İSA Mesih,Arkoloji ve İNCİL Kayıtları

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27374
    Anonim
    Pasif

    Kutsal Kitap, dünyadaki diğer dinsel kitapların arasında eşsiz bir yere sahiptir. Kutsal Kitap’ı bir kişi yazmadı. Kutsal Kitap (Eski ve Yeni Antlaşma) 1600 sene süren bir zaman yelpazesi içerisinde, 40 farklı yazar tarafından, tanrısal bir plan çerçevesinde büyük bir mesaj tek bir kişiye, kısacık bir zaman diliminde değil, Kutsal Kitap’da olduğu gibi uzun bir zaman diliminde, değişik yazarlara tüm insanlığa iletildi

    Kutsal Kitap’ın bütün yazarları, aralarında uzun zaman dilimleri olsa bile tek ve temel bir mesajı iletmiştir.

    Kutsal Kitap’ın benzersiz yazarlığının ötesinde bir eşsizliği de, içerdiği sayısız tamamlanmış peygamberlik sözleridir. Eski Antlaşma peygamberleri Mesih’in gelişi hakkında 300 özel peygamberlik sözlerinde bulunmuş ve asırlar sonra hepsi İsa Mesih’te kusursuzca tamamlanmıştır.

    Kutsal Kitap’ın bir başka farklılığı ise, metinlerinin arkeolojik olarak da onaylanmış olmasıdır. Arkeolojik buluşlar tutarlı bir şekilde Yeni ve Eski Antlaşma’da yer alan isimlerin, tarihsel olayların, coğrafi ayrıntıların doğruluğunu onaylamıştır. Arkeoloji Kutsal Kitap’ın Tanrı Söz’ü olduğunu kanıtlayamaz, ancak bu keşifler Kutsal Kitap’ın tarihsel bir aktarım olarak güvenilirliğini gösterir.

    Diğer kitaplardan farklı olarak Kutsal Kitap, zamana karşı kendisini korumuştur. Bugün elimizde binlerce el yazması kopyaları mevcuttur. Yeni Antlaşmanın 5.000 adet el yazması kopyası mevcuttur ve bu el yazmaları birbiri ile %99.95 oranında uyumludur. Eflatunun metinlerinin ise, sadece 5 adet el yazması mevcuttur. Bu kopyalar birbiri ile kıyaslandığı zaman aralarındaki uyum ve istikrar şaşırtıcıdır.

    İSA MESİH HAKKINDA İNCİL KAYITLARI DOĞRUMU.. DUR.

    Tarihçiler, bir biyografinin güvenilirliği çoğunlukla şu soru ile kararlaştırır: “Değişik kaynaklar aynı ayrıntıları aktarıyor mu?”

    Nasıra’lı İsa’ya bakalım: O’nun yaşamını benzer gerçeklerle anlatan çeşitli biyografiler var mı? Evet.
    Yeni Antlaşma’nın ilk dört kitabı, İsa Mesih’in yaşamı hakkında uzun ayrıntılara yer verir. Bu kitaplardan ikisi, İsa Mesih’e yakın olan, üç sene boyunca yanından ayrılmayan Matta ve Yuhanna tarafından kaleme alınmıştır; diğer ikisi ise, İsa Mesih’in havarileri ile yakın ilişki içerisinde olan iki kişi tarafından yazılmıştır.

    Bu dört yazarın her biri İsa Mesih’in yaşamını derinlemesine kaydetmiştir ve bu kayıtlar arasında büyük bir benzerlik vardır. Bir kişinin yaşamını kayıt altına alan dört ayrı kişinin üsluplarında izlenebilecek farklılıklar bu metinlerde de görülmekte, ancak anlatımın içeriğinde ve detaylarda etkileyici bir uyum görülmektedir. Bu dört biyografide de, sansasyonellik veya yaratıcılık unsuru gözlenmemekte, bir haberci üslubu ile “olanlar buydu” şeklinde bir anlatım tarzı kullanılmıştır.

    Yeni Antlaşma’nın ilk dört kitabında verilen kültürel detaylar ve özel coğrafi isimler, tarihçiler ve arkeologlar tarafından doğrulanmıştır.

    İsa Mesih’in mesajlarının içeriği ve diğerleri ile olan etkileşimi, tamamen Kendisine özgü, benzersiz ve tarihidir. O’nun ifadeleri, güncel Musevi söyleminin çok dışındadır, öğretişleri ise erken kilisenin tüm ihtiyaçlarını kapsamayacak kadar dar kapsamlıdır. Bu durum aslında yazarların, ilerki zamanın ortaya koyduğu bakış açısına ya da ihtiyaçlara göre, İsa Mesih’in sözlerine ekleme yapmadıklarının bir başka göstergesidir.

    Antik Tarihçiler İsa Mesih’ten Söz Etmiş midirler?

    Evet.
    Cornelius Tacitus (İ.S. 55-120).
    Birinci yüzyılda yaşamış olan Roma’lı bir tarihçidir ve “antik dünyanın en doğru tarihçisi olarak kabul edilir.” Tacitus, Neron’un yaptıklarını şöyle aktarır: “Neron, Hıristiyanlar denilen sınıf üzerinde mükemmel işkenceleri denemiştir… Hıristiyanlar isimlerini….Christus [Christ] denilen kişiden almışlardır. Bu kişi Pontiyus Pilatus zamanında ölüm cezası ile idam edilmiştir….”

    Flavius Josephus (İ.S. 38-100)
    İsimli Yahudi tarihçi Jewish Antiquities isimli, Yahudi tarihini anlatan bir kitap yazmıştır. Josephus, İsa Mesih hakkında şunları kaleme almıştır:

    “İsa’nın bilge bir kişi olduğunu ve şaşırtıcı marifetleri olduğunu biliyoruz. Bir çok kişiye öğretisini yaymış ve hem Yahudi’lerden hem de Yunan’lardan kendisine bir çok taraftar kazanmıştır. Bu kişiler O’nun Mesih olduğuna inanmışlardır. Yahudi liderler tarafından suçlanmış ve Pilatus tarafından çarmıha gerdirilmiştir, ancak öldükten sonra dirilmiştir.

    Eski tarihçilerin siyasi ve askeri liderlere odaklandığı düşünüldüğünde bu bilgileri sunmaları çok anlamlıdır. Hıristiyan olmayan Romalı, Yahudi ve Yunanlı tarihçiler, Yeni Antlaşma kayıtlarını doğrulayan ifadelerde bulunmuşlardır.

    ARKOLOJİ YENİ ANTLAŞMA ( İNCİL) DA KUSUR BULMUŞLAR MI.?

    Arkeoloji Kutsal Kitap’ın Tanrı’nın Söz’ü olduğunu kanıtlayamaz;Arkolojinin yaptığı,elde edilen verilerle, O’nun tarihsel kesinliğini kanıtlamaktır.

    Arkeologlar, sık sık Kutsal Kitap’ta bahsi geçen ,kralların, şehirlerin, devlet yetkililerinin ve kutlamaların isimlerinin geçtiği antik yazıtları keşfetmektedirler.

    Yeni Antlaşma’nın Yuhanna kitabında Beytesta denilen 5 eyvanlı bir havuz yakınında İsa Mesih’in bir sakatı iyileştirmesi aktarılmaktadır. Alimler uzun yıllar boyunca böyle havuzun varlığını reddetmişlerdir. Ancak arkeologlar yerin 40 ayak derinliğinde, 5 eyvanlı bir havuz kalıntılarını keşfetmişlerdir.

    Kutsal Kitap’ın içerdiği muazzam miktarda tarihsel ayrınlar vardır. Bunların hepsi arkeolojik olarak gün ışığına çıkartılmamıştır. Ancak şu ana kadar, dünya üzerinde gün ışığına çıkartılmış olan herhangi bir arkeolojik buluş Kutsal Kitap metinleri ile çelişmemiştir.

    Örneğin, mukayese yapmak gerekirse, Yeni Antlaşma’da yer alan Elçilerin İşleri kitabında Luka tarafından kaleme alınan antik lokasyonlar arkeoloji tarafından desteklenmiştir.

    “Luka tam otuz iki ülke, elli dört şehir ve dokuz adanın ismini vermiştir ve bu isimlerde en ufak bir hata gözlenmemektedir.”

    Arkeoloji aynı zamanda Kutsal Kitap hakkında ortaya atılmış bir çok hasta teoriyi de yok etmiştir.

    Örneğin, günümüzde hala bazı fakültelerde öğretilmekte olan JEPD Metinsel Hipotezi vardır. Bu hipoteze göre Musa Tevrat’ı kaleme almamıştır, çünkü Musa zamanında yazı keşfedilmemiştir.
    Tevrat, Kutsal Kitap’ın ilk beş kitabına verilen isimdir. Arkeologlar siyah dikilitaş denilen bir yazıt keşfetmişlerdir.
    Bu yazıt Hammurrabi’nin yasalarını ayrıntılı bir şekilde içermektedir. Bu yazıt Musa’dan sonra mı yazılmıştır?
    Hayır!
    Musa’dan önce; daha da ötesi İbrahim’den de önce yazılmıştır (İ.Ö. 2000). Bu yazıt Musa’nın döneminden en az üç yüzyıl önce yazılmıştır. Geçerliliğini çürüten keşiflerin aksine ‘Metinsel Hipotez’ günümüzde hala bazı üniversitelerde doğru bir hipotez diye öğretilmektedir.

    Erken çağlarda bir alfabenin varlığını ortaya koyan bir başka büyük arkeolojik keşif 1974 senesinde Suriye’nin kuzeyinde bulunan Ebla tabletleri olmuştur.
    14.000 adet kil tablet İ.Ö. 2300 senesinden yani İbrahim’den asırlarca önce kaldığı tespit edilmiştir.
    Bu tabletler Yaratılış kitabının 12-50 bölümleri ile paralellik içeren bir şekilde antik kültür ve yaşam hakkında bilgiler vermektedir.

    Arkeolojinin, Kutsal Kitap’a karşı gerçekleştirilen tenkitleri çürütmesi çok anlamlıdır. Arkeolojik keşiflere baktığımızda, Kutsal Kitap’ın tarihsel kesinliğinin emniyet altında olduğu görülür.

    İSA Mesih ve O’nun gerçeği,Yüreklere Konuşsun.Amin.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.