İmif -1940 Abi’den Güzel bir Paylaşım.
- Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
10. Ekim 2011: 18:03 #27570AnonimPasif
İNCİL’de yazılı bir belirti!
Saba kızkardeşimin Kitabı Mukaddes’de “Eyub” dan aldığı sözleri okudum. Geçmişimde yaşadığım bir ruhsal olayı anımsadım:Çok yıllarca önce idi. Asistanlığımın son yılında tez hazırlarken rüyamda Rabbim ve Kurtarıcım İsa Mesih’i görmüştüm. Tarlada hasat sonunu ve günahlarımdan dolayı mıydı acaba, ne idi; sıkıntılı halini gördüm! Daha sonra onu toprağın üzerinde değil, ufuktaki göz alıcı harika manzarasını seyre daldım. Uykumdan uyandığımda, hâlâ o rüyanın etkisi altında idim. Görev yerime gidip gündüz ve gece nöbetimi tuttum. Ama nöbetim esnasında kalbimde düzensiz atımlar oldu! Ertesi sabahleyin göz aklarımda sarılık fark ettiler ve bulaşıcı sarılık tanısı ile beni intaniye servisine yatırdılar. Hastanede görevli doktordum ve kendim hastalığa yakalanmıştım. Hastalık ve ölüm korkusuna da yakalandım. Belki teselli bulurum diye Kitabı Mukaddes’imi açıp “Eyup” u baştan sona kadar okudum. Ama benim hastalığım, Eyub’un dertleri karşısında hafifti. Ve Eyub’un Temanlı Elifaz, Şuahlı Bildad ve Naamalı Tsofar adlı üç dostu, onu teselliye ve acılarını paylaşmağa gelmişlerdi. Eyub, elem yatağında acılardan dolayı kıvranırken, o üç dostunun söyledikleri güzel sözler, ona terselli değil, yük vermiş! Eyub, içini Rabbe dökerken, onlar da, kendilerini doğruya çıkarırcasına sözler söylemişler! Dört kişi aralarında birbirlerine sözler söylerlerken, Rab, sıkıntılar içinde kıvranan Eyub’a kasırganın içinden cevap verip konuşmağa başlamış! Eyub, Rab gelince susmuş, arkadaşları da susmuşlar!
Yatağımda korkularımla, endişelerimle ve umutsuzluğumla acılar çeken bana, Rabbın Eyub’a söylediği şu söz dokundu:“Bilgisizce sözlerle takdiri karartan bu adam kim?” (Eyub 38:2).
Rab, konuşmağa devam ederken, Eyub onu dinliyordu. Ve Eyub, sonunda, Rabbin önünde dize gelip şu itirafı yaptı:
“Sen her şeyi yapabilirsin, bilirim,
Ve hiçbir muradın alıkonmaz.
Takdiri bilgisizce karartan bu adam kim?
Bundan ötürü anlamadığım şeyleri söyledim,
Benden üstün olan bilmediğim şaşılacak şeyleri.
Niyaz ederim, dinle de, ben söyleyeyim;
Sana sorayım da, bana anlat.
Senin için kulaktan işitmiştim;
Şimdi ise seni gözüm gördü.
Bundan ötürü kendimi hor görmekteyim,
Ve tozda ve külde tövbe eylemekteyim” (Eyub 42: 2-6).Bu sözler, beni etkiledi! Ama ondan sonra daha da etkileyici şey yaşadım. Hastaneden taburcu olup eve geldikten sonra, sarılığım çocuklarıma bulaşmasın diye kendimi bir odaya tecrit ettim. Çocuklarım daha küçük idiler. Rabbin sözlerini kitaptan okumak bile, korkularımı, endişelerimi ve umutsuzluğumu tamamen ortadan kaldırmamıştı. O kadar şiddetli ağlamalarım olmuştu ki, burnum kanadı. Sonra yatağıma uzanıp uykuya geçmek üzere idim ki, karşımda duran birinin bana şöyle dediğini işittim:
“Ve Mesih İsa’da hayat Ruhunun kanunu beni günahın ve ölümün kanunundan azat etti.”
Kalkıp yatağın kenarına oturdum, İNCİL’imi elime alıp bu sözün yazılı olduğu yeri aradım ve buldum! Rom. 8:2’ de aynen yazılı olduğunu fark ettim! Bana konuşan O, kimdi ki, onun ağzının sözünü işitince, içimde sevinç coşkusu oldu? Sözleri Kitabı Mukaddes’den okumakla Rabbin ağzından dinlemek arasında çok güçlü farklar görmeğe başladım. Bugün Kitabı Mukaddes’i ve İNCİL’i bu umutla okuyorum. Yazıları yanlış anlayabiliriz ve sanrılara dahi kapılabiliriz. Yahudi önderler, kitapları okuyarak uzmanlaşmışlardı ama, İsa’ya gelme isteği içlerine doğmuyordu! Kitaplarla yetindikleri halde sözleri Eyub gibi dinlemiyorlardı. İsa, onlara’
“Kitapları araştırıyorsunuz, çünkü siz sonsuz yaşamınızın onlarda olduğunu sanıyorsunuz” demiş! (Yuhanna 5:39).
İsa’nın bu sözü, İNCİL’de böyle yazılıdır. Ama beni düşündürüyor! Bu sözü ile ne demek istemiş İsa?
Onun sözlerini İNCİL’den okumak, bize yetmiyor mu? Hayır! Bana yetmiyor! Çünkü sözü Rabbin ağzından işitmemiz, bizden alınamayacak iyi paydır! Ben de, sizler gibi İNCİL okuyorum, ama okuduklarımı Rabbimin ağzından dinlediğim zaman cesaretle doluyorum!Sözleri Rabbin ağzından dinlediğimiz zaman, kitaptan okumaktakinden farklı olarak emin oluyorum! Birbirimiz için dua edelim ki, Rab, bize konuşsun. Amin.
Kendimde eksikliğini fark ettiğim şeylerden biri de şudur: Bilgisizce sözler söylemiş ve yazmışım! Bundan önceki yazımda paylaştıklarım, “Allah bilgisi” ile ilişkilidir. Eğer bilgi, insan iradesi ile iletiliyorsa, karşısındakilerin iradelerini kışkırtacaktır. Ama Allah’ın insana bildirdikleri, onun yüce iradesinin kudreti ve başarısıdır. Düşünce alanında da böyledir. Rabbin düşüncelerini kitaptan okuyorum, onları düşünmeğe çalışıyorum; ama yazılı olduğundan daha öteye, canlı düşünemiyorum. Ancak Ruhülkudüs esinleri ile düşünürken, nasıl düşündüğümüz bize açıklanır. İşte bu gibi şeyleri, ‘Allah’ın iradesi bilgisi’ ile öğreniriz (1.Korint.2: 10; Kolose 1:12).
Amacım bilgiçlik taslamak değildi; şimdi de değil! Paylaşmak, başka nasıl oluyor? Rab İsa Mesih’in ismi yücelsin. Amin.
11. Ekim 2011: 18:33 #36643AnonimPasifEyüp peygamber bölmünde, Eyüp ü teselli(!!!) etmeye gelen dostlari(!!!) Hos olmayan bir kelime kullanmak zorundayim: Onlar igrenctiler. Eyüp peygamberle teoloji bilgisi yaristirmanin yeri degildi. Tüm sözleri Tanridan yana olsada , sözlerinin arkasinda kendi benlikleri, duygusuz yürekleri vardi. Bölmün sonunda Rab in onlari da affetmesi bu noktadadir. Eyüp peygambere kaybettigi cocuklarini geri veremezlerdi. Ama , eger sürülerinden sürü, evlerinden ev sunsalardi yaralariyla ilgilenselerdi, ona sarilsalardi Rab in gözünde dogru olani yapmis olurlardi, tek kelimesiz Rab e övgü ve yücelik de verirlerdi. Onlar kolay ve benliklerine uygun olani yasadilar, böylesi hostu ve zahmetsiz , fedakarlik gerektirmeyecek BEN i üstelik sisirecek türdendi. Bu nedenle sözleri dogru ama kendileri igrenctiler.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.