Pentekostal ve Karizmatik kilise nedir?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27518
    Anonim
    Pasif

    Karizmatik akım 1904 yılında Los Angeles’ta başladı. Bu öğreti korkarım ki, çok iyi eğitimli olmayan Fransızların içinden çıktı. Çok yıllar bu akımı izleyen fazla birileri olmadı. 1960’lı yıllarda, 2. Akım olarak nitelendirilen ve Pentekostal Hareketle, Karizmatik Hareketi birbirinden ayıran bir akım ortaya çıktı. 1960’ta ortaya çıkan bu Karizmatik Hareket, ana mezheplerin içine sızmaya başladı. Amerikadaki ve dünyadaki Anglikanların, Katoliklerin ve Presbiteryenlerin içine karıştılar. Daha sonra da 1970’lerde ortaya çıkan 3. Akım denen grup ortaya çıktı. Bu grup ise, hem Pentekostallardan, hem de Karizmatiklerden daha iyi eğitimli ve daha güçlü teolojik bilgiye sahip olan kişiler tarafından ortaya çıkarıldı. Bugün bu akım Vineyard adı altında bildiğiniz akımla, Fuller İlahiyet okuluyla ilişkilidir.

    Özetlemek gerekirse, Karizmatik akımda 3 aşama var olduğunu söyledik. Fakat bunun yanında söyleyeceğim şey, bu kişilerin Rab’deki kardeşlerimiz olduğunu bilmemiz gerekir. Aramızda bazı farklılıklar olsa da, bunlar Mesih’teki kız ve erkek kardeşler arasındaki farklılıklar gibidir.

    Soru: Reform’un doğmasına ne gibi sebeplerin yol açtığını gördük. Karizmatik ve Pentekostal Hareketlerin neden doğduğunu öğrenebilir miyiz? İnsanlar bir güç arayışına mı girmek istedi ki, böyle bir akım doğdu?

    Yanıt: Ben bu akımın doğmasının güç arayışı nedeniyle olduğunu sanmıyorum. Bence Pentekostal Hareketin başlamasında çok büyük bir kesime yayılan farklı farklı sebepler var. Ana mezheplerdeki kiliseler, çoğu zaman ölüydüler. İnsanlar çoğunlukla Tanrı’yı hissetmek ve bu deneyimi yaşamak istiyorlar. Bazen sizler de, bu gibi büyük bir deneyimi yaşamayı içinizde duyuyorsanız; aşırıya kaçabilir ve kontrolü yitirebilirsiniz. Ben her zaman Mesih’teki kardeşlerimi eleştirici olmaktan korkarım! Gerçekten açık konuşmam gerekirse; bu Hareketin yükselmesindeki rolü olan kişilerin, çoğu zaman sıkı ve köklü bir teolojik anlayışlarının ya da normal bir eğitimleri olmaması beni kaygılandırır. Kısa bir hikaye anlatmak isterim:

    Orlando’da biri vardı. Bu kişiyi her zaman TV’de görebilirdiniz. Bu adam Tanrı’dan direkt esin aldığını öne sürüyordu. Ben bu kişinin herhangi bir teolojik eğitimi olduğunu zannetmiyorum. Bir keresinde TV’ye çıkıp, Üçlü Birlikte 9 kişinin olduğunu öne sürmüştü. Yani iyi bir teolojiyle, köklü bir kilise tarihi bilgisinin yanısıra, kilisenin çok canlı ve dolu bir tapınışa ihtiyacı vardır. Eğer insanlar tapınamada bu isteği, bu ateşi ve bu arzuyu göremezlerse; bulmak için başka yerlere gideceklerdir. Ne Ana Baptistlerin kendileri, ne de Protestanlar Ana Baptistleri, Protestan olarak görmüşlerdir. Bunu iyice anlayınız.

    Soru: Calvin’in yazılarında Ruhsal Armağanlarla ilgili birşey var mı?
    Yanıt: Calvin peygamberlik, v.s. armağanları, ciddi konular olarak düşünmedi ve inanmadı. Hakkında ciddi şeyler yazmayı da hiçbir zaman düşünmedi. Aslında Reformculardan, Ruhsal Armağanlarla ilgili hiçbir öğreti duyamazsınız. Yani laf arasında bu konuyla ilgili birkaç şey söylenilse de; tarihsel olarak kesin oturmuş bir öğreti ya da yapılanma yoktur.

    Yanıt: Karizmatik Hareket sanki tüm mezheplerin üzerine çıkmış bir durumda gibi. Amerikadaki kiliselerin çoğunda adeta ölü bir vaziyet olduğundan; insanlar biraz heyecen arıyor ve Tanrı’yı hissetmek istiyorlar. Eğer bu heyecanın, bu Tanrı deneyiminin ardından Kutsal Kitab’a ya da herhangi bir teolojik temele dayanmaksızın gidilirse; sadece hisler arzu edildiğinden, sonuç böyle olacaktır.

    Soru: Kilise tarihine baktığımızda, birçok bölünmeler ve ayrılıklar görüyoruz. Bu bölünmeleri ve ayrılıkları, Kutsal Ruh’un işleyişinin ışığında nasıl değerlendirirsiniz?

    Yanıt: Tek bir kelime…GÜNAH…Keşke Hristiyan olduğumuzda, günahla mücadele etmek zorunda olmasaydık. Ama böyle yapmak zorundayız. Her ne mezhebe mensup olursak olalım; (Ana Baptist, Karizmatik ya da Presbiteryen) günah yüzünden yanlış yollara sapabiliriz. Ve kendi başımıza bırakıldığımızda; içimizdeki günah bizleri mutlaka yanlışa yönlendirecektir. Yeni iman ettiğimde, bu ayrılıklar beni çok üzüyor ve teşviğimi kırıyordu. Birçok Hristiyan, kilise tarihi boyunca birbirleri ile çelişiyordu. Bugünkü ben, bu ayrılıkları Kutsal Kitab’a tekrar geri dönüp çalışma ve doğruyu daha iyi anlama fırsatı olarak değerlendiriyorum.

    Soru: Herkesin Kutsal Kitap hakkındaki görüşlerinin kağıda yazılması ve farklı konulardaki bu görüşlerin birleştirilerek bir yorum kitabı olarak ortaya çıkarılması hususunda birşeyler söyleyebilir misiniz?

    Yanıt: Ben de kızımdan Kutsal Kitap hakkında kendi yorumlarını anlatan bir kitap yazmasını isteyeceğim. Bu çok önemlidir. Zira Kutsal Kitab’ı okuyarak, gördüklerinizi yazıya geçirme çok önemli bir olaydır. Fakat kişiler bunu tek başına değil, topluluk içersinde yapmalıdır. Herkes Kutsal Kitab’ı dikkatli bir şekilde okuyup, kendi düşüncelerini yazıya geçirerek pastörlerle tartışmak çok önemlidir. Bu, Kutsal Kitap ve iyi teoloji öğrenebilmenin en ala yoludur.

    Soru: Bu elimizdeki kitap İncil çalışmak için güzel bir kaynak mı? Ya da İncil çalışmak için hangi kaynaklar iyidir?

    Yanıt: Bu kitap İncil çalışmak için iyidir. Çünkü sayfaların altlarında çok önemli notlar var. Ama sadece tercüme açısından soruyorsanız; akademik ve teknik olarak en doğru tercüme edilen İncil New American Standart’dır.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.