İslâm Dünyasında Millet ve Din Kavramı:

  • Bu konu 5 izleyen ve 4 yanıt içeriyor.
5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26213
    Anonim
    Pasif

    Asırlardır, İslâm Dünyasında, halk arasında dolaşan ve aslı astarı olmayan, yanlış düşünce ve sonuçlara yol açan bazı kavramlardan bir tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Çok geniş olan bu konuya sadece özetle değineceğim. Sizlerden ricam, bu konuyu açık yüreklilik, samimiyet ve dua ile incelemenizdir.

    Millet ve İnanç (Din) Kavramı:

    “Batı ülkeleri (İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika vs. vs.)Hristiyandır. Arap’lar, Türk’ler, İran’lılar, Pakistan, Bangladeş ve Afgan’lar vs.vs ise Müslümandır.”

    Bu kavram çok yanlıştır ve çok büyük yanlış düşüncelere, anlayışa ve hatta nefrete bile sebep olmuştur birçok Müslüman’ın yüreğinde.

    Amerika, İrak’a saldırınca: ‘Hristiyanlar, Müslümanlara saldırdı’ veya ‘Hristiyanlar bu kadar Müslüman öldürdü’ deniliyor. Halbuki hakikî Hristiyanlar, asla intikam almazlar, asla kılıca başvurmazlar, asla nefret etmezler. Çünkü İsa Mesih, İncil’de şöyle demiştir:

    Kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana, öbür yanağınızı da çevirin…Düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin… Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur?’ (Matta 5:39,44,46).

    Ayrıca Matta 26:52’de İsa yine: “Kılıca başvuranların hepsi, kılıçla ölecektir” demiştir. Binlerce Mesih imanlısı arenalarda öldürülürlerken, canlı canlı yakılırken, aslanlara yem olarak sunulurken, çarmıha gerilirken veya kılıçla ikiye bölünürken, asla direnmediler. Direnmeyi bırak, acılar içerisinde kıvranırlarken bile, kendilerine zülmedenleri affettiler ve onlar için Rab’be dua ettiler. Aynen Çarmıhtaki İsa Mesih gibi. Bu ta baştan asırlarca devam etti ve maalesef bu zulüm bugün bile asla son bulmadı. Birçok İslâm ülkesinde, yine bu yanlış anlayış ve nefretden dolayı Hristiyanlar hergün zulme uğramaktadırlar. “Gâvur” oldukları için, bu İslâm ülkelerinde hemen hemen hiçbir hakları yoktur. “Bu gâvurlara ne yapsan haktır” düşüncesiyle hareket ederek kiliseler yakılıyor, rahibelere tecavüz ediliyor ve İsa’ya iman edenler acımasızca öldürülüyorlar. Bunları birçoklarımız hiç duymuyor olsak bile, her gün bu olaylar oluyor ve maalesef, ülkelerimizin taraflı medyaları bunu gizliyor. Yalnız gizlenemeyenler ortaya çıkıyor: Rahip Santoro, Hrant Dink ve Malatya’da sırf imanlarından dolayı, hunharca katledilen üç Hristiyan kardeşimiz gibi. Hergün, her yerde saldırılar yer almaktadır. Saldırılanlar hep Hristiyan. Saldıran birtek Hristiyan bile yok. Ölen hep Hristiyanlar. Öldüren birtek Hristiyan bile yok. Tüm İslâm ülkelerinde bu geçerli. Tek taraflı katliam yaşanıyor. Buna rağmen nefretleri dinmiyor, kinleri azalmıyor, oturup doğruları yargılamıyorlar. Düşünün bir, siz hiç İncil’e dayanan bir “terör örgütü” duydunuz mu? Var mı öyle birşey? Oldu mu hiç? Ne zaman:”Bunları bize niye yapıyorsunuz” diye sorsa Hristiyanlar; Müslümanlar şöyle cevap veriyor:”Siz de İrak’da Müslümanları öldürüyorsunuz”. İsa’ya ne büyük haksızlık.

    Yine ayni şekilde:”Hristiyanların ahlâk anlayışı bizimkilerine uymaz. Onlardaki içki alemleri, esrar, seks, gece eğlenceleri vs. vs Müslüman’a uymaz” derler. Yani:”Biz onlardan daha temiz, daha ahlaklıyız” demek istiyorlar. Ama yine ayni hataya düşüyorlar. Çünkü ırkı ve inancı birbirlerine karıştırıyorlar. Bütün bunlara, ayni şekilde Hristiyan’lar da “Ahlaksızlık” diyorlar ama tutup da bunların kafalarını “Allahuekber” diye naralar atarak, kaldırım taşları ile ezmiyorlar. Çünkü İsa Mesih: “Günahsız olan, ilk taşı o atsın” demiştir. Bir yalancının, bir hırsızın veya yüreğinde zina yapan birinin, başka biri zinada yakalandı diye taş atma yetkisi yoktur. Onu mahkûm eden, aslında kendisini de mahkum etmiş olur. Hristiyanlar, bu gibi günaha düşmüş insanlar için dua ederler ve bilirler ki, kendileri de bir zamanlar böyle günahkâr idiler. Ama Mesih onların kafalarını ezmedi. Onların affolması için dua etti ve canını verdi.

    Sonra batıda, evet, kız arkadaş-erkek arkadaş olayı, diskotek, dans falan vardır. Ama bunlar gizlenmiyor. İnsanların içinde olan, dışında da vardır. Ama “Daha Temiz” olan İslamiyet dünyasında acaba neler var, neler gizli? Biraz dürüst olalım. Ne kadar “Temiz“dir İslâm dünyası. Bazı istatistiklere göz atalım:- Çocuk pornografisine en fazla katkıda bulunan dünya birincisi ülke: Türkiye. İnternette en fazla XXX kırmızı noktalı kanallara girip, bunları seyreden ülkelerin tümü: İslâm ülkeleri. İslâm ülkeleri ne kadar temiz? “Temiz Olmayan” batıda; eşeklerle, köpeklerle, keçi, koyun ve tavuklarla cinsel ilişkiye girilmiyor. Ama baskıcı İslâm dünyasında bunların hepsi de var. Ama biz batıyı savunmuyoruz. İslâm’ın da sahte temizliğine kanmıyoruz. İsa Mesih, böyleler için:

    ‘İki yüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislik dolu, badanalı mezarlara benzersiniz. Dıştan insanlara doğru görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülük dolusunuz” (Matta 23:27-28).

    Çünkü Mesih, hem içi, hem dışı temizliyor. Ve aslında temizlik içten başlıyor ve yavaş yavaş dışa vuruyor. Hakikî Hristiyanlar tertemizdir. İçleri dışları birdir. Çoğu zaman, içleri dışlarından daha temizdir. Onlarda Tanrı’nın Ruhu vardır. İçinde Tanrı Ruhu olanlara, Tanrı’nın Çocukları denmektedir. Ebedî Hayat, birtek onlarda vardır. Dıştan sunulan “Yasa” veya “Dinî Kurallar”, içimizi değiştirmekten acizdir. Bu yüzden dinler, insanları kurtaramaz. Ancak Tanrı’nın Ruhu insanı değiştirebilir. Bunu verebilen de “Tek Kurtarıcı” İsa Mesih’tir.

    “Ayni ırkın, ayni dini olması gereklidir” kavramı gülünçtür. Tüm İslâm ülkelerinde hakim olan bu kavram, batı ülkelerinde yer almamaktadır. Aslında hiçkimse Müslüman veya Hristiyan olarak doğmamaktadır. Kimse: “Ana rahminde, Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran’ı okudum ve ben bu yüzden Müslüman olarak veya Hristiyan veya Müsevi olarak doğdum” diyemez. “İman” ise; birilerinin bilerek, isteyerek ve hür iradesi ile seçerek Tanrı’ya gelmesidir. Bunun için de bilinç ve yargı gereklidir. Birilerinin annesi veya babasının Türk olması nedeniyle, otomatikman Müslüman olma düşüncesi nasıl yanlış ise, ayni şekilde, ana veya babası İngiliz olan birinin de otomatik olarak Hristiyan olma düşüncesi de yanlıştır. Ama işte fark şurda: Batı bunu biliyor, İslâm dünyası ise bilmiyor. İslâm dünyası, kendi ırkından doğan herkesi Müslüman sayıyor. Batı dünyası ise asla ırkı, dinle karıştırmıyor. Mesela İngilterede doğan bir bebek İngilizdir. O kadar. Dinden bahsetmiyorlar bile. Nüfus kağıdına veya pasporta veya herhangi bir belgeye din konusunda hiçbirşey yazılmıyor ve hatta soru bile sormuyorlar. Ateist mi olacak, Budist mi, Hindu mu, Müslüman mı yoksa Hristiyan mı? “Bunlar, büyüdüğünde kendisinin karar vereceği şeyler” diye düşünülür. Altmış/yetmiş yaşlarından sonra İsa Mesih’e iman etmiş ateist İngilizler vardır. Onun için “İngilizler Hristiyandır” kavramı çok yanlıştır. İngilterede Üçbuçuk milyon insan kiliseye gider. Ama birçokları, Rabbe inandıklarından çok, sosyal alışkanlıklarından dolayı giderler. Hakikî imanlı sayısı ise 500-600 bin civarındadır. Yani sadece yüzde bir. Ortodox ülkesi diye anılan güney Kıbrıs’ta ise bu oran binde birdir. 800,000 nüfusun sadece 800 tanesi “Yeniden Doğmuş” hakikî imanlıdır. Bu hakikatler, ABD’nin İrak’a saldırısını:”Hristiyanların Müslümanlara saldırısı” olarak değerlendirmenin ne kadar yanlış olduğunu gösterir. Ayni şekilde, Kıbrıs’ta: “Hristiyanlar, Müslümanları katlediyor” demek cehalettir. “Rumlar, Türklere saldırdı” denilse, doğru olabilir ama bunun, güneyde bulunan 800 adet hakikî Hristiyan ile ne alâkası var? Veya ateist ABD’nin suçu niye içinde yaşayan birkaç milyon Mesih imanlısına yükleniyor. Mesih’i niye suçluyorsunuz? O mu söyledi saldırın diye? İncil’de “Saldırın” kelimesi bile yer almazken, bunu nasıl Hristiyanlara yükleyebiliyorsunuz? Veya Ahlak konusunda Hristiyanları, yani İsa Mesih’in öğretilerini eleştirirken, İncil’de bir tek ahlâk dışı birşey okudunuz mu? İncil tertemiz, hayat veren, dünyada eşi, benzeri olmayan, Tanrı’nın sevgisini gösteren, kanla yazılmış Tanrı Kelâmı’dır. Okumak, herkesin boynunun borcu. Bunu Tanrı’ya borçlusunuz. Okumadan reddetmek ve kulaktan dolma bilgilere sarılmak, Tanrı düşmanlığıdır. Rab sizi aydınlatsın ve bereketlesin.

    Sevgi ve Dualarımla.

    #32965
    Anonim
    Pasif

    Kemal bey teşekkür ve tebrik ederim yazı için…Katkı yapma gereği görmüyorum çünkü gayet tamam olmuş…Altına imzamı atarım…

    #32966
    Anonim
    Pasif

    Sayın Kemal başaran, bu yazınızdan dolayı şahsım adına size çok teşekkür ederim. İslam ülkelerinde ve müslümanların kafasında etnisite (etnik köken) ile dini ayıramama problemi vardır. Milyonlarca Hristiyan Türk, Farisi, Arap Hristiyanı göremiyorlar. Lakin ben müslüman ulusların böyle olmalarını yadırgamıyorum, çünkü bu din kılıçla yükselmiş ve yayılmıştır. Halbuki Kutsal Kitab’a göre inanç, iman ve din ancak sevgi ve kardeşlik ile yayılır ve büyür.

    Geçen yıl İsrail ile Şii Hizbullah örgütü savaşırken, birçok islam ülkesinde sünni din adamları Şiilerin ölmesi sevaptır, katledilmeleri caizdir diyerek bir nevi israile pasif destek vermişlerdir. Bu bende İsrailden ziyade müslümanların kendı aralarında birbirlerine ne kadar çok düşman olduklarını göstermiştir.

    Ülkemizde daha dün 1978 yılında Kahraman Maraş kentimizde yüzlerce alevi vatandaşımız katledilmedi mi? Sivasta ve Çorumda bu katledilmeler tekerrür etmedi mi? Kendi din kardeşlerini öldürenlerin bizleri öldürmelerine hiç şaşırmıyorum. Anadoluda 70 Milyondan geriye % 1 dahi etmeyen bir Hristiyan nüfus olması milletçe ne kadar hoşgörülü (?!) olduğumuzun da bir göstergesidir.

    SAYGILARIMLA

    #32995
    Anonim
    Pasif

    Objektif bir yazı olmadığı aççık ama vaktim cidden yok maalesef :( Kısaca eski ahiti okuduğunuzu farz ederek ne derece ırkçı bir davranışların var olduğunu görmek zor olmasa gerek. Onları görmezden mi geliyorsunuz? Misal zekiryada 9.bölümdeki ilk ayetlerde yazanlar bana son derece ırkçı ve kana susamış kindar duygular gibi geldi.

    selametle

    #32998
    Anonim
    Pasif

    Tevratta geçen dediginiz bölüm ve buna benzer bölümleri dikkatle incelerseniz bunu din adina yahudilerin yapmadigini göreceksiniz. Yine dikkat ederseniz Tanri yahudileri de, yahudileri kullanarak diger uluslari nasil cezalandirdiysa, yahudiler de Tanri’ya yüz çevirip putlara döndügünde yahudileri de diger uluslari kullanarak cezalandirmistir. Yahudilerin de kundakta ki bebekleri öldürülmüs, sehirleri yerle bir edilmistir. Yani olan hersey insan isteginden degil Rab’bin isteminden olmustur. Yahudi krallari bir ülkeye saldirmadan önce mutlaka peygamberler aracigiyla Rab’be danisirlardi. izin dahilinde saldirilidi. Ama bazi krallar da Rab’den izinsiz savasa gitmis ve büyük yenilgiye ugramistir yada sonrasinda kral Rab tarafindan cezalandirilmistir.

5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.