İnsanın Öfkesi* TANRI’NIN ÖFKESİ

  • Bu konu 2 izleyen ve 9 yanıt içeriyor.
10 yazı görüntüleniyor - 1 ile 10 arası (toplam 10)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25862
    Anonim
    Pasif

    İnsanın Öfkesi – TANRI’NIN ÖFKESİ
    (Tomas Cosmades)

    Nedir kitap yakma türünden erdeme, sağduyuya, gerçeğe rest çeken kişiyi etkileyen dağıtıcı gücün etkisi? KIZGINLIK, ÖFKE… Başka yolla çıkamadığı bilgiye, inanca, görüşe çok sert bir eylemle yıkıcılık yapmak. Böyle kişiler, öfkelerini denetleyememişler! Kızgınlık bardağından içki içen pişmanlık yatağında kan kusacaktır. Öfke, hiddet, kızgınlık aynı ocakta kaynamış zehir zıkkım insan tepkisidir. Bunun getirdiği zarar, üzüntü ve yıkım dille anlatılamaz. Sevgiyi, acımayı, hoşgörüyü, bağışlayıcılığı kökten dışlayan çirkinlik alemidir öfke.

    Tarih boyunca öfke sonucu ne denli savaşlar, soykırımlar, katliamlar oldu; oluyor da.. Ademoğlu öfkenin tutsağı olmuştur. Uygarlığın doruğa çıktığı şu döneme, ‘Öfke çağı’ dememiz hiç de yanlış olmaz.. Bir futbol takımı maçı kaybeder, taraftarları küplere biner, huliganları kışkırtır. Toplumuna karşı bazılarının kan beynine sıçrar, ormanları ateşe verir ya da kızgınlığını başka taşkınlıklarla yansıtır. Terörizm eylemini esinleyen, yönelten duygu elbette yanıp tutuşan öfkedir. Bunun en belirgin, kahredici göstergesi, 11 Eylül 2001 cinnetidir. 19 kişiye öfke öylesine egemen olmuş ki, diğerlerin tümünü – kendi canlarına saygıyı da – bir yana ve bu eylem Tanrı’ya yükletiliyor!

    Eski çağın insanı kızgınlığı kişileştirerek onu ürkü alevleri saçan bir tanrı biçimine sokuyor. Kızgınlık var masmavi gökte beliren bulutçuluk gibi hemen dağılır, başkasıysa yıkıcı kasırgalar getiren kapkaranlık bulutlara dönüşür. İncil’de şu Tanrı buyruğu sergilenir:


    ‘Öfkeye kapılınca bunu günaha dönüştürmeyin. Öfkenizin üzerine güneş batmasın. İblise fırsat vermeyin’ (Efesoslular 2:26-27).

    Barış Prensi Mesih, şöyle uyarır: ‘Size derim ki, kardeşine
    öfkelenen herkes yargılanmayı hak edecektir’ (Matta 5:22).


    Rab, burada yıkıcı, dağıtıcı, ağlatıcı öfkeden söz etmektedir. Ama Mesih günahı arıtıp varlığa egemen olunca, öfke bulutlarını tamamen dağıtır. Karşısındakini çamura batıran, küfreden, gözdağı veren ya da bıçağa sarılan kızgınlık, iblisin fırsatı ele alarak çaresiz kişiyi yönetmesinin belirgin bir örneğidir.


    Bu dönümde, insan kızgınlığından apayrı özellikle beliren Tanrı kızgınlığına eğilmek yararlı olur.


    Bu kızgınlık Kutsal Kitap’ta şu sözlerle anlatılır: ‘Tanrı adil bir yargıçtır; öyle bir Tanrı ki, her gün öfke saçar’ (Mezmurlar 7:11).


    ‘Şiddetli gazabın üzerimden geçti, saçtığın dehşet beni yedi bitirdi’ (Mezmurlar 88:16).


    ‘Eriyip bitiyoruz senin öfkenden, kızgınlığından dehşete düşüyoruz’ (Mezmurlar 90: 7).


    Ademoğlunun okşadığı, hiç bırakmadığı günaha karşı sürekli öfke taşıyan Tanrı, kişiyi kesin ve belirgin bir şekilde uyarır. Şaşmaz, değişmez, adaleti herkesi hakça yargılar. O’nun adaletini kendi kaprislerine, dinsel yorumlarına, öç alevlerine, kişisel gururlarına alet ederek günahını örtbas edenlere yaraşan yargı öfkeyle doludur. Hak Yargıç’ın elinden yaraşan cezayı almaktır. Tanrı’nın hak kızgınlığı O’nun kutsallığından kaynaklanır, insanınkiyse cehennem alevlerinden beslenir.


    Birçok ilişkide ölçüsüz ademoğlu, kızgınken ölçüsüzlüğünü tüm çirkinliğiyle sergiler. İnsanın öfkesi kötü ilişkileri, yıkımı doğurur. Öte yandan Tanrı’nın kızgınlığı her durumda kendi adalet ilkesini savunur. İnsani öfke bencil, çıkarcı duygulardan beslenir. Hıncı, kıskançlığı, çekememezliği, güvensizliği, kuşkuyu, korkuyu, içerleyişi ve bu türden aşağılık duygularını dışarıya yansıtır. Adil Yaradan- Kurtarıcı, bunların bir tekiyle bile etkilenemez. O’nun öfkesi her durumda kutsallık-doğruluk sınırları içinde işler. Tanrısal kızgınlığın tek amacı, günahlı insanın sarstığı evrensel düzen ve erdem ilkelerini savunmak, sarsılan dengeyi saptamaktır.


    Temizliğe saygısı olan, her tür kirlilik karşısında iğrenti duyan kişi Tanrı’nın günah doğrultusunda taşıdığı kızgınlığı daha iyi kavrayabilir. Kutsal Tanrı öz varlığıyla çelişki oluşturan hiçbir bozukluğa sünger geçirmez. Aksi halde egemenliğinin ayaklar altında çiğnenmesine göz yummuş olurdu. Hayır! O’nun adaleti tamdır, öfkesi korkutucudur. Musa peygamber günahlının sarsıntısına değinerek Tanrı’ya şöyle yakınır:


    Bütün günlerimiz Senin gazabında geçiyor. Yıllarımızı bir soluk gibi bitirmekteyiz’ (Mezmur 90:9).


    İşin şaşırtıcı yönü, günahı öfkeyle karşılayan Tanrı öte yandan sevgisini de kısmaz. O, günahtan nefret eder, bunun yanı sıra günahlıyı çok sever. Tanrı’nın öfkesiyle insanın öfkesi arasındaki fark budur. Öfkeyle eyleme koyulan kişide zerre kadar sevgi yoktur, tek etkisi öfkedir. Ama Tanrı öfkelenir, aynı zamanda sever, çünkü Tanrı sevgidir:


    Sevmeyen kişi Tanrı’yı tanımaz. Çünkü Tanrı sevgidir.

    Tanrı biricik Oğlu aracılığıyla yaşayalım diye O’nu dünyaya gönderdi, böylece bizi sevdiğini gösterdi.

    Tanrı’yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu’nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur.

    Sevgili kardeşlerim, Tanrı bizi bu kadar çok sevdiğine göre biz de birbirimizi sevmeye borçluyuz.

    Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı’yı görmüş değildir. Ama birbirimizi seversek, Tanrı içimizde yaşar ve sevgisi içimizde yetkinleşmiş olur.

    Tanrı’da yaşadığımızı ve O’nun bizde yaşadığını bize kendi Ruhu’ndan vermiş olmasından anlıyoruz.

    Baba’nın, Oğlu’nu dünyanın Kurtarıcısı olarak gönderdiğini gördük, şimdi buna tanıklık ediyoruz.

    Kim İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğunu açıkça ikrar ederse, Tanrı’da yaşar, Tanrı onda yaşar’ (1.Yuhanna 4:8-16).


    Günahlı kişi korku azabı altında işkence çekmesin. Tanrı’yı hem öfkesi hem de sevgisi kapsamında tanıyan O’nun gerçek niteliğini kavrayabilir. Ademoğlu’nun öfkeye set çekebilmek için akılları durduran özveriye koyulması hiç düşünülebilir mi? Oğlu öldürülen bağrı yanık baba katile, ‘Sen oğlumu öldürdün, ama ben senin suçuna karşı mahkemede fidye olarak canımı sunacağım; böylece hem öfkemi noktalayacağım, hem de adaletin ödün vermez dileğini karşılayacağım’ diyebilir mi hiç?

    Tanrı tam bu eylemi sonuçladı. Adaletinin dileğini karşılamak, böylece taşkın öfkesini gidermek için biricik Oğlu İsa Mesih’i yerimize sundu. Bu çetin sorun yaratık açısından değil, Yaradan-Kurtaran açısından yaklaşan, aklını karıştıran soruların teker teker çözüldüğüne tanık olur ve bundan sevinç bulur. Dinden vecibeden önce günah-af konusuna eğilmek en önde yer tutan gerekçedir. Bundan ötesi ayrıntı, çoğu kez de çalkantı faslıdır.


    ‘Günahlıyım, Tanrı’nın adaletini zorladım, O’nun kutsallığına karşı çıktım. Göksel Baba’yı mağdur etmiş bir suçluyum. Bunu kendim onaramam. Mesih’in benim yerime kurban olduğunukabul ediyorum, katında tövbeyle iman ediyorum. Bana verdiği sonsuz güven için O’na binlerce teşekkürler sunuyorum’.

    #31906
    Anonim
    Pasif

    Öfke… Bu aralar insanlara olan öfkem yok. Artık şaşıp kalmış durumdayım. Onlara olan tepkim o kadar büyüdü ki onların yaşattıklarının hesabını Rabbe soruyorum. İsyanlarım da, öfkem de Rab oldu artık.. Sevgim de, durgunluğum da, yılgınlığım da, çaresizliğim de, artık her şeyim Rab. Beni Rabbe sorun, çünkü yaşamımı ancak Rab açıklayabilir.. Bende kelimeler tükendi diyorum.

    #31921
    Anonim
    Pasif

    themor;11791 wrote:
    Öfke… Bu aralar insanlara olan öfkem yok. Artık şaşıp kalmış durumdayım. Onlara olan tepkim o kadar büyüdü ki onların yaşattıklarının hesabını Rabbe soruyorum. İsyanlarım da, öfkem de Rab oldu artık.. Sevgim de, durgunluğum da, yılgınlığım da, çaresizliğim de, artık her şeyim Rab. Beni Rabbe sorun, çünkü yaşamımı ancak Rab açıklayabilir.. Bende kelimeler tükendi diyorum.

    Sevgili Themor,
    Seni anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Dünyada yaşanan tüm olumsuzlukların, insanların sana yaşattıkları haksızlıkların hesabını neden Rab’be soruyorsun? Tüm bunların sorumlusu Rab midir? Rab’be olan bu öfken, bu isyanın niye? Demek ki sen Rab’bi iyice tanıyamamışsın. Tanrı sevgidir. Dünyada yaşanan tüm haksızlıkların hesabını Rab teker teker soracak ve herkese yaptıklarının karşılığını verecektir.

    İsyanından, öfkenden ve umutsuzluklarından tövbe et ve Rabbe güven. Rab seni seviyor ve senin için güzel planları var. Bu kadar umutsuzluk ve çaresizlik duyguları Rab’den değil, şeytandan kaynaklanır. Şeytan yalancıdır, hırsızdır. Sürekli düşüncelerine çaresiz olduğunu, senin için bir umut olmadığını fısıldayarak yalan söyler ve sevincini çalmak ister. Ona inanma ve İsa Mesih adıyla bu olumsuz düşüncelere karşı gel! Rab’be yaklaş, o zaman şeytan senden kaçacak ve İsa Mesih’le zafer kazanacaksın.

    Sevgiyle kal

    #31937
    Anonim
    Pasif

    Sağol ablam sağol. Çok doğru Rab’le paylaşıyorum. Evet Rab’bin bir planı olduğunu bilmek rahatlatıyor, sadece hatam varsa affetsin. Yazdıklarım (hislerim) herşeyim onun, çünkü o içimde, göz yaşlarımda, umutlarımda, yaşama sebebimde, herşeyde sadece o var. Ağır günlerdeki kırgınlıklar isyandan da ziyade bir yakarış… O biliyor abla.

    Rab’deki kardeşin..
    Esenlikler diliyorum.

    #31966
    Anonim
    Pasif

    themor;11862 wrote:
    Sağol ablam sağol. Çok doğru Rab’le paylaşıyorum. Evet Rab’bin bir planı olduğunu bilmek rahatlatıyor, sadece hatam varsa affetsin. Yazdıklarım (hislerim) herşeyim onun, çünkü o içimde, göz yaşlarımda, umutlarımda, yaşama sebebimde, herşeyde sadece o var. Ağır günlerdeki kırgınlıklar isyandan da ziyade bir yakarış… O biliyor abla. quote]


    Sevgili Themor kardeşim,

    Rab sevgi doludur, anlayışlıdır. Senin, içinde bulunduğun durumları, zorluklarını, düşüncelerini, isyanlarını, gözyaşlarını, özlemlerini, hayallerini çok iyi biliyor. Tüm bunları Rab’le paylaşman, O’nunla dertleşmenden daha güzel ne olabilir ki? Ama sakın isyan etme! İsyanlarımız, Tanrı ile aramıza duvar örer.

    Rab’bi her zaman yücelt, sıkıntılarda, zorluklarda bile. Çünkü Rab’den daha sadık bir DOST yoktur. Hiç kimse seni Rab’den daha çok sevemez. Bazı anne ve babalar çocuklarına kötü davranabilir, terkedebilirler, en güvendiğimiz arkadaşlarımız, yakınlarımız bizleri yanıltabilirler, hayal kırıklığına uğratabilirler, ama Rab asla bizleri terketmez, kötü davranmaz, hayalkırıklığına uğratmaz. Kendisine iman eden her bir çocuğu için çok güzel planları vardır, onlara iyi ve güzel şeyler vermek ister. Yaşamımızda zorluklar olabilir. Zaten İsa Mesih bu dünyada sıkıntımız olacağını söyledi. İncil Yuhanna 16: 33′ te şöyle okuyoruz:

    ‘Bu dünyada sıkıntınız olacaktır, ama cesur olun, ben dünyayı yendim’.

    Kutsal Kitap’ta Yeşu 1:5’te Tanrı şöyle diyor sevgili Themor:

    ‘Yaşamın boyunca hiç kimse sana karşı koyamayacak; nasıl Musa ile birlikte oldumsa, seninle de birlikte olacağım. Seni terk etmeyeceğim, yüzüstü bırakmayacağım.’

    ‘Sana güçlü ve yürekli ol demedim mi? Korkma, yılma! Çünkü Tanrı’n RAB gideceğin her yerde sürekli seninle olacak’ (Yeşu 1:9).

    Kutsal Ruh’un, yüreğini her zaman sevinciyle doldurmasını ve seni bol bol bereketlemesini diliyorum.

    Sevgilerimle

    #31975
    Anonim
    Pasif

    Ablam kutsal kitabı okuyorum ama tabiki ihtiyacım olduğu durumlar da benim koşullarım için hangi ayet var ve nerde bilemiyorum yazdıkların için canı gönülden teşekkür ediyorum.

    Saygılarımla ablam…..

    #33385
    Anonim
    Pasif

    Yaşamımı uğruna adadığım, yüceler yücesi,sevgilerin en üstünü,umut bereket huzur dağıtan sevgili babam.

    Her zaman okurdum bana söylediklerini benim için konuştuklarını, ama algılamam çok zordu. Her yaşadığım olumsuzlukları senden bilir ve hesabını senden sormaya kalkardım. Sekiz ay önce bu kılavyeden sana yazdığım dönemi daha dün gibi anımsıyorum. Bana cevabını kardeşlerimin ağzından vermiştin. Ama ben yine algılayamamıştım. Unutmamın imkansız olduğu “Rab’bin senin için bir planı var” ona güven ve ona sığın rab seni seviyor!’ tarzındaki tüm sözlere hem inanıyor hemde neden olmuyor peki neden diye isyanlarımıda hiç eksiketmiyordum.

    Ey yücelerin yücesi isam şimdi ne desem ne yazssam ki senden özür dilesem! Ne yazsamki babam sana teşekkür etsem! Söylemek istediklerimin kolunu kanadını kırıyor, yetersiz geliyor bu kelimeler.

    İşte Rab’bim senin önündeyim saçımın telinden ayak tırnaklarıma, yüreğimin derinliklerinden fikirlerime kadar sen beni benden daha iyi tanıyorsun. Şu an tüm bedenimle tüm ruhumla sana secde ediyorum hamdediyorum bereketin için, sevgin için huzurun için, pastörüm için, kilisem için, kardeşlerim için, dünyasal ihtiyaçlarımı karşıladığın için herşey için rab, en önemlisi de beni seçtiğin için ve yolunda kullandığın için Rab’bim, hamdolsun .

    #33479
    Anonim
    Pasif

    Rab bimin sevgisi selameti ve esenliği;

    Rab`bimin yolunda her anını daha çok kutsal kılabilmek için tüm yüreğiyle sözleri okuyan paylaşan tüm kardeşlerimin üzerine olsun. AMİN!

    Birkaç ay önce bir ailede paylaştığımız bir kaç örneği ve konuya bakış açısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Yanlış veya daha farklı bakılması gereken noktalarda durmuş olursam affınıza sığınıyorum.

    Yüce Rab`bimi, Babamız ve kurtarıcımız sonsuz yaşamı müjdeleyen İsa”mın sözlerini nasıl okumalı nasıl algılamalı ve yaşamımızı değiştirmesi için Rab’be kendimiz nasıl bırakmalıyız nasıl yapıp da O’na tam bir teslimiyet ve adanmışlık içinde olmalıyız.

    Bu soruları sormaya başladığım günden buyana ne kadar çalışıp çabalasam da işte Rab’bim sana layık bir çocuk oldum Rab’bim bak seni yüceltmek için neler neler yaptım diyebileceğim hiç bir gün yaşayamadım. BU KONUDA Kİ DUALARINIZI BENDEN EKSİK ETMEYİN. Rab bana yolumu çizsin; Yaşamımı haketmediğim halde bereketleyen ve kutsayan Rabbim’den tek isteğim .AMİN !

    İmanlı yaşamımda İsa’mın öğretilerinden ilk algıladığım; Şekilselliğin yüzeysellik ve yapmacık tarzlarla imanın asla olmayacağı ve hristiyan yaşamda bunun ne bana ne de Rabbim’in nazarında hiç bir kardeşime getirisinin ve kazanımının asla olmayacağıydı.

    Yakup 2_14
    Kardeşlerim, bir kimse iyi eylemleri yokken imanı olduğunu söylerse,bu neye yarar? Böylesi bir iman onu kurtarabilirmi.26 Ruhsuz beden nasıl ölüyse, eylemsiz iman da ölüdür.
    AMİN!

    Düşünüyorum; Bir baba hiç de iyi yolda yürümeyen yanlış
    arkadaşlarının peşinden koşan, kendisine çevresine ve ailenin diğer fertlerine hiç de hayırlı olmayacak eylemler içerisinde olan çocuğuna konuşuyor konuşuyor anlatıyor ama çocuğun hiç kulak astığı falan yok. Bu sefer çocuğuma yazarak anlatayım belki dinlerde yola gelir düşüncesiyle çocuğuna onun iyiliği huzurlu yaşamı ve esenliği için yapması gerekenleri bir nüsha halinde çocuğuna teslim ediyor

    Şimdi çocuk sizce ne yapmalı kardeşlerim?

    Aaaa ben babamı çok seviyorum o benim için çok değerli bu yazdıklarına saygı duymalıyım bu nüshaları alıp yükseğe biyere asayım babam gördüğünde anlarki onu çok seviyor ve saygı duyuyorum nüshaları yerlere atmayıp yükseğe astım diye mi düşünmeli?

    Yoksa ben babamı seviyorum her gün sabah ve akşam babamın nasihatlarını okumak için vakit ayırıp her sözünü her noktasını ezberleyip sorduğu zamanda bak babacım sen ne yazdıysan ben bir bir okudum ezberledim deyip nüshaları yerine koyduktan sonrada yine kendi bildiğine mi gitmeli?

    Sizce kardeşlerim bu çocuk babasının sözlerini okuyup anladıktan sonra yaşamını ona göre düzeltip değiştirip yapamadığı yerlerde zorlandığı noktalardada babasından yardım mı istemeli. her söze kulak asıp kendindeki değişen yaşamını diğer kötü yoldaki arkadaşlarıynan da paylaşarak babasının nasihatlarının ona neler kazandırdığını yaşamında ne kadar güzel değişikliklerin olduğunu anlatarak arkadaşlarınında esenlik kazanmaları için mi çaba sarfetmeli?

    Matta 12:50
    Göklerdeki Babam’ın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur.
    AMİN!

    Yüce Rab’bim benim ve yeryüzündeki tüm kardeşlerim için sözlerine uyup yaşayamımızda uygulayabilmemiz için sen bize yardım et’! Seytan’ın üzerimizdeki egemenliğine son veren Babam esenliğini merhametini bereketini sevgini haketmesekde üzerimizden eksik etme.AMİN!

    #33481
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Themor,

    Kutsal Kitap Tanrı’nın diri Sözleri’dir. Babamız olan Tanrı, Kutsal Kitap aracılığıyla bizlere konuşur, çünkü O diridir ve yaşıyor. Kutsal Kitap’ı okuduğumuzda Tanrı’nın bizlere olan vaatleri, verdiği sözler, uyarılar, teselli sözleri vardır. Sorunlarımız olduğunda İncil’i okuyunca teselli oluruz, Tanrı’nın bizlere verdiği sözleri hatırlarız, günah ya da zayıflıklarımız olduğunda Tanrı Sözü bizleri uyarır. Nasıl bir yaşam sürmemiz gerektiğini Kutsal Kitap’ı okuyunca anlarız, öğreniriz. Kutsal Kitap aracılığıyla Tanrı bizimle konuşur, bizler de dua aracılığıyla göksel Babamız’la konuşuruz, dertleşiriz.

    İncil’i okumak, vaazları dinlemek yeterli değildir. Orada okuduklarımızı uygulamamız gerekir. Bunları uygulamada çoğunlukla başarılı olamayız, ama itaat edip söz dinlediğimizde Kutsal Ruh bu yönde bize yol gösterir, bize gereken gücü verir. Çünkü bizler insanız, günaha düşebiliriz, yetersizliklerimiz, zayıflıklarımız olabilir, olacaktır da. İşte o zaman günahlı olduğumuzu kabul ederek Mesih’e yaklaşmalı ve O’nun bizi bağışlaması için yalvarıp af dilemeliyiz. Tanrı, yüreğimizdeki imanımıza bakıyor. Şekilcilikle, yüzeysellikle Tanrı’yı hoşnut edemeyiz, O’na yaklaşamayız. Eğer O’nu gerçekten seviyorsak, sözlerine itaat ederiz, O da bizleri bereketleriyle ödüllendirir. Eğer sözdinlemezlik ederek Rabbimizi sürekli üzersek, terbiye olunacağız. Çünkü Göksel Babamız bizleri seviyor, çünkü O’nun çocuklarıyız.

    Dünyada yaşıyoruz, dünya bizi seyrediyor. Mesih’e ait olanlar olarak O’nun adına övgü mü yoksa leke mi getiriyoruz buna çok dikkat etmeliyiz.

    Sevgilerimle

    #33485
    Anonim
    Pasif

    Sevgili rüzgar son cümleniz çok etkileyiciydi. Bunun farkında ve bilincinde olarak yaşamımıza ciddi anlamda çeki düzen vermemiz gerekiyor ve bana kalsa insanlara Kutsal Kitap vermek veya Müjdeyi paylaşmaktan daha etkili olanı yaşamımızda İsa’mızın bizlerde neler yaptığı ne kadar iyi ve güzel olan ne değişimler yaptığını yaşayarak ve yaşatarak gösterebilmemizdir .

    Rabbim yardımcımız olsun ve bizleri kutsal olma yolunda cesaretlendirip şeytanın tüm ayartmalarından uzak tutsun amin!

10 yazı görüntüleniyor - 1 ile 10 arası (toplam 10)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.