Prof. Dr. Baki Adam'a göre Hristiyanların Tevrat anlayışı

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #23952
    klaus
    Anahtar yönetici

    PROFESOR DR. BAKİ ADAM'a göre HRİSTİYANLARIN TEVRAT ANLAYIŞI

    HRİSTİYANLARIN TEVRAT ANLAYIŞI

    Hıristiyanlık, İsa'dan sonra Helenistik dünyada yayılınca, İncillerin daha henüz ortaya çıkmadığı dönemde ilk kutsal kitap olarak Septuagint'i benimsemiştir. Daha sonra Septuagint, Latin, Kıpti, Ermeni ve Habeş dilleri başta olmak üzere, bazı dillere çevrilmiştir. Ardından, İtalya'dan Afrika'nın Akdeniz kıyısındaki toprakları boyunca uzanan geniş bir bölgede Hıristiyanlığın yayılması üzerine, Roma Hıristiyanlığı genel Hıristiyan dünyasında ağırlık kazanmış ve Latince ön plana çıkmıştır[1]. Dolayısıyla, kutsal kitabın Latince versiyonları da diğer versiyonlara nazaran daha çok yaygınlık kazanmıştır.

    Hıristiyan kutsal kitabı, 360 yılındaki Laodikya Konsili'nde yeniden düzenlenmiş, Yahudilerin apokrif kabul ettiği Baruh kitabı Yeremya'ya eklenmiştir[2]. Daha sonra 405'de, Baruh da dahil olmak üzere diğer apokrifler Tobias (veya Tobit), Judith, Ben Sira, Süleyman'ın Hikmeti, I ve II. Makkabiler kitaplarıyla Ester ve Daniel kitaplarının bazı kısımlarına Eski Ahid'de, “Deuterokanonik Kitaplar”[3] olarak yer verilmiştir[4].

    M.S. II ve III. Asırlarda, Eski ve Yeni Ahid'i bir arada ihtiva eden Hıristiyan kutsal kitabının Yunanca ve Latince bir çok nüshası ortaya çıkmıştır. Bunların çoğu kusurludur. Bu durumu gören Papa Damasus (Papalık dönemi:366-384), dostu Aziz Jerome'dan Yeni Ahid'in Latince versiyonlarını gözden geçirmesini rica etmiştir. Jerome, Papa Damasus'un bu ricası üzerine 383'de önce dört İncili gözden geçirmiş, sonra Septuagint'i kullanarak Mezmurlar'ın Latince metinlerini düzene koymuştur. Papa Damasus'un 384'de ölümünden sonra Jerome, İsa'nın doğum yeri Betlehem'e yerleşmiş ve orada bir Yahudi'den İbranice öğrenmiştir. İbranicesini ilerlettikten sonra Eski Ahid'in İbranice nüshasına bakmış ve Yunanca tercümelerin çok kötü olduğunu görmüştür. Jerome, arkadaşlarının da teşvikiyle, Eski Ahid'in bazı kitaplarını İbranice orijinalinden tercüme etmeye karar vermiştir. O, bu işe, önce Samuel ve Krallar kitaplarıyla başlamıştır. İkinci olarak, Mezmurları ve ardından Peygamberler'i (Nevi'im) tercüme etmiştir. Süleyman'ın Meselleri, Vaiz ve Neşideler Neşidesini'nin ardından, son olarak Tevrat'ın tercümesini tamamlamıştır[5]. Jerome, Eski Ahid'in İbranice'den tercümesini böylece tamamladıktan sonra, Yahudilerin apokrif sayıp kendi nüshalarında yer vermediği kitaplar hususunda tereddüde düşmüştür. Önce, Yahudiler gibi bunlara kutsal kitapta yer vermemenin uygun olacağını düşünmüş, sonra bu düşüncesinden vazgeçmiştir. Jerome, Daniel ve Ester kitaplarının apokrif kısımlarıyla Tobit ve Judith'i Aramca'dan tercüme etmiş, diğer apokrifleri ise, önceki Latinceleriyle olduğu gibi almıştır[6]. Böylece Jerome, 390'dan 405'e kadar süren on beş sene zarfında, İbranice orijinalinden Eski Ahid'in yeni bir Latince tercümesini tamamlamıştır[7].

    XVI. Yüzyılın başlarında Batı'daki reform taraftarı Hıristiyanlar, inancın asıl kaynaklarına dönmek amacıyla Deuterokanonikleri reddederek, 39 kitaptan müteşekkil Yahudi Eski Ahid'ini benimsemişlerdir[8]. 1546 Trent Genel Konsili'ne kadar, Septuagint ve Vulgate başta olmak üzere Deuterokanonikleri ihtiva eden çeşitli nüshalar Hıristiyanların kutsal kitabı olarak kullanılmıştır. Trent Konsili'nde, Kutsal Kitabın Eski ve Yeni Ahid kısımlarının kitapları ve bunların düzeni belirlenmiştir. Ayrıca, Jerome'un Vulgate'i geçerli tek nüsha olarak kabul edilmiştir [9]. Bu seçimin sebebi, Vulgate'in Katolik Kilisesi'nin öğretilerini destekler mahiyette çevrilmiş olmasıdır[10]. Bu konsilde, Vulgate'in Kilise'de kullanıma uygun tek nüsha olduğu belirtilmiş ve şu karar alınmıştır: “Kilise tarafından bir çok asırdan beri muhafaza edilmekte olan Vulgate, umuma açık okumalarda, tartışmalarda, va'azlarda ve tefsirlerde tek sahih tercüme olarak kabul edilmelidir. Hiçbir şekilde, onu reddetme cüreti gösterilmemelidir”[11].

    1546 Trent Konsili'nde tespit edilen şekliyle Eski ve Yeni Ahid, sırasıyla şu kitapları ihtiva etmektedir:

    Eski Ahid: Tevrat: Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye; Yeşu, Hakimler, Ruth, Kralların dört kitabı: I ve II. Samuel, I. ve II. Krallar; I ve II. Tarihler; Ezra, Nehemya; Tobith, Judith, Ester, Eyup, Mezmurlar, Süleyman'ın Meselleri, Vaiz, Neşideler Neşidesi, Süleyman'ın Hikmeti, Ben Sirah'ın Hikmeti, İşaya, Baruh'la birlikte Yeremya, Ezekiel, Daniel; On iki Küçük Peygamber: Hoşea, Yoel, Amos, Obadya, Yunus, Mika, Nahum, Habakkuk, Tsefanya, Haggay, Zekarya, Malaki; I ve II. Makkabiler.

    Yeni Ahid: Dört İncil: Matta, Markos, Luka ve Yuhanna; Resullerin İşleri; Pavlus'un on dört mektubu: Romalılara, Korintoslulara I ve II. Mektuplar, Galatyalılara Mektup, Efesoslulara Mektup, Filipililere Mektup, Koloselilere Mektup, Selaniklilere I ve II. Mektuplar, Timoteosa I ve II. Mektuplar, Titusa Mektup, Filimona Mektup, İbranilere Mektup; Petrus'un iki mektubu; Yuhanna'nın üç mektubu; James'in Mektubu, Yehuda'nın Mektubu ve Vahiy[12].

    Roma Katoliklerinin ağırlığını ortaya koymasıyla Trent Konsili'nde Latince Vulgate'in tek sahih nüsha kabul edilmesi üzerine, Katoliklerle Doğu Ortodoksları arasında ayrılık meydana gelmiştir. Doğu Ortodoksları, sahih nüsha olarak Septuagint'i kabul etmiş, reform yanlısı Protestanlar ise “Deuterokanonik”leri apokrif saymış, bu yüzden kutsal kitabın Eski Ahid kısmı olarak Yahudi versiyonunu esas almışlardır[13].

    Katoliklerle Protestanlar arasındaki bu ayrılık, Hıristiyan dünyasında derin kavgalara sebep olmuştur. Katolikler, Protestanlara üstünlük sağlamak için onların esas aldığı Massoratik Yahudi Eski Ahidi'nin otoritesinin sarsılması ve güvenirliğinin zedelenmesi yolundaki çalışmalara sahip çıkmışlardır. 1616 yılında, Katolik bir oryantalist olan Pietro della Wella, Samirî Tevrat'ını Batı'ya tanıtmıştır. Samirî Tevrat'ı üzerinde yapılan çalışmalarda, Tevrat'ın bu nüshasının Yahudi nüshasından bir çok noktada farklılık gösterdiği ve metin bakımından Samirî Tevratı'nın daha doğru olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, Massoratik Yahudi Eski Ahid'inin otoritesini tanıyan Protestanlara karşı Katoliklere bir koz vermiştir[14]. Bundan sonra, Katolik Kilisesi'nde Massoratik Yahudi Eski Ahid'i üzerinde kritik çalışmalarına başlanmıştır. Bu çalışmaların öncüsü de Richard Simon olmuştur.

    Protestanlık'tan Katolikliğe geçen Richard Simon[15](1638-1712), önce Spinoza'nın[16] çalışmalarını incelemiş ve ondan etkilenmiştir[17]. Simon, Spinoza'nın görüşlerinin doğruluğunu tespit etmek için Tevrat'ı okuduğunda, Tevrat'ın beş kitabının farklı üslup taşıdığını, aralarında bir çok farklılık ve gözle görülür çelişkiler bulunduğunu görmüştür. Bunun üzerine Simon, Eski Ahid üzerinde kritikçi bir gözle kapsamlı bir çalışma yapmıştır. Bulgularını, 1678'de “Histoıre Critique du Vieux Testament” adı altında üç cilt halinde yayınlamıştır. Simon, bu eserinin ilk cildinde eski Ahid'in yazarları meselesine değinmiş ve Tevrat'ın yazarının Musa olmadığını belirtmiştir[18]. Simon'ın izinden giden J. Morinus, Katolik Eski Ahid'inin kaynağı olan yetmişler çevirisi Septuagint'in Massoratik Yahudi Eski Ahidi'nden, edebî bakımdan daha iyi ve doğru olduğunu öne sürmüştür[19].

    Simon'dan yaklaşık bir asır sonra, Fransa Kralı XIV. Luis'in saray doktoru olan Jean Astruc (1684-1766), 1753'de Eski Ahid'in tenkidi konusunda bir çalışma yayınlamıştır. Astruc'un babası, sonradan Hıristiyan olmuş bir Yahudidir. Kendisi de, önceden Protestan iken Katolikliğe geçmiştir[20]. Astruc, Eski Ahid'i incelerken bir çok çelişkili cümle ve tekrarlara rastlamıştır. Musa'nın kendi doğumundan 2433 yıl önce meydana gelen olaylardan bahsetmesi ona garip gelmiştir. Musa'nın bu olaylarla ilgili uzun isim listelerini ve tarihleri nakletmesi ise Astruc'ün dikkatini daha çok çekmiştir. Astruc, Tevrat'taki Tanrı isimlerinin farklılığından hareket ederek, bu kitabın iki farklı dokümandan derlendiği neticesine varmıştır. O, bu kaynakları A ve B diye ikiye ayırmıştır. A Yahvist metni, B de Elohist metni göstermektedir. A ile B'nin ortak olduğu metni C, ilgisiz metni ise D ile göstermiştir. Böylece Astruc, Tevrat'ın değişik dokümanlardan derlendiği teorisini ortaya atmıştır[21].

    Astruc'ün bulguları ve yöntemi, 40 yıl sonra İngiliz Katolik Alex Geddes'in dikkatini çekmiştir. Geddes'in Eski Ahid üzerindeki merakı, eski Katolik Enstitüsü'nde başlamıştır. Geddes, 1792 yılında “The Holy Bible or The Book Accorded Holy By The Jews And Christians” isimli çalışmasını yayınlamıştır. 1800'de ise, Eski Ahid'in kritiği ile ilgili olarak başka bir çalışmasını yayına sunmuştur. Geddes, Yeşu kitabının üslup bakımından Tevrat gibi yazıldığını tespit etmiş ve Yeşu kitabını Tevrat'ın beş kitabına dahil ederek Tevrat'ın kitaplarının sayısını altıya çıkarmıştır. Böylece, önceden beş kitaptan müteşekkil olan ve “Pentateuch” denen Tevrat, altı kitaba çıkmış ve “Hexateuch” adını almıştır. Geddes, Astruc'ün bulgularına ilave olarak, Hexateuch'ün yalnız Elohist ve Yahvist metinlerden değil, birçok kaynaktan derlendiğini ileri sürmüştür[22].

    Eski Ahid'in değişik dokümanlardan derlendiği teorisi, daha sonra J. Wellhausen (1844-1918) tarafından geliştirilmiş ve onun adıyla zikredilir olmuştur. Wellhausen, Yeşu kitabının da dahil olduğu Hexateuch'de dört ana kaynak tespit etmiştir. Bu kaynaklar, kronolojik sıra itibarıyla, J (Yahvist), E (Elohist), D (Deuteronmy=Tesniye) ve P (Priestly Code= Torat Kohanim= Kohenler Metni)'dir. Wellhausen'a göre J ve E'nin ilk kısımları 870 ile 770 yılları arasında derlenmiştir. Bunların redaksiyonu, D'nin yazımından sonra 680'de gerçekleşmiştir. P'nin kompozisyonu ise Bâbil sürgünü ile başlamış ve Ezra-Nehemya reformları döneminde tamamlanmıştır. Wellhausen'ın bu teorisi, sonraki kritikçiler tarafından da tutulmuştur. Bu teori, Batı'da büyük bir yankı yapmıştır[23].

    Richard Simon'dan sonraki iki asırda (XVII ve XIX.Asır) Eski Ahid kritikçiliği Kilise dışında gelişme gösterirken, buna ters orantılı olarak, Katolikler arasında bu alandaki çalışmalarda bir düşüş olmuştur. Bu dönemde, Kutsal Kitap yorumcuları “Doküman Teorisi”ne pek ehemmiyet vermemişlerdir. Papa IX.Pius (1846-1878) da Kutsal Kitap kritikçiliği ile ilgili çalışmaları yasaklamış, Kutsal Kitaba hiçbir hata ve şüphenin girmediğini ilan etmiştir[24]. Fakat, Wellhausen'ın zorlayıcı açıklamaları karşısında Katolikler, rasyonalistik kritikçiliğin etkilerinin farkına varmışlardır. Papa XIII. Leo (1878-1903), “Vigilantiae” bildirisiyle, 30 Ekim 1902'de “Biblical Commission”u kurdurmuştur. Aslî üyeleri kardinallerden oluşan bu komisyonun gayesi, modern araştırmacılığın gerektirdiği şekilde Kutsal Kitabı inceleyip yorumlamak ve böylece Kutsal Kitabın otoritesini yıkmak isteyen Kilise dışındaki kritikçilere karşı onun otoritesini korumaktır. Bu bakımdan komisyonun başlıca görevi, XIX. Asırda ortaya atılan Kutsal Kitapla ilgili meselelere cevap getirmek olmuştur. Komisyonun çalışmaları, Papa XII. Pius'un papalığı döneminde daha serbest ve liberal hale gelmiştir. Papa XII. Pius, 30 Eylül 1943'de yayınladığı “Divino Afflante Spiritu” isimli bildirisiyle, Kutsal Kitap üzerindeki kritik çalışmalarının daha serbest yapılmasına müsaade etmiştir[25]. Komisyonun sekreteri A. Miller ve yardımcı sekreter A. Kleinhans, Roma Katolik bilginlerinin edebî ve tarihî kritikçilikle ilgili önceki çalışmaları tam bir serbestlikle ele alabileceklerini belirtmiştir. Bu Komisyonun 1948 tarihli kararında, Tevrat'la ilgili önceki hükümler düzeltilmiş ve doküman teorisi kabul edilmiştir[26]. Daha sonra, Eski Ahid'in yanında Yeni Ahid'i de kritik eden komisyon, “De Historica Evangeliorum Veritate” bildirisiyle (1964), İncillerin de üç aşamada tamamlandığını kabul etmiştir[27].

    Papa XII. Pius'un bu bildirisinden sonra Roma Katolik bilginleri, komisyonun kontrolünde, modern kritik metotlarını kullanarak Eski ve Yeni Ahid'in tam bir tefsirini yapmak için çalışmalara başlamışlardır. Elli Katolik araştırmacının katkısıyla, 1968'de “The Jerome Biblical Commentary” adı altında, iki cilt bir arada, bu çalışmalar yayınlanmıştır. The Jerome Biblical Commentary'de, hem Eski Ahid, hem Yeni Ahid Kutsal Kitap kritikçiliğinin “Doküman Teorisi” ve metotlarıyla, bölüm bölüm, tefsir edilmiştir. Tefsirin baş kısmında yer alan Editörlerin Önsözü'nde şöyle denilmiştir: “Bu çalışma, Roma Katolik bilginleri tarafından modern Kutsal Kitap kritikçiliğinin prensiplerine göre yazılmış tam bir tefsirdir. Son on beş veya yirmi yılın, Katolik Kutsal Kitap çalışmalarında bir devrim yılı olduğu sır değildir. Bir devrim ki, Papa XII. Pius'un 'Divino Afflante Spiritu' isimli 'Magna Carta'sıyle teşvik edilmiştir. Metin (Lover Criticism) ve Edebî-Tarihî Kritisizmin (Higher Criticism) uzun zaman şüpheyle karşılanan prensipleri artık şimdi Katolik yorumcular tarafından kabul edilmiş ve başvurulmuştur”[28].

    [1]. Nahum M. Sarna, “Biblical Literature: Hebrew Scriptures”, The Encyclopedia of Religion, Editör: Mircea Eliade, USA 1987, II/153.

    [2]. The Christian Faith in the Doctrinal ********s of the Catholic Church (CFDDCC), Editör: J. Neuner and J. Dupuis, Collins Liturgical Publications, Gr Britain 1986 (üçüncü baskı), 70.

    [3]. İlk dönem Kilise Babaları'nın aralarında tartışma neticesinde sahih kabul ettikleri kitaplar.

    [4]. Bkz.The Oxford Dictionary of The Christian church (ODCC), Editör: F.L. Cross, Gr. Britain 1985, 16.

    [5]. I.M. Casanowicz, “Vulgate”, JE, XII/452-453.

    [6]. ODCC, 168.

    [7]. Casanovic, “Vulgate”, JE, XII/453.

    [8]. Thomas Michel, Hıristiyan Tanrıbilimine Giriş, Orhan Basımevi, İstanbul 1992, 15.

    [9]. CFDDCC, 74.

    [10]. Bkz. G. Barker, O'nun İzinde, İstanbul 1985, 152.

    [11]. Bkz. CFDDCC, 74.

    [12]. 1546 Trent Konsili'nde tesbit edilen Hıristiyan kutsal kitabının bu düzeni için bkz. CFDDCC, 74.

    [13]. Bugün Yahudilerin sahip olduğu kutsal kitap (Tanakh), yirmi dört kitabı ihtiva etmektedir. Hıristiyanların kutsal kitabının ihtiva ettiği kitapların sayısı ise Kiliseler arasında farklılık göstermektedir. Hıristiyan kutsal kitabı; bütün Deuterokanonikleri kabul eden Katolikler nezdinde 73, Baruh'u Deuterokanoniklerin dışında tutan Doğu Ortodoksları nezdinde 72, Deuterokanonikleri apokrif sayan Protestanlar nezdinde ise 66 ayrı kitaptan meydana gelmektedir.

    [14]. Bkz. Moses Gaster, The Samaritans: Their History, Doctirines and Literature, London 1925, 102.

    [15]. Bkz. Alexa Suelzer, “Modern Old Testament Criticism”, The Jerome Biblical Commentary (JBC), Editör: Ramond E Brown- Joseph A.Fitzmyer- Roland E. Murphy, Prentice- Hall Inc., USA 1968, II/591.

    [16]. Spinoza, Tevrat'ı ilk defa modern usullerle tenkid eden Hollandalı bir Yahudi filozoftur. Spinoza'nın Tevrat hakkındaki tenkidleri için III.BÖLÜM'e bakınız.

    [17]. Simeon, Spinoza'nın görüşlerinden etkilenmekle birlikte, onunla aynı kefeye konulmak istememiştir. O, bu konuda şöyle demiştir: “Beni, kutsal metinlerdeki mucizelere katiyen inanmadığını söyleyen dinsiz Spinoza ile aynı dili kullanmakla itham etmeyin. Spinoza'nın kendi düsturlarına göre vardığı din aleyhindeki neticeleri reddetmek lazımdır; fakat, bu düsturların daima yanlış sayılması ve bir tarafa atılması doğru olmaz”. (Bkz. Paul Hazard, Batı Düşüncesindeki Büyük Değişme, Çev: Erol Güngör, Tur Yayınları, İstanbul 1981, 198).

    [18]. Bkz. Hazard, 201; Suelzer, JBC,II/592;Tanyu, 111-112; Ö.Harman, 214. Simon'ın Eski Ahid hakkındaki görüşleri hakkında daha detaylı bilgi için bkz. Hazard, 194-210.

    [19]. Suelzer, JBC, II/592.

    [20]. Bkz. Sami Sait el-Ahmet, Ahd-i Kadim'e Yöneltilen Tenkid, çev: Sündüs Ahmet Abdullah, Ankara 1986 ( Yayınlanmamış Lisans tezi), 5; Ö.Harman, 214.

    [21]. Bkz. Suelzer, JBC, II/592; S. S . el-Ahmet, 5-6; Tanyu, 112- 113.

    [22]. Bkz.Suelzer, JBC, II/592; S.S. el-Ahmet, 7-8; Ö. Harman, 215.

    [23]. Suelzer, JBC, II/596.

    [24]. ODCC, 813.

    [25]. Bkz. CFDDCC, 82-84.

    [26]. Bkz. CFDDCC, 84.

    [27]. Bkz. ODCC, 173; CFDDCC, 86-87.

    [28]. Bkz. JBC, Editörlerin Önsözü.

    F.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.