Kuran'a Göre Kutsal Kitap'ın Değişmezliği

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24034
    Anonim
    Pasif

    Kuran, Kutsal Kitap’ın sağlamlığına tanıklık etmiştir. Kuran’ı okuyan biri onun Kutsal Kitap’a ilişkin bu açık tanıklığı karşısında irkilir. Bu, kesinlikle yorum ya da bir başka anlama çekmeye olanak tanımayacak açıklıkta bir tanıklıktır.
    – “Tevrat’ı biz indirdik, onda bir hidayet, bir ışık vardır. Kendisini Tanrı’a adamış İsrail peygamberleri, Yahudilere onunla hükmederlerdi. Bilginler ve din önderleri de, Tanrı’ın kitabını korumakla görevlendikleri için, hepsi onunla hükmeder, onun Tanrı’tan geldiğine tanıklık ederlerdi” (Mâide 44).
    -“Onların ardından yanlarındaki Tevrat’ı doğrulayıcı, olarak Meryem oğlu İsa’yı gönderdik ve ona, içinde yol gösterme ve nur bulunan, önündeki Tevrat’ı doğrulayan, korunanlar için yol gösterici ve öğüt olan İncil’i verdik.” (Mâide 46).
    -“Sana da kendinden önceki Kitabı doğrulayıcı ve onu kollayıp koruyucu olarak Kitabı gerçekle indirdik. Artık onların aralarında Tanrı’ın indirdiğiyle hükmet.” (Mâide 48).

    Birinci ayette (Kuran Mâide:44) : Tevrat’ın sağlamlığına, onun sapıklıktan kurtuluş olduğuna tanıklık ediyor. Onun Tanrı tarafından kendilerine korunmak üzere verilmiş kitap olması, gereğince verecekleri hükümler için peygamberlere rehber olduğunu belirtiyor.

    İkinci ayette (Kuran Mâide:46) : Mesih’in Tevrat’ı doğruladığını aynı şekilde, içinde doğru yol, ışık ve öğüt bulunan, İncil’in de kendisinden önceki Kutsal Kitapları doğrulayıcı olarak geldiğini açıklıyor.

    Üçüncü ayette (Kuran Mâide:48) : Muhammed’e Kutsal Kitap’ı doğrulayıcı olarak indiğini, onu korumakla görevlendirildiğini bildiriyor. Muhammed’e Tanrı’nın İncil ve Tevrat hakkındaki gerçeklere uygun olarak hükmetmesi çağrısında bulunuyor.

    Kuran daha da ileri giderek Tevrat ve İncil imanlılarını, bu kitaplarda bildirilen öğretilere göre hükmetmeye teşvik ediyor.
    “De ki ey Kitap sahipleri, Tevrat’ı İncil’i ve Rabb’inizden size indirileni uygulayıncaya kadar hiçbir temel üzerinde değilsiniz” (Mâide 68).
    Kuran, İncil inanlılarını da kitaplarındaki hükümlerini uygulamaya teşvik ediyor. Bunu ihmal edenleri günahkârlar olarak niteliyor.
    “İncil sahipleri Tanrı’ın onun içinde indirdiği (hükümler) ile hükmetsin. Tanrı’ın indirdiği ile hükmetmeyenler sapıkların ta kendileridir.” Mâide 47.)
    “Ey inananlar, Tanrı’a, Elçisine, indirdiği kitaba ve daha önce indirmiş bulunduğu kitaba inanın. Kim Tanrı’ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse o uzak bir sapıklığa düşmüştür. (Nîsâ 136).

    SONUÇ:
    1. Kuran, Kitap sahiplerini (Yahudi ve Hristiyan) Tevrat ve İncil’deki hükümleri uygulamaya teşvik ediyor ki bunun bir diğer anlamı, bu kitapların sağlamlığını, tahriften uzak olduklarını itiraf etmektir. Çünkü bu iki kitap, imanlıyı, doğrulukta bulunan “kurtuluş” konusunda destekler. Onlar aynı zamanda davranış konusunda da yeterli öğretiyi içermektedir.
    2. Kuran, içlerinde Müslümanlar da olmak üzere tüm imanlılara Kuran’a ve önceden indirilen Kitap’a yani Tevrat, İncil’e inanmayı emretmektedir. Bu ise Tevrat ve İncil’de bildirilenlere inanmaları için Müslümanlara yapılmış açık bir çağrıdır.
    “İşte onlar kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar (yani Kureyş kavmi), bunları inkar ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkar etmeyecek (koruyacak) bir toplumu, bunlara vekil bırakmışız. İşte onlar, Tanrı’ın hidayet ettiği kimselerdir. Onların yoluna uy ve de ki: ‘ben ona karşılık sizden ücret istemiyorum. O, sadece alemlere öğüttür.” (En’âm 89-90).
    Kuran, Kutsal Kitap’ın ruhsal konularda da uygulamaya elverişli olduğunu itiraf ediyor: “İçinde Tanrı’ın hükmü olan Tevrat yanlarında dururken seni nasıl hakem yapıyorlar, ondan sonra da (verdiğin hükümden) dönüyorlar. Onlar inanan kimseler değillerdir” (Mâide 43).
    Bu ayet, Kutsal Kitap’ın hükümlerini uygulayanların artık yargı için bir başka kitaba gereksinim duymadıklarını, onda bulunan gerçeğin bilgisini öğrendikten sonra yüz çevirenin ise imanlı olmadığını açıklamaktadır.
    “De ki: Eğer doğru iseniz, Tanrı katından bu ikisinden daha doğru bir Kitap getirin de ben ona uyayım.” (Kasas 49).
    Bu ayet ise Muhammed’e daha önce Musa’yı reddettikleri gibi şimdi de kendi öğretisini kabul etmeyenlere ne söylemesi gerektiğini gösteriyor.
    Ona Kutsal Kitap ve Kuran’dan daha doğru bir kitap getirsinler. “Senden önce kendilerine vahiy ettiğimiz erkeklerden başkasını, biz peygamber göndermedik. Bilmiyorsanız kitap sahiplerine sorun” (Nahl 43).
    “Kitap sahipleri, Tevrat ve İncil bilginleridir. Eğer bunu bilmiyorsanız gidip onlara sorun. Çünkü sizin onları doğrulamanız Muhammed’e inananların doğrulamasından daha kolaydır” (Celaleyn Tefsiri S.357)
    Bu ayet, kitabı yazan Tanrı elçileri ve peygamberlerinin, Onu Kutsal Ruh’un esinlemesiyle ve yalnızca vahiy yoluyla yazdıklarına açık bir biçimde tanıklık etmekte ve kanıt olarak sunduğumuz ayetlerle birlikte göstermektedir ki, Kuran, Kutsal Kitap’ımızı doğru yol, ışık, Tanrı yargısı ve vahiy olarak kabul etmiş, Müslümanlara, bilmediklerini bize sormalarını emretmiştir. Bu, Kutsal Kitap’ımızın sağlam olup bozulmadığına Kuran’ın itirafı değil midir?

    Evet, uluslar gidecek, diller tükenecek, dünya olduğu gibi değişecek ama, Kutsal Kitap sonsuza dek diri kalacaktır. Çünkü onun içinde, Tanrı’nın her zaman ve her yerde, yediden yetmişe herkese seslenen öğretisi vardır. Bu öğreti, İsa Mesih ile kurtuluş öğretisidir. Ve bu öğreti herkes için geçerlidir. Çünkü Kutsal Kitap’ta bulunan diri güç, inanarak Mesih’i kurtarıcı kabul eden kişiye, kim olursa olsun, Tanrı’nın çocuğu olma hakkını vermektedir.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.