Tanri beni birakmayacağini bana göstermişti

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26045
    Anonim
    Pasif

    TANRI BENİ BIRAKMAYACAĞINI BANA GÖSTERMİŞTİ

    Aslında nereden başlayacağımı tam olarak bilemiyorum. Tanıklığımı yazmaya başlamadan önce, Kutsal Ruhun yüreğimde etkin olmasını ve bu tanıklık üzerinden birçok insana ulaşmasını ve bu insanların Rabbi bulmalarını temenni ederim.

    Müslüman bir ailede doğmuş birisiyim. Çocukluğumda ailemin ısrarı olmamasına rağmen Kuran kursuna gitmiş 6 yaşından itibaren İslamiyet hakkında bilgi sahibi olmaya başlamıştım. Çevrem Müslüman bir çevreydi. Muhatap olduğum kişiler, İslam dininin radikal kesimlerindendi. Bunun sonucunda başta İslam olmak üzere; inançlar hakkında çok büyük birikime sahip olmaya doğru hızlı adımlar atıyordum. İçimdeki Tanrı inancı büyüktü. Yaşım ilerledikçe araştırmalarım artıyor ve daha da çok bilgi sahibi oluyordum. Daha sonra bazı cemaatlere katıldım. İslamiyet’in en koyu yaşandığı bir ortamda bulunuyordum. Fakat aradığım Tanrı’yı burada da bulamamıştım. Yaptığım ibadetlerden pek bir zevk alamıyordum. Huzurlu değildim. Hem maddi hem de manevi olarak büyük sıkıntılar çekiyordum. Ailemle sorunlarım, arkadaş çevremle olan sorunlarım ve ruhsal hayatımdaki sorunlar beni bir uçuruma doğru sürüklüyordu sanki.
    Cemaatteki insanlar ne tv izler, ne gazete okur ne de başka bir sosyal aktiviteyi yerine getirirlerdi. Onlara göre, her şey günah ve uygunsuzdu. Flört etmek, müzik dinlemek, şarkı söylemek, maç izlemek, karşı cinsten bir insanla tokalaşmak ve buna benzer şeyler kesinlikle yasaktı. Ama ben oradaki insanlardan farklı düşünüyordum. Bu insanlarla aramda büyük bir fark vardı. Onların yaptıklarını hiçbir zaman yapmadım, düşündüklerini ise hiçbir zaman hayatımda uygulamamıştım.

    Kısacası bağnaz birisi değildim. Birçok şeyi ölçer, tartar eleştirir ve sorgulardım. Böyle bir yapım vardı. Bu durumumu görenler bana karşı cephe alır ve beni sürekli uyarırlardı. “Başına bir felaket gelir”, “Allah sana bir tokat vurur”‘ gibi sözler söylüyorlardı. Bir nevi beni manevi anlamda korkutuyorlardı. Fakat onlar gibi olmamıştım. Aklıma ve yüreğime uymayan bu uygulamalardan da yola çıkarak İslam dinini daha da araştırdım. Daha sonra araştırmalarımın neticesinde kafamdaki birçok tabuyu yıkmış ve ateizme giden bir yolda kendimi bulmuştum. O aralar yaşadığım sorun ve sıkıntılar beni isyana teşvik ediyordu. Tanrı kavramını aklımdan ve yüreğimden çıkarmaya karar vermiştim. Araştırmalarım devam ederken, yüreğimdeki boşluk yine dolmamıştı. Hıristiyanlığı, İsa Mesih’i araştırmaya koyulmuştum. Bir kiliseye mail göndermiştim. Büyük sıkıntılar yaşadığımı, hiçbir şeyde huzurlu olamadığımı, neye inanacağımı şaşırdığımı, ne yapacağımı bilemediğimi ve Hıristiyanlığı tanımak istediğimi belirtmiştim.

    Bana bir yanıt geldi daha sonra. Beni kiliseye davet etmişlerdi. Pazar günü kiliseye gittim. Karşıma çok güzel bir topluluk çıkmıştı. Güzel duygular yaşamıştım. Fakat aklımda birçok soru işareti halen duruyordu. Tanrı’dan soğumuştum. Ona inanasım gelmiyordu. Beni büyük bir sevgiyle karşılayan bu insanlardan bir İncil almak istediğimi belirttim. Onlar da bana bir İncil verdiler. İncil’i saatlerce okudum ve onu anlamaya çalıştım. Bu arada da bu insanlarla görüşmeye devam ettim. Tanrı’ya olan inancımı yeniden kazanmıştım. Tanrı’ya haksızlık yaptığımı düşünüyordum. Onu bir çırpıda silip atamayacağımı anlamıştım. Araştırmalarım neticesinde İsa Mesih’in Kurtarıcım olduğuna ve benim günahlarım uğrunda öldüğüne iman ettim. Fakat ailemdeki sorunlar ve çevremin Müslüman olmasından dolayı bu imanımda başlangıçta bir zedelenme meydana geldi. Ailemin beni tehdit etmesi, aklıma gelen saçma sapan düşünceler beni Rab’den bir süre uzak tuttu. Ben buna direkten dönme durumu diyorum.

    Daha sonra kafamı toplamak için uzun bir süre daha düşündüm. O arada beni kiliseye davet eden kişinin anne ve babasıyla da görüşmeye başlamıştım. İşin ilginç yanı, bu kişileri daha önce de tanıyordum. Bu insanlar bizim eski komşularımızdı. Tanrı onları karşıma farklı bir şekilde bir kez daha çıkarmıştı. Bu yaşlı çift beni çok seviyordu. Özellikle çok sevdiğim amcam, bana her konuda öğüt veriyor ve bana yardımcı oluyordu. Kendisi de benim gibi sorgulayan eleştiren ve yansız birisiydi. Çok iyi bir dost kazanmıştım. O da bana bunu sürekli söylüyordu. Kutsal kitap, Hıristiyanlık, İsa Mesih ve daha birçok konu hakkında bu çiftle saatlerce konuştum. Beni bıkmadan, usanmadan ve yorulmadan dinlediler. Değerini bilemediğim İsa Mesih’i yeniden kazanmak istiyordum. Ama birçok olaya olumsuz ve negatif bakıyordum. Tanrı’dan uzak kalmak istemiyordum. Benim için canını veren ve beni benden daha çok seven Tanrı’ya bakmak ve ondan güç almak istiyordum. Tanrı bu insanları benim için kullanıyordu. Onların aracılığıyla bana yardım etmek istiyordu. Kutsal Kitap’ı biraz daha fazla okuyordum. Bu arada Kutsal Kitap’ımı da bu insanların evinde okuyordum.

    Kardeşim 3 tane İncil’imi ve birçok kitabı yakmış ya da çöpe atmıştı. Kendisi öyle söylemişti bana. Bir tane Kutsal Kitap’ım vardı. Onu da atmaması için bu kitabı bu insanların evinde okuyordum. Kutsal Kitap’taki mucizevî peygamberlikler üzerinde kafa yordum. Birçok olay karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim. Daha sonra biraz daha düşündüm. Tövbe ettim, Rabden af diledim. Kendisini çok sevdiğimi ve onu Kurtarıcım olarak kabul ettiğimi belirttim. Yeni bir sayfa açmıştım artık. Geriye bakarak üzülmek istemiyordum. Tanrı’ya bakıp onun yolunda olmak istiyordum. Aradan aylar geçti. Tanrı’dan sürekli işaret bekler olmuştum. Bunda okumuş olduğum o muazzam tanıklıkların çok büyük bir etkisi olmuştu. Bu tanıklıkları okuduğum zaman, “Ya Rab, keşke bende seninle böyle olsam ve senin görkemini görüp yere kapansam” gibi şeyler söylüyor, dua ediyordum. Bir gece ailemden herkes uyumuş fakat bir tek ben uyumamıştım. Koltuğun başında otururken derin düşüncelere daldım. Bütün ışıklar kapalıydı. Gözlerimi kapatarak ellerimi alnıma koydum. Kendimi duaya vermiştim. Tanrı’dan bir işaret istiyor ve onu yanımda görmek istediğimi belirtiyordum.

    “Tanrı’m beni şeytandan koru, lütfen benim yanımda ol ve yanımda olduğunu bana göster.”

    Son cümleyi içimden de gelerek bir kaç kez daha sürekli tekrar ettim. Gözlerimi açma gereği duyduğumda karşımda bembeyaz ve boydan insan vücuduna benzeyen bir ışık bana yansıdı. Bakmamla görmem bir olmuştu. Çok korkmuştum. Ama yüreğimde bir sevinçte oluşmuştu. Tanrı benim yanımda olduğunu ve beni bırakmayacağını bana göstermişti. Sevincimden ona şükranlarımı sundum. Her şey istediğim gibi şekil alıyor ve Rab’de her geçen gün büyüyordum. İsa yaşamıma girdikten sonra hayatımda birçok değişiklikler meydana geldi. Eskiden çarçabuk sinirlenir ve o an küfür ederdim. Ama şimdi hamdolsun bu kötü alışkanlığımdan kurtuldum. Bu benim için çok zor bir şeydi. Ama Rab benimleydi ve bu kötü alışkanlığımı yenmemde bana yardım etti. Daha bunun gibi birçok şeyi Mesih değiştirdi. Ona ne kadar şükürler etsem azdır. Haleluya. Rab İsa’nın yolundan gidenlere ve ona iman edenlere ne mutlu. Bu yazımı okuyan kişilere sadece şunu söylemek istiyorum; Sizin için canını veren, üçüncü gün dirilen ve sizi sizden daha çok seven bir Tanrı var. O sizi çok seviyor. Onu arayın ve bulun…

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.