İncil’de Ve İsa’nın Yaşaminda Oruç

  • Bu konu 3 izleyen ve 14 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 15)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24037
    Anonim
    Pasif
    İncil’de ve İsa’nın Yaşamında Oruç
    Kutsal Kitap’ta bildirildiği şekliyle oruç tutmanın en büyük amacı kendini alçaltmaktır. Oruç tutmak kendimizi alçaltmanın Kutsal Kitap’ta gösterilen yoludur. Kutsal Kitap boyunca Tanrı, halkından kendilerini alçaltmalarını istemiştir. Tanrı, bizlere kendimizi alçaltmanın basit ve pratik biçimin oruç tutmak olduğunu göstermiştir.

    Oruç tutmak, İsa’nın ve İncil’deki İnanlılar topluluğunun ve hizmetinin bir parçası olmuştu. İlk olarak İncil’de belirtildiği gibi Rabbimiz Kendisi oruç tutmuştu.

    ‘Kutsal Ruh’la dolu olarak Şeria nehrinden dönen İsa, Ruh’un yönlendirmesiyle çölde dolaştırılarak kırk gün süreyle İblis tarafından denendi. O günlerde hiçbir şey yemedi. Dolayısıyla bu sürenin sonunda acıkmıştı’ (Luka 4:1-2).

    Daha önceden de açıkladığım gibi, bu sözler İsa’nın yemek yemediğini ama büyük bir olasılıkla su içtiğini göstermektedir. İsa halka dönük hizmetine başlamadan önce, iki kritik deneyimden geçti. Bunlardan ilki Ruh üzerine gelip de Kutsal Ruh’un doğaüstü gücünün misyonu için kendisine verildiği zamandı. Ama İsa hemen gidip misyonuna başlamadı.

    İkinci deneyim, çölde kırk gün oruç tutmaktı. Yemekten uzak durdu ve ilgisini ruhsal şeyler üzerinde yoğunlaştırdı. Belli ki bu süre içinde Şeytan’la direkt, yüzyüze bir savaş içindeydi. Bu oruç aracılığıyla Şeytan’a karşı zafer kazandı. Bu örnek, eğer Şeytan’a karşı zafer kazanacaksak oruç tutmanın hayatlarımız için çok önemli olabileceğini göstermektedir. Eğer İsa’nın zafer kazanmak için oruç tutması gerektiyse bizler de aynı şeyi yaparak zafere ulaşabiliriz.

    İsa Mesih’in her oruç tutuşundan sonra neler oldu? İncil’de Luka 4:14’te şöyle der:

    ‘İsa, Ruh’un gücüyle donanmış olarak Celile’ye döndü. Kendisiyle ilgili haber bütün bölgeye yayıldı’.

    İsa çöle gittiğinde İncil ‘Kutsal Ruh’la dolu olduğunu’ ama kırk gün oruç tuttuktan sonra çölden döndüğünde, ‘Kutsal Ruh’un gücüyle donanmış olarak‘ döndüğünü söyler. Yani, Kutsal Ruh’la dolu olmakla, Kutsal Ruh’un gücüyle donanmış olmak farklı şeylerdir.Vaftizinden sonra Kutsal Ruh oradaydı. Ama Kutsal Ruh’un hayatına ve hizmetine hiç engellenmeden akmasına neden olan şey oruç tutuşuydu. Bu bizler için verilen bir örnektir.

    İsa’nın kendisi daha sonra İncil Yuhanna 14:12’de şöyle der:

    ‘Size doğrusunu söyleyeyim, benim yaptığım işleri bana iman edenin kendisi de yapacak; hatta daha büyüklerini de yapacaktır. Çünkü ben Baba’ya gidiyorum’.

    İsa Mesih öğrencilerine de oruç tutmaları gerektiğini öğretti. Dağdaki vaazında öğrencilerine:

    “Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılan gören Babanız sizi ödüllendirecektir’ dedi (İncil Matta 6:17-18).

    İsa, doğru şekilde ve doğru amaçlarla oruç tutanları ödüllendireceğini vaad eder.


    İLK İNANLILAR TOPLULUĞUNDA ORUÇ TUTMA

    Oruç tutmak sadece İsa tarafından yapılan bir şey olmakla kalmamış ilk inanlılar tarafından da yerine getirilmişti. İncil Elçilerin İşleri 13:1-3’te okuyoruz:

    ‘Antakya’daki inanlılar topluluğu içinde bazı peygamberler ve öğreticiler vardı: Barnaba, Niger denilen Şimon, Kireneli Lukyus, bölge kralı Hirodes’le birlikte büyümüş olan Menahem ve Saul (burada beş kişinin adı verilmektedir). Bunlar oruç tutup Rab’be tapınırlarken Kutsal Ruh kendilerine şöyle dedi: ‘Barnaba’yla Saul’u, kendilerini çağırmış olduğum görev için bana ayırın’. Böylece oruç tutup dua ettikten sonra, Barnaba’yla Saul’un üzerine ellerini koyup onları yolcu ettiler.

    Kutsal Ruh’un buyruğuyla yola çıkan Barnaba’yla Saul, Selefkiye’ye gittiler, oradan da gemiyle Kıbrıs’a geçtiler’ (Elçilerin İşleri 13:1-4).

    İnanlılar topluluğu önderleri Rab’be hizmet ediyor ve birlikte oruç tutuyorlardı. Oruç tutarlarken aralarında iki kişinin özel bir misyon için yollanması için Kutsal Ruh’tan bir vahiy aldılar. Bu vahyi alınca onları hemen yollamadılar. Hemen yollamak yerine ‘yeniden oruç tutup dua ettiler ve ellerini onların üzerine koydular…’ Sonra İncil bu iki adamın ‘Kutsal Ruh tarafından yollandığını’ söyler.

    Burada yine, oruç tutmanın bizleri doğal olandan doğaüstü olana transfer ettiğini görüyoruz. İnanlılar topluluğu önderleri dua ve oruç tutma aracılığıyla doğal alandan çıktıklarında, doğaüstü bir esin ve doğaüstü bir otorite aldılar. Kutsal Ruh’un Kendisi onların yaptıklarının sorumluluğunu kabul etti. Bu, onların hep birlikte oruç tutmasıyla gerçekleşmişti.

    ‘Pavlus ile Barnaba her toplulukta inanlılar için ihtiyarlar seçtiler. Dua ve oruçla onları, inanmış oldukları Rab’be emanet ettiler’ (Elçilerin İşleri 14:23).

    ‘İlk inanlılar topluluğunda müjdeyi yayan iki ana olaydan birincisi, öğrencilerin gönderilmesi, ikincisi ise yeni inanlıları ruhsal olarak yetiştirecek ve geliştirecek olan önderlerin (ihtiyarların) atanmasıydı. İlk inanlılar topluluğunun bu şeyleri ilk önce oruç tutup Tanrı’nın doğaüstü bir şekilde kendilerine yol göstermesini istemeden yapmamaları çok anlamlıdır.

    Son olarak Pavlus’un bu olaydaki iki adamından biri olduğunu hatırlayarak onun hayatı ve misyonu hakkındaki tanıklığını okuyoruz‘Ama Tanrı’nın hizmetkarları olarak olağanüs. İncil 2.Korintliler 6:4-6’da Pavlus:

    tü dayanmada, sıkıntı, güçlük ve darlıklarda, dayak, hapis, karışıklık, emek, uykusuzluk, ve açlıkta (oruç), pak yaşayışta, bilgi, sabır, iyilik, Kutsal ruh ve içten sevgide kendimizi örnek gösteriyoruz’ der (İncil 2.Korintliler 6:4:6).

    Uyumamak ve oruç tutmak birbirleriyle uyuşan şeylerdir. Pak yaşayış, bilgi, sabır, iyilik, Kutsal Ruh ve içten sevgiyle yan yana koyulmuşlardır. Bir başka deyişle, Rab İsa Mesih’in gerçek bir hizmetkarının donanımının bir parçası olarak sunulmuşlardır.

    #29415
    Anonim
    Pasif

    Oruç tutmak, fiziksel iştahı tatmin etmekten kaçınmaktır. Gönüllü olarak yapılabilir ya da gönülsüz olabilir ( Elç. 27:33 veya 2. Ko. 11:27’de olduğu gibi). Yeni Antlaşma’da oruç, yas tutmayla ( Mat. 9:14-15 ) ve duayla ( Luk. 2:37; Elç. 14:23 ) birlikte olur. Oruç, kişinin Tanrı’nın isteğini anlamadaki istekliliğini doğrulamada duaya rehberlik eder.

    Kurtuluş açısından orucun bir değeri yoktur; Tanrı’nın önünde özel bir konum da sağlamaz.Bie keresinde Ferisinin biri haftada iki kez oruç tutmakla övünmüştü; bununla birlikte, bu aradığı aklanmayı getirmemiştir (Luk. 18:12, 14). Ama bir inanlı ruhsal egzersiz olarak gizlice oruç tutarsa, Tanrı görür ve ödüllendirir. yeni Antlaşma’da buyrulmamıştır ama ödül vaadiyle teşvik edilmiştir. Sıkıntıyı ve uyuşukluğu alarak kişinin dua yaşamına yardımcı olabilir. Kişinin , Tanrı’nın isteğini anlamayı istediği zor zamanlarda çok değerlidir ve özdenetimi ilerletmedeki katkısı çoktur. Oruç tutma, kişi ile Tanrı arasında olan bir konudur ve yalnızca O’nu memnun etme arzusuyla yapılmalıdır. Dışardan zorlandığı zaman değerini yitirir.

    (William MacDonald)

    #29841
    Anonim
    Pasif

    (Yazar İhsan Keskinöz)

    Yahya’nın öğrencileriyle Ferisiler oruç tutarken, bazı kişiler İsa’ya gelip, ” Yahya’nın ve Ferisilerin öğrencileri oruç tutuyor da, senin öğrencilerin niçin tutmuyor ? ” diye sordular. ( Markos 2:18 )

    Oruç: Musa’nın yasası ( Levililer 16:29-34; 23:26-32; Sayılar 29:7-11; Elç. İş. 27:9 ) yılda bir kez kefaret gününde ( Yom Kippur bayramı ) oruç tutmayı gerekli kılmaktadır ( Mez. 69:10-11 ; Elç.İş. 27:9 ). Pişmanlık ve tövbe Eski Ahit’in dindarlığında oruç ile gözükürdü ( 1. Hakimler 20:26; 1. Krallar 21:27 ). Ama bazen insanlar böyle güzel bir uygulamayı içi boş rituellere dönüştürdüler ( İşaya 58:3 ). Yahya’nın mesajı tövbe ( Mat. 3:11 ) merkezli olduğundan onun öğrencileri oruç tutmaktaydı. Ancak Yahya’nın öğrencileri ve Ferisilerin öğrencilerinin aynı sebepten oruç tuttuklarını düşünmüyoruz.


    İsa şöyle karşılık verdi: ” Güvey aralarında olduğu sürece davetliler oruç tutar mı hiç ? Güvey aralarında oldukça oruç tutamazlar !” ( Markos 2:19 )

    İsa yeryüzündeki kutsal varlığını bir düğün yemeği ile mukayese ediyor ve ” güvey ” ifadesini kullanarak kendisini önceki peygamberlerden ayırıyor. İsa kendisini bir güveye benzeterek Krallığın varlığını bir düğün töreninde olduğu gibi kutlama ( şölen ) ile doğruluyor. Bu yüzden İsa’yı halkın hoşlanmadığı kimselerle bile yemek yerken görüyoruz ( Mat. 11:18-19; Luka 19:1-9 ). Çünkü İsa günahkarlara kurtuluş ve sevinç getirmeye gelmiştir. Kutsal Yazılar YEHOVA ile halkı ya da İsa ile kilisesi arasındaki ilişki ve sevgi bağını karı-koca arasındaki sevgi birliği ile mukayese ederek gösterir ( İşaya 50:1; 54:1; 62:5, Yeremya 2:32, Hoşeya 2:1, Matta 25:1, Yuhanna 3:29, 2. Korintliler 11:2, Efesliler 5:32, Vahiy 19:7; 21:9 )
    Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman, o gün oruç tutacaklar. ( Markos 2:20 )

    güveyin aralarından alınacağı günler: Mesih’in çarmıh üzerindeki ölümünün bir ön bildirisidir. Buradaki ifade Mesih’in zulüm ve yargıyı kaldıracağını müjdeleyen İşaya 53:8 ayetini bize hatırlatır. ( Mat. 11:5 ve İşaya 35:5-6, Luka 4:18-19 ve İşaya 61:1-2; Luka 22:37 ve İşaya 53:12 ). İsa tam kurtuluş ve özgürlük getirmek için çarmıhta bir kurban olarak ölmek üzere yeryüzüne gelmişti. Bu da büyük sevinç getiren iyi Haber’di ( Luka 2:10-11; 24:52; Yuhanna 17:13 ).

    oruç tutacaklar: Ancak 2:19 ayetinin işaret ettiği kutlama geçicidir. İsa Mesih’in acı çekip öleceği zaman gelecektir ( güveyin aralarından alınacağı günler ). Öğrenciler o zamandan itibaren oruç tutacaklardır.

    #29990
    Anonim
    Pasif

    İsa şöyle karşılık verdi: ” Güvey aralarında olduğu sürece davetliler oruç tutar mı hiç ? Güvey aralarında oldukça oruç tutamazlar !” ( Markos 2:19 )

    İsa yeryüzündeki kutsal varlığını bir düğün yemeği ile mukayese ediyor ve ” güvey ” ifadesini kullanarak kendisini önceki peygamberlerden ayırıyor. İsa kendisini bir güveye benzeterek Krallığın varlığını bir düğün töreninde olduğu gibi kutlama ( şölen ) ile doğruluyor. Bu yüzden İsa’yı halkın hoşlanmadığı kimselerle bile yemek yerken görüyoruz ( Mat. 11:18-19; Luka 19:1-9 ). Çünkü İsa günahkarlara kurtuluş ve sevinç getirmeye gelmiştir. Kutsal Yazılar YEHOVA ile halkı ya da İsa ile kilisesi arasındaki ilişki ve sevgi bağını karı-koca arasındaki sevgi birliği ile mukayese ederek gösterir ( İşaya 50:1; 54:1; 62:5, Yeremya 2:32, Hoşeya 2:1, Matta 25:1, Yuhanna 3:29, 2. Korintliler 11:2, Efesliler 5:32, Vahiy 19:7; 21:9 ) { İ. K. }

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle!

    Yahve yire – RAB, sağlar. isa su üstünde hamdolsun

    #29637
    Anonim
    Pasif

    Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman, o gün oruç tutacaklar. ( Markos 2:20 )

    güveyin aralarından alınacağı günler: Mesih’in çarmıh üzerindeki ölümünün bir ön bildirisidir. Buradaki ifade Mesih’in zulüm ve yargıyı kaldıracağını müjdeleyen İşaya 53:8 ayetini bize hatırlatır. ( Mat. 11:5 ve İşaya 35:5-6, Luka 4:18-19 ve İşaya 61:1-2; Luka 22:37 ve İşaya 53:12 ). İsa tam kurtuluş ve özgürlük getirmek için çarmıhta bir kurban olarak ölmek üzere yeryüzüne gelmişti. Bu da büyük sevinç getiren iyi Haber’di ( Luka 2:10-11; 24:52; Yuhanna 17:13 ).

    oruç tutacaklar: Ancak 2:19 ayetinin işaret ettiği kutlama geçicidir. İsa Mesih’in acı çekip öleceği zaman gelecektir ( güveyin aralarından alınacağı günler ). Öğrenciler o zamandan itibaren oruç tutacaklardır.

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !

    Çünkü görünen her şey ışıktır. Bunun için şöyle deniyor: ” Uyan, ey uyuyan ! Ölümden diril ! Mesih sana ışık saçacak. ” ( Ef. 5:14 ) _hac: _hac: _hac:

    #30377
    Anonim
    Pasif

    Hiç kimse eski bir giysiyi çekmemiş bir kumaş parçasıyla yamamaz. Yoksa yeni yama eski giysiden kopar ve yırtık daha kötü duruma gelir. Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa şarap tulumları patlatır, şarap da tulumlar da mahvolur. Yeni şarap yeni tulumlara doldurulur. ( Mar. 2:21, 22 )

    Çekmemiş kumaş ( yeni yama ) ya da yeni tulum simgeleri gelen Kral ( İsa ) ile gelmiş olan Krallığın yeni durumunu vurgulamaktadır. İsa, burada bilgece olmayan işlerle, uygun tutulmayan oruç ile bu yeni durumun aranamayacağını göstermeye çalışıyor.

    Ferisiler haftada iki kez oruç tutarlardı ( Luka 18:12 ). Bu yüzden Yahya’nın öğrencilerinin oruç tutuyor olması insanların gözünden kaçmıyor. Herkesin oruç tutarken İsa ve öğrencilerinin oruç tutmaması biraz tuhaf değil miydi ? Öyleyse bu konuda bir soru sormanın tam zamanıydı.

    ” Yahya’nın ve Ferisilerin öğrencileri oruç tutuyor da, senin öğrencilerin niçin tutmuyor ? “

    Onların söylemek istediği şey, aslında böyle davranan bir kişinin dindar veya Tanrısal bir kişi olamayacağı idi. Vaftizci Yahya’nın isminin böyle bir konuda kullanılması aslında Yahya’nın onların kafasındaki ve ifade etmek istedikleri duruma uygun bir kimse olması ve dindarlık ölçülerine göre toplumda tasvip edilebilen bir örnek olmasıydı.

    Yahya, özdenetimle yaşayan büyük bir insandı ve onun mesajı başkalarını da aynı şekilde az ile yetinen, kanaatkar kimseler olmaya teşvik etmekteydi.Yahya’nın öğrencileri Ferisilerin oruç tutmasından daha farklı bir amaçla oruç tutmaktaydı.

    Aslında esas konu, daima Tanrı’nın bizden ne yapmamızı istediği idi. Eski Ahit içinde, pek çok kez oruç tutulduğunu görmekteyiz.

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !
    Dünyayı kazansan ne yararı olur ? isasiyahbeyaz

    #30482
    Anonim
    Pasif

    Tanrı yılda bir kez, Kefaret Gününde oruç tutmatı emretmişti ( Levililer 16:29-34 ). Mesih’in kırk gün oruç tutmasını hatırlattığımızda bundan anladığımız şey, insanların yaşanılan olaylara ya da içinde bulundukları duruma göre oruç tutmaları gerektiğidir. Ama Ferisiler’in yaptığı gibi oruç tutmakta ısrar etmek Tanrı’nın yasasında yapılmasını emretttiği şeyden daha fazlasını istemekti. Tanrı’nın ısrar etmediği bir konuda ısrar etmek insan yapımı bir şeyde Tanrı’yı aramak demekti. Eğer Kutsal yazılar Tanrı adamı olmamız için bizleri bilge kilıp, öğretmek, azarlamak, yola getirmek ve doğruluk konusunda eğitmek için yararlı ise Kutsal Yazılara ilave edecek bir şeyimiz yoktur. Ferisilerin yaptığı gibi yapmak ise bir şekilde Kutsal Yazılara ilave yapmak gibiydi. Onların davranışları Kutsal Yazılar’da olmayan bir şeyi varmış gibi gösteriyordu. Bu da Kutsal yazıla’ın mesajındaki amacı yanlış ve eksik tanıtmaktaydı.

    Ancak İsa Mesih, kendisinin ve havarilerinin oruç tutmamasına ilişkin şaşkınlıkla karşılanan bu davranışlarını buradaki sorgulanmada açık sözlülükle savunuyor. İsa Mesih, kendisinin ve havarilerin oruç tutmasının uygun olmadığını bir resim göstererek açıklıyor.Bu resimde havariler bir damadın arkadaşları olarak temsil edilmektedir. Bu durumda, havarileri, sevdikleri arkadaşlarının düğün günü sevincinde oruç tutan kimseler olarak hayal edin. Bu uygun olmayacaktı. Ama havarilerin oruç tutacağı zaman gelecekti. Bu zaman ise güveyin ( İsa mesih’in ) aralarından alınacağı zamandı.

    Bu benzetmede, duymak için kulakları olanlara Mesih, İsrail halkının üzerindeki isyan ve yargıyı kaldırmak için ölüme doğru olan yürüyüşünü ilan etmekteydi. Çünkü İsa, havarilerin yas ve oruç tutmasına vesile olabilecek şekilde tutuklanacaktı.

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !
    Dünyayı kazansan neye yarar ? hac5 iman ettim

    #30519
    Anonim
    Pasif

    Hrisityanlıkta Oruç

    Hristiyanlıkta oruç genellikle yılın belirli ayı için konmuş bir ibadet biçimi değildir. Kiliselerin ibadet takvimlerinde cemaati teşvik ve bir hatırlatma olarak oruç dönemleri yer almasına karşın, imanlılar diledikleri zaman oruç tutabilirler.

    Orucu; kişinin kendini alçaltarak ruhsal olanı aramak için yiyecek ve içecek şeylerden belirli bir süre uzak durması olarak tanımlamamız mümkündür. Diğer yandan Hristiyanlık, orucu günahlarımız üzerine ” yas tutmak “ * ile ilişkili olarak düşündüğünden oruç döneminde neden şölen sofralarına benzer bir yeme alışkanlığımız olmadığı da kendiliğinden açığa çıkar. Böylece kişiler kendilerini alçaltarak ruhsal olanı aramak için yiyecek ve içecek şeylerden belirli bir süre uzak dururlarken diğer yandan da her kişi kendi sahip olduğu imkanlarından daha sade oruç sofralarıyla ” ruhta yoksulluğu “** pratik eder. Çünkü oruçta esas olan; kişinin gururunun kırılması, günahlılığının farkında olarak pişmanlık duyup tövbe etmesidir.

    Kişi, oruç dönemi boyunca bütün aklı, bütün gücü ve bütün kalbiyle Tanrı’yı aramaya yönelir. Genelde Kutsal Kitap’ta oruç bahsinin geçtiği yerlerde dua, yakarış ve Tanrı’yı aramaktan bahsedilir. Böylece “oruç” dediğimizde anlatmak istediğimiz şey, ” dualı oruç ” yani dua ile birlikte devam eden oruçtur.

    * Oysa onlar hastalanınca ben çula sarınır.
    Oruç tutup alçakgönüllü olurdum.
    Duam yanıtsız kalınca,
    Bir dost, bir kardeş yitirmiş gibi dolaşırdım.
    Kederden belim bükülürdü,
    Annesi için yas tutan biri gibi. ( Mez. 35:13, 14 )

    ** Varlığında yoksıl gibi yaşayabilmek, yoksulların yüreğini anlayabilmek, sahip olduğu her şeyin kendinin değil ama Tanrı’nın olduğunu, Tanrı’dan geldiğini kabullenmek ve bu sebepten Tanrı’ya şükran duymak.

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !
    Dünyayı kazansan neye yarar ? :elsalla: :elsalla: :elsalla: hac5

    #30479
    Anonim
    Pasif

    Kutsal Kitap, oruçtan bahsettiği zaman, duaya her zamankinden daha fazla vakit ayırmamızı bekler. Oruç; yalnızca aç kalarak yine günlük işlerimizi aynen yapmaya devam ederek geçirdiğimiz dini bir zorunluluk ya da yük değildir.

    Kutsal Kitap’ta İşaya 58. bölümü, tanrı’nın oruç için olan isteği hakkında bize yeterli bilgi verir:

    Yüksek sesle çağır, esirgeme, sesini boru gibi yükseltve kavmıma günahlarını ve yakup evine suçlarını bildir. Halbuki her gün beni arıyorlar ve yollarını bilmekten hoşlanıyorlar; adalet etmiş ve Tanrı’nın hükümlerini bırakmamış bir millet gibi benden doğru hükümler soruyorlar; Tanrı’ya yaklaşmaktan hoşlanıyorlar. Niçin oruç tuttuk da görmüyorsun ? Canımızı alçalttık da bilmiyorsun ? diyorlar. İşte siz, orucunuz gününde işinizin peşindesiniz ve bütün işçilerinizi sıkıştırırsınız.İşte siz kavga ve çekişme için ve kötülük yumruğu ile vurmak için oruç tutuyorsunuz; bugün öyle oruç tutmuyorsunuz; bugün öyle oruç tutmuyorsunuz ki, yüksek yerde sesinizi işittireseniz.Benim seçtiğim oruç, insanın canını alçalttığı gün, böyle mi olur ? Saz gibi başını eğömek ve altına çul ve kül seçmek mi ? Buna mı oruç ve Rab’be makbul gün, diyorsun ? Kötülük zincirlerini açmak, boyunduruk bağlarını çözmek ve ezilmiş olanları hür olarak koyvermek ve her boyunduruğu kırmak, benim seçtiğim oruç bu değil mi ? Kendi ekmeğini aç olanla paylaşmak ve yurtsuz düşkünleri kendi evine getirmek ve çıplağı görünce üstünü örtmek ve kendi etinden olandan kaçınmamak değil mi ? O zaman ışığın tan gibi doğar ve yaran çabuk et sürer ve senin önünden kendi salahınyürür; rab’bin izzeti dümdarın olur.
    O zaman imdadım oacaksın ve Rab cevap verecek; feryat edeceksin ve işte buradayım, diyecek. Eğer boyunduruğu, parmak uzatmayı ve fesat söylemeyi ortanızdan kaldırırsan ve canının çektiği şeyi aç olana verirsen ve alçaltılmış canı doyurursan; o zaman karanlık içinde ışığın doğacak ve koyu karanlığın öğle vakti gibi olacak ve daima Rab sana yol gösterecek ve kurak yerlerde senin canını doyuracak ve kemiklerini kuvvetlendirecek ve sulanmış bir bahçe gibi ve suları yalancı olmayan bir kaynak gibi olacaksın. Senden çıkacak olanlar eski harabeleri bina edecekler; çok nesillerin temellerini dikeceksin ve sana:Gedik kapatan, mamlekette oturulsun diye yolları eski haline koyan, denilecek. Mukaddes günümde dilediğini yaparak Sebt gününü ayak altına almazsan ve Sebt gününe ferah gün, Rab’bin mukaddes gününe izzetli gün dersen ve kendi yollarında yürümeyerek, kendi zevkini bulmayarak ve kendi sözlerini söylemeyerek o güne izzet verirsen; o zaman zevkini Rab’de bulursun. Seni dünyanın yüksek yerleri üzerine bindiririm ve atan Yakup’un mirasını sana yediririm; çünkü rab’bin ağzı söyledi. ( İşaya 58:1-14 )

    Söz, Mesih’ti; O, Hak’tı.
    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !

    Dünyayı kazansan neye yarar ? hac5 isamesihyasiyor

    #30682
    Anonim
    Pasif

    Oruç tutarken, tanrı ile daha fazla vakit geçirmek için gayret edin. Oruç zamanı duamız ve ruhsal dikkatimizde öncelik ” Tanrı’nın egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gitmek. ” olmalıdır ( Mat. 6:25-34 ).

    her gün dua ve Kutsaş Kitap okumak için özel bir zaman ayırmalıyız. Pişmanlık dolu bir yürek ile Rab’bin kutsal varlığının huzurunda tövbe edip yenilenmeyi, Ruh’la dolmayı istemeliyiz. Aynı şekilde diğer konulardaki isteklerimizi dua, yakarış ve şükranla Tanrı’ya sunmalıyız ( Flp. 4:16 )

    Oruç süresince açlığı tadan ve cannın istediği şeyden uzak duran insanlar, yiyeceklerin bize verilmiş bir lutuf olduğunu çok iyi anlamıştır. Kişi, bundan böyle yiyecekleri israf etmemek ve bayatlatıp çöpe atmamak için daha duyarlı olacaktır. Diğer yandan yoksulluğun ve açlığın ne demek olduğunu bildiği için etrafındaki muhtaç insanlara karşı daha merhametli olmayı öğrenir. Yiyecekleri ” sevdiği- sevmediği ” olarak seçmekten çok, önüne konanı şükranla kabul etmeyi öğrenir.

    Neticede kişi, oruç ve dua ile Tanrı’nın önünde kendini alçalttığı zaman hayatındaa gözle görülür değişmeler meydana gelir. Tanrı ile samimi bir ilişki neticesinde kişinin duygu ve düşünceleri değişmeye, yenilenmeye başlar.Kişi, tanrısal olanı aramaya yönelir.Bunun neticesinde kişinin ailesine, akrabalarına ve arkadaşlarına bakış açısı ve davranışları olumlu yönde değişir; çünkü Tanrı’nın razı olduğu oruç ile kişinin dünayaya bakışı değişir. Bu değişiklik kişinin ev hayatını , iş hayatını, çevrwesindeki diğer insanlarla olan ilişkilerini etkiler ve yeniden düzenler.

    Tanrı’nın isteğine göre tutulan orucun sonunda; karakter ve davranış özelliklerinde şunlar oluşur:
    – Kendi ruhsal ihtiyaçlarını fark etmeye odaklanmıştır.
    – Herkesi bağışlar, başkalarının isteğini ister.
    – Kendinden çok başkalarına kıymet verir.
    – Başkalarının ihtiyaçlarını görür, paylaşır.
    – Kendi haklarından vazgeçmeye hazırdır.
    – Hakkı olana hakkını vermeye her zaman istek duyar, başkalarının haklı olduğunu kabul etmeye hazırdır.
    – Her zaman hakları öder.
    – Başkalarına hizmet etmeye yönelir.
    – Başkalarının yükselmesine sevinir.
    – Başkalarına hizmet etmeye hazırdır, başkalarının güvenini kazanmaya çalışır.
    – Başkalarının başarısına sevinir.
    -Şunu der: Tanrı’nın bana verdiği bu konum ve hizmeti hak etmiyorum.
    – Çok şey öğrenmesi gerektiği konusunda alçakgönüllüdür.
    – Başkalarına yaklaşmak için riske atılır, candan sevme riskini almaya hazırdır.
    – Şahsi sorumluluklarını bilir, nerede yanlış yaptığını görür.
    – Kolaylıkla danışabilir.
    – Alçakgönüllülük ve açık kalplilik ile eleştiriyi kabul eder.
    – Gerçekci olmakla ilgilenir.
    – Tanrı’nın bütün gerçeği bildiğinin farkındadır.
    – Şan ve şöhrete ölmüştür.
    – Başkalarına karşı açık ve şeffaf olmaya çalışır.
    – Yüzleşmeye açıktır, başkalarının ne bildiği ile uğraşmaz.
    – Rahatlıkla hatalarını kabul edip af diler.
    – İtirafta bulunurken; her türlü ayrıntıya iner.
    – Günahın kökeni ile ilgilenir ve üzüntü duyar.
    – Kalbi, sürekli tövbe etmeye hazırdır.
    – Verme huyludur.

    İnsan canına karşılık ne verebilir ?
    Biz inanlılar, Tanrı’nın merhametiyiz.
    Ayak izimiz, Mesih’tir ve yolumuzdur.
    isasiyahbeyaz Dünyayı kazansan neye yarar ?

    #31226
    klaus
    Anahtar yönetici

    MESİH MERKEZLİ ORUÇ

    Kendi isteği ile birşeyler yapmayı sevmeyen insanoğlu oruç denince kendisini mecbur edecek bir takım şartlar aramaktadır. Bu yüzden oruç denince hemen sorulan sorulardan bir tanesi; orucun ne zaman tutlacağıdır. Oruç kaç gün tutulacak yada kaç gün tutulmalıdır, nasıl tutulacak, orucu ne bozar ya da neler bozmaz soruları ile insanoğlu hemen kendisine kurallar ve şartlar aramaya meyillidir.
    Ancak Kutsal Kitap bize bu konuda bir cevap vermez. Bizlerin bu türden tutum ve anlayışımız oruçta hedeflenen ruhaniyeti engellemekten başka bir işe yaramaz.

    Orucumuz yaşadığımız dünyaya İsa Mesih’i ilan etmelidir.Gündelik hayatta karşılaştığımız her sorunda İsa Mesih’in merhamet yüreğine uygun bir davranışı sergilemek, O’nun sözlerini hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmeye çalışmak orucumuzu Mesih Merkezli bir oruç yapacaktır. Oruç boyunca İsa Mesih’in iradesini hayatımızda görünür kılmak, Kutsal Kitabı yaşamımız ve sözlerimizle yansıtmaya çalışmak gayreti orucumuzu Mesih Merkezli bir oruç yapacaktır.

    Kutsal Yazılar İsa Mesih’i işaret ettiği gibi orucumuzda İsa Mesih’i işaret etmelidir. Oruç süresince düzeltmeye çalıştığımız sözleriniz ve davranışlarımızla İsa Mesih’in öğretişleriyle çelişmeyen bir davranış ve söz bütünlüğüne olabildiği orada sahip olmak oruçtan sonraki dönemde hayatımızı daha bir yenilenmiş hale getirecektir

    Matta 6.16-18 ayetler:

    “Oruç tuttuğunuz zaman, iki yüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm veririler. Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.”
    İsa Mesih’in verdiği bu örnekte başkalarına oruç tuttuğunu belli eden, bir anlamda elalem ne der korkusu ya da insanların övgüsü için tutulan orucun Tanrısal bir değeri olmadığını görüyoruz.

    İsa Mesih’in oruç öğretişi, orucu ne zaman tutacağız, nasıl tutacağız, ne kadar zaman tutacağız? gibi sorulardan uzaktır. İsa Mesih oruçtan bahsederken rakamlarla ve kurallarla ilgilenmiyor, O’nun dikkat ettiği nokta tutulan orucun ruhaniyetidir.

    Bu ayette ‘Oruç tuttuğunuz zaman’ ifadesi sık sık sorulan ‘Hristiyanlıkta oruç var mı?’ sorusuna yeterli bir cevap olmaktadır. İncil’e göre oruç, bir hristiyanın Kutsal Kitap okumak, dua etmek, kilise faaliyetlerine katılmak gibi ruhsal solunum faaliyetlerinden biridir.

    İncil, yılın şu ayında, şu şartlarda, şu kadar oruç tutun diye bir öğretiş vermez. İncil’in bahsettiği yürekten inanmış kişi zaten oruç tutmaktadır. Orucu yanlızca senenin bazı aylarına bölerek toplumsal bir zorunluluk, bir yarış gibi düşünmek, ya da tutulmadığı zaman bazı cezai yaptırımları öne sürerek uygulatmaya çalışmak İncil’in oruç anlayışında yoktur

    Tanrı, bizlerin O’nunla olan ilişkimizde özgür olmamızı ister.

    #31227
    klaus
    Anahtar yönetici

    Orucu Ne Zaman Tutmalıyız ? :

    2.yüzyıldaki ‘Didake’ öğreti kitabında o dönem Mesih İnanlılarına çarşamba ve cuma günü oruç tutmaları öğretilmekteydi. Bu dualı bir oruçtu. Bazen bu oruç cumartesi günü de devam ederdi. İkinci yüzyıldaki kiliselerin Diriliş Bayramından önce (Paskalya) oruç tuttukları bilinmektedir.
    4.yüzyılda ‘Quadragesima’ adıyla kırk günlük oruç tutulduğu bilinmektedir. Bazı yerlerde yeni imanlılar bu kırk günlük sürede vaftize hazırlanırlardı. Bazı kiliseler bu süreyeBazı kiliseler bu süreye bir hafta daha ilave ederek Diriliş Bayrımı (Paskalya) öncesinde 7 hafta oruç tuttular.

    J.Calvin Oruç :Hakkındaki Öğretişi:

    Calvin; Kutsal Yasa ve Peygamberlerin örneğini izleyen Müjde Elçilerinin günlerinden beri kilisenin tuttuğu oruç ‘yararlı bir displindir’ diye yazmıştır. Ayrıca:

    a) ‘Hiç oruç tutmamak batıl inanca bağlı oruç tutmaktan daha iyidir.’ demiştir.
    b) Oruç kişisel amaçlı olarak bedenin kötü işlerini Ruh’la öldürmek için etkindir (Rom 8.13)
    c) Tanrı halkının dua etmeye ve Tanrı sözü üzerinde derin düşünmeye hazırlanması için hem kişisel hem de topluluk olarak birlikte oruç tutması tavsiye edilir.
    d) Kilise çobanları yaşanılan zamanın ihtiyacına göre oruçlu dua için cemaati toplamaya mecburdurlar. Kutsal Kitap bu toplantıların zaman ve şeklini emretmeyip kilisenin muhakemesine bırakmıştır.

    Oruç sebepleri:

    Dini ihtilaf tartışılacağı zaman, önderler seçileceği zaman, önemli kararlar verilmeden önce, salgın, hastalık, kıtlık, savaş v.s. krizler olabilir.

    e) Dirirliş Bayramından önce tutulan orucu putlaştırmamak gerekir. Çünkü Mosa, İlya ve Mesih’in kırk günlük oruçları Paskalya için örnek gösterilemez.

    J.Calvin’in oruç öğretisinin batıl inançlar konusundaki hatırlatmasını gözönüne alaraktan, bu durumda orucu batıl inançları reddetme ve onlardan uzaklaşma gayreti olarak tanımlamamız yada bunları oruçtaki hedeflerden biri olarak görmekemiz esas olacaktır. Tanrı önünde yürüyen bir kişinin hayatında olmaması gereken batıl inançların üzerimizdeki etkisini ve yaptırımını reddetmemiz bunu çevremize böyle tanıtmamız gerekmektedir.

    Kişi oruç tutarak sevap kazanamaz. Oruç tutarken orucun amacını hatırımızda tutmalıyız. Oruç yürekten olmalıdır.

    #31228
    klaus
    Anahtar yönetici

    18. ve 19. Yüzyıl Protestan Kiliseleri uyanış tecrübesi yaşamış oduklarından ruhsal açıdan durgun hissedilen dönemlerde Mesih’in huzurunu özleyerek oruç tutarlardı. Genellikle belli bir hafta sonu seçildikten sonra, cumartesi günü oruçlu dua iç18in toplanırlardı. Kendilerini Kutsal Sözün açıklanmasına ve duaya adayıp Pazar günleri ise oruçsuz olarak ibadet ederlerdi.

    Kutsal Kitapta Tanrı halkının takvime göre (7. ayın 10. günü) tuttuğu en belirgin oruç, kefaret orucuydu1. Bundan başka 4.ayın 7.günü, 5.ayın 9.günü, 7.ayın 3.günü, 10.ayın 10.günü oruç tutmaktaydılar2. Buna karşın Kutsal Kitapta Tanrı halkı üzüntülü ve sıkıntılı oldukları durumlarda (1.Samuel 1:7), ülkenin geleceği içinendişe duyduklarında (2.Samuel 1:12), günahtan dönmek ve tövbe etmek istediklerinde (1.Samuel 7:6), Tanrı’dan ve O’nun öfkesinden korkulduğu zamanlarda (2.Samuel 12:6), günaha düştüklerinde (Ezra 10:6), endişe ve karışıklığın olduğu zamanlarda (Hakimler 20:26), tehdit ve korku olduğu zamanlarda (2.Tarihler 20:3), oruç tutmaktaydılar.

    Yani orucu başlatan şey özel bir ay ya da gün değil, o an için yaşanılan özel durumlardı. Orucu başlatan şeyler takvimsel hesaplar değil, Tanrı ile aranan yakın ilişki ve Tanrı’dan yardım ve merhamet beklentisinin olduğu özel durumlardı

    Mesela Kutsal Kitabın Yoel 1.14.ayetinde: ‘Oruç takdis edin, toplantıya çağırın, ihtiyarları ve memlekette oturanların hepsini Allahınız Rabbin evine toplayın ve Rabbe feryat edin’ sözleri ile görüyoruz ki, bunun gibi durumlarda Tanrı’nın halkı yılın herhangi bir gününde oruç başlatmaktaydı. Bu durumda orucu kilise uygun gördüğü her zamanda başlatabilir.

    Gerek ülkenin içinde bulunduğu durum gerekse kilisenin içinde bulundu zorluk yada ruhsal bir bereket ve ruhsal uyanış, veya kilisenin tarihindeki herhangi önemli bir olay oruç sebebi olabilir. Bunun dışında kiliselerin ibadet takvimlerinde cemaati teşvik ve hatırlatma için oruç ve perhiz günleri belirlenmiştir. Ancak bu takvimlerde belirtilen oruç günleri bir düzen olması için önerilmiştir. Belirlenmiş dönemler dışında kişiler isterse ayrıca oruç tutabilirler.

    Cemaatin tek bir beden olarak birlik içinde katıldığı orucun ruhsal bereketlerini yine bütün cemaat olarak birlikte paylaşması güzel bir tecrübe olacaktır. Bunun dışında elbette kişiler ayrıca oruç tutabilir.

    #31271
    klaus
    Anahtar yönetici

    İsa Mesih hizmetine başlamadan önce 40 gün süre oruç tutmuştu. Bu orucun sonunda denendiğinde galip gelmişti. İsa Mesih oruç tutarken ruhsal ve bedensel olarak Tanrı ile birlikteydi. Bu süre içinde dünyasal işlerden uzaklaştığı için Tanrısal ruhsal olana yoğunlaşabildi. Kendisi bu alışkanlığı hayatın her gününe yayabilmeyi iyi biliyordu.
    Bu yüzden Yuhanna 4:34 ayetinde ‘Benim yemeğim, beni gönderenin isteğini yerine getirmek ve O’nun işini tamamlamaktır’ diyerek orucun meyvalarını hayatın tamamına ve her alanına nasıl taşıdığını gösterir. İsa Mesih’in buradaki ifadesinden orucun; yiyeceğini dolaba kaldırıp aç kalarak değil, Tanrı sözü ve işi ile meşgul olarak yapılan bir ibadet olduğunu görüyoruz.
    İsa Mesih yaşamın her anına ve alanına taşıdığı orucun bu meyvası gereği, kendi etinden olandan kaçınmamış, bu yüzden vergi görevlilerinin ve günahkarların dostu olmakla suçlanmıştı.Yine Zakay’ın evine gittiği için günahkarlarla dost olamakla suçlanıyordu.
    Bu örneklerden açıkca anlaşıldığı gibi öncelikle tuttuğumuz orucun meyve vermesi önemlidir. Bu yüzden yılın dilediğimiz ayında oruca başlayabiliriz.

    #31272
    klaus
    Anahtar yönetici

    Evlilik, iş değiştirmek, göç etmek, kilisede yeni bir göreve başlamak gibi önemli kararlarda, günahlılığımızdan tövbe etmek istediğimizde, sevinçli ya da üzüntülü olaylarda, ruhsal konularda bilgelik ve hikmet kazanmak için, gururumuzun kırılması, Tanrı’yı hayatımızda ve düşüncemizde yüceltmek için, alçakgönüllük ile Tanrı’ya hizmet etmek ve O’nun lütfunu daha iyi anlamak için, ruhsal savaşta galip gelmek ve şeytanın tuzaklarını kırmak için, zayıflıklarımızın kaldırılması ve özdenetim kazanmak için, Tanrı’nın bize yol göstermesi, bizi kuvvetlendirmesi, hayatımızdaki kurak olan alanları yeşertmesi, bize destek olması ve her alanda bizi bereketlemesi için oruç tutabiliriz.
    Hayatımızda eksik olan ruhsal meyvaların çoğalması, Rab’den dilediğimiz birşeyin O’nun isteğine uygun olup olmadığını anlamak için oruç tutabiliriz. Tanrı’nın yön vermesini, iyileştiren, kutsayan merhametli elinin dokunmasını istediğiniz her durumda; yani hayatın her alanında karşılaştığımız iyi ya da kötü durumlarda oruç tutabiliriz.

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 15)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.