Kurtuluş Kaybedilebilir mi?

  • Bu konu 1 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26443
    Anonim
    Pasif

    Kurtuluş Kaybedilebilir mi?
    (Carlos Madrigal)

    * Mesih, niteliği yitirilmeyen bir kurtuluş sağladı.
    * Mesih’i inkar eden herkesi Mesih de inkar edecektir.
    * Tanrı, çocuğu olarak kabul ettiği herkesi terbiye eder.Rab, kurtulduğumuzun bilincinde olmamızı ister.
    ‘Nitekim İnsanooğlu, kaybolanı arayıp kurtarmak için geldi’(Luka 19:10).

    Kurtulanlar önceleri kayıptı, ama şimdi kurtuluşa kavuştular. Kurtulmaya layık değillerdi, bu yüzden kendilerine ‘kaybolmuş olanlar’ denilir. Onları arayıp bulan ve kurtaran, İnsanoğlu İsa’dır. Kurtuluşumuzun başarısı O’nundur. Kurtuluşu aldıktan sonra bunu hak edecek şekilde asla davranamazlar, ama bunun aksine kurtuluşlarına yakışmayan davranışlarda bulunmaları mümkün. Kurtuluşa layık görülecek bir şey yapabilirler mi? Hayır! Bu konuda bütün imanlılar hemfikirdir. Peki, kurtuluşu aldıktan sonra onu hak ettirmeyecek bir şey yapabilirler mi? Bu konuda görüşler ayrılır… Kurtuluş bir hak olsaydı, kurtulanların yaptığı her şey bu hakkı iptal ederdi. Ama kurtuluşumuz bizim değil, İsa’nın hakkıdır! Başka bir deyişle, Mesih kaybolanları ‘bulduktan sonra’ onları elinde tutma konusunda başarısızlığa uğrayabilir mi? Bu konuda görüşler yine farklıdır, hatta zıt olabilir.

    Calvinizm’in ‘seçilmişlerin imanının mutlak korunması’ olarak bilinen öğretişine ne diyeceğiz? Başkaları ise, ‘kurtuluşun yitirilebilirliği’ öğretisini benimserken, genellikle imanın kaybolması ya da inkar edilmesi durumunda bunun mümkün olacağına inanırlar. İman, kurtuluş kapısını geçmeye karar veren kişinin kabulü, bir nevi imzadır… İnsan iman ettiğinde kurtuluşu satın alıyorsa ileride de ‘satabilir’. Yok eğer kurtuluş Mesih’e yaşamınızı ‘satmakla’ (teslim etmekle) sağlanıyorsa, kişi artık sahibi değildir ve onun üzerinde karar hakkını yitirmiştir. Ancak kurtuluşumuzun sahibi olan Mesih isterse onu iptal edebilir… Kendisi bunu ister mi?


    Doğrusunu isterseniz bunun bir ‘kadercilik’ veya ‘özgür irade’ sorunundan çok, Mesih’in çarmıhta gerçekleştirdiği kurtuluşu doğru anlamakla ilgili bir konu olduğuna inanıyorum. Elbette Tanrı’nın ezeli tasarıları ile ilgisi vardır. Ama inanlının lütuftan uzak düşmemek için korunup korunmadığını tartışmaktan çok (ki Tanrı’nın gücüyle korunuyor; 1:Petrus 1-5), lütfun sınırlarını ve koşullarını anlamak daha önemlidir.


    Kurtuluş kendi çabalarımızın kaygan zeminine dayanıyorsa endişelenmekte haklıyız. Ama ‘depremlerin’ etkileyemediği, Kaya olan Mesih’in üzerine kuruluysa, derin bir nefes alabiliriz! Kurtuluş tamamen Mesih’in başarısı olmakla beraber insanın tam bir başarısızlığından kaynaklanır (başaramadığı için bir kurtuluşa muhtaç). ‘Başarısız’ olan bu kişilerin kurtuluşa kavuştuktan sonra hata yapmaya devam etmelerine şaşmamak gerek. İnsan kurtuluşu hak etmek için bir şey yapamadığına göre, onu elde tutabilmek için bir şey yapabilir mi, kazanamadığı bir şeyi kaybedebilir mi? Piyangodan büyük ikramiye çıkan bilet bende değilse, onu kaybedebilir miyim? Benim biletim Mesih’le birlikte, Tanrı’da saklıdır.

    ‘Çünkü siz öldünüz, yaşamınız Mesih’le birlikte Tanrı’da saklıdır!’ (Koloseliler 3:3).

    Kurtuluşum Mesih’e aittir, bana değil! Sonsuz kurtuluşun dayanağı ne insanın çabası ne de başarısıdır. Kurtulan insanın hayatında depremler olabilir, ama bu Mesih’in ve elinde duran o kişinin kurtuluşunun yıkıma uğradığı anlamına gelmez! Çünkü Mesih deprem görmeyen bir memleket gibidir.

    ‘Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babası’na övgüler olsun. Çünkü O büyük merhametiyle yeniden doğmamızı sağladı. İsa Mesih’i ölümden diriltmekle bizi yaşayan bir umuda, çürümez, lekesiz, solmaz bir mirasa kavuşturdu. Bu miras sizin için göklerde saklıdır!’ (1.Petrus 1:3-4).

    İnsan, yaşayışıyla kurtuluşunu kaybedebiliyorsa, bunun bir armağan değil, belli koşullara bağlı bir emanet olduğu anlamına gelir! Emanet koşullara bağlıysa, onu teslim almak için önce bu koşullar yerine gelmelidir. Eğer kurtuluşu elde tutabilmenin koşulu İsa’ya bağlı bir yaşam sürmekse, onu kazanmanın koşulu da İsa’ya bağlı bir yaşam sürmek olurdu ve böylece bu, kurtuluşun imanla değil, insanın iyi işleri ve çabalarıyla kazanıldığı anlamına gelirdi! Ya da daha ince düşüncecek olursak, iman bir nevi ‘sevap’ olurdu… Ne var kiBiz sadık kalmazsak da O sadık kalacak. Çünkü kendi özüne aykırı davranamaz’, ‘sözleriyle Mesih’teki yaşamımızın bizim değil, O’nun sadakatine bağlı olduğunu vurgulayan aynı bölüm, ‘O’nu inkar edersek, O da bizi inkar edecek’ (2.Timoteos 2:13), sözleriyle de kendilerini imanlı kabul eden kimi kişilerin Mesih tarafından reddedilmelerine sebep olan koşulların olduğunu da vurgular. Öyleyse doğrusu nedir?

    KURTULUŞ KAYBEDİLEBİLİR Mİ?

    Bu konuda yanlış anlaşmalara neden olmaması için Kutsal Kitap’taki çeşitli açıklamalara bakalım:

    ‘Aldanmayın, Tanrı alaya alınmaz. İnsan ne ekerse onu biçer. Kendi benliğine eken, benlikten ölüm biçecektir. Ruh’a eken, Ruh’tan sonsuz yaşam biçecektir’ (Galatyalılar 6:7-8).

    Elbette kurtuluş, insanın istediği gibi günah işleyebileceği bir cennet tapusu değildir! Tanrı böyle olmaması için gereken önlemleri almıştır. Pavlus, kurtuluşun bir armağan olduğunu o kadar iyi bilmektedir ki, kolaylıkla günahın yardakçısı olarak görülebiliriz diyor:

    ‘Mesih’te aklanmak isterken kendimiz günahlı çıkarsak, Mesih günahın yardakçısı mı olur? Kesinlikle hayır!’ (Galatyalılar 2:17).

    ‘Günahın çoğaldığı yerde Tanrı’nın lütfu daha da çoğaldı’ (Romalılar 5:20).

    Aynı şekilde lütfun üstün değerini vurgularken yanlış anlaşılabiliriz diye düşünüyor. Saki lütfu vurgulamak gevşek bir yaşamı, hatta günahlı bir yaşamı teşvik ediyormuş gibi… Bu yüzden böyle bir açıklamada bulunuyor:

    ‘Öyleyse ne diyelim? Lütuf çoğalsın diye günah işlemeye devam edelim mi? Kesinlikle hayır! Günah karşısında ölmüş olan bizler artık, nasıl günah içerisinde yaşarız?’ (Romalılar6:1-2).


    Şu bir gerçektir; Kurtuluş konusunda Kutsal Kitap’ta çok kapsamlı vaatlere rastladığımız gibi, çok ciddi uyarılara da rastlıyoruz. Vaatler kurtuluşun geri alınmayan bir armağan olduğunu düşünmektedir. Uyarılar, kurtuluşun ‘çantada keklik’ diye hafife alınamayacağını göstermektedir. Kutsal Kitap’ın vermek istediği mesaj karşısında dürüst davranırsak, Tanrı kurtuluşumuzdan emin olmamızı ister.


    ‘Tanrı Oğlu’nun adına iman eden sizlere, sonsuz yaşama sahip olduğunuzu bilesiniz diye bunları yazdım’(1.Yuhanna 6:13).


    Aynı zamanda bizleri devamlı bir adanmışlığa çağırır, öyle ki kurtuluşumuza dair bilinci kesinleştirelim.


    ‘Öyleyse sevgili kardeşlerim, her zaman söz dinlediğiniz gibi, yalnız ben aranızdayken değil, ama özellikle ben aranızda olmadığım şu anda da kurtuluşunuzu etkin kılın’ (Filipililer 2:12).


    ‘Böylece Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in sonsuz egemenliğine girme hakkı size cömertçe sağlanacaktır’ (2.Petrus:1:11).


    Kutsal Kitap kurtuluşun yitirilip yitirilmeyeceğine ilişkin bir tartışmaya girmez. Gerek vaatleri gerekse uyarılarıyla, Kutsal Kitap’ın değişmez amacı, iman edenlerden sebatlı ve adanmış bir yaşamı teşvik etmektir. Bizi meşgul eden de bu olmalıdır!

    Yine de bir taraftan’kurtuluş kaybolmaz; bunu sorgulamayın’, bir diğer taraftan da ‘kurtuluş kaybolabilir’ diye ısrar etmekte bazı riskler vardır. Her iki ifade de Tanrı sözü gerçeğini yansıtmamakta. Kurtulduğumuzun farkında olmamak kişiyi sıkıntılı ve ruhsal yenik bir yaşama sürükler. Aynı şekilde sorumsuz bir kurtuluş bilincine sahip olmak da (yani İsa’nın ödediği bedeli küçük görmek) kişiyi adanmışlıktan uzak ruhsal bir bunalıma sürükler. Oysa Rab, çarmıh aracılığıyla imanlıya sağlamış olduğu zaferli bir yaşamı görmelerini ister. İyi bir şeyin kötüye kullanılabilmesi o iyi şeyin doğasını değiştirmez. Piyasaya sahte altın sürülmesi altının değerini düşürmez!

    #33543
    Anonim
    Pasif

    Kurtuluşun Dayanağı

    Kurtuluş, ezelden beri Rab tarafından tasarlanmıştır ve tamamen O’nun başarısıdır.

    ‘Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce MESİH İSA’da bağışlanmış, şimdi de O’nun gelişiyle açığa çıkarılmıştır. Kurtarıcımız Mesih İsa ölümü etkisiz kılmış, yaşamı ve ölümsüzlüğü Müjde aracılığıyla ışığa çıkarmıştır’ (2.Timoteos 1:9-10).

    ‘Kurtarış, tahtta oturan Tanrımız’a ve Kuzu’ya özgüdür!’ (Vahiy 7:10).

    ‘Bundan sonra gökte büyük bir kalabalığın sesini andıran yüksek bir ses işittim. Halleluya! Diyorlardı. Kurtarış, yücelik ve güç Tanrımız’a özgüdür!’(Vahiy 19:1).

    *Kurtuluş, Mesih’in kurban oluşu ve kefaretine dayanır. Kefaret geçmiş, bugünkü ve gelecek suçları kapsar.

    ‘Yetkin kılınınca, sözünü dinleyen herkes için sonsuz kurtuluş kaynağı oldu’ (İbraniler 5:9).

    ‘Mesih günahlar için sonsuza dek geçerli tek bir kurban sunduktan sonra Tanrı’nın sağında oturdu’ (İbraniler 10:12).

    *Kefaret Tanrı’nın adaletini yerine getirir. Suçlu olan kişi Mesih’te cezasını çekmiştir.

    ‘Tanrı Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece adaletini gösterdi. Çünkü sabredip daha önce işlenmiş günahları cezasız bıraktı. Bunu adil kalmak ve İsa’ya iman edeni aklamak için şimdiki zamanda kendi adaletini göstermek amacıyla yaptı’ (Romalılar 3:25-26).

    ‘Öz Oğlu’nu günahlı insan benzerliğinde günah sunusu olarak gönderip günahı (O’nun) bedeninde/ benzerliğinde yargıladı’ (Romalılar 8:3).

    İnsan, iyi işlerine bakılmaksızın tövbe ve iman ederek kurtuluşa sahip olur.




    ‘Nitekim, iyi işlerine bakmaksızın Tanrı’nın aklanmış saydığı kişinin mutluluğunu Davut da şöyle anlatır: ‘Ne mutlu suçları bağışlanmış, günahları örtülmüş olanlara’(Romalılar 4:6-7).

    ‘İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir’(Efesliler 2:8-9).

    * Kutsal Ruh, imanlının yüreğine yaşamak üzere gelir ve cennete gidene kadar onu mirasının güvencesi olarak mühürler…

    ‘Gerçeğin bildirisini, kurtuluşumuzun Müjdesi’ni duyup O’na iman ettiğinizde, siz de vaat edilen Kutsal Ruh’la O’nda mühürlendiniz. Ruh, Tanrı’nın yüceliğinin övülmesi için Tanrı’ya ait olanların kurtuluşuna dek mirasımızın güvencesidir’ (Efesliler 1:13-14).
    ‘O’ndan aldığınız ruh sizde kalır..’(1.Yuhanna 2:27).

    Kutsal Ruh aracılığıyla ruhu yeniden yaratılan kişi, yeniden doğmuş, ruhu dirilmiş, Rab’le tek ruh olmuştur…


    ‘Eğer Mesih içinizdeyse, bedeniniz günah yüzünden ölü olmakla birlikte, aklanmış olduğunuz için ruhunuz diridir’ (Romalılar 8:10).

    ‘Bir kimse Mesih’teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur’ (2.Korintliler 5İ:17).

    ‘Rab’le birleşen kişiyse O’nunla tek ruh olur’ (1.Korintliler 6:17).

    İmanlı evlatlığa alınmış, vaatlere kavuşmuş, Tanrı’nın ev halkının bir üyesi ve mirasçısı olmuştur:

    ‘Zaman dolunca Tanrı, Yasa atında olanları özgürlüğe kavuşturmak için kadından doğan, Yasa altında doğan öz Oğlu’nu gönderdi. Öyle ki, bizler oğulluk hakkını alalım… Bu nedenle artık köle değil, oğullarsınız. Oğullar olduğunuz için de Tanrı sizi aynı zamanda mirasçı yaptı’ (Galatyalılar 4:4-5,7).

    * İsa, duayla bizim için aracılık eder, avukatlığıyla kurtulanları destekler ve düşüşlerine rağmen kurtuluşlarının devamını sağlar…

    ‘Tanrı’nın seçtiklerini kim suçlayacak? Onları aklayan Tanrı’dır. Kim suçlu çıkaracak? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih İsa, Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir’ (Romalılar 8:33-34).


    ‘Bu nedenle, O’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları sonsuza dek kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır’ (İbraniler 7:25).

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.