Tanri sevgidir.

  • Bu konu 1 izleyen ve 4 yanıt içeriyor.
5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25749
    Anonim
    Pasif

    TANRI SEVGİDİR.

    ‘’Tanrı Sevgidir’’ (1 Yu. 4:8,16)
    Tanrı öncesiz çağlardan beri var olduğundan, sevgi O’nun ezeli niteliğidir.
    Peki Tanrı bu sevgiyi nasıl paylaştı. Kime sundu?
    O ki sonsuzlarda var idi. Ezeliydi.
    O sonsuzluklar içerisindeyken bu eylemini, sevgisini nasıl ve kime gösteriyordu?
    Acaba Tanrı’nın yanında sevebilecegi biri varmıydı?
    Sevebilecegi bişey yok ise, sevgiden nasıl söz edebilmekteyiz?
    Varsayımlarlamı acaba yönlendirilmekteyiz?
    Bu sırrın ardındaki gerçek nedir?

    Düşünün biraz derim…

    :) Sonra okumaya devam edersiniz!!! :)

    Evet kardeşler;
    Tanrı, sonsuzluklar boyunca seven bir Tanrı’dır.
    O’nun öz niteliği sevgidir.
    İsa Mesih’in Baba’ya yükselttiği hamddan ve duadan bu sevgiyi görebilmekteyiz.
    Yu.17: 24b Çünkü dünyanın kuruluşundan önce sen beni sevdin.
    İsa Mesih aynı dua konuşmasında Baba’ya içtenlikle dileğini iletti.
    Yu.17: 5 Baba, dünya var olmadan önce ben senin yanındayken sahip olduğum yücelikle şimdi beni yanında yücelt.
    Mesih bu sözlerle, zamansızlıkların ötesinden bahsetmektedir.
    O öncesizlik içerisindeki birlikteliğinden bahsetmekte ve Tanrı ile birlikte olan varoluşunu kanıtlamaktadır.
    Kutsal Kitap’ın birçok bölümünde açıklandığı gibi,
    İsa Mesih zaman ve mekan kavramı olmayan çağlarda daima Baba Tanrı ile birlikteydi.
    O’nunla birlikte, O’nunla bir arada yüceltilmektedir.
    Baba Tanrı tarafından kusursuz sevgi ile sevilmekte,
    O’da Baba Tanrı’yı kusursuz sevgiyle sevmektedir.
    Bu ezeli olan Baba-Oğul ilişkisinde sevgi olarak bilinen bağlantının karşılığı,
    Aralıksız kararlılığını, kesintisizliğini, sürekliliği, birlikteliği görmekteyiz.
    Bu birlikteliğe hayran kalmamak elde degil.

    İncil bu sevgi konusunu sürekli işlemiştir ve bizlere açıklamıştır.
    Yu.3: 35 Baba Oğul’u sever; her şeyi O’na teslim etmiştir.
    Yu.5: 22 Baba kimseyi yargılamaz, bütün yargılama işini Oğul’a vermiştir.
    Yu.5: 27 O’na yargılama yetkisini de verdi. Çünkü O İnsanoğlu’dur.
    Yu.12: 49 Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. Beni gönderen Baba’nın kendisi ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu.
    Mat.17: 4 Petrus İsa’ya, “Ya Rab” dedi, “Burada bulunmamız ne iyi oldu! İstersen burada üç çardak kurayım: Biri sana, biri Musa’ya, biri de İlyas’a.”
    Mat.17: 5 Petrus daha konuşurken parlak bir bulut onlara gölge saldı. Buluttan
    gelen bir ses, “Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum. O’nu dinleyin!” dedi.

    İsa’nın yeryüzündeki yaşamı, hizmeti her an Baba’ya taşıdığı kopmaz, değişmez sevgiyle belirlendi.
    İsa, Baba’ya sadık ve O’na itaat etmekteydi.
    Yu.14: 31 Ama dünyanın, Baba’yı sevdiğimi ve Baba’nın bana buyurduğu her şeyi yerine getirdiğimi anlamasını istiyorum.
    Tanrı yetkisiyle konuşuyordu.
    Mat.11: 27 “Babam her şeyi bana teslim etti. Oğul’u, Baba’dan başka kimse tanımaz. Baba’yı da Oğul’dan ve Oğul’un O’nu tanıtmak istediği kişilerden başkası tanımaz.
    Yu.14: 10 Benim Baba’da, Baba’nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor.

    Tanrı’yla Oğul Mesih arasında ezellerden bu yana süregelen bu özel bağlantı kavranamazsa eger,
    Egemen olan Tanrı’yı tanıyabilme çabası geçersiz kalacaktır.
    Sadece Baba Oğul’u insanlara açıklar.
    Öte yandan da Oğul Baba’yı dileyene açıklar.
    Yu.11: 25-26 İsa ona, “Diriliş ve yaşam Ben’im” dedi. “Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Yaşayan ve bana iman eden asla ölmeyecek. Buna iman ediyor musun?”
    Tanrı bilgisine erişmek, Oğul’u bilmekle gerçelkeşir.
    Oğul’u bilmek te sadece Baba’nın bunu bireye açıklamasıyla sağlanır.
    Kişi bu açıklamayla aydınlığa çıkabilir, özgür kılınabilir.
    Ne Baba, nede Oğul din öğretileriyle, felsefe araştırmalarıyla, kutsal sayılan yerlere koşmakla, tasavvuf ögretileriyle bulunabilir.
    Din yorumcularının Baba Tanrı ve Oğul Tanrı bilgisini kavrayamaması, bu eksiklikten kaynaklanır.
    Yu.6: 57 Yaşayan Baba beni gönderdiği ve ben Baba’nın aracılığıyla yaşadığım gibi, bedenimi yiyen de benim aracılığımla yaşayacak.
    Baba ile Oğul arasındaki ezeli ve ebedi sevgiyi tanımamak,
    Kişiyi sevgi gönencesinden yoksun bırakır.
    Aynı zamanda kişiyi yetim durumuna getirir.
    Öksüz bırakır.

    Sevgiyleeee
    (DEVAM EDECEK)

    #31506
    Anonim
    Pasif

    BABA’NIN SEVGİSİNİ OĞUL GETİRDİ.

    Baba ile Oğul arasında sürüp giden sevgi,
    İnsan soyuna aktarılmasaydı eger,
    Sevgi bir varsayım olmaktan öteye geçemezdi.
    Yu.1: 18 Tanrı’yı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. Baba’nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul O’nu tanıttı.
    Oğul’un Baba’yı, göksel egemenliği tanıtımı tamamen sevgi merkezlidir.
    İçtendir, samimidir.
    Rom.5: 8 Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü.
    Rom.6: 23 Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı’nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa’da sonsuz yaşamdır.

    Tanrı’nın insana duyduğu o sınırsız sevgisini, yaşam deneyimlerimizle bilmek,
    O’nun Oğlu Mesih’in günahlarımıza karşılık kefaret şeklinde öldüğünü kabul etmekle gerçekleşir.
    İsa günahlarımız için ölmüştür. Kefaret ödenmiştir. Kan akmıştır.
    Tüm bu yaşananların ardında sevgi gerçeği yatmaktadır.

    Bunun dışında, ‘’Tanrı beni seviyor’’ demek, felsefi bir anlatım olmaktan öteye geçemez.
    Zaten İsa’yı tanımadan Tanrı sevgisinden söz edilemez.
    Sevgi hissedilendir, sevgi yaşanılandır. Sevgi gerçektir.
    1.Yu.4: 10 Tanrı’yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu’nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur.

    İncil’in belkide en iyi bilinen ve benimsenen ayeti şudur.
    Yu.3: 16 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.
    1.Yu.4: 9 Tanrı biricik Oğlu aracılığıyla yaşayalım diye O’nu dünyaya gönderdi, böylece bizi sevdiğini gösterdi.

    Tanrı nezninde en tiksindirici insan eylemi günahtır.
    Hiç kimse din yoluyla, hayır ve sebap yoluyla, kişisel çabalarıyla günahlarından arındırılamadı.
    Kişinin kurtuluşu sadece Tanrı’nın o şaşırtıcı sevgisinden kaynaklanıyor.
    Günah tutsaklığında çırpınan insan soyuna İncil’in değişmez müjdesi budur.
    SEVGİ.
    Canların günahtan arındırılması Tanrı’nın lütfu ile mümkündür.
    Lütfa erişebilmekse İsaMesih’e iman la mümkündür.
    O’na imanımızla da Tanrı’nın gerçek sevgisine sahip olabiliriz.
    Tanrı’nın insana duyduğu o görkenli sevgi, İsa Mesih olmadan bilinemez.
    Kol.1: 13 O bizi karanlığın hükümranlığından kurtarıp sevgili Oğlu’nun egemenliğine aktardı.

    Sevgiyleeee

    #31533
    Anonim
    Pasif

    İsa Mesih sevgisini bizlere şu sözlerle tanımlıyordu;
    Yu.15: 9 “Baba’nın beni sevdiği gibi, ben de sizi sevdim. Benim sevgimde kalın.
    Baba’nın Oğul’a taşıdığı sevgiyi, Oğul’un inanlısına taşıdığı sevgiyle eşdegerdedir.
    O’nun bizlere olan sevgisi, sınırsız ve sonsuzdur. Baba’nın O’na duyguğu sevgidir bu.
    Bu sevgi birlikteliğini tatmayanlar ise,
    Çölde kaybolmuş, geleceği karanlık, susuz ve açtır.
    Çünkü insana sürekliliği açıklanan, Tanrı sevgisini tatmamışlardır.
    O’nsuz, Baş’sız bir yaşamı sürdürmeyi seçmişlerdir.
    Sevginin asıl kaynagı İsa Mesih’tir.
    Mesih’i yaşamlarımızda Baş yapamamışlardır.
    Baş’sız olmak ölü olmakla eşdegerdedir.
    Kol.1: 18 Bedenin, yani kilisenin başı O’dur. Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan ve ölüler arasından ilk doğan O’dur.
    İsa Mesih Baş’tır. Evet
    Bilindiği gibi insanların her işi, uğraşı ve eylemi baştan kaynaklanarak yönlendirilir ve yönetilir.
    Ne varki, günahlı olan insanın başı, çoğu kez onu yalnışa ve zararlı hatta yıkıcı kararlar alır.
    Eger Mesih’i Baş olarak ilan ediyorsak,
    O Baş’tan hiçbir yalnış, bozuk ve hatalı kararlar çıkamaz.
    O’nun sağladığı bedenimizin değişik uzuvları, birbirleriyle uyum içerisinde olurlar.
    Böylece her değişik uzuv kendi üzerine düşen görevi yaparken,
    Bedenin büyüyüp gelişmesine ve bir bina gibi kendisini yapılandırmasına katkıda bulunurlar.
    Ef.4: 16 O’nun önderliğinde bütün beden, her eklemin yardımıyla kenetlenip kaynaşmış olarak her üyesinin düzenli işleyişiyle büyüyüp sevgide gelişiyor.
    O Baştır. Kiliselerimizin Baş’ı. Bizlerin Baş’ıdır.
    Bizler kiliselerimizin uzuvları ve eklemleriyiz.
    Baş ile bir bedeni oluşturabilmeli ve bütünlük içerisinde birlik olabilmeliyiz.
    Bizleri bir arada tutan sa sevgidir.
    O Baş’ki, günahlı insan için yaralandı.
    Haketmediği cezaya çarptırıldı.
    Çarmıhta ölümle yargılandı.
    Tüm bunlara, bizlere olan sevgisinden dolayı katlandı.

    Yeryüzünde sevgisiz, babasız ve Baş’sız yaşayan,
    O’nun varlıgından yoksun kalan, sürekli bocalayan ademoğlu,
    Tanrı’nın belirgin olan sevgisini, sözün insan olup aramızda yaşamasıyla beden alışında görmekteyiz.
    Yu.1: 14 Söz, insan olup aramızda yaşadı. O’nun yüceliğini Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul’un yüceliğini gördük.
    Sonsuzlardan bu yana Tanrı’da var olan sevgi, dünyamızda beden almış ve aramıza katılmıştı.
    O’nun Söz’ü bedende idi artık. İnsan olmuştu.
    Günahsız bir yaşam sürmekteydi aramızda.
    Sevgi dolu bir yaşam.
    Sürekli mucizeler yaparak, göksel egemenliğin çağrısını yapan bir yaşam.
    Çobansız ademoğluna Çoban, yetime Baba, yitik insana Baş olabilen, egemen bir yaşam için aramızdaydı.
    Böyle bir Baş’ın yönetimi altına gelmek demek,
    Sevginin kanatlarında uçmak, sürekli sevinç ve esenlikle mest olmaktır.

    Sevgiyleeeeee

    #31577
    Anonim
    Pasif

    İNCİL SEVGİ KİTABIDIR.

    Evet kardeşler, İncil sevginin gerçek belgesi ve kitabıdır.
    Kinle, öç alarak akan oluk oluk kanla, terörizmle, sen ben çatışmalarıyla nefes dahi alamayan bu günahlı insan soyuna,
    İncil’in sevinç ve sevgi ulaştıran müjdesi panzehir olmuştur.
    Tanrı’nın sevgisi O’nun biricik Oğlu İsa Mesih aracılığıyla,
    Tüm insanlığa kurtuluş sağlamasıyla belgelenmiştir.
    Sevgideki sonsuz yaşam, insanın algılayışını aşan bir yaşam sağlayan,
    Güvenliğin tek teminatıdır sevgi.
    Luk.7: 34 İnsanoğlu geldiği zaman yiyip içti. Bu kez de diyorsunuz ki, ‘Şu obur ve ayyaş adama bakın! Vergi görevlileri ve günahkârlarla dost oldu!’
    İnsan sevgisinin ne kadar ayrım yapıcı ve seçici olduğunu biliriz.
    Kimilerini severiz, kimilerini sevmeyiz yaşamlarımızda.
    Tanrı’nın sevgisi ise, her soydan, her boydan, her ırktan kerkesi,
    Var olan herkesi kucaklamaktadır.
    Açılan bu kucağı değerlendiren biz Tanrı çocukları,
    O’nun bizlere sağladığı yetkinlikle donatılırız.
    Yu.1: 12 Kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı’nın çocukları olma hakkını verdi.
    Buna karşın Tanrı’nın bizlere karşılıksız olarak sunduğu bu sevgiyi yadırgayan, reddeden, dışlayan kişiler se tanrısal öfkenin çocuklarıdırlar.
    Kendi dünyasallıklarının içinde var olduğunu sandıkları sahte sevginin ardından giderler.
    Gerçek sevgiyle asla buluşamazlar.
    Ef.2: 3 Bir zamanlar hepimiz böyle insanların arasında, benliğin ve aklın isteklerini yerine getirerek benliğimizin tutkularına göre yaşıyorduk. Doğal olarak ötekiler gibi biz de gazap çocuklarıydık.
    Hepimiz o dünyasallıktan gelmiyormuyuz sanki.
    Bizlerde aklımızla ve benliğimizle yaşamıyormuyduk.
    Yu.8: 44 Siz babanız İblis’tensiniz ve babanızın arzularını yerine getirmek istiyorsunuz. O başlangıçtan beri katildi. Gerçeğe bağlı kalmadı. Çünkü onda gerçek yoktur. Yalan söylemesi doğaldır. Çünkü o yalancıdır ve yalanın babasıdır.
    Bizlerde o yalanın babası olan Şeytan’ın gölgesinde degilmiydik.
    Aydınlık sandığımız dünyada, aslında bir karanlıkta yaşamıyormuyduk.
    Birçogumuz Tanrı’nın düşmanları değilmiydik.
    Kin ve nefret yüklü bir yürek taşımıyormuyduk.
    Ademoğluyduk evet. Doğal durumumuz malesef böyleydi.
    Bizi değiştiren sevgiydi kardeşler.
    O sevgi ile yeniden doğmuş ve Tanrı sevgisinin yoğunluğuyla pekişmiştik.
    İsa Mesih bizleri sevgisiyle donatmış, sevmeyi… çok sevmeyi öğretmiştir.
    Bizleri yok sayanları, hatta düşman bilenleri bilesevebilme yüreği vermiştir.
    Yu.13: 35 Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır.”
    Bizler artık yasanın esiri değiliz, dinin esiri değiliz, dünyanın esiri değiliz, benliğin esiri değiliz.
    Bizler ruhla yönetiliyoruz ve sevginin esirleriyiz.
    Sevgi birçok din kitabında, edebiyat kitaplarında şiirlerde anlatılmaya çalışılmıştır.
    En düşündürücü ve gerçekçi anlarımsa sadece İncil’de bulunmaktadır.
    1.Ko.13: 1-3 İnsanların ve meleklerin diliyle konuşsam, ama sevgim olmasa, ses çıkaran çıkaran bakırdan ya da zilden farkım kalmaz.Peygamberlikte bulunabilsem, bütün sırları bilsem, her bilgiye sahip olsam,dağları yerinden oynatacak kadar büyük imanım olsa, ama sevgim olmasa, bir hiçim. Varımı yoğumu sadaka olarak dağıtsam, bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama sevgim olmasa, bunun bana hiçbir yararı olmaz.
    Sevgisizliğin ne kadar degersiz olduğundan söz eder incil bu mısralarla.
    Onsuz bir hiç olduğumuzu vurgular.
    1.Ko.13: 4-7 Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.
    Tanrı sevgisini bizlere bu güzellikle göstermektedir.
    Bizler bunun ne kadar farkındayız acaba.
    Mesih bizlere özvarlığının sevgi olduğunu söylemektedir.
    Tanrının temel niteliği olan sevgi, imanlının yüregine aktarılmıştır.
    Sevgide var olmak esenliğimizin temelini oluşturur.
    1.Ko.13: 13 İşte kalıcı olan üç şey vardır: İman, umut, sevgi. Bunların en üstünü de sevgidir.
    Tanrı sevgisi kalıcıdır. Asla son bulmaz.
    Tanrı sevgisini ayrıntılı din kurallarıyla değil,
    Bütünüyle insanın varlığıyla bütünlük içerisindedir.
    Tanrısal Söz beden olmuş, aramızda yaşamıştır.
    Mesih’in sevgisi O’na iman edenlerde beden bulur.
    Gal.5: 6 Mesih İsa’da ne sünnetliliğin ne de sünnetsizliğin yararı vardır; yararlı olan, sevgiyle etkisini gösteren imandır.

    Sevgiyleeee

    #31610
    Anonim
    Pasif

    Evet incil gerçekten bir sevgi kitabıdır.
    İsa Mesih’i tanıtan, O’nun insansal ve tanrısal yönünü anlatan anlatımdır.
    İsa Mesih’in temel özelliği ve niteliği, insanların kurtuluşu ve esenliği için canını seve seve feda etmesidir. Bu kurtuluş adımının özü sevgidir.
    Yu.15: 13 Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur.
    Bu sevgi bizleri O’na sürüklemiş, bu sevgi bizleri O’nunla barıştırmış, bu sevgi bizleri O’nunla kucaklaştırmıştır.
    Mesih’in bu karşılıksız ve beklentisiz sevgisi olmasaydı eger,
    Kaybolmuşluktan kurtulamayan insanlar dünyası varolmaya devam edecekti.
    Mesih’in biz kayıp insanlar için canını vermesi anlaşılamayan gizemli bir sevgidir.
    Dünyasal olarak belki insan kardeşi için ölümü göze alabilir,
    Yakınlarının tehlikelerden yada ölümcül durumdan uzaklaştırmak için kendi canını feda edebilecek bir anlayış içerisine girebilir.
    Canın özgürlüğü veya kurtuluşu ile, ruhun özgürlüğü veya kurtuluşu aynı şeyler değildir.
    Canın ölümü ile ruhun ölümü, canın ölümsüzlüğü ile ruhun ölümsüzlüğüde aynı olmadığı gibi.
    Ama bu eylemleri bile o kurtardığı kişiyi yada kardeşini, Tanrı’nın yargısından uzaklaştıramaz.
    İnsanların vatan sevgisi ve bu sevgi sonucunda, vatan sevgisiyle canını vermesinden de söz edilebilir.
    Ne varki, bu ölüm sonucunda vatanın da güven altına alınamayacağını, işkallere açık kalabileceği sonuçlarının da olabileceğini kabul edebilmekteyiz.
    Kesin bir güvence yoktur.
    Fakat Mesih’teki güvence, sevgi merkezlidir.
    Yu.17: 6 “Dünyadan bana verdiğin insanlara senin adını açıkladım. Onlar senindiler, bana verdin ve senin sözüne uydular.
    Her günahlıyı dostu bilir. Benimser. Sahiplenir.
    O’na açılan her kapıdan içeri girer. Sevgisini yansıtır. Işık olur aydınlatır tüm karanlıkları.
    O’ki!!
    İnsanların günahlarının farkında bile olmadan yaşadığı bu dünyada,
    Onlara günahlarından arınmaları için,
    Sonsuz olan sevgisinin neticesinde, günahkarı kurtarmaya gelmiştir.
    İnsan günahını farkettiği anda, O’nun görkemini ve yüceliğinide farketmektedir.
    İsa Mesih’in Çarmıh’ta akıttığı kan, günahlı insanın günahlarının bedelidir.
    Yu.3: 19 Yargı da şudur: Dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışık yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü.
    Mesih’in çarmıhtaki ölümü, ölümden dirilişi birçokları için yadırganmakta ve yadsınmaktadır.
    Bunun tek sebebi ise,
    O’nunla olan diri bir ilişki içerisinde olamamalarından kaynaklanmaktadır.
    Dünyasallıklarından kaynaklanmaktadır.
    Benlikleri ile yapmış oldukları işerden kaynaklanmaktadır.
    Kendilerini tanrı yerine koymalarından,
    Ona ihtiyaç duymamalarından kaynaklanmaktadır.
    Gerçegi görememelerinden, gerçeği bulduklarını sanmalarından kaynaklanmaktadır.

    Yu.3: 18 O’na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı’nın biricik Oğlu’nun adına iman etmemiştir.
    Oysaki Tanrı’nın gerçeği o kadar farklıdır ki.
    Onunla o diri ilişki içerisine girmedikçe öğrenemeyeceklerinin farkında değillerdir.
    İnsanlar çelişki içerisindedirler.
    Tanrı’nın onlara göstermiş olduğu sevgiyi görmemezlikten gelmekte,
    Bu sevgiyi reddetmektedirler.
    Tanrı’nın sunmuş olduğu bu sevgiyi reddetmek demek, dışlamak demek,
    Tanrı yargısına maruz kalmak demektir.
    Bu bir günahtır.
    İsa Mesih bu günahın Kutsal Ruh’a küfür olduğunu,
    Sevgiyi kabul etmeyen o insana bağışlama olanağı kalmadığını bizlere anımsatır.
    Luk.12: 10 İnsanoğlu’na karşı bir söz söyleyen herkes bağışlanacak. Oysa Kutsal Ruh’a küfreden bağışlanmayacaktır.
    Mesihin sevgisinden kaynaklanan tanrısal kurtuluş,
    Onu reddetmekle tanrısal yargıya dönüşür.

    Tanrı’yı anlamak demek, O’nun sevgisini tatmak demektir.
    Kutsal Kitapta anlatılan Tanrı’yı alğılamak, O’nunla olan sevgi ilişkisiyle mümkündür.
    O sevgidir bizlere kendisini tüm gerçekliğiyle anlatan.
    Bunun dışında diğer hiçbir yolla O’na ulaşmak, O’nu kavramak, O’nu bilmek mümkün değildir.
    İncil’de insanlığa tanıtılan Tanrı,
    Sevgisiyle herkese kucak açan ve yaklaşan,
    Sevgi ile yaraşarımızı saran,
    Kaygılarımızı sevgiyle gideren bir Tanrı’dır.
    İsa Mesih bizlere Tanrı’nın sevgi olduğunu her vesileyle anlatır.
    O’nun anlattığı Tanrı’dan başka bir Tanrı mevcut değildir.
    Tanrı’yı bilmek ve tanımak, sonsuz yaşam güvencesidir.
    Yu.17: 3 Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i tanımalarıdır.
    Yu.3: 15 Öyle ki, O’na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun. Tanrı’nın eylemleri sevgi eylemleridir.
    O’nu bilene, O’na iman edene sonsuz yaşam verir.
    O’nunla olan sonsuz bir birlikteliğin içerisine sürükler.
    O’nun eylemi, suçlu olan insanlığın kurtuluşu içindir.
    Çarmıh bu eylemin en can alıcı noktasıdır.
    Oradaki eylemin tek sebebi sevgidir.
    Bir babanın evladına sarılma arzusundur.
    Acı çekilmiş, kan akıtılmış ve yaşam son bulmuştur.
    Nihayi hedefe ulaşılmıştır.
    Sonsuz bir birliktelik süreci içerisine girmiştir insanlar.
    Yu.17: 26 Bana beslediğin sevgi onlarda olsun, ben de onlarda olayım diye senin adını onlara bildirdim ve bildirmeye devam edeceğim.”
    Bu birliktelik artık sonsuzdur. Sonsuz bir yaşam sürecidir.
    Tanrının öz niteliğinden katnaklanan sevgi, sonsuzluklara taşınmıştır.
    Yer.31: 3 Ona uzaktan görünüp şöyle dedim: Seni sonsuz bir sevgiyle sevdim, Bu nedenle sevecenlikle seni kendime çektim.
    Bu öyle bir sevgidir ki, bizleri O’na sürükler,
    Ekmek kadar, su kadar gerçektir.
    İnsanın hiçbir çabasına gerek görmeksizin verilen bir sevgidir.
    Aranarak bulunamayacak ve erişilemeyecek bir sevgidir.
    Ne bir iyilik, ne bir yararlı iş, ne bir dinsel tutum ve davranış bizleri o sevgiyle kucaklaştırır.
    Tanrı’ya ne yaptığımız işlerle, nede çabalarımızla ulaşabiliriz.
    O’nun doğallığında vardır sevgi.
    En değersiz olan insan bile, O’nun degerlisidir.
    En kötü insan bile, O’nun güzelidir.
    En günahkar insan bile, O’nun kutsalıdır.
    Yu.17: 19 Onlar da gerçekle kutsal kılınsınlar diye kendimi onların uğruna adıyorum.

    Tanrı’nın karşısına günahlı yapımızla çıkmamız olanak dışıdır.
    O kutsaldır, kutsallarıyla birlikte olabilir.
    Günah ile kutsallık bir arada bulunamaz.
    Günahımızı, bizler için sevgi sunusu olan İsa Mesih Çarmıhta yüklenmiştir.
    O’na imanımızla bu günahlarımızdan arınmış olmaktayız.
    Mesih’e olan teslimiyetimizle, Tanrı’nın sonsuz sevgisine kucak açmış oluruz.
    O tüm insanlığı günahlarından arıtır.
    O tüm insanları sonsuz yaşama kavuşturur.
    Tüm bunlar O’na iman etmekle mümkündür.

    Sevgiyleeee

5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.