Tevrat Ve İncİl Değiştirilmiş Olabilir Mi?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24052
    Anonim
    Pasif


    TEVRAT VE İNCİL DEĞİŞTİRİLMİŞ OLABİLİR Mİ? :aklikarisik:

    Oldukça yaygın olan bu soruyu başka bir soru yanıtlamak gerekir. Herhangi bir kitabı, özellikle Tevrat’ı ve İncil’i, yayıldıktan ve her yere ulaştıktan birkaç yüzyıl sonra, belirli bir ya da birkaç işgüzarın ortaya atılıp, ‘şu kitabı değiştirelim’ öngörüsü ile yeryüzündeki tüm kopyaları en sonuncusuna varıncaya dek toplanması, topunu birden yoketmesi, sonra ona taban tabana ters düşen bir kitap kaleme alıp evrene, ‘İşte kitap budur’ diyerek yutturm ası, akla, mantığa, sağduyuya sığabilecek bir girişim sayılabilir mi? Yeryüzünün tüm açıkgözleri bir örgüt kurup böyle bir marifeti becermeye kalkışsalar sonuç ancak hayalkırıklığı olabilir. Tevrat ve İncil’in insan işgüzarlığı ile değiştirilebileceği iddiasını benimsemek sağduyuya karşı çıkmaktır.

    Kaldı ki; Allah’ın sağlamış olduğu kitabı korumaya gücü olduğunu kabul etmemek, en azından Tanrı’ya karşı saygısızlıktır. Allah şu sözlerle tanıtılır:

    Yeri göğü, denizi ve içindeki her şeyi yaratan, sonsuza dek sadık kalan’ (Mezmur 146:6).

    ‘Ey egemen Rab, sen Tanrı’sın! Sözlerin gerçektir ve kuluna bu iyi sözü verdin’ (2.Samuel 7:28).

    ‘Kesinlikle hayır! Herkes yalancı olsa bile, Tanrı’nın doğruyu söylediği bilinmelidir’ (Romalılar 3:4).

    Tevrat ve İncil uydurma, bozuk, ya da değiştirilmiş bir kitap olmuş olsaydı yüzyılların fırtınalarına nasıl dayanabilirdi? Nasıl 1300’ü aşkın dilin kapsamında yeryüzündeki tüm kitaplardan daha çok yayılan ve okunan bir kitap olabilirdi? Nasıl bunca insana umut ve sonsuz yaşam güvencesi sağlayabilirdi? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Oysa Kutsal Kitap yüzyılların hücumuna gögüs germiştir. Allah’ın Sözü nurdur. Milyonlarca insanı göksel yaşama ve sonsuz Yurd’a yöneltmiştir. İncil’de şu gerçek yansıtılır:

    ‘Nur karanlıkta parlar. Karanlık ise O’nu altedemedi’ (Yuhanna 1:5). ‘

    Karanlık insan işleri, Tanrı’nın nurdaki işlerini bozabilsin ve onun etkisini hiçe indirebilsin! Hangi sağduyu böyle bir varsayımı benimseyebilir? Her çağda İncil’i dikkatle ezberleyenler olmuştur. Akıllarda saklanan gerçeği hangi açıkgöz ortadan kaldırabilir? Böyle bir ters tutum mantıkla nasıl uyuşabilir? Kutsal Kitap değiştirilmiş olsaydı, hiç kuşkusuz böyle bir girişime dalan ilkönce şu önemli ayetleri ortadan kaldırırdı:

    ‘Size verdiğim buyruklara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın. Ama size bildirdiğim Tanrı’nız Rab’bin buyruklarına uyun’ (Yasanın Tekrarı 4:2).

    ‘Size bildirdiğim bütün buyruklara iyice uyun. Bunlara bir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın’ (Yasanın Tekrarı 12:32).

    ‘O’nun sözüne birşey katma, yoksa seni azarlar, yalancı çıkarsın’ (Süleyman’ın Özdeyişleri 30:6).

    ‘Tanrı’nın yaptığı her şeyin sonsuza dek süreceğini biliyorum. Ona ne bir şey eklenebilir ne de ondan bir şey çıkarılabilir. Tanrı insanların kendisine saygı duymaları için bunu yapıyor’ (Vaiz 3:14).
    ‘Rab’bin kitabını okuyup araştırın: Bunlardan hiçbiri eksik kalmayacak, eşten yoksun hiçbir hayvan olmayacak. Çünkü bu buyruk Rab’bin ağzından çıktı, Ruhu da onları toplayacak’ (Yeşeya 34:16).

    ‘Bu kitaptaki peygamberlik sözlerini duyan herkesi uyarıyorum! Her kim bu sözlere bir şey katarsa, Tanrı ‘da bu kitapta yazılı olan belaları ona katacaktır. Her kim bu peygamberlik kitabının sözlerinden bir şey çıkarırsa, Tanrı da bu kitapta yazılı yaşam ağacından ve kutsal kentten ona düşen payı çıkaracaktır’ (Esinleme 22:18-19).

    İsa Mesih’in bu uyarısı ciddiye alınmalı:

    ‘Kutsal Yazı geçerliliğini yitirmez’ (Yuhanna 10:35).

    ‘Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak’ (Matta 5:18).

    Her sorunu bilimsel açıdan ve kültürel kapsamdan inceliyen, olayların tümünü taraf tutmadan değerlendiren arkeoloji bilimi, Kutsal Kitabın değiştirilmiş olabileceğine ne bir kanıt, ne de bir gösterge bulabiliyor hiçbir yerde. Tarih sayfalarında böyle bir gelişime rastlanmıyor! Tanınmış müzelerde saklanan en eski kopyalar, metinler bugün ellerde okunan Kitap’la tıpatıp uyarlıktadır. 45 yıl kadar önce Ölü Deniz çevresinde tesadüfen ortaya çıkarılan en eski kopyalar bugünkinden farksızdır. Bu şaşmaz, bilimsel gerçekler Kutsal Kitap’ı Tanrı Sözü olarak değerlendirenlere hiç sarsılmayan güvenlik kaynağıdır.

    Kutsal Kitap değiştirilmiştir diyen herkes ağır bir sorumluluk aldındadır. Hem Tanrı’ya, hem de tarihe karşı: Doğru sanılan varsayımı kanıtlayamamak çelişkisi.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.