Daima olan şey:"Nur, karanlıkta parlar"

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26130
    Anonim
    Pasif

    Bundan önceki paylaşımımda, onunla düşünelim ve onunla düşünürken aydınlanalım diye, içimize Mesih Ruhu’nun doğdurduğu düşüncenin bizde Allah’a itaat mucizesini yarattığını mütalaa etmiştik.Böylece, Allah’ı bilmemizi engelleyen anti-mesih düşünceler sisteminin bizde yıkılışını, zihnimizi ele geçiren Mesih fikri ile düşünürken Allah’ımızı bilme yolunda özgürce ilerleyişimizi etraflıca paylaşmıştık. Ve yine, İNCİL sözünü paylaşarak, bize halim ve alçak gönüllü kişiliği; fakat anti-mesih düşüncelere üstünlüğü ile gelen Mesih Ruhu düşüncesinin insanı değiştirici gücünü, vaftizci Yahya’nın şu tanıklığı ile bağdaştırarak, üzerimizde icra ettiği işin büyüklüğünü ve önemini geliniz beraberce mütalaa edelim: ,

    “İnsan, kendine gökten verilmedikçe, hiç bir şey alamaz” (Yuhanna 3:27).

    Pavlus’u Kurtarıcı Rab İsa Mesih’in elçisi yapan İNCİL, Kutsal Ruh esinleri ve öğretişleridir. Pavlus, GÖKSEL MÜJDE olan İNCİL’i nereden ve nasıl aldığını şöyle itiraf etmiştir:

    “Çünkü, ey kardeşler, size bildiriyorum ki, benim tarafımdan vaaz olunan İNCİL insana göre değildir. Çünkü ben onu insandan almadım, ve öğretilmedim; fakat İsa Mesih’in vahyile aldım” (Galatya 1:11,12).

    Şimdi de, İNCİL böyledir! Kutsal Ruh esinleri ile okuduğumuz İNCİL, onaylanmaktadır. Kutsal Ruh’un İNCİL’de yazılı bir sözü hatırımıza getirmesi ve sözü anlamamızı sağlayışı, vatizci Yahya’nın tarifi ile, İNCİL’in bize de, gökten verildiğine işaret ediyor! Okuduğumuz İNCİL’i bize kurtarış haberi yapan, onu içimizde böyle onaylayan ve bize emin kılan, Kutsal Ruh’tur! Anti-mesih düşüncelerle düşünenlerde, İNCİL’in Allah tarafından onaylandığı görüşü yoktur. Anti-mesih düşünceler diye tanımladığım düşüncelere İNCİL’de “merdut fikirler” şeklinde bir tanımlama yapılıyor. Dünyamızda çoğalan bilgi kirliliğine karşı doğru bilgi, ancak Allah’tan geldiği halde, kendi bilgileri üzerine Allah’tan bilgi dilemeyenler, bilakis kendi bilgilerini kendilerine aziz sayanlar, Allah tarafından merdut fikirlere terslim olunuyorlar! Bu vahim duruma düşenlere ilişkin İNCİL’de şu haber yazılıdır:

    “Ve bilgilerinde Allah’ın olmasını münasip görmediklerinden; Allah onları uygun olmayan şeyler yapmak üzere merdut fikre teslim etti;” (Rom.1:28).

    Bügün sizlerle paylaşmak istediğim esasa girmek istiyorum:Bundan önceki paylaşımımda, Mesih Ruhu da, denen Kutsal Ruh tarafından, kötü fikirler üzerine doğan Ruh esini düşüncelerin, kendi kudret ve irade yetileri ile kötü fikirleri merdut duruma düşürdüklerine değinmiştim. Karanlık üzerine ışık doğmasına benzer o muhteşem yargı ile kötülüğün iyi tarafından yargılanışı ve iyiliğe yenilgisi için Mesih Ruhu düşüncesinin fesat düşüncelerinin egemen olduğu alanlarda doğuşuna, “işte, ben fesat içinde doğdum” dercesine cereyan edişlerine tanık oluyoruz. Elçi Yuhanna’nın birinci mektubunun birinci bölümünde alışık olmadığım, fakat o müşareketi aramağa beni teşvik eden bir açıklama buldum. O toplantıda hem Baba ve hem Oğul İsa Mesih de, bulunmuş! O toplantıda İsa Mesih’e dokunmuşlar, onu seyretmişler, sözlerini dinlemişler! Daha da, dikkatimi ve ilgimi çeken haber, bizim de, toplanmalarımızda hem Baba’mızın ve hem Rab’bimiz İsa Mesih’in gelmesini çağırmalıyız! Çünkü Baba, yaklaşılmaz nur olduğu halde, Oğlu’nun da, orada bulunması ile yaklaşabiliyoruz! Baba’nın Oğlu vasıtası ile bize bu sağlayışı ve bağışladığı ayrıcalığında iki şey birlikte cereyan ediyor: Günahlarımızdan dolayı yaklaşamadığımız nura, orada bizim için duran İsa Mesih’e yüreğimizi açıp günahlarımızı itiraf edince, onun kanı ile yıkanma inayetine kavuşuyoruz; böylece Baba ile ve Oğlu İsa Mesih ile o ışıkta müşareketimiz oluyor. Yuhanna’nın anlattıkları ne kadar dikkat ve ilgi çekici! Bu konuda Rab, bize bildirsin diye dua edelim kardeşler. Çünkü hiçbir öğretiş ve bildiri, Rab’bin bize bidireceği gibi aydınlatıcı ve ikna edici değildir. Zihnimizi ele geçirip bize egemen olan bir düşünce, bize parlak fikir gibi gelebilir ve kendini bize benimsetebilir. Eğer o parlak fikir, Rab’den değilse, Kutsal Ruh’tan orada fikir doğmalıdır. Rab’bin fikri ile düşünürken aydınlanır ve ayıkırız, bize parlak görünen fikir, merdut duruma düşer.Bu konuda da, Kutsal Ruh’un rehberliğine ihtiyacımız var. Yaklaşılmaz nurda duran Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in bize çağrısını analım:

    ‘Ey bütün yorgunlar ve yükleri ağır olanlar, bana gelin, ve size ben rahat veririm. Boyunduruğumu takının, ve benden öğrenin; zira ben halim ve alçak gönüllüyüm; ve canlarınıza rahat bulursunuz. Çünkü boyunduruğum kolay, ve yüküm hafiftir’ (Matta 11:28-30).

    Günahlarımızı O’nda net bir şekilde gördüğümüz ışığımızın çağrısıdır bu! Birbirimize hükmetmiyelim; ancak halim ve alçak gönüllü ışığımızın boyunduruğu altına girelim; O, bizi acımasızlıkla yargılayanların elinden de, kurtaracaktır. Bizi acımasızlıkla yargılayıp mahkum edenler, günahımızı bize göstermekte güçsüz oldukları gibi, umutlarımızı da, elimizden alıyorlar! Ama sevgili Rab’bımız ve Kurtarıcımız İsa Mesih’le müşareketimizde hem günahlarımızı suçlanmaksızın görüyoruz, hem O’ndan aldığımız umut tazeliği ile O’nun inayet tahtı önüne cesaretle yaklaşıp kurtuluş alıyoruz!(İbraniler 4:16).

    Kurtarıcımız Rab’bimiz İsa Mesih diridir ve iyidir! Ne mutludur O’nun boyunduruğu altına girenler! O’nun halim ve alçak gönüllü varlığından içimize doğan esintileri ile düşündüğüm saatlerde o günkü sertliğim, gerginliğim onun huzurunda üzerimden defolup gidiyor; bende geriye kalan, sevinç gözyaşları ile O’na hamdetmek! Pavlus gibi biz de, “Mesih’in fikri bizdedir” diyerek O’nun ışığını çevremize yansıtalım. İsa Mesih’in içimize yerleşik fikri ile düşündükçe ışığımız olacak (Matta 5:16).

    Amin.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.