Tanrı Hala İnsanlarla Konuşuyor mu?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26687
    Anonim
    Pasif

    TANRI HALA INSANLARLA KONUSUYOR MU?

    Amerika’da gerçek yaşanmış bir olay

    Genç bir adam Çarşamba gecesi yapılan bir incil toplantısına gitmişti. Vaiz, ‘Tanrı’yı dinlemek ve O’nun sesine itaat etmek’ konusunda vaaz etmişti. Genç adam kendi kendine: ‘Tanrı hala insanlarla konuşuyor mu?’ diye düşündü kendi kendine.


    Vaaz bittikten sonra, kahve içmek için birkaç arkadasıyla birlikte bir cafeye gittiler ve aralarında bu konuyu tartıştılar. Bazıları Tanrı’nın kendilerine nasıl konustuğunu ve kendilerini nasıl yönlendirdiğini anlattı. Eve dönerken saatine baktı, saat yaklaşık 10’u gösteriyordu. Arabasıyla giderken yolda dua etmeye başladı: Tanrım eğer dinleyeceksen, itaat etmek için elimden geleni yapacağim!’


    Kasabanın ana yolundan aşağı inerken birden aklında durmak ve bir galon (dört litrelik bir bidon) süt almak gibi garip bir düşünce geldi. Genç adam başını iki yana salladı ve: ‘Tanrım, bu sen mi istiyorsun?’ diye yüksek sesle dua etti. Bir cevap alamadı ve eve doğru yoluna devam etti. Ama birden içinden bir ses, durup bir galon süt almasını söylüyordu. Kutsal Kitap’ın Eski Antlaşma bölümündeki Samuel geldi aklına. Tanrı’nın, küçük Samuel aracılığıyla Eli’ye nasıl konuştuğunu anımsadı. Birden, ‘Evet Tanrım, bu düşünce senden olabilir, sütleri alacağım’ diye karar verdi. Zaten bu, zor bir sınav sayılmazdı.


    Durdu, bir galon süt aldı ve eve doğru yola koyuldu.Yedinci caddeyi geçerken yine içinden güçlü bir ses: ‘ O caddeye dön!’ dedi. ‘Bu bir çılgınlık!’ diye düşündü ve kavşağı geçti. Tekrar bir sonraki kavşakta, yedinci caddeden dönmesi gerektiğini hissetti. Geri döndü ve yedinci caddeden aşağıya doğru indi. Yarı şaka, yüksek bir sesle, ‘Tamam Tanrım yapacağım’ dedi. Birkaç blok ilerledi, birden durması gerektiğini hissetti güçlü bir şekilde. Frene bastı, arabadan indi, etrafına bakındı. Kasabanın yan ticari bölgesiydi burası. İş yerleri kapanmıştı ve ev halkı uyumuş gibi evlerin çoğu karanlıktı. Birden içinden bir ses yine, ‘Git, sütü şu karşıdaki eve ver!’ dedi. Genç adam eve baktı, ev karanlıktı, ev halkı uyumuş olmalıydı. Kararlı bir şekilde elinde sütlerle eve doğru ilerledi ve kapıyı çalarken, ‘Bu delilik, herkes uyuyor, onları uyandırırsam kızacaklar ve benim deli olduğumu düşünecekler’ diye düşündü. Yine de itaat etmesinin doğru olduğuna inanarak kapıyı çalmaya başladı.


    Bir süre sonra içeriden, ‘Kim o?’ diyen bir erekek sesi duyuldu. Kapıyı, jeans pantalon ve tişörtlü bir adam açtı.. Uykudan yeni uyanmış gibiydi. Kapıda elinde sütle duran genç adama bakarak. ‘ Ne istiyorsunuz?’ diye sordu. Genç adam, ‘Bu sütleri size getirdim’ dedi. Şaşkın şaşkın kapıdaki adama bakan ev sahibi, sütleri kaptığı gibi ispanyolca birşeyler konuşarak koridora doğru koştu, sütü mutfağa bıraktı ve döndü. Yarı ağlar bir sesle, ‘Bu ay bir sürü ödememiz gereken faturalar vardı ve hiç paramız yoktu. Bebeğimize nasıl süt bulurum’ diye Tanrı’ya dua ediyorduk.’ Sonra kucağında bebekle birlikte bir kadın geldi. Kucağınaki bebek çığlık çığlığa ağlıyordu. Kadın, gözyaşları içinde, ‘ Tanrı’ya biraz süt getirmesi için bir melek göndermesi için dua ettim. Yoksa sen melek misin?’ diye sordu genç adama gözlerinden yaş akarak.


    Genç adam elini cebine doğru uzattı ve üzerindeki tüm parayı onlara verdi. Sonra dönerek arabasına doğru ilerledi. Gözlerinden akan yaşlar, yanaklarından aşağıya doğru süzülüyordu; ağlıyordu. Tanrı onunla konuşmuştu ve dualara yanıt veriyordu.

    (İngilizceden tercüme edilmistir)

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.