Kilise önderlerinde aranılacak özellikler :

  • Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27834
    Anonim
    Pasif

    ÖNDERLERDE ARANILACAK ÖZELLİKLER:

    Kilise, kilise dolaşıp, Rab’bi bulamayan kardeşlerime nasihat: Çoban ne ise, kuzular da odur. Yoksa, ya kuzu, ya da çoban orda olmazdı. Çobanı meyvelerinden tanıyacaksınız.

    *** Vaazleri ikinci el olmamalı. İkinci el vaaz verenlerin, yani başkalarından duyup okuduklarını paylaşanların, Yaşayan Tanrı ile hiçbir iletişimlerinin olmadığını gösterir.

    *** Vaaz kağıt üzerinde değil, yürekte yazılı olması gerekir. Genelde, yürekte yazılı olmayanlar, kağıt üzerine dökülür (Kutsal Kitap referansları hariç). Vaaz, vaaz verenin hayatını değiştirmediyse, dinleyenlerinkini de değiştirmez.

    *** Kutsal Ruh’la dolu kişi, anında ve hiç hazırlıksız vaaz verebilir. Kilisedeki duruma göre de anında, vereceği vaazı değiştirebilir.

    *** Önderin özel hayatı, günlük hayatta kimlerle neler konuştuğu, önderin arkadaşlıkları, boş zamanını harcama şekli, dünya tutkuları, hobileri, giyiniş tarzı vs. onun ‘dünyalı mı’ yoksa ‘ruhsal mı’ olduğunun en büyük göstergelerinden biridir.

    *** Ruhsal kişilerin hayatında, ‘dünya sevgisi’ veya ‘para sevgisi’ veya da ‘birileri olma gayreti’ göremezsiniz. Onların hayatında önce Rab, sonra Rab, daha sonra da yine Rab vardır.

    *** Önderlerin vaazleri, işitenleri ‘Dünyalılığa’ mı itiyor, yoksa ‘Kutsallığa’ mı? “İnsanız, düşeriz” veya “Hatasız kul olmaz” veya “Hepimiz günahkârız” gibi düşüncelere ve ruha sahip birinden önder olunmaz. Ne kadar yumuşak ve sevimli gözükse de, Şeytan’ın adamıdır. Pavlus’un hiç böyle şeyler söylediğini duydunuz mu?

    *** Önder olacak kişi, hayatında kaç kişinin kurtarılmasını sağladı veya kurtulmasına alet oldu? Tabii ki hepsini bilemeyiz. Ama bildiklerimiz, gördüklerimizin olması gerekmez mi? Bu çok önemlidir. Dilde olup da, icraatta görünmeyenlere inanmayın. O hayat boş, öğrettiği öğreti de yanlıştır.

    *** Önderin kilisesi, başka kiliselerden çalma veya transfer etme ile mi gelişti. Kendinin yaptığı müjdecilikle kurtulanlar var mı? Kurtulanlar ve önderin öğrencileri Rab’de ateşli mi? Bütün bunlar önderi yansıtır. Bir önder ancak onda olanı verebilir. Olmayanı veremez.

    *** Yeme, içme, partileme, piknik yapma, balığa gitme, gençler toplantıları vs. kilisedeki beden sayısını artırır. Ayrıca şifa vaadleri, eğlence ve müzik şölenlerine dönüştürülen kilise toplantıları da, ‘imansızlar kilisesi’ yaratır. Ama ‘Dünyalı’nın çocuğu da ‘Dünyalı’ olur.

    *** Günahtan, tövbeden, Kutsallıktan, çarmıhtan bahsetmeyen veya çok az bahseden önderler, Rab’bi tanımamış olanlardır. Bunlar Tanrı sevgisinden, lütuftan bahsederler hep. İsa’yı ‘Kurtarıcı’ olarak sunarlar. Ama asla Kral ve Rab olarak sunmazlar. “Tövbe edip, O’na boyun eğeceksin. Çarmıhını alıp, ardından gideceksin” demezler. Böylece, Çarmıhsız, İsa’sız, tövbesiz, kutsallıktan yoksun kiliseler oluşur.

    *** Bir önder, ‘Dua Adamı’ olmalı. Gün 24 saat duada kalmalı. Rab’bin huzurunda yaşamalı ve Rab’bin gözlerinin içine baka baka, “Tövbe edeceğim hiçbir günahı içimde barındırmıyorum” diyebilmeli.

    *** Rab için ve imanı için cefa çekmemiş, kendini harcamamış bir önder, sınanmamıştır. Ateşten çemberlerden geçmemiştir. Çoğu kiralık çobanlardır. Tehlikeyi görünce, tabana kuvvet. Ödlek, Tanrı yerine insanları memnun etmeyi meziyet sanan kişiler, önder olamazlar.

    *** “Bir, iki kişi haricinde böyle önderler yok” diyorsanız, o 1-2 kişiyi, önderlerinizin önderi yapınız. Önderlerinizi, bu birkaç önder yetiştirsin. Önder Eğitme seminarları düzenlensin ve bu kiliseler, Rab’be bağlanır gibi, birbirine bağlansın, Türkiye genelini kapsayan bir topluluk olsun.

    *** İnsanoğlunun verdiği diplomaların, ruhsal dünyada hiçbir değeri yoktur. Çöpçüleriniz, en alçak gönüllüleriniz lider olsun.

    #37234
    Anonim
    Pasif

    Bektâşi’nin biri, Cumâ namazına gitmiş.
    Vaazi dinlemeye koyulmuş.
    Hoca ‘feryad-figan’ Allah’ı anlatıyormuş.

    ” Allah öyle yücedir ki; ne yerdedir, ne göktedir ne…” derken,

    Baba erenler yanında oturan müslümanın kulağına eğilip, şunu söylemiş.
    diyecek de; dili varmıyor”

    Muhterem;

    Sen de bir pastöre öyle sorumluluklar yüklemişsin ki; bu özelliklere hâzi kimse bulunur mu bilemem.
    Boş ver fazla derine dalmayı.

    Tümörelere emrederek, kanserlileri iyileştirdiğini idda eden “Güçlü hokkabaz”lardan;
    İnsanlarığın ağzından köpük çıkararark “cin” kovduğunu iddia edip, reklâm peşinde koşan “cinci bacı” lardan,
    Yeterli teoloji bilgisi olmadığı halde, fiziğine güvenip her gün tv ekranında etrafına” gülücük”ler dağıtan “ışık abla” lardan”
    İsa’ya iman” karşılığı “promosyon” olarak Cennet dağıtımını “MESİH’e hizmet” zanneden “Kemâlât sâhibi Musa abi”lerden olmasın da; ne olursa olsun.

    Yeter ki dürüst olsun.

    İsterse, her pastörden daha az bilgisi olsun.
    Kilisesi; derme-çatma bir kulübeden olsun.
    Cemaati üç-beş kişiyi geçmemiş olsun.
    Hatta otuz yıllık pastörlüğü esnasında bir kişiyi dahi Kilisesine katamamış olsun. (*)
    İmanın ne demek olduğunu evvelâ kendisi öğrenmiş olsun
    ki;
    Cemaatine de örnek olsun.
    ________________________

    (*) “Beni gönderen Baba bir kimseyi bana çekmedikçe, o kimse bana gelemez…” Yuhanna: 6/44

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.