İman Eden Bilim Adamları.(Günümüzde)

  • Bu konu 3 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27823
    Anonim
    Pasif


    GÜNÜMÜZDE iMAN EDEN BİLİM ADAMLARI.

    20. yüzyılda bilimde büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve yüzyıllardır sır olan pek çok bilgi açığa çıkmıştır. Ve ilerleyen bilim, açıkça bir gerçeği göstermiştir: Yaratılış Gerçeği.Her bilimsel bulgu evrende var olan canlı ve cansız tüm varlıklardaki kusursuz tasarımı, düzeni ve planı göstermektedir. Bu bulgulara bizzat şahit olan birçok bilim adamı ise tüm evrenin tasarımının üstün bir Aklın ürünü olduğunu görmüş, herşeyin sonsuz kudret sahibi Tanrı tarafından yaratıldığını anlayarak, Yaratılış Gerçeği’ni savunmuştur.

    Bugün, başta ABD olmak üzere, batılı ülkelerde inançlı bilim adamları tarafından kurulmuş olan birçok ciddi akademi ve organizasyon mevcuttur. Aynı zamanda bu bilim kuruluşları, bilimsel delillerin evrendeki kusursuz tasarımı ortaya koyduğunu göstermek için çalışmalarını sürdürmektedirler.Günümüzde yaşayan ve bilimsel çalışmaları ile tanınan inançlı bilim adamlarından bazıları şöyledir:

    Dr. Henry Fritz Schaefer Schaefer:
    Georgia Üniversitesi’nde kimya profesörü ve Kuantum Kimya Merkezi’nin direktörüdür. Tam 5 kez Nobel ödülüne aday gösterilen Schaefer için dünyanın en nitelikli üçüncü kimyageri denmektedir. İnançlı bir bilim adamı olan Schaefer, bilimsel çalışmalarının amacının Tanrı’yı tanımak olduğunu şu sözleriyle ifade etmiştir:Bilimin bir anlam kazandığı ve bana zevk verdiği anlar; kendi kendime ‘İşte bu Tanrı’nın yaratması” dediğim anlardır.

    Isaac Bashevis Singer.
    Günümüz ünlü fizikçilerinden Singer, evrim teorisini reddeden ve Tanrı’ya inanan bir bilim adamıdır. Verdiği bir konferansta evrim tezini şu ilgi çekici hikaye ile eleştirmiştir:

    Bilim adamları şimdiye kadar hiçbir insanın ayak basmadığı ıssız bir ada keşfetmişler. Bu adaya ilk kez çıkan bilimciler gördükleri doğal hayattan oldukça etkilenmişler. Vahşi hayvanlarla balta girmemiş ormanlar onlara çok çarpıcı gelmiş. Sarp yamaçlara tırmanıp etrafı gözden geçirmişler. Adada en ufak bir uygarlık izi bulamamışlar. Tam gemilerine dönerlerken bir de bakmışlar ki kumsalda son model zarif bir kol saati duruyor. Hem de tıkır tıkır işliyor. Bilimciler için can sıkıcı bir durum.
    Bu saat buraya nereden geldi?
    Kesin olarak biliyorlar ki adaya kendilerinden önce hiçbir insanoğlu uğramamış. O halde ortada tek bir seçenek kalıyor. Bu saat, pahalı deri kayışı, değerli camı, akrep ve yelkovanı, pili ve diğer parçaları ile kendiliğinden şans eseri tesadüfen bu adaya geldi ve bu kumsala yerleşti.
    Başka alternatif yok!”
    Singer evrimcilerin içinde bulundukları yanılgıyı açıklamak için hikayesinin sonunda şöyle bir açıklama getirmiştir: “Her saati yapan bir saatçi vardır.” Evrende var olan canlı ve cansız her varlık üstün bir tasarıma ve kusursuz bir düzene sahiptir. Dolayısıyla hiçbirinin varlığı tesadüflere dayandırılamaz. Her birinin üstün ve güçlü bir Yaratıcı’nın eseri olduğu açıktır.

    Günümüz bilim adamlarının büyük bir bölümü ise Singer’da olduğu gibi bu kusursuzluğu ve düzeni ortaya koyarak, hepsinin Tanrı’nın yaratışının eseri olduğunu insanlara göstermektedirler.

    Prof. Malcolm Daneken Wintis Huittin Üniversitesi’nde ve North Western Üniversitesi’nde tıp profesörü olan Prof. Wintis da evrenin ve insanın mutlaka üstün bir Yaratıcı tarafından var edildiğine inanmaktadır. Bu inancını şu sözleriyle belirtmiştir:

    Fiziki metotları kullanarak diyebiliriz ki bütün esrarengizliğiyle beraber gökler ve yeryüzü, değişik şekilleriyle insan hayatı ve en sonunda çok yüce kapasitesiyle insanın kendi varlığı… Bütün bunların kendiliğinden ve tesadüfen meydana gelmiş olmasını düşünmek kadar karmaşık ve anlamsız bir düşünce olamaz. Öyleyse, evrene hükmeden bir zeka bulunmaktadır. Bütün bunların ardında bir Yaratıcı vardır. Madem ki insan, çevresinde bulunan değişik varlıklardan çok daha üstün bir yapıya sahiptir, öyleyse onun Yaratıcısı’na yönelmesi gerekir.

    William Phillips Lazer ışınıyla atomları yakalama metotları geliştirdiği için daha 50 yaşına varmadan Nobel ödülü kazanan günümüz fizikçilerinden William Philips inançlı bir bilim adamıdır. Nobel ödülünü kazandıktan sonra katıldığı bir basın toplantısında şöyle demiştir:

    Tanrı, bize içinde yaşayabileceğimiz ve keşfedebileceğimiz muhteşem bir dünya verdi.

    Prof. Will Draper Iowa Üniversitesi’nde doktorasını yapan, California Üniversitesi’nde toprak bilimleri yardımcı profesörlüğü görevinde bulunan Prof. Draper, aynı zamanda Amerikan Toprak Bilimleri Enstitüsü üyesidir. Tüm evrenin kesinlikle tesadüfen oluşamayacağını ve bir Yaratıcı’nın eseri olduğunu Prof. Draper şu sözleriyle belirtmiştir:

    Şurası muhakkaktır ki, gerek üstümüzdeki olağanüstü gökyüzünde olsun, gerek bize göre altımızdaki yeryüzünde olsun, herşeyde bir plan ve bir amaç vardır. Bu maksadı ve planı meydana getiren bir kuvvetin, yani sonsuz Yaratıcı’nın, varlığını inkara kalkışmak, akıl ve mantık kurallarıyla çelişir. Bu yazın, sararmış, boyunlarını bükmüş buğday başaklarıyla dolup-taşan ve bir buğday denizini andıran tarlayı gördüğü halde, onu eken bir çiftçinin bulunduğunu ve onun tarlanın yakınındaki bir kulübede veya başka bir yerde oturmakta olduğunu inkar edip kabullenmeyen kişinin düşebileceği çelişkiden, çok daha büyük bir çelişkidir.

    William Dembski

    Günümüz matematikçi bilim adamlarından olan Dembski’nin araştırmaları aynı zamanda felsefeden ilahiyata kadar geniş bir alan içerir. Dembski, bilimin dünyayı anlamaya çalıştığını ve bilim adamlarının da ancak birer kaşif olduklarını savunur. Dembski‘nin düşüncelerini ifade eden sözlerinden birkaç örnek şöyledir:

    …Dünya, Allah’ın yaratmasıdır, bilim adamları ise dünyayı anlamaya çalışırken, Allah’ın düşüncelerini tekrarlarlar. Bilim adamları yaratıcı değil, kaşiftirler.

    ...Yaratılış her zaman Yaratıcı’nın varlığını gösterir.

    Prof. Steven Meyer

    Whitewort Üniversitesi’nde felsefe profesörü olan Meyer, Yaratılışa inanan ve bu konuda pek çok eseri olan günümüz bilim adamlarındandır. Evrenin, bilinçli bir tasarımın ürünü olduğunu savunduğu sözlerinden birkaçı şöyledir:

    Doğada akıllı tasarımın muhteşem kanıtlarını görürsünüz.


    İddia ediyorum ki ne tesadüfler, ne prebiotik doğal seleksiyon, ne de fiziksel-kimyasal gereklilik, ilk hücredeki bilginin kaynağını açıklayamaz.


    Prof. Walter L. Bradley

    Teksas Üniversitesi’nde mekanik mühendislik profesörü olan Bradley, “Hayatın Kökeninin Sırrı” adlı kitabın yazarlarındandır. Tüm evrenin, canlı cansız herşeyin bir tasarımın ürünü olduğunu ve bunun delillerinin her yerde olduğunu savunan Bradley, bir Yaratıcı’nın varlığına olan inancını şu sözleriyle vurgulamıştır:

    1987 baharında bir iş için Cornell Üniversitesi’nde iken Hıristiyanlık ve bilim üzerine bir konferansım oldu. Bu konferansta bilimsel kanıtlarla Tanrı’nın varlığını gösterdim.

    Bradley, bir başka ifadesinde de şunları söylemiştir:

    Akıl Sahibi bir Yaratıcı olduğuna dair çok net deliller var.

    Prof. Irrel Chister Rex Washington Üniversitesi’nde ve Güney California Üniversitesi’nde yardımcı profesörlük, fizik doçentliği ve profesörlük yapan Prof. Rex aynı zamanda Amerikan Fizik Enstitüsü üyesidir. Tüm evrenin Tanrı tarafından yaratıldığına ve ona yine Allah’ın gücüyle hükmedildiğine inanan Prof. Rex, bu düşüncesini şu sözlerle dile getirmiştir:

    Kainatın oluşunu açıklayan ve ona hükmeden kanunları belirten modern teoriler, Tanrı fikrinin dışında bir düşünceyle ortaya konduğu zaman, son derece karmaşık ve girift bir karanlık çıkmaza girerler. Ben şahsen Tanrı’nının varlığına inanıyor ve O’nun bu kainata hükmettiğini kabul ediyorum.

    Dr. Allan Sandage
    Günümüzün en tanınmış gök bilimcisi olan Dr. Allan Sandage, sonradan dini kabul eden bir bilim adamıdır. 1998 yılında “Bilim’Tanrı’yı Buluyor” kapak konulu Newsweek dergisine verdiği röportajda Sandage, dini kabul etmesini şöyle açıklıyordu:

    Beni bu sonuca götüren, dünyanın bilimle anlaşılamayacak kadar karmaşık olmasıydı. Var oluşun sırrını anlayabilmem ancak imanla mümkün.

    Prof. Cecil Hamar
    Saint Louis Üniversitesi’nde biyoloji profesörlüğü yapmış olan ve Haissburry Üniversitesi’nde biyoloji dersleri veren Hamar, Tanrı”ya olan güçlü inancı ile günümüz bilim adamlarındandır. Hamar, inancını şu sözleriyle ifade etmiştir:

    Bilim dünyasında gözümü nereye çevirsem yücelerin yücesi bir Yaratıcı’nın varlığını gösteren eşi bulunmaz kanun ve düzenler gördüm. Fevkalade üstün yaratılış örneklerine şahit oldum… Evet ben de inanıyorum Tanrı’nın varlığına. O’nun bu kainatı yaratıp koruduğunu ve herşeye gücünün yettiğini kabul ediyorum. Yalnız bu kadar da değil. İnsan denilen yaratığın bütün zerrelerini O’nun koruduğunu da kabul ediyorum.

    Prof. Paul Ernest
    Saint Johannes Üniversitesi’nde yardımcı profesörlük yapmış olan, Amerikan Cerrahlar Birliği üyesi Prof. Ernest, yaptığı bilimsel çalışmalar sonunda güçlü bir Tanrı inancı kazanan bir bilim adamıdır. Prof. Ernest inancını şöyle açıklamıştır:

    Ben Allah’a hiç kuşku duymadan kesin olarak inanıyorum. Ve bu inancım uğraştığım bilim dalının beni doğruladığı ve kuvvetlendirdiği bir imandır…

    İşte soruya cevap veriyorum: Evet, kainatta bir Yaratıcı vardır.

    Prof. Lestergon Simurden
    Bordeaux Üniversitesi’nde doktorasını yapan ve Cochin Üniversitesi’nde tarım ve matematik profesörü olan Prof. Simurden Tanrı inancını şu sözleriyle dile getirmiştir:

    Hiç şüphesiz ki, herşey Tanrı’n’ın yüce kudreti ile meydana gelmiştir. Herşeye gideceği yolu gösteren ve çizen O’dur. Toprak ve bitkilerle ilgili araştırmalarımda derinleştikçe Allah’a imanım da o nisbette arttı…

    Enrico Medi Ünlü İtalyan bilim adamı, 1971’de Roma’daki uluslararası bir konferansta, bir bilim adamının şahit olduğu mucizeleri ve ulaştığı sonucu şöyle açıklamıştır:

    Uzayın ve zamanın dışında tüm varlıkların sahibi olan ve tüm varlıkları bu şekilde yaratan bir sebep var… Ve bu Yaratıcı Tanrı’dır.

    Prof. Wayne Old Prof. Old, Columbia Üniversitesi’nde doktorasını yapmış ve New York jeo-kimya laboratuvarlarında araştırma şefi olarak çalışmıştır. Prof. Old bilimsel araştırmaların kişinin Tanrı inancını güçlendirdiğini şu sözleriyle belirtmiştir:

    Şurası muhakkak ki bilgi basamaklarında ilerlemek, eşyanın meydana gelişinin keyfiyetini ve sebeplerini araştırıp soruşturmak, insan zekasını diğer varlıklardan ayıran en büyük ve en önemli niteliklerden birisidir. Kainatı bir kuvvetin yarattığını kabul eden ve ilmi incelemelerine bu imanla dalan bir ilim adamı, ilmi çalışmalarını devam ettirirken mutlaka Tanrı’ya imanını artıracak delillerle karşılaşacaktır.

    Prof. Michael P. Girouard
    Southern Louisiana Üniversitesi’nde biyoloji profesörü olan Michael Girouard, yaşamın tesadüflerle ortaya çıkamayacağına, yaşamın temeli olan proteinlerin ve hücrenin son derece karmaşık ve kusursuz yapılarının Tanrı tarafından yaratılmış olduğuna inanan günümüz bilim adamlarındandır.

    Prof. Girouard, Bilim Araştırma Vakfı tarafından 5 Temmuz 1998 tarihinde düzenlenen “Evrim Teorisinin Çöküşü: Yaratılış Gerçeği” isimli II. Uluslararası Konferans’ta yaptığı “Yaşamın Tesadüflerle Ortaya Çıkması Mümkün mü?” başlıklı konuşmasında, inandığı bu gerçeği bilimsel verileriyle ortaya koymuş ve konuşmasını şöyle bitirmişti:

    Canlıların yapısı bu laboratuvar deneyinde üretilenden çok daha karmaşık ve farklı bir yapıdır. Kimya ve fizik kanunlarına baktığımızda ve bu konuda yorumda bulunulmasını istediğimizde, laboratuvardaki kimya ve fizik kuralları bize şunu söylüyorlar: Mutlaka bir zeka olmalıdır, mutlaka Yaratıcı vardır, bu bilgiyi düzenleyen bir Yaratan vardır. Bu beyan hala dünyadaki en bilimsel beyandır. İşte fizik ve kimya kanunları bize kesinlikle şüphesiz bir biçimde şunu söylüyor ki; evrim ve cansızdan canlı oluşması mümkün değildir. İşte bilimsel kanıtlara dayalı olarak, bu sadece benim konuşmamın sonu değil, aynı zamanda evrimin de sonudur.

    Prof. Edward Boudreaux
    New Orleans Üniversitesi’nde kimya profesörü olan Edward Boudreaux, kimyasal elementlerin Tanrı tarafından canlılığın yaratılması için gerekli şekilde düzenlendiğine inanmaktadır. Prof. Boudreaux, 1998 yılında İstanbul’da düzenlenen “Evrim Teorisinin Çöküşü: Yaratılış Gerçeği” konulu uluslararası konferanslar dizisinin ikincisinde “Kimyadaki Dizayn” başlığı ile yaptığı konuşmasında şöyle demiştir:

    İçinde yaşadığımız dünya ve bu dünyanın kanunları, biz insanların yaşamalarına en uygun biçimde Tanrı tarafından yaratılmıştır.

    Prof. Kenneth Cumming

    ABD Yaratılış Araştırmaları Enstitüsü’nden, biyokimya ve paleontoloji konularında dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Kenneth Cumming, evrim teorisine karşı olduğunu ve Tanrı’nın’ varlığına inandığını şöyle ifade etmiştir:

    Sanırım bu konudaki pek çok delil, teorinin değersizliğini ortaya koydu. Evrim adına ortaya konan deliller çürütülmeli ve evrimci düşüncenin çöküşü yönünde ortaya konmalıdır. Çevremizde gördüğümüz herşey, tüm varyasyonları ile yaratılışın birer parçasıdır ve hepsi çok üstün ve mutlak akıl sahibi bir varlık olan Tanrı tarafından yaratılmıştır.

    Prof. Carl Fliermans
    Günümüzde ABD’nin en bilinen bilim adamlarından olan Prof. Fliermans, Indiana Üniversitesi’nde mikrobiyoloji profesörüdür. “Kimyasal atıkların bakteriler yoluyla nötralize edilmesi” konusunda Amerikan Savunma Bakanlığı’nın desteklediği araştırmaları yürüten Prof. Fliermans, İstanbul’da katıldığı “Evrim Teorisinin Çöküşü: Yaratılış Gerçeği” konulu konferansta biyokimyasal düzeyde evrimcilerin iddialarını çürüttüğü konuşmasında,Tanrı’ya olan inancını şöyle ifade etmiştir:

    Modern biyoloji canlıların asla evrimle ortaya çıkmadıklarını ispatlamakta ve Tanrı’nın üstün yaratışına delil oluşturmaktadır.

    Prof. David Menton30 yıldan bu yana canlıların anatomilerini inceliyorum. Her araştırmamda karşılaştığım gerçek, Tanrı’nın kusursuz yaratışı oldu” sözleriyle Allah’a olan inancını dile getiren Prof. David Menton, Washington Üniversitesi’nde anatomi profesörüdür.

    Prof. John Morris Ünlü jeolog Prof. John Morris, ABD’de Yaratılışı savunan bilim adamlarının oluşturduğu en etkin kuruluş olan ICR (Institute for Creation Research – Yaratılış Araştırmaları Enstitüsü)’nin başkanıdır. Prof. Morris, Tanrı’ya olan imanını ve evrim teorisinin bilim tarafından çürütüldüğünü bir konuşmasında şöyle belirtmiştir:

    Bizler profosyonel ve doktora sahibi bilim adamları olarak dindarız ve Tanrı’ya inanıyoruz,Tanrı’nın Yaratan olduğuna gönülden inanıyoruz. Yaratıcı olan, hayatımız üzerinde egemen olan ve bizim boyun eğmemiz gereken varlık Tanrı’dır. Hayatımızı O’na borçluyuz ve Tanrı’yı’ hoşnut etmekle mükellefiz.

    Tarihin gerçeği yaratılıştır, evrim değildir. Bütün veriler bunu desteklemektedir. Pek çok bilim adamı şunu görmüştür ki, evrim tamamen bilimsel açıdan çürütülmüş bir kuramdur. Bilim adamları artık bu gerçeğin sonuçlarını yayınlamaktadırlar.

    Bizler de bu yayınlanmış bilgileri kullanarak daha iyi bir düşünüş tarzı, yani yaratılış düşünüş tarzını yayabiliriz. Ve sizler de diğer insanlara bu konuda bilgi verebilirsiniz. Bilime güvenmeliyiz ve yaratılışın doğru olduğunu söyleyen bilime güvenmeliyiz.

    Arthur Peacocke
    Günümüzün tanınmış biyokimyagerlerinden ve aynı zamanda Ian Ramsey Centre’ın yöneticisi olan Arthur Peacocke Tanrı’ya olan inancını şöyle dile getirmektedir:

    Tanrı yaratır ve yaratılan dünyanın zamanının her anında vardır, Tanrı geçmişi ve geleceği ve şu andaki zamanı aşar; Tanrı ezeli ve ebedidir, çünkü O’nun var olmadığı hiçbir zaman yoktur ve gelecekte O’nun var olmayacağı hiçbir zaman olmayacaktır.

    Prof. Albert Macomp Winsthis
    Texas Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayarak Paylor Üniversitesi’nde biyoloji profesörü olan ve bir süre Florida İlimler Akademisi başkanlığı yapan Prof. Winsthis, bilimsel çalışmaların kendisinin Tanrı’ya olan inancını kuvvetlendirdiğini şu sözlerle bildirmiştir:

    Ben değişik bilim dallarında çalışma yapmış ve uzun yıllarını bu yola vermiş birisi olarak, bilim dünyasında Tanrı’ya imanımı sarsacak hiçbir şeyle karşılaşmadığımı bütün samimiyetimle ifade ederim. Bilimsel çalışmalar benim Tanrı’ya olan imanımı daha da kuvvetlendirdi. Ve eskisinden çok daha sağlam ve metin bir hale getirdi.

    Şüphesiz ki bilim insanın Tanrı’nın kudret ve azametini daha fazla görmesine yardım etmektedir. İnsanoğlu kendi etüd ve çalışma sahasında yeni bir şey keşfettikçe Tanrı’ya karşı imanı da fazlalaşır…

    Mehdi Golshani

    Tahran Teknoloji Üniversitesi’nde fizik profesörü olan Mehdi Golshani, Newsweek dergisinde yayınlanan bir röportajında Tanrı’ya olan inancını ve bilimsel araştırmaların din ile bir bütün olduğunu şu sözleriyle ifade etmiştir:

    Doğal olaylar Tanrı’nın evrendeki izleridir ve bunlar üzerinde çalışmak neredeyse dini bir vazifedir.

    Prof. Edwin Faust
    Oklohoma Üniversitesi’nde doktorasını yapmış ve aynı üniversitenin fizik bölümü öğretim üyeliği görevinde bulunmuş olan Prof. Faust maddenin yapı taşı olan atomların kendi kendilerine bir araya gelerek tüm evreni ve canlıları oluşturmasının kesinlikle mümkün olmadığını savunmakta ve şu sözleriyle Tanrı’nın varlığına inandığını dile getirmektedir:

    Yaratıcı ve kainatı ilk baştan var eden Tanrı’dır. Bu ifadeler sadedir, ama sadeliğinin yanı sıra bir yücelik ifade eder.

    Charles H. Townes Lazeri keşfeden Townes, Berkeley Üniversitesi’nde araştırmalarına devam etmektedir. Townes, Tanrı inancını şu sözleriyle ifade etmiştir:

    Dindar bir insan olarak, bir Yaratıcı’nın varlığını ve etkisini güçlü bir şekilde hissediyorum.

    John Polkinghorne
    Cambridge Üniversitesi’nde özellikle parçacık fiziği konusunda uzman olan tanınmış fizikçi John Polkinghorne, Newsweek dergisiyle yaptığı röportajda Allah inancıyla ilgili olarak şu sözleri söylemiştir:

    Doğa kanunlarının gördüğümüz evreni yaratmak için ne denli olağanüstü bir şekilde ayarlandığını fark ettiğinizde, evrenin öylesine oluşmadığı, arkasında bir amacın olduğu fikrini görüyorsunuz.

    Benim için, Tanrı’ya’ inançtaki temel unsur, evrenin ardında bir düşünce ve amaç olmasıdır.

    Hugh Ross
    Toronto Üniversitesi’nde fizik profesörü olan ünlü Amerikalı astrofizikçi Hugh Ross “Reasons to Believe” (İnanmak için Nedenler) adlı Yaratılışçı kurumun başkanıdır. Kozmoloji ve yaratılış arasındaki ilişkiyi ele alan birçok tanınmış kitabı vardır. Bunlara örnek olarak;, “The Creator and the Cosmos” (Yaratıcı ve Kozmos), “Creation and Time” (Yaratılış ve Zaman), “Beyond the Cosmos” (Kozmosun Ötesi) sayılabilir. Ross’un evrenin bir Yaratıcı tarafından var edildiğini savunan sözlerinden birkaç örnek şöyledir:

    Eğer zaman ve madde patlamayla birlikte ortaya çıkmışsa, o zaman evreni meydana getiren nedenin, evrendeki zaman ve mekandan tamamen bağımsız olması gerekir. Bu bize Yaratıcı’nın evrendeki tüm boyutların üzerinde olduğunu gösterir.

    Akıllı ve üstün bir Yaratıcı evreni yoktan var etmiştir. Akıllı ve üstün bir Yaratıcı evreni dizayn etmiştir. Akıllı ve üstün bir Yaratıcı dünya gezegenini dizayn etmiştir. Ve yine akıllı ve üstün bir Yaratıcı hayatı tasarlamıştır.


    Prof. Dr. Duane Gish

    California Üniversitesi’nde biyokimya profesörü olan Duane Gish, inançlı kişiliği ve evrim teorisine karşı mücadelesi ile tanınan önemli bir bilim adamıdır. Gish, dünya çapında katıldığı evrim teorisinin geçersizliğini anlatan konferanslarla ve dünyanın önde gelen evrimcileri ile yaptığı tartışmalarla bilim dünyasında adından sıkça söz ettirmektedir.

    Prof. Gish, 1998 yılında ülkemizde düzenlenen “Evrim Teorisi’nin Çöküşü: Yaratılış Gerçeği” isimli konferanslara konuşmacı olarak 3 kez katılmıştır. Gish’in evrim teorisinin çökmüş bir teori olduğunu ve yaratılışa olan kesin inancını ifade ettiği sözlerinden biri şöyledir:

    Evrim teorisi artık can çekişme noktasına gelmiştir. Yaratıcılık fikri ise sağlam delillerle izah ediliyor. Binlerce bilim adamı, yaratıcılık fikrini daha ikna edici buluyor. Bu sayı gün geçtikçe artıyor.

    Dr. Pierre Gunnar Jerlstrom

    Griffith Üniversitesi’nde moleküler biyoloji profesörü olan Jerlstrom, konusunda pek çok araştırmaya imza atmış ve bu araştırmalarıyla bilimsel ödül almaya hak kazanmıştır. Çeşitli bilimsel dergilerde makaleleri yayınlanan Dr. Jerlstrom yaratılışa inanan bir bilim adamıdır.

    Dr. Stephen Grocott Western Avustralya Üniversitesi’nde endüstriyel kimya uzmanı olan Grocott, analitik ve endüstriyel kimya alanlarında, yıllarca çok geniş çaplı araştırmalar yapmıştır. Bu konuda pek çok makaleye imza atmış olan Grocott, önceleri evrimci bir bilim adamıyken, yaratılışın kesin delilleri karşısında evrim teorisini terk edip Yaratılışa inanmaya başlamıştır. Grocott yaratılışın delilleriyle ilgili birçok toplantıya konuşmacı olarak katılmıştır.

    Dmitry Kouznetsov
    Birçok bilim adamının, gördüğü bilimsel gerçekler karşısında Tanrı’ya ve dine inanmaya başladıklarını savunan Rus bilim adamı Kouznetsov, evrimcilerle yaptığı bilimsel tartışmalarla da tanınmaktadır.


    Dr. Emil Silvestru

    Babes-Bolyai Üniversitesi’nde yardımcı profesör olan Dr. Silvestru, mağaraların jeolojisi konusunda dünya çapında otorite olarak kabul edilmektedir. Uluslararası akademik dergilerde bilimsel yazıları yayınlanan ve dünyanın ilk mağara bilimi enstitüsünün başında bulunan Dr. Silvestru, yaratılışı savunan bilim adamlarındandır.


    Dr. Andre Eggen

    Hayvan genetiği konusunda geniş çaplı araştırmaları olan genetikçi Dr. Andre Eggen şu anda Fransız Hükümeti için bilimsel araştırmalarını sürdürmektedir. Eggen, yaratılış gerçeğine inanan bir bilim adamıdır.

    Dr. Ian Macreadie

    Dr. Macreadie, moleküler biyoloji ve mikrobiyoloji konularında çok önemli araştırmalara imza atmış ünlü bir bilim adamıdır. 60’dan fazla araştırmasıyla Macreadie, Avustralya Commonwealth Scientific and Industrial Research Organization’da (Avustralya Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Organizasyonu) Biyomoleküler Araştırma Enstitüsü’nün baş araştırma uzmanıdır. Yaratılışa inanan bu değerli bilim adamı, aynı zamanda Avustralya Mikrobiyoloji Derneği’nin verdiği en önemli ödülünün de sahibidir.

    Kaynak:
    Biyoloji Dünyası

    #37205
    Anonim
    Pasif

    Sevgili üyeler sizi zor sorularımla sıktığımm için özür dilerim ama bendeki ateş bendeki yaratıcıyı bulma ateşi o kadar büyük ki kendimi kaybediyorum ve size yobaz dedim özür dilerim ben sadece gerçek neyse onu arıyorum ateistlik veya diğer dinler benim için bir önemi yok ben sadece gerçeği arıyorum.İsa’yı kabul etmeyi denedim ama Tanrı’ya şüphelerimin olduğunu ve kafamı karıştıdığını söyledim ama cevap gelmedi kafam hala karışık.Benim için dua edin esenlikle…

    #37208
    Anonim
    Pasif

    Ediyoruz zaten sayın meraklı, hem de bütün kalbimizle. Söylediğin şekilde dua etmişsen, Rab mutlaka, ama mutlaka duymuştur. Zaman gelecek, geriye dönüp baktığında, hayatındaki bazı olayların veya tanıştığın bazı kişilerin Rab tarafından ve sırf duana cevap olarak gönderildiğini göreceksin. Şimdi ise sen onlara ‘sadece tesadüf’ diyorsun. Son yazını okumak, kalbini bizlere açman, bizleri sevindirdi. Rab kesinlikle bereketleyecektir. Rab, O’na yanaşana, mutlaka yanaşır.

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.