İnsan Hakları Ve Kuran

  • Bu konu 4 izleyen ve 4 yanıt içeriyor.
5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27683
    Anonim
    Pasif

    ” Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin. Bir yanağınıza tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin.”
    Luka 6:27.29

    İNSAN HAKLARI VE KURAN.
    Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.

    Nisa 34 – Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

    Ali imran 28 – Müminler, müminleri birakip da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artik onun Allah nezdinde hiçbir degeri yoktur.. NİSA:3. Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.

    Madde 2: Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.

    Maide 51- Ey iman edenler! Yahudileri ve hiristiyanlari dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafini tutarlar). Içinizden onlari dost tutanlar, onlardandir. Süphesiz Allah, zalimler topluluguna yol göstermez.

    Fetih 28 – Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O’dur. Şahit olarak Allah yeter.


    Madde 3: Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.

    Tevbe 5 – Haram aylar çikinca müsrikleri buldugunuz yerde öldürün; onlari yakalayin, onlari hapsedin ve onlari her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eger tevbe eder, namazi dosdogru kilar, zekâti da verirlerse artik yollarini serbest birakin. Allah yarligayan, esirgeyendir.

    Madde 4: Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz, kölelik ve köle ticareti her türlü biçimde yasaktır.

    Bakara 178 – Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.

    Nur 58 – Ey müminler! Ellerinizin altinda bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz ergenlik çagina girmemis olanlar, sabah namazindan önce, yatsi namazindan sonra (yaniniza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler.ögleyin soyundugunuz vakit ve

    Madde 5- Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.

    Maide 33. Allah ve Resûlüne karsi savasanlarin ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalisanlarin cezasi ancak ya (acimadan) öldürülmeleri, ya asilmalari, yahut el ve ayaklarinin çaprazlama kesilmesi, yahut da bulunduklari yerden sürülmeleridir. Bu onlarin dünyadaki rüsvayligidir. Onlar için ahirette de büyük azap vardir.

    Maide 38 – Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah’tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir.

    Nur 2- Zina eden kadin ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah’a ve ahiret gününe inaniyorsaniz, Allah’in dininde (hükümlerini uygularken) onlara aciyacaginiz tutmasin. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya sahit olsun.

    Madde 6- Herkesin, her nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.

    Tevbe 29. Kendilerine Kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resûlünün haram kildigini haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savasin.

    Madde 7- Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Herkesin bu Bildirgeye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.

    Nahl 75 – Allah, hiçbir seye gücü yetmeyen, baskasinin mali olmus bir köle ile katimizdan kendisine verdigimiz güzel riziktan gizli ve açik olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç esit olurlar mi? Dogrusu hamd Allah’a mahsustur. Fakat onlarin çogu (bunu) bilmezler.


    Madde 8- Herkesin anayasa yada yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır.

    Maide 44 …Kim Allah’in indirdigi (hükümler) ile hükmetmezse iste onlar kâfirlerin ta kendileridir.
    Maide 47. Incil’e inananlar, Allah’in onda indirdigi (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah’in indirdigi ile hükmetmezse iste onlar fâsiklardir.


    Madde 16-1. Yetişkin her erkeğin ve kadının , ırk, yurttaşlık veya din bakımlarından herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın evlenme ve aile kurmaya hakkı vardır
    .

    Bakara 221. İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar.


    MADDE 18: Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.


    MADDE 19- Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.

    Tevbe 5 – Haram aylar çikinca müsrikleri buldugunuz yerde öldürün; onlari yakalayin, onlari hapsedin ve onlari her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eger tevbe eder, namazi dosdogru kilar, zekâti da verirlerse artik yollarini serbest birakin. Allah yarligayan, esirgeyendir.

    Orta çağ koşullarında Kuranın allahından bu haklarla ilgili tık yok. Hadi bunlardan vaz geçtik. İnsan ayıbı olan köleliği kaldıramamış. Çok eşliliği kaldıramamış. Küçük yaştaki kızlarla evliliği kaldıramamış. Bu nasıl her şeye muktedir olmaksa.. Bir de demezler mi Kuran evrenseldir diye!…

    İslam ve getirdiği düzenlemeler, 1400 yıldır hiçbir coğrafyada bu sorunlara hiçbir çözüm getirememiştir.

    şimdi herkes elini vicdanına koysun. insan hakları bildirgesi ila kuran’ı karşılaştırsın… birisi kul yapısı, diğeri allah yapısı. ondan sonra hangisinin üstün olduğuna karar versin


    İster Yahudi,ister Yunanlı, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden olmak üzere aynı Ruh’ta vaftiz edildik ve hepimizin aynı Ruh’tan içirildi”
    1 Korintliler 12:13

    Esenlikle.

    #36864
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Saba Kardeşim,
    Yazınız çok güzel ve yerinde olmuş. Rab sizi bereketlesin. Esenlikler.

    #36853
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Arkadaşlar
    Hristiyanlığın köleliğe bakışını merak ediyorum yani hristiyanlık köleliğe son verebilmiş midir?(Ben henüz vaftiz olmamış hristiyan türk üm:))

    #36850
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Arkadaşlar
    Hristiyanlığın köleliğe bakışını merak ediyorum yani hristiyanlık köleliğe son verebilmiş midir?(Ben henüz vaftiz olmamış hristiyan türk üm:))


    Sayın mmrbrkydrn,
    Hrıstıyanlık sayesinde, hem geçmiş,hemde modern dönemlerde kölelik kavramına rastlanılmaz.Kutsal Kıtap’ta “İyi samiryeli diye bir bölüm vardır.
    Orda verilen mesajda ahlak değerlerinin topluma yerleştirilmesine tanık olabiliriz.
    Örneğin afrika kökenli Amerikalıların,sivil özgürlüklerini elde etmesi bu konudaki örneklerden bir tanesidir. Abraham Lincoln ve Martin Luther King gibi ırk eşitliği ve kölelerin özgürlüğe kavuşması için mücadele etmiş kişilere ve bunun için mücadele eden,kanun tasarıları hazırlayan devletlere ,en büyük motivasyonu Hristiyanlık sağlamıştır.
    Yaşamın en alt düzeyindeki insanları yükseltmek ve geliştirmek için kendini adayanlar çoğunlukla İsa Mesih izleyicileridir.
    Mesela İşkence:
    Eski Yunan ve Roma’da, kendi vatandaşları için onur kırıcı bir davranış olarak kabul edilmekle birlikte kölelere ve yabancılara işkence rahatlıkla uygulanıyordu., Ortaçağ başlarında tüm Avrupa ülkelerinde sorgulama cezalandırma yöntemiydi.

    Avrupa’da işkenceye ilk büyük karşı çıkış,karşı gelme Cizvitlerden, Protestanlardan ve yargıçlardan geldi, tepkiler üzerine 17. yüzyıl Avrupasının birçok ülkesinde, sözgelimi İsveç’te (1734 ve 1770), Prusya’da (1740), Fransa’da (1789) ve Toscana’da (1786) yasaklandı.

    Çağdaş dünyada uluslararası hak ve özgürlük beyannameleri antlaşma ve sözleşmeler. anayasalar ve yasalar işkenceyi yasaklamıştır.
    Uygulayanlara verilecek ceza belirtilmiştir.

    1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, hiç kimseye işkence yapılamayacağı, zalimce, insanlık dışı ya da onur kıncı davranışta bulunulamayacağı, bu nitelikte cezalar konulamayacağı kuralını getirmiştir (Bu kabul edilen şartnamenin 5’inci maddesidir). Aynı ilke Birleşmiş Milletlerin 1966 tarihli Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Anlaşmasıyla da tekrarlanır ( Şartnamenin .7 Maddesi)
    Yine Birleşmiş Milletler 1984’te İşkence veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni kabul etmiştir.

    Esenlikle.

    #36871
    Anonim
    Pasif

    Armenian on web Forum Index -> D’hier à nos jours – Երեկ և այսօր – Dünden bugüne -> Les villes d’Arménie Occidentale
    Previous topic :: Next topic
    Author Message
    Palutzi
    Modérateur

    Offline

    Joined: 05 Sep 2007
    Posts: 3,785
    Point(s): 12,999
    Moyenne de points: 3.43

    Posted: Sun 28 Jun 2009 – 22:56
    Post subject: Ergani Maden/Արղանա–Մադեն- (Elazig-Diyarbakir)
    Publicité Supprimer les publicités ?

    Արղանա–Մադեն-Ergani Maden (Elazig-Diyarbakir)

    Tarihte “Աղձնիք-Ağndznik” ve “Անգեղ Տուն-Ankeğ-Dun” isimleriyle anilan bolgede yer alan Ergani-Maden, Diyarbakir-Harput yolu uzerinde kurulmus eski yerlesim birimidir.Ergani sinirlari içinde yer alan Խիկար-Higar’da (Çayönü)yapilan kazilarda bugünkü bilgilere göre Anadolu’nun en eski köy yerleşimi ortaya çıkmıştır. Çayönü tepesinde ortaya çıkan M.Ö 7000 yılma varan kalıntılara dayanarak Ergani’nin 9000 yıllık tarihi olduğu söylenebilir.

    Polonyali Ermeni gezginci Simeon seyehatnamelerinde Maden’den bahsetmemek ile birlikte Ergani’de bulunan Meryem Ana Manastirindan bahsetmekte ve soyle yazmaktaydi “Gölcük’ten haraket ederek bir günlük yolculuktan sonra, yüksek bir mevkide bulunan Arğını(Ergani) şehrine geldik. Şehrin en üst kısmında, Yüce Meryem Ana adını taşıyan kagir ve kubbeli büyük bir kilise vardı. Dağın eteğinde bulunan mamur köyde de ayrıca diğer bir kilise mevcutsa da, yukardaki kilisenin havari binası ve Mucize yaratan pek mukaddes bir mabet olduğu rivayet ediliyordu. Ergani’ye yarım saatlik bir uzaklıkta bulunup Nalkıran adını taşıyan ıssız bir dağa çıktık. Gerçekten de tamamiyle taştan ibaret olup hiç bir toprak parçası görünmeyen bu dağı geçtikten sonra ayaklarımızda ne postal ne de nal kaldı. Benimde çizmemin tabanı olduğu gibi çıktı.”.
    1515 yılında Osmanlı tarafindan isgal edilen Maden’e 1545-1550 yıllarında Yavuz Sultan Selim’in emriyle “Laudium Rumları”nın yerleştirildiği ve bakır cevherinin Rumlar tarafından çıkarılıp işletildiği anlatilmaktadir .Bugün Maden’de bulunan en eski yapının(Cami-i Kebir) 1872’de yapılmış olması ve bundan daha eski bir yapı kalıntısına rastlanmaması bolgede yasayan Muslumanlar’in Maden’e sonradan iskan edildikleri sonucunu ortaya çikariyor.

    1800-1830 tarihli nufus sayimlarinda Արղանա–Մադեն-Ergani Maden nufusu 8.000 dolayindaydi ,bu nufusun 6.000 kadarini Ermeniler meydana getiriyordu.Ermeniler bakir ve madencilik,tarimcilik ve ticaret gibi islerle ugrasiyorlardi .
    Ermeniler disinda Ergani-Maden ‘de Kurdler, Rumlar ve Yahudiler bolgenin diger yerlesik halklariydi.
    Birinci dunya savasindan once 11 yerlesim birimine dagilmis sekilde 10.559 Ermeni yasiyordu, bu nufusun 3.300’u Kaza merkezinde yerlesikti. Ermenilere ait 2 Manastir ile 10 Kilise vardi ,7 okulun bulundugu Ergani-Maden’de bu okullara 700 ogrenci devam ediyordu. Bolgede Ermeni Katolikler ve Ermeni Protestanlarda yasamaktaydi.

    Ergani 3 buyuk mahalleye sahipti bu mahalleler Yukari Mahalle, Orta Mahalle ve Asagi mahalle.

    Savas yillarinda Ergani-Maden’e Mutesarif olarak atanan Dikran Bey, 20 Agustos ile 28 Ekim 1914 tarihine kadar bu gorevde bulundu .30 Aralik 1914 tarihinde yerine Nazmi Bey geçti.Nazmi Bey gorevde bulundugu 24 Agustos 1915 tarihine kadar bolgede yasayan Ermeni nufusun yok edilmesinde gorev aldi.
    Ayni yillarda Ergani-Maden’den yola çikarilan 400 Ermeni’den ancak 32 tanesi Halep’e varmayi basarmisti.

    Maden’e bagli bazi Ermeni koyleri:Kilikan, Pirnos,Genepi, Kunt,Arka Şebgen,Goroz,Sanisi, Putyan,
    Ergani’ye bagli koyler:Gisgis,Konağık,Hafselm,Zengetil,Vanke,Kilisa Kıra,Gomayık,Şeğık,Hilar,Hersin.
    _______ ______________ _________ _____________ __________

    Pazar günü İstanbul’da Azerbeycan’ın dağlik karabağ bölgesi Hocalıda 1990 lı yıllarda öldürülen Azerileri anma mitingi,ve pankartlar;

    “Hepiniz Ermeni’siniz hepiniz piçsiniz”
    “Bozkurtlar burada,Hrantlar nerede !”
    “Bu gün Taksim,yarın Erivan.Bir gece ansızın gelebiliriz.”

    Gibi onlarca kin,nefret,ve faşizm kokan sloganlar.Halbuki Hrant dink kardeşin ölümü ve daha sonraki süreçte yüzlerce aydının Hrant’a sahip çıkışı beni umutlandırmış, hatta Hrant’ı katleden organize çete gibi düşünenlerin bir daha ortalıkta görünmeyecegini sanarken,pazar günü binlerce insanın “Hepimiz Ogün’üz Hepimiz Samst’ız” sloganlarını attıklarını ve kafalarına Hrant katleden katilin olay anında kafasında bulunan beyaz bereden takmaları,neticesinde anladımki….!
    1916-2012..aradan geçen koca bir asır “97” yıl boyunca bir arpa boyu ilerleyememişiz.
    Ve artık inanıyorum ki Benim ilçem olan 1915 lerde 8000 Ermeninin yaşadığı Ankeğ-Dun bu günkü Ergani Maden de gene o zamanki gibi atalarım yaşasaydı,gine katledilir ve sürülürlerdi öz topraklarından.
    Ölenler ölür,kaçanlar kaçar geriye de biz Pi…….. kalırdık her halde.
    Hala anlayabilmiş değilim bu nasıl bir bitmeyen kinmiş ki Gidenlerden geriye kalmış toplasan toplasan dört beş bini bulmayan,seksen milyon nüfuslu bir ülkede bırakın bir kasaba meydana getirmeyı ancak bir köy olabilecek topluluğa bile tahamülleri yok.

    Evet Ankeğ-Dun (maden) kasabası senin gökyüzün ve Dağların ne acılara tanıklık yaptı.Ve şimdi bir tane bile Hristiyan’ın yaşamadığı fakat
    devşirme ve dönmelerinin bol olduğu şirin kasabam.
    Hani hemşerim olan Hrant Dink kardeşin avukatı Sn: Fethiye Çetin’in “Anneannem” kitabında Ortasından Dicle nehrinin geçtiği ve genç Ermeni annelerin onursuzca tecavüz edilmemeleri için kendilerini azgın sularına bıraktığı ilçem sen nelere tanıklık ettin.
    Merak etme babaannem bu gün geçmişe dönsek ailen kaçarken seni karşı komşuya gine bırakırdı çünkü sen üç aylıktın Halep’e ulaşamazdın,
    Merak etme Amcamın eşi Papo teyze kasabanın sarışın mavi gözlü güzeli, senin ailen gene katledilirdi, sende besleme olduğun berberzadelerden birine, küçük yaşta gelin olurdun gine.Çünkü baksana 97 yıl sonra bile hala kin ve nefret kusuyorlar,hiç bir şey degişmemiş.
    Merak etme Baba hatırlıyorum kırklı yaşlarına kadar efkarlandığında hep bir yerlerden akrabalarım bir gün gelecek derdin,ama o akrabaların hiç bir zaman gelmediler ve sen annemin sana kızdığında ne olacak….işte ermeni pi…. dediğini duyuyorum hala kulaklarımda o kin dolu sesi annemin.
    Merak etme baba annemin o günlerde söylediklerini bu gün Taksim meydanında on binler bağırıyor.”Hepiniz Ermenisiniz,hepiniz pi….”
    Değişen hiç bir şey yok buralarda.

    Bazen hava güzel olduğunda herhangi bir semtteki caminin yanından geçerken caminin bahçesinde yerden alçak kürsülere oturmuş ellerinde
    çay bardakları sohbet eden bir hadis veya ayet üzerine tartışan ihtiyarları görünce onlara gıpta ile bakıp hüzünleniyorun.
    Aklıma yedi kilisesi,ve devasa bir manastırı olan Ankeğ-Dun ilçem aklıma geliyor bende yaşlansaydım kilisenin yanından geçerken ortadoks’larla protestan yaşlıların İncil’in bir ayeti üzerinde hararetli hararetli tartıştıklarını görüp,bende aralarına katılıp bende sohbet etseydim..Ama yok artık altı bin Ermeni,iki bin Protestan yok artık orada,orada korkudan dönmüşlerin torunları veya benim gibi özüne bağlı kalmış fakat kıyıda köşede yaşayan imanlılar var.Yazımı yazarken
    oğlum da gazete okuyor ara sıra bana bakıp tebessüm ediyor,aklıma yıllardır çektiğim sıkıntılar ve acılar geliyor korkuyorum odamı bu sıkıntıları çekecek,dayanabilecek mi,yoksa ben bu dünyadan göçersem,Mesih’ime gidersem ondan önce o bu toplumda yitip gidermi……! Korkuyorum

    Bazen kendi kendime diyorum çek git ata yadigarı ülkenden,geçerken bir kilisenin yanından atla bahçeye sende sohbet et yaşlı Hristiyan kardeşlerinle,eve dön biraz sonra gelir evladın ,gelinin,torunların pazar tapınmasından .Onlara sofra kur,beraber yemek yiyin vaiz neyi vaaz etmiş öğren sende senin Kilisendeki vaazı onlara anlat.

    Hissediyorum Hrant kardeş bana oralardan sesleniyorsun,belkide böyle düşündüğüm için bana kızıyorsun ben ülkemi terketmedim diye…!

    Ama kardeşim Hrant hani sen demiştin ……

    “Bir güvercinin ürkekliğini yaşıyorum,
    Fakat biliyorum bu ülkede güvercinleri vurmazlar.”

    Yanıldın !
    Bak gördün mü Hrant kardeş bu ülkede güvercinleri de vuruyorlar.

5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.