
    Anonim
    Pasif

    DİRİLİŞ GERÇEĞİ

    Mat.28: 1-20 Şabat Günü’nü izleyen haftanın ilk günü, tan yeri ağarırken, Mecdelli Meryem ile öbür Meryem mezarı görmeye gittiler.
    Ansızın büyük bir deprem oldu. Rab’bin bir meleği gökten indi ve mezara gidip taşı bir yana yuvarlayarak üzerine oturdu.
    Görünüşü şimşek gibi, giysileri ise kar gibi bembeyazdı.
    Nöbetçiler korkudan titremeye başladılar, sonra ölü gibi yere yıkıldılar.
    Melek kadınlara şöyle seslendi: “Korkmayın! Çarmıha gerilen İsa’yı aradığınızı biliyorum.
    O burada yok; söylemiş olduğu gibi dirildi. Gelin, O’nun yattığı yeri görün.
    Çabuk gidin, öğrencilerine şöyle deyin: ‘İsa ölümden dirildi. Sizden önce Celile’ye gidiyor, kendisini orada göreceksiniz.’ İşte ben size söylemiş bulunuyorum.”
    Kadınlar korku ve büyük sevinç içinde hemen mezardan uzaklaştılar; koşarak İsa’nın öğrencilerine haber vermeye gittiler.
    İsa ansızın karşılarına çıktı, “Selam!” dedi. Yaklaşıp İsa’nın ayaklarına sarılarak O’na tapındılar.
    O zaman İsa, “Korkmayın!” dedi. “Gidip kardeşlerime haber verin, Celile’ye gitsinler, beni orada görecekler.”
    Kadınlar daha yoldayken nöbetçi askerlerden bazıları kente giderek olup bitenleri başkâhinlere bildirdiler.
    Başkâhinler ileri gelenlerle birlikte toplanıp birbirlerine danıştıktan sonra askerlere yüklü para vererek dediler ki, “Siz şöyle diyeceksiniz: ‘Öğrencileri geceleyin geldi, biz uyurken O’nun cesedini çalıp götürdüler.’
    Eğer bu haber valinin kulağına gidecek olursa biz onu yatıştırır, size bir zarar gelmesini önleriz.”
    Böylece askerler parayı aldılar ve kendilerine söylendiği gibi yaptılar.
    Bu söylenti Yahudiler arasında bugün de yaygındır.
    On bir öğrenci Celile’ye, İsa’nın kendilerine bildirdiği dağa gittiler.
    İsa’yı gördükleri zaman O’na tapındılar. Ama bazıları kuşku içindeydi.
    İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi.
    Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin;
    Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.”

    Mesih’in dirilişi Markos 16:1-20; Luka 24:1-53 ve Yuhanna 20:1-21:25 ayetlerinde de anlatılmaktadır. Okuyabilirsiniz.

    Elçilerin işleri kitabında da diriliş şöyle anlatılmaktadır.
    Elç.1: 1-11 Ey Teofilos, İlk kitabımda İsa’nın yapıp öğretmeye başladığı her şeyi, seçmiş olduğu elçilere Kutsal Ruh aracılığıyla buyruklar verip yukarı alındığı güne dek olanları yazmıştım.
    İsa, ölüm acısını çektikten sonra birçok inandırıcı kanıtlarla elçilere dirilmiş olduğunu gösterdi. Kırk gün süreyle onlara görünerek Tanrı’nın Egemenliği hakkında konuştu.
    Kendileriyle birlikteyken onlara şu buyruğu vermişti: “Yeruşalim’den ayrılmayın, Baba’nın verdiği ve benden duyduğunuz sözün gerçekleşmesini bekleyin.
    Şöyle ki, Yahya suyla vaftiz* etti, ama sizler birkaç güne kadar Kutsal Ruh’la vaftiz edileceksiniz.”
    Elçiler bir araya geldiklerinde İsa’ya şunu sordular: “Ya Rab, İsrail’e egemenliği şimdi mi geri vereceksin?”
    İsa onlara, “Baba’nın kendi yetkisiyle belirlemiş olduğu zamanları ve tarihleri bilmenize gerek yok” karşılığını verdi.
    “Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim’de, bütün Yahudiye ve Samiriye’de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız.”
    İsa bunları söyledikten sonra, onların gözleri önünde yukarı alındı. Bir bulut O’nu alıp gözlerinin önünden uzaklaştırdı.
    İsa giderken onlar gözlerini göğe dikmiş bakıyorlardı. Tam o sırada, beyaz giysiler içinde iki adam yanlarında belirdi.
    “Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?” diye sordular. “Aranızdan göğe alınan İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.”

    Bu ayetlere bakarak, birçok delil elde edebiliriz.
    Öğrencilerinde baş gösteren şaşırtıcı değişikliklere bakın.
    Önceden korku içinde bir odada toplanmışken, sonra cesurca İsa Mesih’in iyi haberini bütün dünyaya yaydılar.
    Mesih’in onlara görünmesinden başka, bu şaşırtıcı değişikliğe sebep olabilen bir şey var mı ki?

    Elçi Pavlus’un yaşamına bir bakın.
    Önceden Mesih inanlılarına eziyet etmişken, sonra Mesih inanılarının elçisi oldu.
    Onu değiştiren neydi?
    Şam yolunda dirilmiş olan İsa’nın kendisine görünmesiydi.
    Elç.9: 1-6 Saul ise Rab’bin öğrencilerine karşı hâlâ tehdit ve ölüm soluyordu. Başkâhine gitti, Şam’daki havralara verilmek üzere mektuplar yazmasını istedi. Orada İsa’nın yolunda yürüyen kadın erkek, kimi bulsa tutuklayıp Yeruşalim’e getirmek niyetindeydi.
    Yol alıp Şam’a yaklaştığı sırada, birdenbire gökten gelen bir ışık çevresini aydınlattı.
    Yere yıkılan Saul, bir sesin kendisine, “Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?” dediğini işitti.
    Saul, “Ey Efendim, sen kimsin?” dedi. “Ben senin zulmettiğin İsa’yım” diye yanıt geldi.
    “Haydi kalk ve kente gir, ne yapman gerektiği sana bildirilecek.”

    İkna edici başka bir delil, mezarın boş olmasıdır.
    Mesih dirilmemişse, cesedi nerede?
    Öğrencileri hem de başka kişiler, İsa’nın defnedildiği mezarı gördüler.
    Döndüklerinde cesedi orada yoktu.
    Mat.28: 5-8 Melek kadınlara şöyle seslendi: “Korkmayın! Çarmıha gerilen İsa’yı aradığınızı biliyorum.
    O burada yok; söylemiş olduğu gibi dirildi. Gelin, O’nun yattığı yeri görün.
    Çabuk gidin, öğrencilerine şöyle deyin: ‘İsa ölümden dirildi. Sizden önce Celile’ye gidiyor, kendisini orada göreceksiniz.’ İşte ben size söylemiş bulunuyorum.”

    Melekler, kendisinin önceden vaat ettiği gibi, dirildiğini ilan etti.

    Dirilişinin başka bir delili, birçok kişiye görünmesiydi.
    Mat.28: 5Melek kadınlara şöyle seslendi: “Korkmayın! Çarmıha gerilen İsa’yı aradığınızı biliyorum.
    Mat.28: 9 İsa ansızın karşılarına çıktı, “Selam!” dedi. Yaklaşıp İsa’nın ayaklarına sarılarak O’na tapındılar.
    Mat.28: 16-17 On bir öğrenci Celile’ye, İsa’nın kendilerine bildirdiği dağa gittiler.
    İsa’yı gördükleri zaman O’na tapındılar. Ama bazıları kuşku içindeydi.
    Mar.16: 9 İsa, haftanın ilk günü sabah erkenden dirildiği zaman önce Mecdelli Meryem’e göründü. Ondan yedi cin kovmuştu.
    Luk.24: 15-16 Bunları konuşup tartışırlarken İsa yanlarına geldi ve onlarla birlikte yürümeye başladı.
    Ama onların gözleri O’nu tanıma gücünden yoksun bırakılmıştı.
    Luk.24: 30-31 Onlarla sofrada otururken İsa ekmek aldı, şükretti ve ekmeği bölüp onlara verdi.
    O zaman onların gözleri açıldı ve kendisini tanıdılar. İsa ise gözlerinin önünden kayboldu.
    Luk.24: 34-35 Bunlar, “Rab gerçekten dirildi, Simun’a görünmüş!” diyorlardı.
    Kendileri de yolda olup bitenleri ve ekmeği böldüğü zaman İsa’yı nasıl tanıdıklarını anlattılar.
    Yu.20: 14 Bunları söyledikten sonra arkasına döndü, İsa’nın orada, ayakta durduğunu gördü. Ama O’nun İsa olduğunu anlamadı.
    Yu.20: 16 İsa ona, “Meryem!” dedi.
    O da döndü, İsa’ya İbranice, “Rabbuni!” dedi. Rabbuni, öğretmenim demektir.
    Yu.20: 19 Haftanın o ilk günü akşam olunca, öğrencilerin Yahudi yetkililerden korkusu nedeniyle bulundukları yerin kapıları kapalıyken İsa geldi, ortalarında durup, “Size esenlik olsun!” dedi.
    Yu.20: 24 Onikiler’den biri, “İkiz” diye anılan Tomas, İsa geldiğinde onlarla birlikte değildi.
    Yu.20: 26-29 Sekiz gün sonra İsa’nın öğrencileri yine evdeydiler. Tomas da onlarla birlikteydi. Kapılar kapalıyken İsa gelip ortalarında durdu, “Size esenlik olsun!” dedi.
    Sonra Tomas’a, “Parmağını uzat” dedi, “Ellerime bak, elini uzat, böğrüme
    koy. İmansız olma, imanlı ol!”
    Tomas O’na, “Rabbim ve Tanrım!” diye yanıtladı.
    İsa, “Beni gördüğün için mi iman ettin?” dedi. “Görmeden iman edenlere ne mutlu!”
    Yu.21: 1 Bundan sonra İsa Taberiye Gölü’nün kenarında öğrencilerine yine
    göründü.
    Yu.21: 4 Sabah olurken İsa kıyıda duruyordu. Ne var ki öğrenciler, O’nun İsa
    olduğunu anlamadılar.
    Yu.21: 7 İsa’nın sevdiği öğrenci, Petrus’a, “Bu Rab’dir!” dedi.
    Simun Petrus O’nun Rab olduğunu işitince üzerinden çıkarmış olduğu üstlüğü
    giyip göle atladı.
    Yu.21: 14 İşte bu, İsa’nın ölümden dirildikten sonra öğrencilere üçüncü
    görünüşüydü.
    Elç.1: 8 “Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim’de, bütün Yahudiye ve Samiriye’de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız.”
    1.Ko.15: 5-8 Kefas’a, sonra Onikiler’e göründü.
    Daha sonra da beş yüzden çok kardeşe aynı anda göründü. Bunların çoğu hâlâ yaşıyor, bazılarıysa öldüler.
    Bundan sonra Yakup’a, sonra bütün elçilere, son olarak zamansız doğmuş bir çocuğa benzeyen bana da göründü.

    Diriliş hakkındaki anahtar ayetleri 1.Korintliler mektubunun onbeşinci bölümünde bulunuyor. Diriliş şu sebepler yüzünden önemlidir:

    (1) Mesih ölülerden dirilmemişse, ona iman edenler de dirilmeyecek.
    1.Ko.15: 12-15 Eğer Mesih’in ölümden dirildiği duyuruluyorsa, nasıl oluyor da aranızda bazıları ölüler dirilmez diyor?
    Ölüler dirilmezse, Mesih de dirilmemiştir.
    Mesih dirilmemişse, bildirimiz de imanınız da boştur.
    Bu durumda Tanrı’yla ilgili tanıklığımız da yalan demektir. Çünkü Tanrı’nın, Mesih’i dirilttiğine tanıklık ettik. Ama ölüler gerçekten dirilmezse, Tanrı Mesih’i de diriltmemiştir.

    (2) Mesih ölülerden dirilmemişse, günaha karşılık yaptığı kendini kurban etme eylemi eksik kalır.
    1.Ko.15: 16-19 Ölüler dirilmezse, Mesih de dirilmemiştir.
    Mesih dirilmemişse imanınız yararsızdır, siz de hâlâ günahlarınızın içindesiniz.
    Buna göre Mesih’e ait olarak ölmüş olanlar da mahvolmuşlardır.
    Eğer yalnız bu yaşam için Mesih’e umut bağlamışsak, herkesten çok acınacak durumdayız.

    İsa’nın dirilişi, onun ölümü Tanrı tarafından günahlarımızı affettiren kurban olarak kabul olduğunu kanıtladı.
    Sadece ölüp mezarda kalmış olsaydı, onun getirdiği kurbanının yetersiz olduğunu göstermiş olurdu.
    Sonuç olarak, ona iman edenler bile günahlarına af bulamazlardı, öldükten sonra da hep ölü kalacaklardı.
    Sonsuz yaşam diye bir şey olmayacaktı.
    Yu.3: 16 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.
    Mesih ölülerden dirilmiştir – bizim de dirilişimizin ilk örneği olmuştur.

    (3) Ona iman edenlerin hepsi, kendisinin dirildiği gibi, sonsuzca yaşamak üzere diriltirilecekler
    1.Ko.15: 20-23 Oysa Mesih, ölmüş olanların ilk örneği olarak ölümden dirilmiştir.
    Ölüm bir insan aracılığıyla geldiğine göre, ölümden diriliş de bir insan aracılığıyla gelir.
    Herkes nasıl Adem’de ölüyorsa, herkes Mesih’te yaşama kavuşacak.
    Her biri sırası gelince dirilecek: İlk örnek olarak Mesih, sonra Mesih’in gelişinde Mesih’e ait olanlar.

    1.Korintliler onbeşinci bölümünün devamı, İsa’nın dirilişi aynı zamanda günahı yendiği ve bize günahı yenme gücünü verdiği anlamına geldiğini gösteriyor.
    1.Ko.15: 24-34 Bundan sonra Mesih her yönetimi, her hükümranlığı, her gücü ortadan kaldırıp egemenliği Baba Tanrı’ya teslim ettiği zaman son gelmiş olacak.
    Çünkü Tanrı bütün düşmanlarını ayakları altına serinceye dek O’nun egemenlik sürmesi gerekir.
    Ortadan kaldırılacak son düşman ölümdür.
    Çünkü, «Tanrı her şeyi Mesih’in ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı.» «Her şey O’na bağımlı kılındı» sözünün, her şeyi Mesih’e bağımlı kılan Tanrı’yı içermediği açıktır.
    Her şey Oğul’a bağımlı kılınınca, Oğul da her şeyi kendisine bağımlı kılan Tanrı’ya bağımlı olacaktır. Öyle ki, Tanrı her şeyde her şey olsun.
    Diriliş yoksa, ölüler için vaftiz edilenler ne olacak? Ölüler gerçekten dirilmeyecekse, insanlar neden ölüler için vaftiz ediliyorlar?
    Biz de neden her saat kendimizi tehlikeye atıyoruz?
    Kardeşler, sizinle ilgili olarak Rabbimiz Mesih İsa’da sahip olduğum övüncün hakkı için her gün ölüyorum.
    Eğer insansal nedenlerle Efes’te canavarlarla dövüştümse, bunun bana yararı ne? Eğer ölüler dirilmeyecekse, «Yiyelim içelim, nasıl olsa yarın öleceğiz.»
    Aldanmayın, «Kötü arkadaşlıklar iyi huyu bozar.»
    Uslanıp kendinize gelin, artık günah işlemeyin. Bazılarınız Tanrı’yı hiç tanımıyor. Utanasınız diye söylüyorum bunları.

    (4) Aynı bölümde, alacağımız diriliş bedeninin görkemi tarif ediliyor.
    1.Ko.15: 35-49 Ama biri çıkıp, «Ölüler nasıl dirilecek? Nasıl bir bedenle gelecekler?» diye sorabilir.
    Ne akılsızca bir soru! Ektiğin tohum ölmedikçe yaşama kavuşmaz ki!
    Ekerken, oluşacak bitkinin kendisini değil, yalnızca tohumunu –buğday ya da başka bir bitkinin tohumunu ekersin.
    Tanrı tohuma dilediği bedeni -her birine kendine özgü bedeni- verir.
    Her canlının eti aynı değildir. İnsan eti başka, hayvan eti başka, kuş eti, balık eti başka başkadır.
    Göksel bedenler vardır, dünyasal bedenler vardır. Göksel olanların görkemi başka, dünyasal olanlarınki başkadır.
    Güneşin görkemi başka, ayın görkemi başka, yıldızların görkemi başkadır. Görkem bakımından yıldız yıldızdan farklıdır.
    Ölülerin dirilişi de böyledir. Beden çürümeye mahkûm olarak gömülür, çürümez olarak diriltilir.
    Düşkün olarak gömülür, görkemli olarak diriltilir. Zayıf olarak gömülür, güçlü olarak diriltilir.
    Doğal beden olarak gömülür, ruhsal beden olarak diriltilir. Doğal beden olduğu gibi, ruhsal beden de vardır.
    Nitekim şöyle yazılmıştır: «İlk insan Adem yaşayan can oldu.» Son Adem’se yaşam veren ruh oldu.
    Önce ruhsal olan değil, doğal olan geldi. Ruhsal olan sonra geldi.
    İlk insan yerden, yani topraktandır. İkinci insan*fx* göktendir.
    Topraktan olan insan nasılsa, topraktan olanlar da öyledir. Göksel insan nasılsa, göksel olanlar da öyledir.
    Bizler topraktan olana nasıl benzediysek, göksel olana da benzeyeceğiz.

    (5) İsa’nın dirilişi sayesinde, kendisine iman edenlerin hepsi en sonunda ölümü yeneceklerini bildiriyor.
    1.Ko.15: 50-58 Kardeşler, şunu demek istiyorum, et ve kan Tanrı’nın Egemenliği’ni miras alamaz. Çürüyen de çürümezliği miras alamaz.
    İşte size bir sır açıklıyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz; son borazan çalınınca hepimiz bir anda, göz açıp kapayana dek değiştirileceğiz. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek, ve biz de değiştirileceğiz.
    Çünkü bu çürüyen beden çürümezliği, bu ölümlü beden ölümsüzlüğü giyinmelidir.
    Çürüyen ve ölümlü beden çürümezliği ve ölümsüzlüğü giyinince, «Ölüm yok edildi, zafer kazanıldı!» diye yazılmış olan söz yerine gelecektir.
    «Ey ölüm, zaferin nerede? Ey ölüm, dikenin nerede?»
    Ölümün dikeni günahtır. Günah ise gücünü Kutsal Yasa’dan alır.
    Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bizi zafere ulaştıran Tanrı’ya şükürler olsun!
    Bu nedenle, sevgili kardeşlerim, Rab yolunda verdiğiniz emeğin boşa gitmeyeceğini bilerek dayanın, sarsılmayın, Rab’bin işinde her zaman gayretli olun.

    Mesih’in dirilişi ne kadar da görkemli bir hakikattır.

    jesus…isamesihyasiyor
    jesus…rabbe hamdolsun–amin

    #30408
    Anonim
    Pasif

    Rab yücelsin! Eline, yüreğine sağlık Halleluya kardeş. Mesih’in diriliş gerçeğiyle biz Tanrı halkının kazınımlarını 5 maddede ayetlerle ne güzel yazmışsın; tebrikler….

    Rab seni artan ölçüde bereketlemeye devam etsin!

    #30416
    Anonim
    Pasif

    Sevgili ankarali kardeşim,
    Öncelik le Forma katılımınızdan dolayı hoşgeldiniz der,
    Rab’bime teşekkür ederim.
    Teşvik edici yanıtınızdan dolayı ben size teşekkür ederim.

    Her nerede ve ne yapıyorsak, O’nun bizlere verdiği teşvikle, yönlendirmeyle, cesaretle yapmaktayız.
    Bilmekteyim ki ben O’nsuz bir hiçim.
    Eger birbirimizi Rab’de, O’nun diri sözleriyle bereketleyebiliyorsak ne mutlu bizlere.
    O’nu hoşnut edebiliyorsak ne mutlu bizlere.
    O’nun yaşamlarımızdaki planlarını uygulayabiliyorsak eger, ne mutlu bizlere,
    O’na teslim olabiliyorsak, benliklerimizi kırabiliyorsak, dünyasallıktan kopmuşsak,
    O’nun egemenliğinde ve boyunduruğundaysak,
    Sadece ve sadece O’na bakabiliyorsak,
    Her anımızda O’nunla yaşayabiliyorsak ne mutlu.

    Paylaşımlarınızı sabırsızlıkla beklemekteyiz.
    Bereketleyiniz ki, bereketlenesiniz.
    Sevgide kalınız degerli kardeşim.
    RAB SEVGİDİR.
    AMİN

    #30426
    Anonim
    Pasif

    diriliş gerçeği konu ismi olduğu için bir soru sormak istiyorum sizlere değerli arkadaşlar.isa mesihin diriliş öyküsü incil bölümlerde neden farklı farklı anlatılıyor?bunun özel bir nedeni varmı örneğin birisinde kadınlara melek göründü der bir başkası deprem oldu der. gibi bu farklılıkların bir izahı varmı?

    #30440
    Anonim
    Pasif

    izmirligizem;8973 wrote:
    diriliş gerçeği konu ismi olduğu için bir soru sormak istiyorum sizlere değerli arkadaşlar.isa mesihin diriliş öyküsü incil bölümlerde neden farklı farklı anlatılıyor?bunun özel bir nedeni varmı örneğin birisinde kadınlara melek göründü der bir başkası deprem oldu der. gibi bu farklılıkların bir izahı varmı?[/quote]

    Mat.28: 1 Sabat Günü’nü* izleyen haftanin ilk günü*, tan yeri agarirken, Mecdelli Meryem ile öbür Meryem mezari* görmeye gittiler.
    Mat.28: 2 Ansizin büyük bir deprem oldu. Rab’bin bir melegi gökten indi ve mezara gidip tasi bir yana yuvarlayarak üzerine oturdu.
    Mat.28: 3 Görünüsü simsek gibi, giysileri ise kar gibi bembeyazdi.
    Mat.28: 4 Nöbetçiler korkudan titremeye basladilar, sonra ölü gibi yere yikildilar.
    Mat.28: 5 Melek kadinlara söyle seslendi: “Korkmayin! Çarmiha gerilen Isa’yi aradiginizi biliyorum.
    Mat.28: 6 O burada yok; söylemis oldugu gibi dirildi. Gelin, O’nun yattigi yeri görün.
    Mat.28: 7 Çabuk gidin, ögrencilerine söyle deyin: ‘Isa ölümden dirildi. Sizden önce Celile’ye gidiyor, kendisini orada göreceksiniz.’ Iste ben size söylemis bulunuyorum.”
    Mat.28: 8 Kadinlar korku ve büyük sevinç içinde hemen mezardan uzaklastilar; kosarak Isa’nin ögrencilerine haber vermeye gittiler.
    Mat.28: 9 Isa ansizin karsilarina çikti, “Selam!” dedi. Yaklasip Isa’nin ayaklarina sarilarak O’na tapindilar.
    Mat.28: 10 O zaman Isa, “Korkmayin!” dedi. “Gidip kardeslerime haber verin, Celile’ye gitsinler, beni orada görecekler.”




    Luk.24: 1 Kadinlar haftanin ilk günü*, sabah çok erkenden, hazirlamis olduklari baharati alip mezara gittiler.
    Luk.24: 2 Tasi mezarin girisinden yuvarlanmis buldular.
    Luk.24: 3 Ama içeri girince Rab Isa’nin cesedini bulamadilar.
    Luk.24: 4 Onlar bu durum karsisinda sasirip kalmisken, simsek gibi parildayan giysilere bürünmüs iki kisi yanlarinda belirdi.
    Luk.24: 5 Korkuya kapilan kadinlar baslarini yere egdiler. Adamlar ise onlara, “Diri olani neden ölüler arasinda ariyorsunuz?” dediler.
    Luk.24: 6 “O burada yok, dirildi. Daha Celile’deyken size söyledigini animsayin.
    Luk.24: 7 Insanoglu’nun* günahli insanlarin eline verilmesi, çarmiha gerilmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektigini bildirmisti.”
    Luk.24: 8 O zaman Isa’nin sözlerini animsadilar.
    Luk.24: 9 Mezardan dönen kadinlar bütün bunlari Onbirler’e* ve ötekilerin hepsine bildirdiler.
    Luk.24: 10 Bunlari elçilere anlatanlar, Mecdelli Meryem, Yohanna, Yakup’un annesi Meryem ve bunlarla birlikte bulunan öbür kadinlardi.
    Luk.24: 11 Ne var ki, bu sözler elçilere saçma geldi ve kadinlara inanmadilar.
    Luk.24: 12 Yine de, Petrus kalkip mezara kostu. Egilip içeri baktiginda keten bezlerden baska bir sey görmedi. Olay karsisinda saskina dönmüs bir halde oradan uzaklasti.



    Yu.20: 1 Haftanin ilk günü* erkenden, ortalik daha karanlikken Mecdelli Meryem mezara gitti. Tasin mezarin girisinden kaldirilmis oldugunu gördü.
    Yu.20: 2 Kosarak Simun Petrus’a ve Isa’nin sevdigi öbür ögrenciye geldi. “Rab’bi mezardan almislar, nereye koyduklarini da bilmiyoruz” dedi.
    Yu.20: 3 Bunun üzerine Petrus’la öteki ögrenci disari çikip mezara yöneldiler.
    Yu.20: 4 Ikisi birlikte kosuyordu. Ama öteki ögrenci Petrus’tan daha hizli kosarak mezara önce vardi.
    Yu.20: 5 Egilip içeri bakti, keten bezleri orada serili gördü, ama içeri girmedi.
    Yu.20: 67 Ardindan Simun Petrus geldi ve mezara girdi. Orada serili duran bezleri ve Isa’nin basina sarilmis olan peskiri gördü. Peskir keten bezlerle birlikte degildi, ayri bir yerde dürülmüs duruyordu.
    Yu.20: 8 O zaman mezara ilk varan öteki ögrenci de içeri girdi. Olanlari gördü ve iman etti.
    Yu.20: 9 Isa’nin ölümden dirilmesi gerektigini belirten Kutsal Yazi’yi henüz anlamamislardi.

    Matta`ya gore,

    Kadinlar Haftanin ilk gunu mezara geliyorlar,
    Mezara gelenler Mecdelli meryem ve diger meryem,
    Deprem oluyor, Melek Mezarin onundeki Tasi kenara cekiyor ve uzerine oturuyor,
    Nobetciler korkudan titriyor ve olu gibi yrer yikliyorlar
    Melek Kadinlarla konusyor
    Ogrencilerine haber verin diyor
    Yolda isa kendilerine gorunuyor.
    (Matta diger ogrnecilerin mezara gittikleri ayrintisini vermiyor, ama diger incil bolumleri bu ayrintiyi veriyor)

    Luka`ya gore

    Kadinlar haftanin ilk gunu mezara gidiyorlar
    Tas kenara yuvarlanmis duruyor (matta`da Melek`in kenara yuvarladigi ayrintisini veriyor)
    Iki kisi (Mattadaki Melek ayrintisini aciyor, Depremi yazmiyor ama meleklerin iki tane oldugunu anlatiyor)
    Hemen ogrencilere soylemek icin yola cikip gorduklerini anlatiyorlar
    (Luka Depremden bahsetmiyor, eger Matta bu ayrintiyi bize vermese bilemeyecegiz Depremi)

    Yuhanna`ya gore
    Kadinlar Haftanin ilk gunu mezara gidiyorlar
    Mezari kapatan tasin olmadigini goruyorlar (Matta bu olayin nasil oldugunu ayrintiyla veriyor)
    Hemen ogrencilerine (petrus`a ve digerlerine gidip haber veriyorlar)
    Petrus ve diger ogrenciler kosup mezara geliyorlar

    Yani burada FARKLILIK degil, ayrintilar verilmektedir, Tanri insanlarin bilgisiz kalmasini istemedigi icin Vahiy araciligi ile yazdirdigi havarilerin yureklerine daha fazla ayrintilari bize bildirmek icin bunlar yazilmistir, burada acaba incilde celiskimi varmi demek yerine aslinda sevinc duymak zorundayiz, cunku bu incil yazarlari birbirlerini gormeden, farkli diyarlarda, farkli kulturlerde Kutsal Ruh`un esiniyle ayni seyleri yazmislardir, buda bize gosteriyorki inandigimiz Kutsal Kitap o kadar gercekciki az once dedigim gibi birbirinden cok farkli zaman ve diyarlarda ayni seyleri yazmislardir,

    Bir gazette dusunun ve soyle diyor,

    Ali bey ve mudurleri Rusya`ya gittiler,
    Diger bir gazette soyle diyor, Ali bey ve mudurleri Rusya`ya is baglantisi yapmaya gittiler.
    Diger bir gazette ise soyle diyor, Ali bey is baglantisi yapmak icin Rusya`ya gitti donustede Azerbaycan`a ugrayacak,

    Bu gazatelerde sizce bir hata veya yanlis varmidir?
    #30447
    Anonim
    Pasif
    Dirilişi önemlidir çünkü Baba Tanrı(Yahve)’nın amacı diriliş ile gerçekleştiğini ve Kutsal adaletinin sağlandığını gösterir.
    Neydi bu amaç? Niye Tanrı bunu amaç edindi?

    Tanrı, Ademi yarattığına O’na özgür irade vermişti. Adem, cennette sonsuzlara dek yaşayacaktı. Tek bir şartla “İtaat”. Adem iyiyi ve kötüyü ayırt etme yetisine sahip olduğundan her zaman ve her şartta doğruyu kendi özgür iradesiyle seçebilecekken yüreğinde günahı arzuladı. Bu nedenle günaha yenik düştü ve günahın bedelini Tanrısal adaletle aldı. Çünkü Tanrı Kutsaldı. Günahtan nefret eden Tanrı günahı ebediyen ortadan kaldıracak bir plan yaptıSeninle kadını, onun soyuyla senin soyunu Birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın.”(Yaratılış 3:15).
    Baba Tanrı’nın günaha olan öfkesini dindirmek, Tanrısal adaleti sağlamak ve sevdiği insanları içinde bulundukları bu kötü durumdan kurtulmaları için Oğul Tanrı (Yeşua Mesih) günahın bedelini ödemeye gönüllü oldu. Çünkü kurtuluşu sadece ve sadece Kutsal Olan Tanrı yapabilirdi. Mesih, yeryüzünde %100 Tanrı ve %100 insan olarak indi “Ölüm bir insan aracılığıyla geldiğine göre, ölümden diriliş de bir insan aracılığıyla gelir.”( (1.Ko.15:21).
    Çarmıhta günahın bedelini ödedi. “… Kutsal Yazılar uyarınca Mesih günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi (1.Ko.15:3-4).
    Kazandığı bu zafer nedeniyle de Yahve, Oğlunu ziyadesiyle yüceltti. Bunun için de Tanrı O’nu pek çok yükseltti ve O’na her adın üstünde olan adı bağışladı.”(Fil. 2:9),
    “İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi.” (Matta 28:18).
    Böylece Tanrısal adalet yerine gelmiş oldu. Yeşua Mesih’in dirilişi aklanmayı, yenilenmeyi ve nihayi dirilişi simgeler Baba’nın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla O’nunla birlikte ölüme gömüldük.”(Rom.6:4),
    “Bana verdiğin yüceliği onlara verdim” (Yu.17:22),
    Eğer O’nunkine benzer bir ölümde O’nunla birleşmişsek, O’nunkine benzer bir dirilişte de O’nunla birleşeceğiz. Çünkü Mesih’in ölümden dirilmiş olup artık ölmeyeceğini, ölümün artık O’nun üzerinde egemenlik sürmeyeceğini biliriz.”(Rom. 6:4-5,9),
    “Rab’bi dirilten Tanrı, kendi kudretiyle bizi de diriltecek.”(1Kor. 6:14),

    Ayrıca Mesih’in dirilip, göğe çıkması yeni bir çağın başladığını; Tanrı’nın Krallığının ilan etme ve büyüme çağını işaret ediyor.

6 yazı görüntüleniyor - 1 ile 6 arası (toplam 6)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.