İsa Mesih Kimdir? Yaratılmış Bir Melek Mi Yoksa Tanrı Mıdır?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24104
    klaus
    Anahtar yönetici

    İsa Mesih Kimdir? Yaratılmış bir Melek mi Yoksa Tanrı mıdır?

    Yehova Şahitleri Rabbimiz İsa Mesih hakkında oldukça aşağılayıcı yanlış öğretiler ileri sürerler. Biz İnanlıları onlardan ayıran çok önemli nedenlerden biri de zaten budur. Şüphesiz Y. Şahitleri İsa Mesih'i Tanrı'nın Oğlu ve vaat edilen kurtarıcı Mesih olarak kabul etmektedirler. Fakat daha yakından irdelediğimizde görürüz ki, Y. Şahitleri İsa Mesih'in ilk olarak yaratılmış bir varlık, başmelek Mikael olduğunu, ve O'nun yetkin Tanrılığını kesinlikle inkar ettiklerini, O'na tapınmayıp, O'nu yüceltmediklerini ve O'na dua etmediklerini görürüz. Bunları İsa Mesih'e yapmak Y. Şahitlerine göre çok büyük bir günahtır. Şüphesiz bizler biliyoruz ki, sıradan bir insanı, bir peygamberi ve hatta bir meleği Tanrılaştırmak büyük bir günahtır. Bizler Kutsal Kitap'a baktığımızda kesinlikle İsa Mesih'in sıradan bir insan, bir peygamber ve bir melek olmadığını görüyoruz. O halde İsa Mesih kimdir?

    İSA MESİH BİR YARATIK MIDIR?

    Y.Şahitleri İsa Mesih'in her şeyden önce yaratılmış güçlü bir melek oduğunu öğretirler. Oysa Kutsal Kitap hiçbir zaman İsa Mesih'i bir yaratık, bir melek olarak tanıtmaz. Bizzat İsa Mesih yaratılmamış olduğunu Yuhanna 8:58'de söylemiş olduğu “Ben varım.” sözüyle açıkça belgelemiştir. İsa Mesih, Tanrı'nın yaratılmamış ezeli Sözü'dür. Çünkü Yuhanna daha hiçbir şey yokken O'nun başlangıçta Tanrı'yla birlikte zaten var olduğunu ve bütün şeylerin O'nun aracılığıyla yaratılmış olduğunu özellikle vurgular (1:1-3; 1.Yu. 1:2; Kol. 1:15-17). İsa Mesih, ” sonsuzluk Babası'dır.” (İş. 9:6) , “Kendisinde günlerin başlangıcı olmayandır.” (İb. 7:3) , “O'nun günleri eski olup, çıkışı ezeli vakitlerdendir.” (Mi. 5:1-2). Aynı Baba Tanrı gibi O da “Alfa ve Omega” yani başlangıç ve sondur (Esin. 22:13,20). Nasıl Alfa ve Omega olan Tanrı başlangıçsızsa, İsa da Alfa ve Omega olarak başlangıçsızdır.

    Y. Şahitleri İsa Mesih'in bir yaratık olduğunu ispatlamak için özellikle üç ayet ileri sürerler. Eğer bizler bu ayetleri yakından incelersek hiçbirinin de buna bir kanıt olamayacağını görürüz: Örneğin Süleyman'ın Meselleri 8:22'de söylenen “RAB yolunun başlangıcında kâdim işlerinden evvel beni teşkil etti.” sözleri İsa Mesih ile ilgili değil, Tanrı'nın şahıslandırılmış hikmetiyle ilgilidir (ayet 1). Ve bu da tarihte özellikle Kutsal Ruh'a atfedilmiştir. İkinci olarak burada kullanılan, teşkil etti veya yarattı sözünün İbranicesi “kanah” olup, bu aynı zamanda “sahip olmak”, “ait olmak” ve “bulundurmak” anlamlarına da gelmektedir. Bunun için bazı modern çeviriler, burayı “Rab yolunun başlangıcında… tüm işlerinden önce bana sahipti ” veya “beni (kendinde) bulunduruyordu. ” şeklinde de çevirmektedirler. Bu çevirinin daha doğru olduğunu, hemen bir sonraki ayette hikmetle ilgili söylenen ” ezelden ben tayin olundum” sözlerinden açıkça anlıyoruz. Çünkü yaratılan bir şey için ezellik söz konusu olamaz. Bunun dışında madem ki burada Tanrısal hikmetten söz ediliyor, Tanrı'nın hikmeti, Tanrı var olduğundan bu yana Tanrı'yla birlikte daima var olmalıdır! Tanrı'yı hikmetsiz olarak bir an bile düşünemeyiz.

    Y. Şahitleri'nce ileri sürülen ikinci ayet de Esinleme 3:14'te İsa Mesih'le ilgili söylenen “hilkatin başlangıcı” sözüdür. Buradaki 'başlangıç' sözünün Yunanca karşılığı “arkhe” olup, bu da Kutsal Kitap'ta “şef”, “düzenleyici”, “prensip”, “kaynak” gibi değişik anlamlarda kullanılır. Örneğin YŞT bu kelimeyi kendi çevirilerinde (Lu. 12:58'de) şef olarak çevirmektedirler. Sonuç olarak bu da Mesih'in bir yaratık olduğunu değil, Yuhanna 1:3'te söylenip, modern çevirilerin de belirttiği gibi Mesih'in “Tanrı yaradılışın öz kaynağı” (Müjde) veya “kökeni” (İncil-Sevindirici Haber) olduğunu yani, vasıtasıyla her şeyin yaratıldığı ilk kaynak olduğunu gösterir. Bu düşünce doğrultusunda Mesih Tanrı yaratılışının başlangıcı değil ama başlatanıdır . Bundan başka söz konusu başlangıç ‘arkhe‘ kelimesi ‘Başlangıç (arkhe) ve Son Ben‘im4' diyen Tanrı‘nın da bir özelliğidir (Esin 1:8). Şüphesiz bu Tanrı'nın ilk olarak yaratıldığını değil ama her şeyden önce zaten var olup her şeye sebebiyet verdiği gerçeğini belirtir.

    Son olarak Y. Şahitlerince ileri sürülüp Kol.1:15'te kullanılan “ilk doğan” terimi de Mesih'in yaratıldığını ispat etmez. Çünkü dikkat edin ki burada “ilk yaratılan” denilmiyor, “ilk doğan” deniliyor. Bu terimin yaratılışla bir alâkası bulunmayıp, bu İsa Mesih ve Eski Antlaşma zamanlarında Yahudi anlayışına göre kültürel olarak “yüksek bir mertebeye veya en önde gelen bir pozisyona sahip olup, şeref ve mirasa hakkı olan” anlamlarındaydı. Örneğin Davut peygamberin kendisinden büyük ağabeyleri olmasına rağmen, Tanrı “onu ilk oğlu ve dünya krallarının en yükseği kılacağı” nı belirtir! (Mez.89:27; Yer.31:9). YŞT bile Davut‘un burada ilk oğul olması durumunu seçilmiş İsrail halkı içinde en önde gelen bir pozisyona yükseltilmesi olarak yorumlar (Aid to Bible Understanding, 1971, sf. 584). Bundan başka İsa Mesih bir yerde kilisenin başı , yönlendiricisi, en önde geleni olarak tanıtılırken başka bir yerde aynı düşünce Onun ‘kardeşler (yani kilise) arasında ilk doğan olmasıyla‘ anlatılıyor (Romalılar 8:29). Görüldüğü gibi bu ayet de Mesih'in yaratıldığını değil, ama O'nun tüm yaratılış üzerinde en önde, en yüksek yeri aldığını ve O'nun her şeyin üzerinde baş ve mirasçı olduğunu belgelemektedir (İb.1:2; Çık. 4.22-23; Yer. 31:9). Bu ayetleri çarpık yorumlayarak Mesih'in bir yaratık olduğunu ileri sürmek büyük bir yanlışlıktır.

    İSA MESİH BAŞMELEK MİKAEL MİDİR?

    Kutsal Kitap, İsa Mesih'in bir melek oluşu düşüncesini de tamamen reddetmektedir. Çünkü Kutsal Kitap açık bir şekilde Tanrı'nın “hiçbir meleğe hiçbir zaman sevgili Oğlum” diye hitap etmediğini ve onlardan hiçbirine hiçbir zaman “kendi sağında oturmasını” söylemediğini yazar. Fakat bunları İsa Mesih'e hitaben söylemiştir (İb. 1:5, 13). Yine başka bir bölümde, Tanrı'nın “gelecek alemi, meleklere tabi kılmadığını” fakat Oğul'a tabi kıldığını okuruz (İb. 2:5)! O halde bu demektir ki, İsa Mesih bu “melekler” sınıfının tamamen dışında kalıyor ve kendisi kesinlikle bir melek değildir. YŞT'nın Mesih saydığı baş melek Mikael sadece “önde gelen reislerden biri ” olup (Dan. 10:13), Şeytan'a karşı durmaktan aciz olan bir melektir (Yah. 9). Oysa İsa Mesih, Şeytan ve cinlerin kendisinden titrediği ve kendisi vasıtasıyla yaratılan “Tanrı'nın bütün meleklerinin O'na tapındığı” egemen Rab ve eşsiz biricik Oğul'dur (İb. 1:6; Kol. 1:16). İçinde baş melek Mikael de olmak üzere bütün melekler O'na tapınmaktadır!

    İlginçtir ki, meleklerle İsa Mesih arasında bir kıyaslama yapan İbraniler kitabının 1‘inci babında, melekler yalnızca ‘Kurtu- luşu miras alacaklara hizmet için gönderilen hizmetçi ruhlar ‘ olarak tanıtılırken İsa Mesih, ‘Gökleri ve yeri yaratan Rab‘(ayet 10), ‘Tahtı ebedi olan Tanrı‘(ayet 8), ‘Tanrı izzetinin nuru ve öz sureti‘(ayet 3), ve yine ‘Tanrı‘nın bütün meleklerinin O‘na tapınması gereken‘‚ Tanrı‘nın tek ve benzersiz Oğlu olarak tanıtılır (ayet 6). Kesinlikle Mesih burada bir melek olarak tanıtılmaz veya meleklerle karıştırılmaz. Elçi Yuhanna da Mesih‘in insan öncesi yaşamından söz ederken O‘nu Baba‘yla birlikte her zaman var olan ve vasıtasıyla her şeyin yaratıldığı ‘Tanrı olan Söz' olarak tanıtır, ilk önce yaratılmış, baş melek Mikael olarak değil!! (Yu. 1:1-3,14). Bundan başka özellikle Yahuda mektubunda olsun, Esinleme kitabında olsun, İsa Mesih'ten ve Mikael'den söz edilirken açık bir şekilde bunlardan farklı kişilikler olarak söz edilir. Örneğin Yahuda'da İsa Mesih sürekli “tek efendimiz ve Rabbimiz İsa Mesih” ismiyle anılırken, Mikael'den yalnızca “baş melek” diye söz edilir. Hiçbir yerde Rabbimiz ve efendimiz Mikael diye bir ifade bulunmaz. Esinleme kitabındaysa İsa Mesih sürekli “kuzu”, “Mesih”, “Rablerin RABBİ” vs. gibi isimlerle anılırken hiçbir yerde Mikael'in Mesih olduğunu kanıtlayan bir ayete rastlamıyoruz! Ne İsa Mesih‘in kendisi ne de öğrencileri hiçbir zaman Mesih‘in bir melek olduğunu söylememişlerdir. Evet, O'nu bir melek, bir yaratık olarak görmek, O'nu düpedüz aşağılamak demektir! Hıristiyanlığın ilk yüzyılına atfedilmiş bir yazıtta, eski bir kilise önderinin bildirdiği gibi:

    “Tanrı bazılarının sanabileceği gibi insanlara hizmetçilerinden birini, bir melek, bir prens veya yeryüzü veya gökyüzü işlerinden sorumlu kılınmış ruhlardan birini göndermedi; ama evrenin yapıcısını ve mimarını gönderdi…” (Diognete Mektup, 6:32).
    Kutsal Kitap, Y. Şahitleri'nin öğretilerinin tersine İsa Mesih' in kesin bir şekilde bir melek değil, ezeli Oğul Tanrı olduğunu öğretir. Şu dört nokta açık bir şekilde Mesih'in kesin ve tam Tanrılığını belgelemektedir:

    1. Kutsal Kitap Mesih'i açıkça Tanrı olarak ilan eder: O İnsan konumuna giren “Kelam Allahtır “,” Rab ve Allahtır. ” (Yu. 1:1,14; 28:20), “Cümle üzerinde ebediyen mubarek Allahtır.” (Rom. 9:6), “Kadir Allahtır. ” (İş. 9:5), ‘İşte Allahınız, öç Allah‘ın karşılığı‘ (İş. 40:3-4), “Hakiki Allah ve ebedi hayattır.” (1.Yu. 5:20), “Tanrılığın bütün doluluğu bedence O'nda mevcuttur.” (Kol. 2:9). Bizzat Tanrı İsa Mesih'i ” Ey Tanrı , tahtın sonsuzluk boyunca kalıcıdır” diyerek açıkça Tanrı çağırır (İb. 1:8).

    Y. Şahitleri İsa Mesih‘in Tanrı olduğunu belgeleyen bu açık ayetlerin anlamını çürütmek veya zayıflatmak için ellerinden geleni yaparlar. Örneğin kendilerine bu ayetler gösterilince şu karşılıkta bulunurlar: Evet İsa ‘bir tanrı, bir ilahtır‘ ama asla Kadrî-Mutlak Tanrı değildir. Onlar Kutsal Kitap‘ta meleklere veya Şeytan‘a da ‘tanrı‘ denildiğini ve İsa Mesih‘in yalnızca bu anlamda kısmî bir tanrı olduğunu vurgularlar. Yuhanna 1:1‘deki ‘Kelam Tanrı idi‘ ifadesini de ‘ Kelam bir ilah idi‘ olarak çevirerek inançlarıyla tamamen uzlaştırmışlardır. Bu çevri şeklini doğrulamak için Y. Şahitleri Yunanca‘da bu ayette kullanılmış olan Tanrı ( Teos ) kelimesinin önünde belirleyici ibare (yunanca ‘ho‘ ingilizce ‘the‘) olmadığını ve bundan dolayı da bunun ‘bir tanrı‘ veya ‘tanrısal‘ olarak çevrilmesi gerektiğini söylerler . Her ne kadar buradaki Tanrı kelimesinin önünde belirleyici ibare olmadığı doğru olsa da, bunun bir tanrı olarak çevrilmesi gerektiği görüşü tamamen yanlıştır. Her şeyden önce hemen belirtelim ki, aynı bapta 6,12,13 ve 18‘inci ayetlerde Baba‘nın Tanrılığından söz edilirken de aynı şekilde Tanrı kelimesinin önünde belirleyici ibare ‘ ho ‘ yoktur. Acaba bu Baba‘nın Tanrılığını gölgeleyip O‘nun düşük düzeyde ‘ bir tanrı‘ olduğunu mu gösterir? Kesinlikle hayır!

    İlginçtir ki Yuhanna 1:18‘de ‘Tanrı‘ yı hiç kimse görmedi. Baba‘nın bağrında bulunup kendisi Tanrı olan Oğul, O‘nu tanıttı‘ sözlerinde Baba‘nın ve Oğul‘un Tanrılığının önünde belirleyici ibareler kullanılmamaktadır. Ama buna rağmen YŞT burayı aynı kuralı takip edip ‘hiç kimse bir tanrı görmemiştir ‘ olarak çevirmez fakat ‘ Tanrı‘yı‘ kimse görmemiştir olarak çevirir. Oğul‘un Tanrılığını da yine ‘ bir tanrı‘ olarak çevirerek Mesih‘in Tanrılığına düşmanlığını bir kez daha sergiler. Görüldüğü gibi belirleyici ibarenin kullanılması veya kullanılmaması önemli değildir. Eğer Y. Şahitleri Mesih‘in kesin Tanrılığına inanmak için ille de bu ibarenin gerekliğini vurgularlarsa kendilerine Yuhanna 20:28‘de Tomas‘ın İsa‘ya yönelik olarak söylediği ‘Rabbim ve Tanrım ‘ sözünü gösterebiliriz. Tomas burada Mesih‘e belirleyici ibareyle ‘ ho Teos mu‘ benim Tanrım diye hitap eder. Fakat buna rağmen Y. Şahitleri Mesih‘ in Tanrılığına inanmaz, Tomas‘ın İsa‘ya ‘bir tanrı‘ olarak hitap ettiğinde ısrar ederler! Eğer Yuhanna, 1:1-3 bağlamında İsa Mesih‘in Tanrılığından söz edilirken belirleyici ibare kullanılmış olsaydı, bu O‘nun Baba Tanrı‘nın bizzat kendisi olduğunu söylemiş olup, bu bizleri Baba ve Oğul‘un tek ve aynı şahsiyet olduğu görüşünü savunan Modalizm yanılgısına sevk edecekti. Yerinde olarak Mesih‘in Baba Tanrı olmayıp Oğul Tanrı olduğunu ifade etmek için belirleyici ifadenin burada kullanılmaması daha uygundu. Bu sözleri çarpıtıp Mesih‘i küçük bir tanrı durumuna indirgemek kabul edilemez bir harekettir. Bundan başka burayı ‘ bir tanrı‘ olarak çevirmek sanki başka bir çok tanrıların (politeyizm) varlığı düşüncesini yansıtır ki, bu ‘yanımda tanrı yoktur, olmadı ve olmayacaktır‘ diyen Tanrı‘nın açıklamasıyla tamamen çelişir (Tes.32:39,İşa. 43:10).

    Melekler‘e, Şeytan‘a ve insanlara belirli özel durumlarda ilah denildiği gerçi doğrudur. Fakat yine açıktır ki bunların tanrılığı gerçek anlamda tanrılık olmayıp yalnızca bir veya bir kaç alanda Tanrı‘ya benzemelerindendir. Fakat Mesih ‘Tanrılığın BÜTÜN doluluğuna‘ sahiptir (Kol 2:9). Mesih‘in Tanrılığını melek, Şeytan veya insanların tanrılığı seviyesine indirgeyip, onlarla bir tutmak O‘nu aşağılamak ve Kutsal Kitap gerçeklerini gözardı etmek demektir. İnceleyeceğimiz şu son üç nokta Mesih‘i melek, Şeytan ve insan tanrılığından tamamen ayırıp, O‘nun Tanrılığının, Baba Tanrı‘ya eşdeğerde bir Tanrılık olduğunu kanıtlar.

    2. Sadece Tanrı'ya yöneltilmesi gereken dua, tapınış, şükran, yücelik ve övgülerin Mesih'e de yöneltilmesi O'nun Tanrılığının melekler benzerliğinde kısmî değil, ama tam ve gerçek bir Tanrılık olduğunu belgeler: İstefanos taşlanmaktayken “Ya Rab İsa ruhumu al, diyerek dua etmekteydi. ” ve yine “Ya Rab onlara bu günahı yükleme.” diyordu (Elçi. 7:59-60; 1. Kor. 1:3; 2. Kor. 12:8-10). Melekler ve insanlar, aynı Baba Tanrı' ya olduğu gibi, eşit bir şekilde İsa Mesih'e de tapınıp, yüceltiyorlardı:

    “Sonra tahtın, canlı yaratıkların ve ihtiyarların çevresinde çok sayıda melek gördüm… yüksek sesle şöyle diyorlardı: 'Boğazlanmış Kuzu, gücü, zenginliği, bilgeliği ve kudreti, saygıyı, yüceliği ve övgüyü almaya layıktır.' Ve gökte, yeryüzünde, yer altında ve denizlerdeki tüm yaratıkların, bunlardaki tüm varlıkların şöyle dediğini işittim: 'Övgü, saygı, yücelik ve güç sonsuzlara dek, taht üzerinde oturanın ve Kuzu'nun olsun !” (Esin. 5:7- 14; 22:20).
    “Tanrı ilk doğanı dünyaya gönderirken diyor ki, 'Tanrı'nın bütün melekleri O'na (İsa'ya) tapınsınlar. ” (İbr. 1:6).
    “İsa onları kutsarken yanlarından ayrıldı, göğe alındı. Öğrencileri O'na tapındılar. ” (Lu. 22:51-52).
    “Onlar da yaklaşıp İsa'nın ayaklarına sarıldılar. O'na tapınmaya başladılar.” (Mat. 28:9).
    “Fakat kadın geldi ve ya Rab bana yardım et diyerek O'na tapındı. ” (Mat. 15:25, 2:2, 11, vs…) .
    Zaten İsa Mesih açıkça, herkesin “Baba'yı onurlandırdığı gibi kendisini de onurlandırması” gerektiğini bildirmiştir! (Yu. 5: 23; bkz. İb. 1:6; Lu. 24:52; 2.Pet. 3:18; 1. Tim. 1:13). Oysa Kutsal Kitap'ta bu eylemlerin Tanrı'nın dışında başka bir varlığa veya bir meleğe yöneltilmesi tamamen putperestlik sayılmakta ve bu nedenle de kesinlikle yasaklanmaktadır! (İş. 42:8; Mat. 4:10; Yu. 19:10).

    3. İsa Mesih'in yalnızca Baba Tanrı'ya özgü ünvan ve özelliklere sahip olması O'nun yine kesin Tanrılığını gösterir: O aynı Baba Tanrı gibi “Alfa ve Omega.” dır (Esin. 1:8; 22:12-13, 20). Aynı anda her yerde olabilendir (Mat. 18:20; 28:20), “Kadir Allahtır.” (İş. 9:6; 10:21; Fili. 3:21; İb. 1:3), “Rablerin Rabbi, Kralların Kralıdır.” (1. Tim. 6:15; Esin. 19:16). Her şeyi bilip, bütün yürekleri araştırandır (Yer. 17:10; Esin. 2:23; Yu. 2:24-25; 16:30; 21:30). Yalnızca Tanrı'ya mahsus olan günahları bağışlama yetkisine sahiptir (Mar. 2:5-6; Elçi. 7:60), “İzzet Rabbi ve Kralıdır” (Mez. 24:7, 10; 1. Kor. 2:8), “Kaya ve Kurtarıcıdır.” (İş. 43:11; 44:8; Fil. 3:20; 1. Kor. 10:4), “Her şeyde her şeydir” (1. Kor. 15:28; Kol. 3:11), ‘‘Cümlenin Rabbi‘dir (Elçi 10:36) “Yaratılan her şey O'nun vasıtası ile ve O'nun için olmuştur.” (Rom. 11:36; Kol.1:16). Aynı Tanrı gibi ‘Sözleri ebediyen durandır‘ (Mat. 24: 35). Bundan başka Kutsal Kitap‘ta Baba Tanrı ve İsa Mesih‘in eşit bir şekilde şu fonksiyonları paylaşması gerçeği de O‘nun gerçek Tanrılığının başka bir kanıtıdır. Örneğin bir yerde Tanrı‘ nın Krallığı denilirken başka bir yerden bundan Mesih‘in Krallığı olarak söz edilir (Elçi 14:22-2. Pe. 1:11), Aynı şekilde Tanrı‘nın İncil‘i, Mesih‘in İncili (1.Sel.2:9-Rom. 15:19), Tanrı‘nın inayeti, Mesih‘in inayeti (Tit.2:11; 2.Kor.8:9), Tanrı‘nın sevgisi, Mesih‘in sevgisi (1.Yu.4:9;2.Kor.5:14;Esin 1:5), Tanrı‘nın Kilisesi, Mesih‘in Kilisesi (1.Kor. 1:2- Rom.16:16), Tanrı‘nın Günü, Mesih‘in Günü , Tanrı‘nın hizmetçisi, Mesih‘in hizmetçisi, Tanrı‘nın Ruhu, Mesih‘in Ruhu (Rom. 8:9), ve Tanrı‘nın melekleri ve Mesih‘in melekleri (Esin.1:1; 22:16) denilir. Mesih tarafından yaratılan melek ve insanların böyle ünvan ve özelliklere sahip olmadığı ve Baba Tanrı‘yla özdeşleşmedikleri açık bir gerçektir.

    4. İsa Mesih'in Kutsal Kitap'ta Tanrı'yla özdeşleştirilmesi olayı da O'nun kesin Tanrılığını gösterir: Örneğin Mezmur 102:25-27'de bizzat Baba Tanrı'ya yöneltilmiş olan “Ya Rab başlangıçta yerin temellerini sen attın. Gökler de senin ellerinin yapıtıdır. Onlar yok olacak ama sen kalıcısın…” duası İbraniler 1:10‘da direkt olarak Mesih'e atfedilmektedir! Yine Yeşaya 8:13-14'te Baba Tanrı için söylenen “Kutsayacağınız ve korkacağınız Orduların Rabbi olsun” ve “sürçme ve tökezlenme kayası olacak” sözleri 1. Petrus 2:7 ve 3:14'te olduğu gibi Mesih'e atfediliyor! Aynı zamanda elçi Yuhanna, İşaya 6:1-13'teki Baba Tanrı'nın görkemli görümünü Yuhanna 12:37-41 ayetlerinde Mesih İsa'nın görünümü olarak takdim eder! (Aynı zamanda Mez. 24:7-10'u 1. Kor. 2:8 ile, Efes 4:8'i de Mez. 68:18 ile, Zek. 11:13‘ü Mat. 27:3-10 ile, İşa. 54:5‘i Mat. 9:15 ile ve Mat. 11:4-5'i de İşa. 35:4-6 ile karşılaştırın) Zaten İsa Mesih de “Ben ve Baba biriz.” ve “Beni gören Baba'yı görmüştür.” diyerek kendisini Baba ile özdeşleştirmiştir! Hatta yine O, çok özel bir anlamda “Tanrı'nın kendi Babası olduğunu söyleyerek, kendisini Tanrı'ya eşit kılıyordu.” (Yu. 5:18). Bundan dolayı Yahudiler ve Ferisiler, İsa Mesih'i bir çok kez kendisini “Tanrı” yerine koyuyor diyerek suçlamaya ve taşlamaya kalkışmışlardır (Yu. 10:33). Melekler‘e, Şeytan‘a ve insanlara kesinlikle tatbik edilmeyen bu gerçekler açıkça göstermektedir ki Mesih‘in Tanrılığı gerçek bir Tanrılık olup melek, şeytan ve insanların tanrılığıyla kesinlikle karıştırılamaz.

    Hayır, İsa Mesih asla Y. Şahitleri'nin öğrettiği gibi bir melek veya bir yaratık değildir! Onlar bu konuda Kutsal Kitap'tan ziyade zamanımızın akılcı liberal akımların düşüncenlerini izlemektedir! Kutsal Kitap'a göre İsa Mesih, insanlık tarihimizin belirli bir döneminde kurtuluşumuz için kul veya insan durumu- na girmiş Oğul Tanrı'dır. Nasıl ateşte kızarmış demir aynı anda hem demir hem de ateştir, Mesih de bu benzerlikte hem tam bir insan, hem de tam bir Tanrıdır. Y. Şahitleri'nin Mesih'in Tanrılığını çürütmek amacıyla sık sık ileri sürdükleri Mesih'in “Baba benden büyüktür” ve “o gün ve saati ne Oğul, ne de melekler; yalnızca Baba bilir” sözleri, Mesih'in ağlaması, yorulması, denenmesi, dua etmesi, Baba'ya hitaben “Allahım” demesi (Yu. 14:28; Mar. 13:31-32) vs. hep gönüllü olarak almış olduğu İnsanoğlu veya kul pozisyonuyla ilgilidir. O, kul pozisyonunda ‘meleklerden de biraz aşağı kılınmış‘ tı (İb. 2:9;17). Pavlus'un da belirttiği gibi:

    “O'nun yoksulluğuyla siz zengin olasınız diye, zengin olduğu halde sizin uğrunuza yoksul oldu .” (2. Kor. 8:9).
    Yine “Mesih Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı'ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama yüceliğinden soyunarak kul özünü aldı… kendini alçalltı .” (Fil. 2:1-11).
    Yeriyken Mesih‘in Tanrılığını ve Baba‘yla eşitliğini gösteren Filipililer 2:1-11 ayetleri üzerinde biraz durmamız yararlı olur. Y. Şahitleri bu ayetlerin içerdiği gerçeği de çeşitli yorum tarzlarıyla çürütmeye veya zayıflatmaya çalışırlar. Onlara göre bu ayetlerde İsa Mesih Şeytan gibi Tanrı olmaya ve Tanrı‘ya eşit olmaya yeltenmeyip, kendini alçaltmış olduğundan dolayı Tanrı tarafından önceden sahip olmadığı yüksek bir pozisyona çıkartılmıştır. Oysa bu bölüm hiç de bu görüş doğrultusunda değildir. Bu ayetleri kendi bağlamında incelediğimizde açıkça İsa Mesih‘in zaten Tanrı olup, Baba‘sıyla eşitliğe sahip olduğunu, fakat İsa‘nın bu yüksek pozisyonuna sıkı sıkı sarılmayıp, gönüllü bir şekilde Baba‘sını ‘kendinden üstün sayarak‘ alçaldığını ve yine bunun sonucunda da Baba‘nın kendisini son derece yücelttiğini görüyoruz. İlk dört ayette Pavlus Filipililer cemaatını birliğe, sevgiye ve her ne kadar insan durumunda birbirleriyle eşit durumda olsalar da alçakgönüllülük prensibinden hareket ederek her bir inanlıyı ‘bir diğerini kendinden üstün saymaya ve başkalarının yararını‘ kovalamaya davet etmektedir. 5. ve 11‘inci ayetlerde de buna ilk model olarak İsa Mesih‘in Baba‘sına karşı takınmış olduğu tutum örnek gösterilir. İsa Mesih de Baba‘sıyla eşit olduğu halde bu eşitliği ‘zorla saklanılacak bir hak saymadı ‘ fakat Baba‘sını kendisinden üstün saydı ve O‘nun yararını kovaladı. Tanrı biçiminde, özünde (morfe) veya durumunda olmasına rağmen alçalıp kul durumuna (morfe) girdi. İsa‘nın almış olduğu insan biçimi nasıl kısmî olmayıp tam idiyse önceden sahip olduğu Tanrılık biçimi veya durumu da tamdı . Bu nedenledir ki İsa Mesih‘in zaten sahip olmuş olduğu bir yüceliği (bkz.Yu. 17:5) veya Tanrı olma durumunu gaspla elde etmeye girişmesi düşünülemez. Baba Tanrı‘nın İsa Mesih‘i ‘pek çok yüceltmesi ‘yse O‘nun önceden daha aşağı bir varlık olup da, daha sonradan büyük bir duruma yükseltilmesi değildir. Görmüş olduğumuz gibi daha insan özü almadan önce Mesih Rabdi ve Tanrı‘ydı (Yu.1:1; Mez.110:1). İsa Mesih yeryüzünde yaşamı ve işleriyle nasıl Tanrı‘yı yücelttiyse, aynı benzerlikte Tanrı da Mesih‘in Rabliğinin görkemini evrensel çapta parlamasını sağlayarak yüceltmiştir ve daha da yüceltecektir (Yu.17:1-5).

    Yuhanna 17:3'te İsa Mesih'in Baba'ya hitaben söylediği ‘tek gerçek Tanrı' ifadesi ve Tesniye 6:4'ü yineleyen Markos 12:31' deki Tanrı'nın birliğiyle ilgili söylenen sözler de İsa Mesih'in gerçek Tanrılığını gölgeleyip, dışlamaz. Çünkü aynı düşünce doğrultusunda Yahuda mektubu ayet 4'te İsa Mesih'e ‘tek Efendimiz ve Rabbimiz' diyerek hitap edilmektedir. Acaba bizler buna dayanarak Baba Tanrı'nın Efendi ve Rab olduğu gerçeğini çürütüp, dışlayabilir miyiz? Ve yine buraya dayanarak O'nun Efendimiz ve Rabbimiz olmadığını söyleyebilir miyiz? Bunun dışında 1 Yuhanna 5:20' de Mesih'e ‘ Hakiki Tanrı ve ebedi hayat budur' denilmektedir.

    Tanrı'nın tek olduğunu vurgulayan diğer ayetlere gelince hemen belirtmeliyiz ki, bu birlik mutlak bir teklik olmayıp, bileşik bir tekliktir . İbranice'de mutlak teklik için (yahid) kelimesi, bileşik teklik için de (ehad) kelimesi kullanılır. Örneğin Tekvin 2:24 ve Matta 19:5-6 ayetlerinde kadın ve erkeğin bir beden oluşu bu ‘ehad' kelimesiyle ifade edilir. Şüphesiz bu birlik tek bir kişilik değil ama iki kişiden meydana gelen, bileşik bir birliktir. Tanrı'nın birliğini vurgulayan sözkonusu ayetlerde de kullanılan kelime işte bu ‘ehad' kelimesi olup, ilk kilise pederlerinin de belirtmiş olduğu gibi bu Tanrı'nın, sözü (İsa) ve hikmetiyle (Kutsal Ruh) bileşik bir teklik oluşturduğu gerçeğini yansıtır. Bu düşünce doğrultusunda İşaya kitabında da Tanrı'nın ‘gökleri tek başına yayıp' ve her şeye yaşam verdiği belirtilir (İş. 44: 24). Fakat İncil kesiminde açık bir şekilde görüyoruz ki Tanrı tek başına değildi ve her şeyi İsa Mesih ve Kutsal Ruh ile yaptı (Yuh.1:1-3; Tek. 1:26). Nasıl burada kullanılan tek başına kelimesi İsa Mesih'in yaratma işini dışlamayıp, içine alır, aynı benzerlikte Tanrı'nın tekliği de Oğul'un ve Kutsal Ruh'un Tanrılığını da içine alır.

    Tarihsel yönde incelediğimizde de ilk yüzyıllardaki Hıristi-yanların Mesih'in Tanrılığını ve Tanrı‘yla birlikteliğini cesaretle savunduklarını görürüz. O'nun Tanrılığına değin bir yığın be-yanlar mevcuttur. Burada yalnızca İgnatyus adlı birinin beyanıyla yetineceğiz. M. S. 112 yılında Efesliler'e yazdığı mektubun 7'nci bölümünde İgnatyus şöyle der:

    “Rabbimiz İsa Mesih yegâne Hekimdir. Hem bedeni hem de ruhu vardır. Kadından doğmuş olmakla beraber başlangıcı yoktur. İsa, insan vücuduna bürünmüş Allah'tır ; ölümde gerçek yaşamdır; Meryem'in Oğlu ve Allah'ın Oğludur…”.
    YŞT, 1995‘te yayınladığı ‘Sonsuz Yaşama Götüren Bilgi‘ kitabında Mesih‘in, gökte sayısız yıllar boyunca sahip olduğu yakın ilişki sonucunda, itaati sayesinde sonunda Babası Yehova‘ya benzer bir duruma geldiğini de bildirerek sapıklığının doruğuna ulaşır (sf. 39, Fr.). Oysa ki Kutsal Kitap İsa Mesih‘in ‘dün, bugün ve sonsuzlarca aynı olduğunu‘ ve yine O‘nun daima ‘Alfa ve Omega‘ olduğu gerçeğini belirtir (İb.13:8; Esin. 22:12-13). Her fırsatta İsa Mesih'in Tanrılığını çürütmeyi kovalayan Y. Şahitlerinin ileri sürdüğü bu düşünceler tamamen yanlıştır ve kesinlikle reddedilmelidir. Mesih‘in Tanrılığı konusunda aşağılayıcı tutumları bizlere bu Cemiyet‘in gerisinde Kutsal Ruh‘un bulunmadığı gerçeğini bir kez daha belgeler. Çünkü İsa Mesih, geleceğini vaat ettiği Kutsal Ruh‘un temel görevlerinden birisinin kendisini ‘yüceltmek‘ olduğunu söylemiştir: İsa Mesih ‘O gelince Beni yüceltecektir.‘ dedi (Yu. 16:14; 1Kor. 12:3).

    Sarkis Pasaoglu -Brüksel Incil Kilisesi[/size]

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.