Re: Pavlus’un Teolojisinin Özü

#31023
Anonim
Pasif


2.Elçisel Hizmeti: Pavlus’un ilahiyatının özünü anlayabilmek için kültürel ortamına baktığımız gibi aynı zamanda elçisel hizmetine de ayrıntılı bir biçimde bakmamız gerekmektedir. Bu hizmetine bakarken de yine incelememizi üç ana başlık altında yapmamız gerekecek; a. Apostolik Ofis (elçilik görevi) b.Misyon hizmeti (sözü yayma görevi) c.Yazıları.

a.Apostolik Ofis (Elçilik Görevi): Pavlus sürekli olarak kendisinin elçi olduğunu ifade etmekte ve bu konuda da oldukça etkin bir biçimde ısrar etmektedir. Bir kişinin Havari düzeyinde (Apostol) olması ne şekilde söz konusudur? Böyle bir olayın gerçekten olabilmesi için bir takım şartlara sahip olunması gerekmektedir. Şimdi bu şartları birlikte değerlendirelim:

Elçilerin İşleri 1:21-22 Yahuda’nın yerine bir Havari (elçi-apostol) seçme durumunda kaldıklarında bu seçilecek kişinin kim olacağı ve hangi özelliklere sahip olacağı konusunda diğer elçilerin konuşmalarına tanık oluyoruz ve

Buna göre, Yahya’nın vaftiz döneminden başlayarak Rab İsa’nın aramızdan yukarı alındığı güne değin bizimle birlikte geçirdiği bütün süre boyunca yanımızda bulunan adamlardan birinin, İsa’nın dirilişine tanıklık etmek üzere bize katılması gerekir şeklinde bir ifadeye rastlıyoruz. Yani bu sözlerde bir kişinin yetkin bir biçimde Mesih’in havarisi olması için her şeyden önce Mesih İsa’nın yaşamına tanık olması gerekmektedir. O’nunla yüz yüze vakit geçirmesi gerekmektedir. Bu apostolik görev için birincil bir niteliktir.

İkinci nitelik ise yine aynı ayetlerde görüldüğü gibi Mesih İsa’nın dirilişine tanık olması gerekmektedir.

Üçüncü nitelik ise Mesih İsa’nın kişiyi böyle bir görev için atamış olmasıdır (Elçilerin İşleri 1:23-26).

Elçi Pavlus’un Mesih İsa’nın kendisini ona takdimi sonucu üç yıl boyunca Arabistana gittiğini okuyoruz. Bu dönem zarfında da özellikle elçiler gibi üç yıl boyunca adeta Mesih’le bir vahiy dönemi, bir halleşme bir kaynaşma dönemi geçirdiğini görüyoruz. Bunu Galatyalılar 1:11-18 arasında kendi sözlerinde görüyoruz.
Kardeşlerim, yaydığım Müjde’nin insandan kaynaklanmadığını bilmenizi istiyorum. Çünkü ben onu insandan almadım, kimseden de öğrenmedim. Bunu bana İsa Mesih vahiy yoluyla açıkladı (Galatyalılar 1:11-12)Bu ifadelerden havari olmanın niteliklerinden ilkini görmüş oluyoruz. Yani İsa Mesih’ten doğrudan vahiy alma, O’nun ile yüz yüze görüşebilme.

Elçilerin İşleri 9:1-6’ya baktığımızda da Pavlus’un dirilmiş olan Mesih İsa ile karşılaştığını görüyoruz. Yani elçi olmak için gerekli olan ikinci önemli özelliğinde Pavlus’ta olduğunu dirilmiş Mesih İsa’yı yüz yüze gördüğünü görüyoruz.

Rab ona, “Git!” dedi. “Bu adam, benim adımı öteki uluslara, krallara ve İsrailoğulları’na duyurmak üzere seçilmiş bir aracımdır (Elçilerin İşleri 9:15) sözlerinde de Havari olmak için gerekli olan bir üçüncü özelliğinde Pavlus üzerinde olduğunu görüyoruz. Bu özellikle Mesih İsa tarafından atanmış olma özelliğidir. Tam tersine, Müjde’yi sünnetlilere bildirme işi nasıl Petrus’a verildiyse, sünnetsizlere bildirme işinin de bana verildiğini gördüler. Çünkü sünnetlilere elçilik etmesi için Petrus’ta etkin olan Tanrı, öteki uluslara elçilik etmem için bende de etkin oldu (Galatyalılar 2:7-8).

Bütün bu sözlerde yani hem Hekim Luka’nın hem de Pavlus’un kendi sözlerine baktığımızda Pavlus üzerinde bir havari olduğunu gösteren üç önemli unsurunda mevcut olduğunu görebiliriz. Bunlardan bir tanesi Pavlus’un gerçekten Mesih İsa ile yüz yüze görüşmüş olması, bir diğeri dirilmiş olan Mesih İsa’yı yine yüz yüze görmüş olması, yani dirilmişliğine tanık olması ve bir diğeri de Mesih İsa tarafından atanmış olmasıdır. Bütün bunların dışında yalnız Hekim Luka değil aynı zamanda Havari Petrus’un da Pavlus’un elçiliğini kabul ettiğini kendi yazdığı mektubundan öğrenebiliriz;

Sevgili kardeşimiz Pavlus’un da kendisine verilen bilgelikle size yazdığı gibi, Rabbimiz’in sabrını kurtuluş fırsatı sayın. Pavlus bütün mektuplarında bu konulardan böyle söz eder. Mektuplarında güç anlaşılan bazı yerler var ki, bilgisiz ve kararsız kişiler, öbür Kutsal Yazılar’ı olduğu gibi bunları da çarpıtarak kendi yıkımlarına hazırlıyorlar(2.Petrus 3:15-16).

Petrus’un da sözlerinden anlaşıldığı gibi Pavlus’un elçiliğinin güvenilirliği kesindir. Bu nedenle hatta yanlış öğretiler veren ve gerçeği saptıran bir çok sahte öğretmenler Pavlus’un oldukça etkin ve zorlu yazılarından yanlış yorumlara çıkıp bunları Mesih İsa’nın kurtuluş müjdesine karşı kullanmaya çalışmaktadırlar. Yani onlarda Pavlus’un güçlü, etkin ve havariliğinin keskinliğinden gelen öğretilerini ortadan kaldırmaya gayret göstermektedirler.
Bütün bu tanıklıkların ışığında artık Pavlus’un atanmış bir elçi olduğu Mesih İsa’nın en son elçisi olduğu göz önündedir. Pavlus’un zaten öğretilerinin etkinliği bu hizmet için seçilmişliğinin güzel bir göstergesidir.