Yeşaya Peygamber Ve Oruç

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24572
    Anonim
    Pasif

    Yeşeya Peygamber ve Oruç tanri sevgidir

    Yeşeya 58, Eski Antlaşma’da oruçla ilgili bölümler içinde en önemlilerinden birisidir. Bu bölümde İşaya iki değişik oruç türünü tanımlar. 3 ve 5. ayetlerde İşaya, Rab için makbul olmayan oruç türünü tanımlar. Sonra 6-12. ayetlerde Tanrı’yı çok hoşnut eden orucun nasıl olduğunu anlatır.

    Birinci oruç türünün yanlış yanı, temelde bunu yapanların amaçları ve tutumlarında yatar.

    ‘Diyorlar ki, ‘Oruç* tuttuğumuzu neden görmüyor, İsteklerimizi denetlediğimizi neden farketmiyorsun?

    ‘Bakın, oruç tuttuğunuz gün keyfinize bakıyor, İşçilerinizi eziyorsunuz.

    Orucunuz kavgayla, çekişmeyle, Şiddetli yumruklaşmayla bitiyor. Bugünkü gibi oruç tutmakla Sesinizi yükseklere duyuramazsınız.

    İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz? İnsanın isteklerini denetlemesi gereken gün böyle mi olmalı? Kamış gibi baş eğip çul ve kül üzerine mi oturmalı? Siz buna mı oruç, RAB`bi hoşnut eden gün diyorsunuz?’ (Yeşeya 58:3-5).

    Burada sözü edilen insanlar için oruç tutmak sadece dinin gerektirdiği, yapılması gereken bir işti. İsa’nın zamanında Ferisiler tarafından tutulan oruç bu tür bir oruçtu. Bu tür oruçta gerçek anlamda bir tövbe ya da kendini alçaltma yoktu. Tam tersine bütün normal işlerini, bütün kötü tutumlarını ve hırslarını, bencilliklerini, gururlarını ve insanlar üzerindeki baskılarını sürdürüyorlardı. ‘Başını saz gibi eğmek’ bazı dindar Yahudiler tarafından hala uygulanan bir dua biçimidir. Böyle dua ederken başlarını iki yana sallarlar ve adet yerini bulsun diye anlamını anlamadıkları bir dizi duayı tekrarlarlar.

    Diğer yandan, Tanrı’yı hoşnut eden türdeki oruç, bunun tam zıttı olan amaçlar ve tutumlardan kaynaklanır. Ayet 6’da İşaya bu tür orucun ardındaki amacı tanımlar:

    ‘Benim istediğim oruç, Haksız yere zincire, boyunduruğa vurulanları salıvermek, Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak, Her türlü boyunduruğu kırmak değil mi?‘(Yeşeya 58:6).

    Hem Kutsal Kitap, hem de deneyimler, Tanrı halkının – özellikle de önderlerin – Tanrı’nın oruç tutup dua etme çağrısına uyana dek, çözülemeyecek birçok bağ, kırılamayacak birçok boyunduruk olduğunu ve birçok ezilmiş kişinin hiçbir zaman kılınmadığını onaylarlar.

    7.ayette Yeşeya, Tanrı için makbul oruç türünün bir parçası olan, diğer insanlara – özellikle de gereksinim içinde ve baskı altında olan insanlara karşı tutumları tanımlar.

    ‘Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi? Barınaksız yoksulları evinize alır, Çıplak gördüğünüzü giydirir, Yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz’ (Yeşeya 58:7).

    Evet, ‘kendi ekmeğini aç olanla paylaşmak, yurtsuz ve düşkünleri kendi evine getirmek ve çıplağı görünce üstünü örtmek ve kendi etinden olandan kaçmamak değil mi benim seçtiğim oruç?’ diyor Tanrı. Bu tür oruca etrafımızdaki insanlara – özellikle de maddi ve parasal konularda yardımımıza gereksinimi olan kişilere karşı içten ve pratik bir sevgi eşlik etmelidir.

    Yeşeya bir kez daha Tanrı için makbul olmayan tür oruçla bağlantılı olan yanlış tutumlar konusunda uyarıda bulunur, gerçek ve pratik sevgiyle bu tutumlar arasında bir kıyaslama yapar.

    ‘O zaman yardım çağrılarınızı RAB yanıtlayacak, Feryat ettiğinizde, ‘İşte buradayım diyecek. ‘Eğer boyunduruğa, başkalarını suçlamaya, kötücül konuşmalara son verirseniz,

    Açlar uğruna kendinizi feda eder, Yoksulların gereksinimini karşılarsanız, Işığınız karanlıkta parlayacak, Karanlığınız öğlen gibi ışıyacak’ (Yeşeya 58:9-10).

    ‘Boyunduruk, parmak uzatmak ve fesat söylemek’üç sözcükle özetlenebilir: ‘Şeriatçi olmak, başkalarını sürekli eleştirmek, dedikodu etmek’.

    Şimdi Yeşeya’da Tanrı’yı hoşnut eden orucu tutanlara vaadedilen bereketlere sırayla bakalım: Bu ayetler 58. bölümün 8. ayetinden 12, ayetin sonuna kadar birbiri ardından gelen aşamalar halinde sırlanmışlardır.

    ‘Işığınız tan gibi ağaracak, Çabucak şifa bulacaksınız. Doğruluğunuz önünüzden gidecek, RAB`bin yüceliği artçınız olacak.

    O zaman yardım çağrılarınızı RAB yanıtlayacak, Feryat ettiğinizde, `İşte buradayım diyecek. “Eğer boyunduruğa, başkalarını suçlamaya*fz*, Kötücül konuşmalara son verirseniz,

    Açlar uğruna kendinizi feda eder, Yoksulların gereksinimini karşılarsanız, Işığınız karanlıkta parlayacak, Karanlığınız öğlen gibi ışıyacak.

    RAB her zaman size yol gösterecek, Kurak topraklarda sizi doyurup güçlendirecek. İyi sulanmış bahçe gibi, Tükenmez su kaynağı gibi olacaksınız.

    Halkınız eski yıkıntıları onaracak, Geçmiş kuşakların temelleri üzerine Yeni yapılar dikeceksiniz. `Duvardaki gedikleri onaran, Sokakları oturulacak hale getiren denecek sizlere’ (Yeşeya 58:8-12).

    ‘Işığınız tan gibi ağaracak, Çabucak şifa bulacaksınız. Doğruluğunuz önünüzden gidecek, RAB`bin yüceliği artçınız olacak’. Bu vaatle Malaki 4:2’de

    ‘Ama siz, adıma saygı gösterenler için ışınlarıyla şifa getiren doğruluk güneşi doğacak. Ve çıkıp ahırdan salınmış buzağılar gibi sıçrayacaksınız’ diyen vaatle uyum içerisindedir. Malaki’de metin, bu vaadin,bu çağın sonundan hemen önce gelen bir zaman dilimine özel bir şekilde uygun olduğunu ima eder.

    Yeşeya 9.ayette yanıtlanan duanın ne büyük bir bereket olduğu tanımlanır:

    O zaman yardım çağrılarınızı RAB yanıtlayacak, feryat ettiğinizde, `İşte buradayım diyecek. ‘Eğer boyunduruğa, başkalarını suçlamaya, kötücül konuşmalara son verirseniz’.

    Burada Tanrı’yı her zaman orada, her duayı yanıtlamaya ve her ihtiyacı karşılamaya hazır olarak görüyoruz. Bundan sonra Yeşeya yol gösterme ve bol meyva verme bereketlerini tanımlar.

    ‘Açlar uğruna kendinizi feda eder, Yoksulların gereksinimini karşılarsanız, Işığınız karanlıkta parlayacak, Karanlığınız öğlen gibi ışıyacak.

    RAB her zaman size yol gösterecek, Kurak topraklarda sizi doyurup güçlendirecek. İyi sulanmış bahçe gibi, Tükenmez su kaynağı gibi olacaksınız’(Yeşeya 58:10-11).

    Son olarak Yeşeya, yeniden bina edilme bereketini tanımlar.

    ‘Halkınız eski yıkıntıları onaracak, Geçmiş kuşakların temelleri üzerine Yeni yapılar dikeceksiniz. `Duvardaki gedikleri onaran, Sokakları oturulacak hale getiren denecek sizlere’(Yeşeya 58:12).

    Yeşeya Peygamber’de aynen Yoel Peygamber gibi, oruç tutmakla Tanrı’nın halkının yeniden memlekette oturması arasındaki yakın bağlantıya dikkat çeker. Yeşeya oruç hakkındaki mesajını,

    ‘Halkınız eski yıkıntıları onaracak, Geçmiş kuşakların temelleri üzerine Yeni yapılar dikeceksiniz. `Duvardaki gedikleri onaran, Sokakları oturulacak hale getiren denecek sizlere’ diyerek bitirir. Bu yeniden memlekette oturma işi, şimdi Tanrı’nın kendi halkı için olan planıdır. Bunu gerçekleştirmek için Tanrı tarafından atanmış yol ise dua etmek ve oruç tutmaktır.

    Tanrı Sözü’nden bu açık ve tutarlı mesajın ışığında her birimiz kişisel bir karar vermemiz gereken bir yere konuyoruz. Hezekiel 22:30’da Tanrı,

    İçlerinde duvarı örecek, gedikte durup önümde ülkeyi savunacak, onu yerle bir etmemi engelleyecek bir adam aradım, ama hiç kimseyi bulmadım’diyor.

    Tanrı günümüzde de böyle bir adam aramaktadır. Bu amaç için kendinizi Tanrı’ya sunacak mısınız?

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.