Katoliklik Hakkında

  • Bu konu 10 izleyen ve 34 yanıt içeriyor.
5 yazı görüntüleniyor - 31 ile 35 arası (toplam 35)
  • Yazar
    Yazılar
  • #33048
    klaus
    Anahtar yönetici

    Sevgili kardeşler, beni anlamamakta direndiğinizi düşünüyorum ve üzülüyorum. Yazılarıma tekrar bakarsanız dediğim şuydu;

    Bizler meryem anaya dua etmeyebiliriz, ama onların ne öğrendiklerine yani nasıl bir eğitim aldıklarına bakmadan,ne hissettiklerini bilmeden..
    ” içine şeytan girmiş” diyerek kestirip atmalayalım. Bakın geçen sene fıkralar bölümünde katolikler ile ilgili fıkralar kondu ve protestan bazı kardeşler buna tepki verdi. Bu formu okuyan katolik arkadaşlar, protestan olacaksa da olmaktan vazgeçer denildi. Bu uyarıyı yapanlar için bakınız fıkralar bölümüne.

    İkincisi Tubacım, formda ” Roma katolikliği” adlı klasörü var. Neden konmuş ? Ya da hristiyan gruplar içinde neden ” Roma katoliği ” ve
    ” ortodoks ” grubu kurulmasına site yönetimi izin vermiş ? Demek ki Tubacım site yönetimi bu konuda hoşgörülü ve açık. Senin gibi bir hışım yazarak ve katolik arkadaşlara ” içine şeytan girmiş ” demek için bunlar forma konmamış değil mi ? bakın katolik ve ortodoks kardeşlerin sayfalarına, en son forma ne zaman gelmişler! Nerede Roberto ve diğerleri !

    Üçüncüsü sevgili Kores, sizin katolik mezhebinden geçiş yaptığınızı biliyorum. Bu tepkiniz normal. Ama bana Meryem Anayı anlatana kadar ( ki bunu ” yeni ahit kişilikleri ” bölümüne de yazabilirdiniz ) tubanın şu cümlelerine bir öğretiş vermenizi beklerdim.

    Sevgili Tuba demiş;

    ”Yargılamalar kişisel değildir. Kişilere yönelik hiç değildir. Biz Rab’be iman etmiş olanları yargılayabiliriz. ….ama iman etmemişleri yargılayamayız.” ! …benim yargılama yetkim var ve yargılarım..!

    Bu nedir Tanrı aşkına ? Konu artık ” ikaz ve eleştiri ” ile ”yargılama” arasındaki farkı bilmemeye , günah ve suç arasındaki farkı bilmemeye geldi. Bunu sevgili kores açıklamadıysa, kemal hocam açıklasın gibi bir cümle kullandım. Yani sevgili Kores, benim için endişelenip, meryem ana ile ilgili, eski bir katolik olarak bana vaaz vereceğinize; artık bir protestan olarak küçük kuzu Tuba için endişelenir ve bu düşünceleri konusunda vaaz veriridim! ama yapamadınız çok ilginç ! Sizden beklediğim bu vaaz hepimize bereket olurdu diye düşünmüştüm.Bunu yapan sadece sevgili Kefas kardeşti. Ona da teşekkür ederim.

    Ben ailemle yurt içinde veya dışında olsun, saygılı bir şekilde katolik
    kiliselerinde ayinlerine katılıyorum. Sürekli evin içinde onlara ” içine şeytan girmiş ” dememi beklemezsiniz sanırım. Acaba Tuba sürekli müslüman olan ailesine diyebilir miydi bunu ? bir denesin ve bize anlatsın. Bizler onlara müjdeyi veririz ve gerisini Rabbe bırakır ve dua ederiz. Benim gördüğüm şu ; motosikletiyle kiliseye gelen hippi bir genç meryem ana önünde eğipilp ağayarak dua ediyor ” Mom, mom ” diye. Ona ” annem” diyor. 80 yaşında bir yaşlı bayan ağlayarak tesbih çekiyor meryem anaya. Şimdi bu insanların tepesine dikilip, elimizde incil onlara ayetlerle konuşup ” içine şeytan girmiş ” demek o an için uygun mu?

    Benim anlatmak istediğim sevgi ve manevi değerlerdi.
    Sevgi ve hoşgörüyle kalınız..

    #33615
    Anonim
    Pasif

    Kayram,
    Görüyorum ki hala daha benimle ilgili söylemediğim halde “içine şeytan girmiş” sözünü kullandığımı yazıyorsunuz. Ben tekrar ve son kez belirtiyorum. Bu sözcüğü hiç bir yerde, kimse için kullanmış değilim.

    Sizi kıracak sözler de söylemek istemiyorum. Ama anlayamadığınız şeyler olduğunu da ben düşünüyorum. Yani işin içinden çıkılmaz o zaman. “Siz beni anlamıyorsunuz”,cevap olarak ;”yoo hayır siz beni anlamıyorsunuz” diye karşılıklı yazışmak istemiyorum. Peki bırakalım cevap yazmayı, okuyanlar düşünüp karar versin, ben kendi görüşümü belirttim, siz de kendi düşüncenizi.

    #33616
    Anonim
    Pasif
    Quote:
    Kores kardeşten alıntı: “Tanrı doğurulmaz; 0, ezelden beri vardır.”

    Bu fikre “amin” diyorum kardeşim. İNCİL’de göremediğimiz ve anlamadığımız gizemler denizinin kıyılarında dolaşıyor gibiyiz. Hepimiz, Kitabı Mukaddes’den ve birbirimizden alıntılarla düşündükçe kendi iradelerimizi kullanarak hayal alemimizde imajlar yaratıyoruz. Katolik ve Ortodoks kardeşlerimizde gelişmiş imajlar, birbirini tutmayan İsa figürlerinin resmedilmesine neden olmuş! Protestant imanlılar arasında da, imajlar görülüyor! Halbuki Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, “hem gördüğün şeyler, hem sana görüneceğim şeyler” diyerek bize vaat vermiş! (Res.İşl. 26:16).

    Bu vaat, kendi düşüncelerimize ve irade gücümüze dayanarak hayalimizde yaratacağımuız imajlara karşı Rab’bimizin bize söz vermesidir! Bu, Mesih İsa’nın bize müjdesidir! Ben de, sevgili kardeşimiz Evangelist’in o gence “iyi düşünmeler” dileğine katılarak hepimiz için Kutsal Ruh’tan düşünceler diliyorum. Gerçekten düşünceler, derin sulardır! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in Ruh doluluğundan düşüncelerin içimize doğuşu ile düşünmeğe teslim oluruz ve Rab’bımızın böyle düşündüğünü tanımanın bilincine ve zevkine seve seve katılırız. Bu düşünsel katılım, Rab’bimizin iradesi ile içimizde cereyen ettiği için kendi irademizle düşünmekten ve yarattığımız hayalleri görmekten bu yolla kurtuluruz.Bu gizemli yolu düşünürken Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in “yol, gerçek ve yaşam benim” dediği hatırımıza gelir (Yuhanna 14:6).

    Bu yol, Mesih Ruhu’ndan alacağımız düşüncelerle düşünürken bize görünmeğe başlar. Pavlus da, hep bu gizemli yolda yürümüş! Yani içine Mesih İsa, düşünce olarak doğmuş ve o yolda yürürken kutsallaşmış! Kendi düşüncelerimiz ve kuruntularımızla, yani hayallerimizle yaptığımız resimler, sanaldır. Böylece, Rabbimiz İsa Mesih’e değil, birbirimize bakıyoruz. Birbirimize baktığımız zaman bazen kırıcı oluyoruz birbirimize! Bu sanrılar yüzünden birbirimizin söylediklerini yanlış anlıyoruz. Kayram kızkardeşimizin “Meryem annemiz, Tanrı’yı doğurdu” şeklinde düşündüğünü hiç sanmıyorum. Böyle bir düşünceyi hiçbirimiz kabul etmediği gibi, Kayram kızkardeşimizin de kabul etmediğini tahmin ediyorum. Kayram kızkardeşimizin hatalı düşünenlere yaklaşımı, ” kırıcı olmıyalım” şeklindedir. Yazılarımızın dozunu kaçırırsak ve yazdığımızın farkında olmazsak, sevgili kızkardeşimiz Kayram’ı dışlanmış gibi düşündürerek ve böyle bir hisse kapılmasına sebep olarak onu yaralamış oluruz. Kayram, çok değerli bir kızkardeşimizdir. Kitabı Mukaddes’den aldığı sözlerden etkilenerek onları ekranlara yansıtıyor ve bizimle paylaşıyor. Unutmamamız gerekiyor ki, bilgilerimiz bizi bina etmiyor; bu yaşıma kadar edindiğim bilgileri yazıya dökerek, farkında olmadan çoğunuzun kalbini kırmış olabilirim. Ama şuna inanıyorum: Mesih’in sevgisi, bizi dağınıklıktan toplayıp bir araya getiriyor! Hakikaten, bilgi kibirlendiriyor; ama Mesih sevgisi bina ediyor! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in resulü Pavlus’un İNCİL’de yazılı şu duası hatırıma geldi: “Ve Mesih’in bilgiden çok üstün olan sevgisini bilmeğe muktedir olasınız.” (Efes.3:19).Mesih’in sevgisini bilmezsek, henüz hiçbir şey bilmiyoruz! O’nun yaşam varlığı, gerçek sevgidir. “Düşmanlarınızı seviniz” diyen o sevgi, İNCİL’de harflerden ibaret değildir. Harfler, zayıf emirlerdir; düşmanlarımızı sevme konusunda kendimizi zorlamamıza, sevginin ihtiyacı yoktur; çünkü Kendisi bilir ki, bunu O’nsuz yapamayız. Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, ” çünkü bensiz bir şey yapamazsınız” diyor (Yuhanna 15:5).

    İsa Mesih sevgisi, İNCİL kitabında yazılı bir vaattır! Bunu yanlış anlarsak, düşmanlarımızı sevmeğe yükümlü olduğumuzu ve sevmeğe kendimizi zorlamamız gerektiğini sanırız! Sanrı, bedene göre düşünmelerimizde ortaya çıkan ve birbirimizi yaralamaya neden olan salgın hastalık gibi bir şey! Sanrıların temelinde, Mesih Ruhu’na zıt düşünceler var! İşte bu nedenle İncil’de, “Mesih İsa’da olan düşünce sizde de olsun ” vaadi var! Gerçek sevgi gibi, Mesih fikri de, ancak Kutsal Ruh’tan içimize doğar.

    Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, “Ruh’tan doğan ruhtur ” diyerek, Yazılı Yasa’nın yerine ” Hayat Ruhu’nun Yasası” nı getirdi!(Rom.8:2). İsa Mesih’in ismine vaftiz olunmuş olanların hepsi, İsa Mesih’in kurban kanı ile yıkanmış olarak, Mesih İsa’da Hayat Ruhu’nun Yasası ” altındadır. O halde, her ne kadar düşüncelerimizi Kitabı Mukaddes’den ve özellikle İNCİL’den okuyarak alıyorsak da, kendiliğimizden bu düşünce ile düşünme yeterliliğimiz yok! Kitaptan alıntı bu düşüncenin bizde hayatı olsun diye, bu düşüncenin ruhunu, Kutsal Ruh’tan almağa ihtiyacımız var! Kutsal Ruh, İNCİL’de yazılı sözünü hatırımıza getirince, o düşünme ile ayıkıyor ve gerçeğin hem hizmetçisi ve hem de tanığı olabiliyoruz! Harflerden aldığımız düşüncenin ruhuna da ihtiyacımız var! Bizi asıl değiştiren de budur, yani, düşüncemizin ruhu ile düşünürken Kutsal Ruh’a göre oluyoruz! (Rom.8:5,6; Efes. 4:23).

    Bu sitede yazışarak fikirlerimizi birbirimize ille de kabul ettireceğiz diye bir şey yok. Çünkü birbirimizden fikirler alırken kendi irademizle zihnimizde oluşturduğumuz resimlere ters olabilir. Unutuyoruz ki, “hayat veren Ruh’tur; beden hiç işe yaramaz” (Yuhanna 6:63).

    Kitaplardan ve birbirimizden aldığımız fikirlerin bize hayat vereceklerini sanıyorsak, hâlâ yanılgıdayız! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in dediği gibi, “yaşam veren Ruh’tur”, çünkü, ” Ruh’un düşüncesi yaşam ve esenliktir’ (Rom.8:6).

    Birbirimize sevgi, sevecenlik ve esenlikle davranmamız için Mesih Ruh’ndan fikirler almağa ve o fikirlerle düşünmeğe ihtiyacımız var. Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestantlık, Mesih fikrinde birleşecek ve fikir birliğine kavuşacak! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in İNCİL’de yazılı şu vaadını göreceğimiz gün gelecektir: “Ve bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var ki, onları da getirmeliyim, benim sesimi işitecekler; ve tek sürü, tek çoban olacak.” Amin.(Yuhanna 10:16).

    İNCİL’i okumağa devam edelim; çünkü Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in sesini işiteceğiz! Bu işitme olayı, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in İNCİL’de yazılı sözlerinden dolayıdır. Okuduğumuz sözlerin sesini işiteceğiz! Çünkü vaat altındayız ve öksüz değiliz! Şimdi, bu vaatlerini aşağıya sıralıyorum:

    ” Sizi öksüz bırakmam; size gelirim” (Yuhanna 14:18).

    ” Öyle ise, iman işitmekten, ve işitmek Mesih’in kelamı vasıtası ile olur” (Rom.10:17).

    Kitabı Mukaddes’den ve özellikle İNCİL’den okuduğumuz Mesih sözlerinin sesi var! (İbraniler 12:19).

    “Kulağı olan işitsin, Ruh kiliselere ne diyor” (Vahiy 2:7,11,17,29; 3:6,13, 22).

    Evet sevgili kardeşim ve kızkardeşim; Allah sevgidir ve içimize doğmalıdır. Çünkü onsuz yaşam, azaptır!
    Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’i çağıralım; bizi öksüz bırakmıyacağını vaat etmiştir. Amin.

    Rab, sizi bereketlesin.

    #33614
    Anonim
    Pasif
    KAYRAM;15430 wrote:
    Sevgili kardeşler, beni anlamamakta direndiğinizi düşünüyorum ve üzülüyorum. Yazılarıma tekrar bakarsanız dediğim şuydu;

    Bizler meryem anaya dua etmeyebiliriz, ama onların ne öğrendiklerine yani nasıl bir eğitim aldıklarına bakmadan,ne hissettiklerini bilmeden..
    ” içine şeytan girmiş” diyerek kestirip atmalayalım. Bakın geçen sene fıkralar bölümünde katolikler ile ilgili fıkralar kondu ve protestan bazı kardeşler buna tepki verdi. Bu formu okuyan katolik arkadaşlar, protestan olacaksa da olmaktan vazgeçer denildi. Bu uyarıyı yapanlar için bakınız fıkralar bölümüne.

    İkincisi Tubacım, formda ” Roma katolikliği” adlı klasörü var. Neden konmuş ? Ya da hristiyan gruplar içinde neden ” Roma katoliği ” ve
    ” ortodoks ” grubu kurulmasına site yönetimi izin vermiş ? Demek ki Tubacım site yönetimi bu konuda hoşgörülü ve açık. Senin gibi bir hışım yazarak ve katolik arkadaşlara ” içine şeytan girmiş ” demek için bunlar forma konmamış değil mi ? bakın katolik ve ortodoks kardeşlerin sayfalarına, en son forma ne zaman gelmişler! Nerede Roberto ve diğerleri !

    Üçüncüsü sevgili Kores, sizin katolik mezhebinden geçiş yaptığınızı biliyorum. Bu tepkiniz normal. Ama bana Meryem Anayı anlatana kadar ( ki bunu ” yeni ahit kişilikleri ” bölümüne de yazabilirdiniz ) tubanın şu cümlelerine bir öğretiş vermenizi beklerdim.

    Sevgili Tuba demiş;
    ”Yargılamalar kişisel değildir. Kişilere yönelik hiç değildir. Biz Rab’be iman etmiş olanları yargılayabiliriz. ….ama iman etmemişleri yargılayamayız.” ! …benim yargılama yetkim var ve yargılarım..!

    Bu nedir Tanrı aşkına ? Konu artık ” ikaz ve eleştiri ” ile ”yargılama” arasındaki farkı bilmemeye , günah ve suç arasındaki farkı bilmemeye geldi. Bunu sevgili kores açıklamadıysa, kemal hocam açıklasın gibi bir cümle kullandım. Yani sevgili Kores, benim için endişelenip, meryem ana ile ilgili, eski bir katolik olarak bana vaaz vereceğinize; artık bir protestan olarak küçük kuzu Tuba için endişelenir ve bu düşünceleri konusunda vaaz veriridim! ama yapamadınız çok ilginç ! Sizden beklediğim bu vaaz hepimize bereket olurdu diye düşünmüştüm.Bunu yapan sadece sevgili Kefas kardeşti. Ona da teşekkür ederim.

    Ben ailemle yurt içinde veya dışında olsun, saygılı bir şekilde katolik
    kiliselerinde ayinlerine katılıyorum. Sürekli evin içinde onlara ” içine şeytan girmiş ” dememi beklemezsiniz sanırım. Acaba Tuba sürekli müslüman olan ailesine diyebilir miydi bunu ? bir denesin ve bize anlatsın. Bizler onlara müjdeyi veririz ve gerisini Rabbe bırakır ve dua ederiz. Benim gördüğüm şu ; motosikletiyle kiliseye gelen hippi bir genç meryem ana önünde eğipilp ağayarak dua ediyor ” Mom, mom ” diye. Ona ” annem” diyor. 80 yaşında bir yaşlı bayan ağlayarak tesbih çekiyor meryem anaya. Şimdi bu insanların tepesine dikilip, elimizde incil onlara ayetlerle konuşup ” içine şeytan girmiş ” demek o an için uygun mu?

    Benim anlatmak istediğim sevgi ve manevi değerlerdi.
    Sevgi ve hoşgörüyle kalınız..

    Sevgili Kayram

    Bizler gercekten okuyup,ögrenmek Mesih’in bizlere ögrettigi gibi birbirimizi sevmek ve birbirimizin yükünü tasimak icin mi burdayiz yoksa cekismek ve birbirimize üstünlük kurmak ve bilgilerimizi gururumuzu ve egolarimizi parlatmak icin mi gösteriyoruz? Bunu herkes oturup düsünsün ve kendi kendine bir özelestiri yapsin.
    Bu sözleriniz üzerine yazacak cok seyim var ama simdi yazmayacagim.Cünkü su an gerilim yüksek ve herkesin herseyi yanlis anlayabilecegi bir noktadayiz.Önce ortalik bir sakinlessin ve herkes iyice bir düsünsün o zaman belki bir söyleyecegim olacaktir.
    Madem sözlerinizi sevgi ve hosgörüyle noktaliyorsunuz(iyi ediyorsunuz) o zaman Tuba kardesimizin hic söylemedim dedigi o kelimeler icin lütfen ondan özür dileyin ki bu konu acikliga kavussun.Unutmayin ki bizler düsman degil Mesih’te kardesleriz.

    Esenlikler dilerim.

    #33618
    Anonim
    Pasif
    zeyneplovesjesus;15436 wrote:
    Daha fazla üstelemek istemiyorum ama bazı arkadaşlar o kadar nefretle konuşuyorlar ki ortodoks ve katoliklere karşı. Gözlerini anlamsız öğretilerimiz olduğuna dair o kadar kör olmuş ki anlamamakta direniyorlar. Herkesin kendi düşüncesi kendine, benim amacım kimsenin mezhebine ya da görüşüne karşı çıkmak değil ama sanki hepinizi ortodoks yapmak istermişim gibi cevaplar okudum burda (Kayram sözlerim size değil.) Ben yanlış bilinenleri düzeltmeye çalıştım ama sözlerim kaile alınmadı, sakalım yok ki dinlesinler. Hani böyle dedim “Sen kimsin ki? Biz sadece Rab’bi tanırız” diye düşünenler olacaktır. Ben ortodoks birisi olarak yanlış bilinenleri açıkladım elimden geldiğince. Her seferinde azizlere tapılmadığını açıkladımsa da, yine azizlere tapıyorsunuz diye mesajlar yazılmış.
    Benim için önemli olan mezhep ne olursa olsun, Mesih’in yolundan gitmektir. İyi bir insan olmaktır.
    Burası bir protestan forum dolayısıyla bana karşı çıkan çok olacaktır. Bu mesajları yazanların adam akıllı ortodoks kilisesine gidip ayine katılıp katılmadıklarını, belli konular üzerinde tartışıp tartışmadıklarından bile emin değilim.
    Protestan arkadaşlarıma diyorum bazen o kadar incitici oluyorsunuz ki, hepimizi hak dinine davet eden, cehennemde kavrulacaksınız haberiniz yok diyen diğer din mensuplarından hiçbir farkınız kalmıyor. Oysaki onların bu davranışlarını da eleştiriyoruz bir de.
    Son olarak şunu diyorum ve bitiriyorum. Müslümanlarda aradığımız hoşgörüyü biz kendi aramızda bile birbirimize gösteremezken onlardan bu hoşgörüyü beklemek ne kadar akıl karı olur?
    Sevgilerimle.

    not: bu arada Tuba sormuş ortodoksum. O iman duasında yazan katolik evrensel demek.

    Sevgili zeyneplovesjesus

    kimsenin ortodoks ver katoliklere nefretle baktigi ve düsmanlik yaptigi yoktur.Konu kisiler degildir.Ögretidir.Kutsal Kitab’a TABAN TABANA ZIT OLAN ÖGRETILER.Bu konuda tepkiler gelecektir.Bu normaldir.Hadi buyursunlar o zaman Kutsal Kitab’a uygundur diye onlar da ayetler versinler ve kendilerini savunsunlar.Forum herkese acik.Ama öyle genel konusarak insanlari öcü gibi göstermeyelim lütfen.Arada bazi kelimeler yaziyorsunuz ki bunlar cok kiskirtici oluyor.Kisilerin söylemedigi seyleri sanki söylemis gibi göstermeyelim.Kimse size azizlere tapiyorsunuz demiyor,dikkatinizi cekerim.Azizlerden dua isteginde bulunarak,onlardan aracilik diliyerek ve cok kez de onlarin varsa eger ikonalari ve heykelleri önünde egilip dua ederek yanlis bir harekette bulunuldugunu savunuyoruz.

    Bir de ortodoks kiliselerini elestirenlerin bir ayine katilip katilmadiklarini merak etmissiniz.Acaba bu neyi degistirir sayin zeynep?Yapilanlar ortada degil mi? Ögretiler apacik degil mi?Bu elestiriler sadece bugün mü ortaya cikti? Yapmayin yani.Bu kadar rahatsiz olup tepki vereceginize oturup sizi elestirenlerin dogruyu söyleyip söylemediklerini Kutsal Kitab’i elinize alarak bir karsilastirin ve sorgulayin.Sayin Zeyneplovesjesus siz Yuhanna 3.bölümden ne anliyorsunuz bizimle paylasabilir misiniz?

    Sevgiler.

5 yazı görüntüleniyor - 31 ile 35 arası (toplam 35)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.