MELEKLERİN VARLIĞI, MELEKLERİN VARLIĞI VE GÖRÜNÜMLERİ

  • Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #23845
    Evangelist
    Anahtar yönetici

    MELEKLERİN VARLIĞI

    Kutsal Yazılar meleklerin varlığı ile ilgili birçok referansa sahiptir. Hem İbranice dilindeki ‘malak’ hem de Grekçe’deki ‘angelos’ kelimelerinin sözcük anlamı ‘haberci’ veya ‘ulak’ demektir, Bu Kelime Kutsal Kitap’ta değişik biçimlerde kullanılır. Örneğin aşağıdaki iki ayette bu kelimenin sıradan insanlar için kullanıldığını görüyoruz.

    Yakup 2: 25 Aynı biçimde, ulakları konuk edip değişik bir yoldan geri gönderen fahişe Rahav da bu eylemiyle aklanmadı mı?

    Öte yandan aşağıdaki ayetlerde ise ‘malak’ veya ‘angelos’ kelimelerinin TANRI’nın görevlisi içinde kullanıldığını okuyoruz:

    Hagay 1: 13 Sonra RAB’bin ulağı Hagay, RAB’bin şu sözlerini halka bildirdi: “RAB, ‘Ben sizinle birlikteyim’ diyor.”

    Malaki 2: 7 “Kâhinin dudakları bilgiyi korumalı ve insanlar onun ağzından öğüt aramalı. Çünkü o Her Şeye Egemen RAB’bin ulağıdır.

    Matta 11: 10 ‘İşte, habercimi senin önünden gönderiyorum; O önden gidip senin yolunu hazırlayacak’ diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir.

    Ancak bu örneklerin yanı sıra Kutsal Kitap da ‘melek’ kelimesini genellikle bildiğimiz göksel ve ruhsal varlıklardan söz ederken kullanmaktadır. Bu anlamda ilk kullanılışı Kutsal Kitap’ın ilk parçası olan Yaratılış yazısında yer aldığına göre, melek kelimesinin sonradan Farsi öğretiden gelme iddiası çürütülmüş olur.

    Eski Antlaşma’da 108, Yeni Antlaşma’da ise 165 kez farklı yerlerde bildiğimiz anlamda meleklere değinilir. Ayrıca Kutsal Kitap’ın 66 bölümünün 34’ünde meleklerden söz edilir. Bu ayetlere baktığımızda TANRI’nın görevlendirdiği varlıkların çok yönlü ve ilginç faaliyeletlerine rastlıyoruz.

    Birkaç örnek vermek için şunlar sıralanabilir.

    • Bir Melek Yorgun peygambere yemek pişirir.
    1.Kr.19: 5-6 Sonra retem çalısının altına yatıp uykuya daldı. Ansızın bir melek ona dokunarak, “Kalk yemek ye” dedi. İlyas çevresine bakınca yanıbaşında, kızgın taşların üstünde bir pideyle bir testi su gördü. Yiyip içtikten sonra yine uzandı.

    • Melekler insanlarla birlikte yiyip içerler
    Yar.18: 1-8 İbrahim günün sıcak saatlerinde Mamre meşeliğindeki çadırının önünde otururken, RAB kendisine göründü. İbrahim karşısında üç adamın durduğunu gördü. Onları görür görmez karşılamaya koştu. Yere kapanarak birine, «Ey efendim, eğer gözünde lütuf bulduysam, lütfen kulunun yanından ayrılma» dedi, «Biraz su getirteyim, ayaklarınızı yıkayın. Şu ağacın altında dinlenin. Madem kulunuza konuk geldiniz, bırakın size yiyecek bir şeyler getireyim. Biraz dinlendikten sonra yolunuza devam edersiniz.» Adamlar, «Peki, dediğin gibi olsun» dediler. İbrahim hemen çadıra, Sara’nın yanına gitti. Ona, «Hemen üç sea* ince un al, yoğurup pide yap» dedi. Ardından sığırlara koştu. Körpe ve besili bir buzağı seçip uşağına verdi. Uşak buzağıyı hemen hazırladı. İbrahim hazırlanan buzağıyı yoğurt ve sütle birlikte götürüp konuklarının önüne koydu. Onlar yerken o da yanlarında, ağacın altında durdu.

    • İsrail oğulları meleklerin ‘GÜÇLÜLERİN’ ekmeğini yediler
    Mezmur 78: 25 Meleklerin ekmeğini yedi her biri, Doyasıya yiyecek gönderdi onlara.

    • Bir Melek Halk için savaştı
    2.Krallar19: 35 O gece RAB’bin meleği gidip Asur ordugahında yüz seksen beş bin kişiyi öldürdü. Ertesi sabah uyananlar salt cesetlerle karşılaştılar.

    • Bir adam gece boyunca Melekle güreşti.
    Yaratılış 32: 30 Yakup, «Tanrı’yla yüzyüze görüştüm, ama canım bağışlandı» diyerek oraya Peniel adını verdi.
    Hoşea 12: 4-5 Melekle güreşip yendi, Ağladı, kutsanmak istedi. Tanrı’yı Beytel’de buldu, RAB, Her Şeye Egemen Tanrı bizimle orada konuştu, O RAB diye anılır.

    • Eşek bir melek görüyor, Eşeğin sahibi eşek gibi davranınca az kalsın hayatından oluyordu.
    Çölde Sayım 22: 21 Balam sabah kalkıp eşeğine palan vurdu, Moav önderleriyle birlikte gitti. Tanrı onun gidişine öfkelendi. RAB’bin meleği engel olmak için yoluna dikildi. Balam eşeğine binmişti, yanında iki uşağı vardı. Eşek, yalın kılıç yolda durmakta olan RAB’bin meleğini görünce, yoldan sapıp tarlaya girdi. Balam yola döndürmek için eşeği dövdü. RAB’bin meleği iki bağın arasında iki yanı duvarlı dar bir yolda durdu. Eşek RAB’bin meleğini görünce duvara sıkıştı, Balam’ın ayağını ezdi. Balam eşeği yine dövdü. RAB’bin meleği ilerledi, sağa sola dönüşü olmayan dar bir yerde durdu. Eşek RAB’bin meleğini görünce, Balam’ın altında yıkıldı. Balam öfkelendi, değneğiyle eşeği dövdü. Bunun üzerine RAB eşeği konuşturdu. Eşek Balam’a, “Sana ne yaptım ki, üç kez beni böyle dövdün?” diye sordu. Balam, “Benimle alay ediyorsun” diye yanıtladı, “Elimde kılıç olsaydı, seni hemen öldürürdüm.” Eşek, “Bugüne dek hep üzerine bindiğin eşek değil miyim ben?” dedi, “Daha önce sana hiç böyle davrandım mı?” Balam, “Hayır” diye yanıtladı. Bundan sonra RAB Balam’ın gözlerini açtı. Balam yalın kılıç yolda durmakta olan RAB’bin meleğini gördü, eğilip yüzüstü yere kapandı.

    • Bir adam kendi oğlunu kurban etmek üzereyken RAB’bin meleği onu alıkoyuyor.
    Yar.22: 9-14 Tanrı’nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak’ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı. Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı. Ama RAB’bin meleği göklerden, «İbrahim, İbrahim!» diye seslendi. İbrahim, «İşte buradayım!» diye karşılık verdi. Melek, «Çocuğa dokunma» dedi, «Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı’dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.» İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu. Oraya «RAB sağlar*» adını verdi. «RAB’bin dağında sağlanacaktır» sözü bu yüzden bugün de söyleniyor. D Not 22:14 «RAB sağlar»: İbranice «Yahve yire».

    • Bir Melek hapis kaldığı zindandan kaçması için bir adama yardım ediyor. Az sonra kaçan adamın da melek olduğu sanlıyor.!!!
    Elç.2: 6-17 Sesin duyulması üzerine büyük bir kalabalık toplandı. Herkes kendi dilinin konuşulduğunu duyunca şaşakaldı. Hayret ve şaşkınlık içinde, “Bakın, bu konuşanların hepsi Celileli değil mi? ” diye sordular. “Nasıl oluyor da her birimiz kendi ana dilini işitiyor? Aramızda Partlar, Medler, Elamlılar var. Mezopotamya’da, Yahudiye ve Kapadokya’da, Pontus ve Asya İli’nde*, Frikya ve Pamfilya’da, Mısır ve Libya’nın Kirene’ye yakın bölgelerinde yaşayanlar var. Hem Yahudi hem de Yahudiliğe dönen Romalı konuklar, Giritliler ve Araplar var aramızda. Ama her birimiz Tanrı’nın büyük işlerinin kendi dilimizde konuşulduğunu işitiyoruz.” Hepsi hayret ve şaşkınlık içinde birbirlerine, “Bunun anlamı ne?” diye sordular. Başkalarıysa, “Bunlar taze şarabı fazla kaçırmış” diye alay ettiler. Bunun üzerine Onbirler’le birlikte öne çıkan Petrus yüksek sesle kalabalığa şöyle seslendi: “Ey Yahudiler ve Yeruşalim’de bulunan herkes, bu durumu size açıklayayım. Sözlerime kulak verin. Bu adamlar, sandığınız gibi sarhoş değiller. Saat* daha sabahın dokuzu! Bu gördüğünüz, Peygamber Yoel aracılığıyla önceden bildirilen olaydır: ‘Son günlerde, diyor Tanrı, Bütün insanların üzerine Ruhum’u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Gençleriniz görümler, Yaşlılarınız düşler görecek.


    1Ko 2:14 Doğal haliyle kişi, Tanrı’nın Ruhuyla ilgili gerçekleri kabul etmez. Çünkü bunlar ona saçma gelir. Ruhça değerlendirildikleri için de bunları anlayamaz.

    #28198
    Anonim
    Pasif

    melekler yemez ve içmez erkeklik ve dişilikleri yoktur.. fikrimce..

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.