Re: Malatya Katliamı Perde Arkası

#28600
Anonim
Pasif

Zirve’de skandallar zirve yaptı

Zirve Kitabevi katliamı soruşturmasında ihmaller birer birer gün ışığına çıkıyor. Devam eden ihmallerin ilk halkasını üzerine kayıtlı telefon bulunmadığı iddia edilen sanık Cuma Özdemir’in cebinden sim kart çıkması oluştururken, bir diğer halkayı da Emre Günaydm’ın kentte bazı askerlerle görüştüğü yönündeki ihbar mektubunun işleme konulmadığı gerçeği belirliyor. Yarın duruşması yapılacak davanın müdahil avukatları da İçişleri Bakanlığı ile davanın görüldüğü Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na duruşmaların kayıt altına alınması talebinde bulundu.

Zirve Kitabevi’nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak tutuklanan ve Malatya Cezaevi’nde bulunan sanık Cuma Özdemir’in elbisesinin cebinden sim kart çıktı. Oysa yapılan ilk soruşturmada Cuma Özdemir’in üzerine kayıtlı telefon bulunmadığı gerekçesiyle telefon dökümleri dahi istenmemişti.


GERİYE DÖNÜK DÖKÜM İSTENMİYOR

Tutuklanırken üzeri aranması gereken Cuma Özdemir’in üzerindeki sim karta geç de olsa el konulup telefon dökümü istendi. Ancak bu hata kapatılmaya çalışılırken bir ihmal de burada gerçekleşti. Daha önce üzerine kayıtlı cep telefonu bulunmadığı için diğer sanıkların telefon dökümleri istenirken ayrı tutulan Özdemir’in üzerinde çıkan o 544… numaralı sim kartın yalnızca cezaevine konulduktan sonraki dökümleri istendi. Telefonla cezaevinden kimseyle konuşup konuşmadığı belirlenmeye çalışılırken, başta olay günü olmak üzere geriye dönük olarak dökümlerin istenmemesi dikkat çekti. Dosyadaki bir başka ihmal olarak da telefon dökümlerinin 18 Nisan’daki ay tarihinden geriye dönük 6 ay olarak istenmesiydi. Böylece olay günü sanıkların yapmış oldukları görüşmelerin dökümleri dosyada yer almamıştı. Daha önce de savcılık, sanıklara ait üzerlerinde çıkan telefonların geriye dönük olarak 6 ay süreyle dökümlerini istemişti. Oysa 6 ay içinde, Emre Günaydm’ın 35, Salih Gürler’in 38, Hamit Çeken’in 17 ve Abuzer Yıldırım’ın 16 kez telefon değiştirdiği tespit edilmişti. Ancak bu telefonlarla hangi numaraların arandığı dahi araştırılmamıştı. Cuma Özdemir ise üzerine kayıtlı telefon bulunmadığından kapsam dışı kalmıştı. Ancak Cuma Özdemir’in aile bireylerine ait 3 ayrı telefonu kullandığı tespit edildi.


KİLİT İHBAR CİDDİYE ALINMAMIŞ

Bir diğer önemli ihmal de, katliamın bir numaralı sanığı olan Emre Günaydm’ın kentte bazı askerlerle görüştüğü yönündeki ihbar mektubunun askeri savcılığa dahi gönderilmeden işleme konulmaması. Malatya 2. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, davanın bir numaralı sanığı Emre Günaydm’ın hastanede kaldığı dönemde görevli üsteğmen hakkında yapılan ihbarı ciddiye almadı. Müdahil vekilleri, askeri mahkemenin bir suç ihbarına dilekçe muamelesi yaptığını, ihbarda adı geçen üsteğmen ile sanıkların telefon görüşmeleri yaptığı konusunun bile araştırılmadığını belirttiler.

Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘Emre Günaydm’ın, İl Jandarma Komutanı ve hastanede tedavi gördüğü sırada görevli üsteğmen ile telefonda görüştüğü’ şeklindeki ihbar mektubunu gereğinin yapılması için 20 Eylül 2007’de 2. Ordu Komutanlı-ğı’na gönderdi. Müdahil avukatların da talebiyle gönderilen ihbar mektubuna 3 ay sonra adli müşavirlikten yanıt geldi. Ancak dilekçeyi gönderen kişinin adı, soyadı ve adresinin belli olmaması nedeniyle mektubun işleme konulmadığı hatta askeri savcılığa dahi gönderilmediği ortaya çıktı. Mektubun askeri savcılığa gönderilmesi gerektiğini belirten müdahil avukatlar, sanık Emre Günaydın ile ihbarda adı geçen kişilerin telefon dökümlerinin istenmesi halinde ihbarın ciddi olup olmadığının ortaya çıkartılabileceğini kaydettiler.


DURUŞMALAR KAYDA ALINSIN

Bu arada Malatya katliamı davasının müdahil avukatları, İçişleri Bakanlığı ile Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na duruşmaların kayıt altına alınması talebinde bulundu. İçişleri Bakanlığı’nın davayı incelemek için müfettiş gönderdiğini basından öğrendiklerini ve bu konuda kendilerinin bilgilendirilmesi gerektiğini belirten avukatlar, duruşmaya üç gün kala sundukları dilekçede bundan sonraki celselerin sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınmasını istediler. Dilekçede duruşmaların kayıt altına alınmak istenilmesi, sanık ve tanık ifadelerinin tutanağa geçirilmesi sırasında tartışma yaşanmaması, sorgunun bölünmemesi, savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin iddiaların karşılıksız kalması ve adil yargılanma hakkı olarak açıklandı.


İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN BİLGİ İSTENDİ

Duruşmalarda tutanağa geçirilmek üzere alınan ses ve görüntü kayıtlarının, daha sonra kaset veya CD’lerin dosyada korunmasını isteyen müdahil avukatları, adli emanete alınmış olan eşyalar ile elektronik ortamda kayıtlı bulunan delillerin birer kopyasının taraflarına verilmesini de istediler. Halen dosyada bazı delillere ulaşamadıklarını ifade eden müdahil avukatları, adli emanette kayıtlı delilleri inceleyemediklerini de dilekçelerinde bildirdiler.

SEMİN SEZERER – ALI CEMAL KARABUDAK

12.01.2008

BİRGÜN