Kimler Mesih İsa’nın öğrencileri?

  • Bu konu 2 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27071
    Anonim
    Pasif

    Sevgili kardeşim Kemal Başaran’ın zihninde yer etmiş olan “insan bilgisi” ya da, “kafa bilgisi” kavramı yanında “Ruh bilgisi” yahut, “Hakikat bilgisi”, Yahut da, “Rab bilgisi” kavramlarını sık sık dile getirmesi, dikkatimi ve ilgimi çekiyor! Bu gerçeği çağımız Mesih imanlılarında görüyoruz artık. Kitabı Mukaddes’den ve özellikle İNCİL’den okuduğumuz sözlerin Tanrı sözleri olduklarını, insan irademizi kullanarak ve hatta zorlayarak kafamızda, zihnimizde depo etmemizle kafa bilgimiz oluyor. Bu sözlerin Tanrı sözleri olduğuna kendimizi inandırmamız da, yeterli bir bilgi olmuyor maalesef. Bazen bu bilgilerimizle o kadar övünüyoruz ki, başka kaynaklardan edindiğimiz bilgileri de, bu bilgilere katarak, insan işi bilgi hazinemizden hazırladığımız bir kompozisyonun sunuculuğunu yapıyoruz. Kemal Başaran kardeşim, bu konuda duyarlı olmakta haklıdır; ben de, onunla aynı kanıdayım. Bu ekrana getirilen bilgi kompozisyonlarını okurken,İNCİL’in o hoş kokusu değil, insan iradeli yazma sanatı ve makyajı sunuluyor. İNCİL dışı kitaplardan, tarihsel ve yöresel edebiyat kültürlerinden alınma sözlerle yapılan sunulara, İNCİL’de yazılı tarif şudur:

    “Onların sofrası…” (Mezmur 69:22; Rom 11:9).

    Kafa bilgilerimin sunuculuğunu yaparken, kendi irademle bu işi yaptığımı fark etmemiştim! Kendi sofram, bana tuzak, kement ve ceza olmuş! İNCİL’de yazılı bu haber, dikkatimi ve ilgimi çekmeğe başlayınca, konuşmakta aceleciliğimin cezalarını çekmekte olduğumu böylece anlamağa başladım! Bunu kardeşlerime ders olsun diye yazmıyorum; ama İNCİL’de yazılı bu gerçeğin şahidi olduğumu beyan ediyorum. Kitabı Mukaddes’de ve özellikle İNCİL’de yazılı sözler, salt kafa bilgilerimiz olsun diye değil; Allah tarafından öğretileceğimiz vadidir! O halde,insan iradesi ile aldığımız öğretiler, Allah iradesi ile başlayan öğretilerin öğrencileri olduğumuz andan itibaren önemlerini yitireceklerdir.

    Şimdi de, Allah’ın öğretişlerinin nasıl şeyler olduklarına İNCİL ışığında bakalım:

    Ölümden dirilmiş hali ile öğrencilerine görünen yüce ve kudretli göksel Öğretmen İsa Mesih, öğrencilerini şu sözle yetkili kılıp milletlere göndermiş:

    “ O zaman, gidin, bütün ulusları öğrenci edin, onları Baba’nın ve Oğul’un ve Kutsal Ruh’un adında vaftiz edin; size emrettiğim bütün şeyleri gözlemlemeği onlara öğretin. Ve, işte, bütün günler, çağın sonuna kadar ben sizinle beraberim. Amin.” (Matta 28:19,29; “The Interlinear Bible İngilizce metnine göre).

    Rab’den öğrenmiş her insan (kafa bilgisi ile değil), Kutsal Ruh’la ve aldığı sonsuz yaşam bilgisi ile bir hizmetçi ve tanık olarak, konuştuğu insanları İsa Mesih’in öğrencisi yapabilir. Bizi İsa Mesih’in öğrencisi yapan şeydeki güç ve irade, insan iradesi, ya da, İNCİL’i vazedenin iradesi değildir. İNCİL ilahiyat tahsili görmüş bir Anglikan papazının İNCİL profesörü olmasına rağmen İsa’ya inanmadığını fark eden Kemal Başaran kardeşimin bir yazısını okudum ve adamın haline üzüldüm. Kafa bilgileri ile profesörlük ünvanı kazanmış o adamdaki irade, sosyal etkinlikler yapıyor. Bu adam, İsa Mesih’in öğrencisi olur mu? Evet, olabilir; çünkü umut var. Şimdi asıl hassas alana giriş yapalım:

    Rab İsa Mesih, öğrencilerine, “milletlere incili öğretin “ dememiş; “size emrettiğim bütün şeyleri gözlemlemeği onlara öğretin “ demiş! İNCİL’de okuduğumuz şeyler, bize de, görünecek şeylerdir! İsa, bedeninin günlerinde öğretişlerini eylemleri ile yaparak icra etmiş! Yani, hem söylemiş, hem de söylediklerini yapmış! İsa Mesih’e tanık olmuş Hekim Luka, İsa Mesih’in başlattığı tanrısal Öğretişi şu sözlerle ifade etmiş:

    “Ey Teofilos, İsa, seçmiş olduğu resullere Kutsal Ruh vasıtası ile emrettikten sonra, yukarı alındığı güne kadar gerek yapmağa, gerek öğretmeğe başladığı bütün şeyler hakkında ilk kitabı yazdım.” (Res.İşl. 1:1,2).

    İsa’nın tanrısal öğretişi, yaparak öğretmeğe dayalı öğretiştir! Zamanın Yazılı Yasa uzmanı Tarsuslu Saul da, kafa bilgisine sahip biri idi. Ama İsa ile karşılaştığı o anda yüz üstü yere düşmüş ve “Ya Rab, sen kimsin? “ demiş! (Res.İşl. 9:5; 22:8; 26:15). Kafa bilgisine sahip olup da, Rabbi bilmemek böyle oluyor! Hiçbirimiz, kafa bilgilerimize güvenip gururlanmayalım; Tarsuslu Saul gibi, yüreğimizi Rabbe açalım ve “Ya Rab! Sen kimsin?” diye soralım. Böylece İsa’nın öğrencisi oluruz. Ve Rab İsa, adını Saul (Pavlus)’a açıkladıktan sonra şu sözle öğrencisi yapmış onu:

    “Fakat kalk ve ayakta dur; çünkü hem gördüğün şeylerde, hem sana görüneceğim şeylerde seni hizmetçi ve şahit tayin etmek için sana göründüm”(Res.İşl. 26:16).

    “Size emrettiğim bütün şeyleri gözlemlemeği onlara öğretin” dediği vaatte, olan ve görünen bütün şeyler, ne kadar tesirli, öğretici ve ebediyet boyunca bize kalan eşsiz bir hazine! İşte “Hakikat bilgisi” böyle oluyor kanımca!

    Petrus’la Yuhanna, tanıklıklarını şöyle yapmışlar: “Gördüğümüz ve işittiğimiz şeyleri söylememek elimizde değildir!” (Res.İşl. 4:20). Petrus’la Yuhanna, bu tanıklıklarını kafa bilgilerine dayanarak değil, onları etkisi altına alan ruhsal şeylerdeki güç ve irade, onları hizmetçi ve şahidi yapmış! Pavlus da, bunu bir mektubunda şöyle tanımlamış:

    “Ruhsal şeyleri ruhsal sözlerle birleştirerek Ruh’un öğrettiği söz ile söylüyoruz” (1:Korint.2:13).

    Pavlus, insanlara görünmez ruhsal şeyler görmüş, o şeyler, Rab İsa Mesih’in ezeli ve ebedi YHVH varlığıdır.

    İNCİL’de okuduğumuz halde henüz görmediğimiz şeyler, ruhsal şeyler olurlar ve bize görünürler. Olan şeylere bakarken onun öğrencileri olduğumuzu fark ederiz.

    İNCİL, Rabbimiz, Kurtarıcımız ve yapıcımız İsa Mesih’in harika varlığının bizde görüneceğine ilişkin vaat kitabıdır. İNCİL’i okuyan, Baba-Oğul-Kutsal Ruh ismine vaftiz olunan insan, İsa Mesih’in öğrencisi olacaktır. Rab İsa, öğrencilerine şu vaatte bulundu:

    “Biraz zaman daha, ve dünya artık beni görmez, fakat siz beni görürsünüz; mademki ben yaşıyorum, siz de yaşayacaksınız”(Yuhanna 14:19). Böylece bizler, yazılı sözlerle ifade edilen “Yaşam yeniliği” nin öğrencileri olmağa onun vaadi altındayız. Halleluyah! Rab ve Kurtarıcı İsa Mesih, yüce işler yapıyor! Amin.

    Kardeşler ve kız kardeşler! Rab İsa Mesih’in öğrencilerisiniz. Rab, sizleri bereketlesin. Amin.

    #35567
    Anonim
    Pasif

    Sevgili İmif abi esenlik sen ve Rab’be ait olanlarla olsun……………Amin.
    Özür dileyerek paylaşımıma başlıyorum,
    Günlerdir,ruh bilgisi,gerçeğin bilgisi,rab bilgisi gibi konular içeren yazılarınızı dikkatlice okuyorum fakat yazımlarınızın bazı bölümlerine üzülerek katılmıyor,hatta belkide farkında olmadan, saptırmalar olduğu kanatindeyim.
    Bazen bilgilerimiz ile övünüyoruz diyorsun,fakat kutsal ruhun işiğında,ve önderliğinde yaşayan Mesih imanlısı kendi bilgileri ile değil mesih’in hizmetkarı olduğu için sevilir,sevinir.Mesih imanlısı kendi ile değil kurtarıcısı İsa Mesih için övünür.
    “övünen Rab için övünsün”

    İmif abi hala anlayabilmiş değilim kafa bilgisi ile ne alıp veremediğiniz var.Eger bir imanlı kardeşimiz sürekli incil ve teolojik kitaplar,dergiler okuyor ve bu konuda sürekli kendini geliştiriyorsa,kutsal Ruhun armağanı olan vaaz,kompozisyon veya dünyasal bir örnegi, ayet ile bir güzel harmanlayıp sunuyorsa bunda ne sakınca var,
    olsa olsa sakınca değil,güzellik olur.
    Rab’bimiz İsa Mesih dahi,buğün kutsal kitabımızın özü olan vaazlarını,öğrencileri ve etrafındakilere dünyasal örnekler vererek sunmadımı..?
    Örnegin:kaybolan koyun,acımasız köle,bağcı benzetmeleri süsleme,öğretiyi ruhun ve beynin en diplerine kazıma değilmidir.!

    Tabiki kutsal Ruhun önderliği olmadan hiç bir şey olmaz,fakat kutsal ruhu almış fakat bazı konularda sıkıntılı,topluluk önünde açılamayan çok insan tanıdık,iman hayatımızda.

    Sizlere bir örnek vermek istiyorum protestan kiliselerde çocuk eğitimi konusunda görev verildiği zaman,normal dünyasal öğretmen kardeşlerimiz daha başarılı oluyorlar,neden çünkü o konuda egitim almışlar bu nedenle başarılılar.

    Sizden bir örnek vereyim siz hekimsiniz,
    Vaazimizin konusuda Rab’bin dirilttiği lazar olsun,ben çok eminimki siz bir insanın ölüm anından başlayıp,kan dolaşımının durması ve kalp atışlarının zayıflayıp…ki… en sonunda yaz sıcağında günlerce bir insan ölüsünün,nasıl çürümeye başladdığını, ve Rab’bin gücü olmadan tekrar dirilmesinin mümkün olamayacağını,ilgili ayetlerle harmanlayıp,bu konularda hiç bir bilgisi olmayan benden,daha bereketli bir vaaz veya yazım çıkaracağınızdan eminim.

    Kafa bilginizin sunuculuğunu yaparken,kendi iradem ile bu işi yaptığımı fark etmemiştim diyorsunuz.
    Çok doğru yazmışsınız,kutsal kitap değilde,sadece kendi benliğinizden taşanlarla hareket eden her can bu sorunlarla karşılaşır..!
    Değilmiki İmif abi Rab’bi kurtarıcı kabul edip,ruhu aldıktan sonra biz artık yeni insan değilmiyiz,geçmişteki her olumsuzluğumuzu “kafa bilgiside” dahil Rab üslenmedimi.?

    Tutturmuşsunuz,sanki bu sitede aksini idea eden varmış gibi,kafa bilgisi değil,kutsal ruh ile aldığımız yaşam bilgisidir geçerli olan,diye.
    İmif abi…
    Biz Mesih imanlıları dualarımızın sonunda
    baba—oğul…kutsal ruhun

    adı ile amin diyoruz,sitede üçlü testisten kutsal ruhu çıkaranmı olduda benim haberim yok.

    Her Mesih imanlısı Rab’bi ile tanıştığı günden, bu dünyadaki son gününe kadar kutsal kitap öğrencidir.Hamdolsun çok güzel kaynak kitaplarımız var ve her günde binlercesi basılıyor (hikaye,roman,tanıklıklar vs.vs) Rab’bin çocukları bol bol okusunlar pekiştirsinler,ve bilgi birikimleri ile kutsal kitabımızın ışığını birleştirip karanlık delhizleri dahi aydınlatsınlar.

    Kemal abi daha iyi bilir, müjdeci kardeşlerimizin müjdelemede birinci adım,ikinci ve beşinci adım gibi…..
    Veya koloselilere yazılan mektubun nasıl günümüze uyarlanıp vaaz edilecegi.Çünkü mektuplar o dönemdeki bölgelere yazıldı fakat ,Romalılar bölümünden Urfa’ya,Selanikliler bölümünden Mersin’e
    bir mesaj mutlaka vardır.Bugün yetiştirilen müjdeciler,kutsal kitap ışığında binlerce kaynak kitap ile beslenip,kutsal ruhun destegi ile çalışmaktadırlar.

    İmif abi rahat ol takma kafana, Anglikan papazı bak Rab’bimiz iki bin yıl önce ne demiş.

    “Başlangıçtaki sevginden uzaklaştın.Bunun için,nereden düştügünü anımsa!Tövbe et ve başlangıçta yaptıklarını sürdür.
    Vahiy 2:4-5

    Kutsal ruhla başlayıp,zayıflık gösterip,yitip giden,fakat kendini hala önder zanneden ne kahramanlar gördük. Hepsi için duacıyız.

    Esenlik olsun.

    #35571
    Anonim
    Pasif

    Sevgili mutaf kardeşim, sana da Mesih esenliği olsun.

    ‘Kitap Yakma’ başlığı altıdaki yazılarını ilgi ile okudum. Oradaki paylaşım, zaman zaman tartışmalara, oradan da, mezhep konularına dönüştü. Kendi kendime şu soruyu sordum: Kilise tarihinde Mesih imanlılarının paylaşımları, tartışmayı da mı içeriyor? Rab İsa Mesih’i aramızda paylaşıyorsak, ruhumuz o gıda ile besleniyor demektir. Ama tartışmanın ruhsal gıda olmadığını düşünerek aranıza katılmadım; sadece izledim. İNCİL okudum ve düşünsel alana çekilip sessiz kalmak istedim. Düşünürken aldığım Ruh esinleri ile sevinerek gerçeğe “amin ya Rab İsa!” demekle yetindim. Yaklaşık bir saat önce, sahil şeridinde yürüyüş yaparken düşüncelerle İNCİL’de yazılı bir gerçeğin farkına vardım ve yine içimde Rab İsa Mesih’e sevinç dolu hamdım oldu! Hep onu düşünmeğe kendimi verdim! Esindeki iyi, makbul ve kusursuz iradeye teslim olmamak mümkün değil! (Rom.12:2).

    Elçi Pavlus, Mesih İsa’daki düşüncenin gücünü, rahatlatıcılığını ve insana huzur verişini tadarak hep onunla beslenmenin gizemini kavramış olacak ki, “Rabbin fikrini kim bildi?” dedi ve “Mesih İsa’da olan düşünce sizde de olsun” diye bizim için dua etti( Rom.11:34; 1.Korint. 2:16; Filipi 2:5). Harika bir paylaşım! Onun esinle içime doğan düşünceleri ile düşünürken, eskiden anlamadığım Rab İsa Mesih’in şu sözü hatırıma geldi sahilde yürürken:

    ‘Görmeden iman edenlere ne mutlu!’ Yuhanna 20:29).
    İçimi Rabbe açarak bu sözü bilmediğimi sadece düşüncemle sormuştum. Aradan zaman geçti ve bu sorumu unuttum; fakat ‘görmeden iman edenlere ne mutlu!’ sözü İNCİL satırlarında kaldı. ‘Kimler Mesih İsa’nın öğrencileri?’ paylaşımımı bir çırpıda okumuş olabilirsin ve vahyin kendisi gibi açık olmayan anlatımım okuyucuya yanlış görünebilir. Artık, bu zaafımı kabul ediyorum. Senin için kafa bilgisi olan yazdığım şey, benim yüreğimde canlıdır! Keşke bunu vahyin kendisi gibi anlatabilsem ve paylaşabilsek! Ama yine de olmadı, bereket olacağını sanırken tartışma yazısı olmuş! Saba kız kardeşimle de, aynı sorunu yaşadım. Yazdıklarım yanlış anlaşılarak onun İncil yayma cesaretini kırmış! Üzüldüm bu işe! Şimdi de, senin tepkinle karşılaşınca, ifade eksikliğimi kabul ediyorum. “Yazımlarınızın bazı bölümlerine üzülerek katılmıyor, hatta belki de farkında olmadan saptırmalar olduğu kanaatindeyim” demişsin! Paylaştığım konunun çok derin bir konu olduğuna eminim. Çünkü, İsa’nın “hem gördüğün şeylerin, hem sana görüneceğim şeylerin hizmetçisi ve tanığı olacaksın” sözü, çeşitli bilgilerle harmanlanmış bir mantığın süzgecinden geçerken anlaşılamıyor! (Res.İşl. 26:16).

    Her insanın mantığı, kendisine doğrudur, ama kişiden kişiye değişiyor. İşte, bizim sorunumuz burada başlıyor galiba. Ama yine de, İNCİL sözlerini benimsemiş olarak biz, kardeşleriz. Şimdi anlayamadığımız şeyleri tartışsak bile, ileride bize görünecek şeyler olarak bizi hayretler içinde bırakacaktır. Çünkü İNCİL’in boş bir kitap olmadığında hemfikiriz. Sahil şeridinde yürürken düşünüyordum ki, İsa Mesih’in asıl varlığının bize keşfedilecek şeyler olması, bizi gerçek hizmetçileri ve şahitleri yapacak gücü ve tanrısal iradeyi içeriyor! Çektiğimiz sıkıntılarda, bize keşfedilecek şeyler, bize daha görünmeden, görünmezliğe o imanla bakmayı öğreniyoruz. İsa’nın, “görmeden iman edenlere ne mutlu!” sözünden bunu anladım bu akşam! Evet sevgili mutaf kardeşim, senin de, her Hiristiyan gibi mutlaka sıkıntıların oluyordur. Ama sana verilmiş olan Mesih İsa imanı, sıkıntı çektiğin zamanlarda, onunla görünmezliğe bakman için sana verilmiş değerli bir ‘Mına’dır! (Luka 19:13). Sıkıntılarımızda bize keşfedilecek izzete bu Mına ile bakmayı öğreniyoruz(Rom.8:18).

    “Kitap Yakma” konusunda sen de tepkilerle karşılaştın. Ama Pavlus, ‘karşınızda olan şeylere bakıyorsunuz’ demiş(2.Korint.10:7).

    Halbuki Pavlus, karşısında olan şeylere bakmakla vakit harcamamış; kendisinde olan Mesih imanı ile görünmez şeylere bakmanın gizemini öğrenmiş ve ‘elindeki mınayı kullan’ der gibi, görünmeyen şeylere bakınız” demiş’(2.Korint.4:17).

    Evet sevgili kardeşim, içimde sevincim ve tesellim olan esini sizinle paylaşımım, esinin kendisi kadar kuvvetli ve ikna edici olmamış! Ben bu sevinci kardeşlerle paylaşmak istedim; bundan sonrası, seninle Rab arasındaki ilişkidedir. Bu şeyleri yazılarla paylaşmak, doyurucu ve ikna edici olmuyor maalesef; onları yaşamak gerekiyor. Anlattığım şeyler, sandığın gibi saptırma değildir. Ama yine de, kanaatini belirtmişsin; itirazım yok.

    ‘Kafa bilgisi ile ne alıp veremediğiniz var’ demişsin! Kafa bilgisinin kötü bir şey olduğunu iddia etmiyorum. Ama Rab bilgisinin kafa bilgisinden üstün olduğunu söylüyorum. Pavlus da, Yazılı Kutsal Yasa Bilgini idi. Yaşlı Nikodimos da öyle idi. Rab İsa, anlattığı şeylere şaşıran Nikodimos’a, ‘Sen İsrail’in öğretmenisin de bu şeyleri bilmiyor musun?’ demiş! (Yuhanna 3:10). Çünkü Rab İsa, Nikodimos’a ‘yeniden doğmalısın’ demiş! Bu doğuş, insan bilgisi de dediğimiz, kafa bilgisi ile olmuyor. Kafa bilgisine sahip olanlar, Allah’ın egemenliğini göremiyorlar! Sudan ve Ruh’tan doğmamız gereklidir.

    Aldığınız Ruh esini, sizin iradeniz dışında, Allah’ın iradesi ile cereyan ederken, yani Rabbin Ruhunun onunla düşünesiniz diye verdiği düşünce ile düşünürken, Hakikati fark edersiniz ve içinizde Ruh sevinci olur; onunla düşünürken ‘ben bunu bilmiyordum!’ diyerek tanrısal içtenlikle Rabbe hamt edersiniz. Pavlus, ‘Rabbin fikrini kim bildi?’ sözünü boşuna söylemedi! Rabbin fikri, kitaptan okunarak alınırsa, kafada kalır ve hatta unutulur. Kafa bilgisi böyledir. Ama Pavlus,çok önemli bir ayrıntıya şu sözle dikkatimizi ve ilgimizi çekmek istemiş: ‘Kutsal Ruh’un düşüncesi, yaşam ve esenliktir’ (Rom.8:6).

    Kutsal Ruh, İNCİL’de yazılı Mesih İsa düşüncesini onun doluluğundan alıp bize bildirdiği anda, onunla düşünürken, satırlardan kendi irademizle okuyarak aldığımızdan çok farklı bir şey olur içimizde! Satırlardan kendi irademizle okuyarak edindiğimiz düşüncenin canlanması için, düşüncenin ruhuna da ihtiyacımız var! Kutsal Ruh, bunu bize sağlar. Rab İsa’nın dediği gibi, ‘Ruh’tan doğan ruhtur’ sözüne göre, Kutsal Ruh, düşündüğümüz düşünceyi yeniler ve içimizde onunla yaşam ve esenliğimiz olur (Yuhanna3:6; Rom.12:2; Efes 4:23).

    Böylece biz kendi kendimizi yetiştiremediğimiz gibi sıkıntılı anlarımızda kendi kendimizi iyileştiremeyiz; bizi değiştirecek olan, Rab İsa Mesih’tir. Şu sözünü de boşuna söylememiştir:

    ‘Siz hakikati bileceksiniz; ve hakikat sizi azat edecektir’ (Yuhanna 8:32). Söz, düşünce ve bilgi, Kutsal Ruh’tan bize verilmedikçe hiçbir şey alamayız. İsrail, Yazılı Yasayı düşünmek için alın bağı yapmıştı. Ama yine de, günah işliyorlar! Bunun için Rab, ‘çünkü benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değil’ demiş! (Yeşaya 55:8).

    Rabbin sözlerini kitaplardan ve Yazıcılardan işiterek düşünmeğe çalışıyorlardı; ama Rable iletişimleri olmamış! Bunun için Rab, “kavmım bilgi yokluğundan helak oldu” demiş!(Hoşea 4:6).

    Sözleri kitaptan almak yetmiyor; Rabden almamız gerekiyor. Kitaptan okumak yetmiyor; Rable sürekli iletişimde olmağa ihtiyacımız var! Pavlus, o kadar çok bilgili idi ki, Rab İsa ile sürekli iletişiminden sonra kazandığı Hakikat bilgisini şöyle ifade etmiş:

    ‘Kendisi uğruna her şeyi kaybettiğim Mesih bilgisinin yüksekliğinden dolayı, gerçekten her şeyi zarar sayıyorum, ve süprüntü sayıyorum, ta ki Mesih’i kazanayım;’ (Filipi. 3:8).

    Kral Davut da, Yazılı Kutsal Yasa’yı öğretmenlerinden öğrenmişti ve alın bağı etmişti. Fakat Rable sıkı ilişkisi olunca, Rabden aldığı bilgiler, onu öğretmenlerinden üstün etmiş!(Mezmur 119:99).

    Davut, Rabbin yaptığı açıklamalarla hayretler içinde kalmış; bu olay, sözleri kitaptan okumaktan çok farklı bir şey! (Mezmur 119:129,130).

    O zaman diyeceksin ki, Kitabı Mukaddes’i okumayalım mı? Hayır! Bunu demek istemiyorum. Kitabı Mukaddes’i okumamız mutlaka gereklidir. Ama okuduğumuz şeyleri Rab bize gösterecektir. Böylece, Kitabı Mukaddes’in değeri içimizde artacaktır! Amin.

    Çölde sıkıntıya düşen kavmın söylenmelerini Rab işitmiş! Musa ve Harun, “kendisine karşı söylenmelerinizi RAB işitiyor” deyince, kavm çöle doğru bakmış ve Rabbin izzeti bulutta onlara görünmüş!(Çıkış 16:10).

    Evet sevgili kardeşim mutaf; Mesih imanlıları olarak, sıkıntılarımız, tıpkı o çöl gibidir. Sıkıntılarımızda Rabbin izzeti bize görünsün diye, bize verilmiş Mesih İsa imanı ile görünmeyen şeylere bakmayı öğreniyoruz. Bu, bir süreçtir. Bu bereketli konuyu sizinle paylaşmak istedim. Dünyanın ruhunu taşıyanlar, bu gerçeği bilmezler; ama biz paylaşıyoruz.

    Rab, sizi bereketlesin. Amin.

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.