Re: Rab’bin yaşamlarimizdaki mucizeleri

#31179
Anonim
Pasif

Kilisedeki birlikteliğim devam ediyordu.
Mutluydum orada olmaktan.
Okuduklarımla anlatılanlar örtüşüyordu.
Pastörün ağzından çıkan her cümleyi dikkatle izliyor ve algılamaya çalışıyordum

Birgün vaaz esnasında onu dinlerken,
Gözleriyle gözgöze geldim.
‘’Sen bir günahkarsın’’ dedi.
Sözü banaydı sanki.
Şok olmuştum
Alınganlık yaptım sanki,
Kendimi sorguladım hemen.
Sen bir günahkarmısın sorusunu kendime defalarca sordum.
Vaazı dinleyemez olmuştum.
Günaha takılıp kalmıştım sanki.
”Yoooo, ben bir günahkar degilim,” yanıtını buldum.
Evet günahkar degildim.
Evinden işine gidip gelen,
Kumarı içkisi olmayan,
Gece yaşamı bulunmayan,
Ailesini ve çocuklarını çok seven,
Çevresinde sevilen,
Karıncayı bile incitmeyen biri olarak tanımlıyordum kendimi.
Günahkar olamazdım. Hayır.
Pastöre sormalıydım. Neden bu davranışı sergilediğini.
Sordum da !
Yanıtı ise net ti.
!!Evet, sen bir günahkarsın’’ dedi.
Beni tanımıyor ve dünyamın içerisine girmemiş biri bana bunu söylüyordu.
Başladı anlatmaya:
‘’Bakışlarımızla, gururumuzla, kıskançlıklarımızla, arzularımızla, sözlerimizle, düşüncelerimizle, sevgisizliğimizle, inançsızlığımızla, güvensizliğimizle, yalanlarımızla, kibirlerimizle, gösterişlerimizle, üstünlüğümüzle, küçümsemelerimizle… daha sayayım mı?’’ dedi
Sanki birçoğu bende vardı.
Günah eger bu ise…. hımmm !!! Evet ben bir GÜNAHKARDIM.

Evvelce dim dik yürüyen ben,
Boynu bükük bir halde eve dönüyordum.
Günahkardım.
ne üzücüüü

Koltukta uzanmış Kutsal Kitab’ı okuyordum.
Ağlıyordum bir taraftan da
Eşim ve çocuklarım farkındalardı.
”Bana bişey sormayın” dediğimi hatırlıyor gibiyim.
Kendimle yüzleşiyordum o an.
Şu günah engelinden kurtulmam gerekliydi.
Kendimle bütünleştiremiyordum günahı.
İsa benim günahlarım için çarmıhta ölmüştü,
O bir kurbandı, günahsız bir kurban.
Günahsız olması nedeniylede bu kurbanı Tanrı kabul etmiş ve günahın bedeli ödenmişti.
İsa yüreğimin kapısında durmuş ve benim O’nu içeri davet etmemi bekliyor du.
Duyuyordum bu cümleleri sürekli ama, ne yapmalıydım?
Ne kaybederim çağırsam, düşüncesi oluştu bende.
‘’Eger, gerçektende okuduklarım ve anlatılanlar doğru ise, de buyur da gel, işte açtım kapıyı, kendini bana kanıtla, varlığını ispatla’’ gibi cümleler sarfetmiştim.
Dua nedir bilmiyordum halaa.
Ama yaşamdan farklı tadlar alıyor ve farklı bir mutluluk yaşıyordum.
‘’Ey bütün yorgunlar bana gelin, ben size huzur veririm’’ diyordu.
‘’İş istesem acaba bulabilirmiyim ki?’’ diye düşünmeye başladım.
İstedim elbet.
O hafta içinde yurtdışında bir teklif aldım ve olumlu yanıt verdim.
Görüşmelerimiz başlamıştı.
Her şey olumluydu.
Sırtımdaki yük alınmış, esenlikte ve mutluydum. Uçuyordum adeta.
Bir Pazar, pastöre… ”biliyormusun ben sanki iman ettim” dedim çekinerek.
”İncilde yazılanları yürekten ve inanarak okudum” dedim.
”Duam gerçekleşti, huzurluyum, mutluyum” dedim.
‘’İsa’yı Rab’bim ve Kurtarıcım olarak benimsiyorum’’
O ise bana ’’O’nu görmeden iman edenlere ne mutlu‘’ dedi ve sarıldı.
Kilisede İmanımı kardeşlerle paylaştım.
İki haftaya kadar da yurtdışına gideceğimi söyledim.
Henüz dört ay olmuştu kiliseye gideli.
Orada yıllarca ara sırada olsa gelen insanlarda vardı.
Enteresan ama iman etmiyor ve sorgulayıp duruyorlardı.
Kendimle kıyasladım …
Ben ki ne aradım, nede sorguladım.
Herşey bir anda oluvermişti sanki yaşamımda.
Bişeyde yapmamıştım aslında
Sadece yüregimin kapısını açmıştım.
O’nu davet etmiştim…

GERÇEK HUZURU BULMUŞTUM.
GERÇEK MUTLULUGU YAKALAMIŞTIM.
O’NUN LÜTFU İLE KURTULMUŞTUM.
SEÇİLMİŞLERDENDİM.
SIRTIMDAKİ YÜK ALINMIŞTI.
GÜNAHKAR DEĞİLDİM ARTIK.

Ne kadar günahkar olduğunuzu bilmektemisiniz?
O’ndan alacağınız tadın, benzersiz olduğunun farkındamısınız?
Sizce siz huzurlumusunuz, mutlumusunuz?,
Yalnız, çaresiz ve kaygılımısınız?
Yapmnız gereken O’na güvenmek, inanmak.
Çağırın O’nu yüreklerinize.

Sizin yaşamlarınızda ne tür mucizeler olmakta?
Bizlerle paylaşınız.

( devam edecek)