Kadının Sevinci

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26034
    Anonim
    Pasif

    Kadının Sevinci
    (Tomas Cosmades)


    Ne denli önem taşır kurulu düzende kadın! Özellikleri saymakla tükenmez; baş niteliği anneliğidir… Kadın doğanın şiiridir. Tıpkı yıldızlar gökyüzünün şiiri olduğu gibi, annelerimiz, eşlerimiz, kız kardeşlerimiz, kızlarımız… Ne değerli anılar taşırız kadın konusunda. Birçok aklın bozuk anılarla dolu olduğuna da kuşku yok! Sorunun önemini göz önünde tutan Birleşmiş Milletler Kurulu her yıl sekiz Mart’ı Kadın Hakları Günü atamış. Yaratan’dan kaynaklanan her hakkın kadınlara da verilmesini gönülden dileriz.

    Kutsal Söz’de yazılıdır:

    ‘Tanrı insanı kendi benzerliğinde yarattı. Onu Tanrı benzerliğinde yarattı. Onları erkek ve kadın olarak yarattı’(Yaratılış 1:27).


    Tanrı ikisini de günahsız, kötülüksüz yarattı; kendisine bağlı olduklarını belgeleyen bir sınır koydu:

    İyilikle kötülüğü bilme ağacından yemiyeceksin’ (2:17).


    Hem Tanrı’nın, hem insanın baş düşmanı olan şeytan kadını ve onun aracılığıyla erkeği söz dinlemezliğe kışkırttı. Onlar Tanrı’nın sınırı aşarak günah işlediler. İyilikle kötülüğü kendileri kışkırtmak istedi; bu hem onları hem de gelecek kuşakları günahlı kıldı. Günahın girişinden önce onlar dertten acıdan arıydı. Yaratan’la paylaştıkları bütündü. Söz dinlemezlik kadını da erkeği de şimdiki acınılacak duruma getirdi.


    O ilk günahın işlendiği gün yılan aracılığıyla günahı insanlığa sokan iblise Tanrı şöyle dedi:


    Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu Birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın’(Yaratılış 3:15).


    Günaha düşen insana Tanrı’nın kurtuluş müjdesi ilkönce o parlak vaadle açıklandı. İblis’in tohumu nedir? Karanlık egemenliğinin gözle görülmeyen cin orduları ve karanlıktan kaynaklanan emirlere göre yaşayan günahlı insanlar… Buna rağmen kadının tohumu ne olabilir? Bakire kız Meryem’den dünyaya gelen Kurtarıcı İsa Mesih.. O, Şeytan’ın kudurgan saldırılarıyla karşılaştı, acı çekerek çarmıhta öldü. Ama Mesih yengi kazanarak Şeytan’ı alt etti. Mesih, üçüncü gün görkemle dirilerek günahın, iblisin, mezarın, cehennemin güçlerini ezdi yıktı.

    Kötülük güçlerine üstün gelen İsa Mesih tüm insanların kurtarıcısı, yeryüzünün bir çok köşesinde acımasızlıkla sıkıyönetim altında tutulan, ikinci sınıf yaratık sayılan kadının koruyucusudur. Bunun belirgin örneklerine Kutsal Kitap’ta rastlarız. Bunlar kadına da erkeğe de cesaret verir, yüreklendirir onları.. Mesih’in öğretilerine katlanamayan din önderleri, cinsel uygunsuzlukta yakaladıkları zavallı bir kadını yaka paça sürükleyerek İsa’nın karşısına diktiler. ‘Böylesine ne yapmak gerekir?’ diye sordular; ruhsal yasa uyarınca böylelerin taşlanması gerektiğini O’na anımsattılar. Onların katı yasası buydu:


    Ne af dilemeyi, ne de af edebilmeyi kestiren bu sinsi insanların amacı kötüydü. İsa, Zararı yok bırakın’ derse, onu yasasızlıkla suçlayacaklardı. Yok, ‘Taşlayın!’ derse, bu kez O’nu tıpkı kendileri gibi kötü yüreklilikle suçlayacaklardı. Hiç çekemedikleri İsa’yı kıskıvrak yakaladıklarını tasarlarken O onlara şöyle dedi: ‘Aranızda günahsız olan kim ise ilk taşı o atsın!’ Hepsi afallayıp kaldı. Söyleyecek söz bulamadılar, teker teker uzaklaşıp gittiler. İsa kadına şu güvenlik sözünü bildirdi:


    ‘İsa ise Zeytin Dağı`na gitti. Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O`nun yanına geliyordu. O da oturup onlara öğretmeye başladı.
    Din bilginleri* ve Ferisiler*, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa`ya, “Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı” dediler.
    Musa, Yasa`da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?
    Bunları İsa`yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O`nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve,“İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!” dedi. Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı.
    Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa`yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. İsa doğrulup ona, “Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?” diye sordu.
    Kadın, “Hiçbiri, Efendim” dedi. İsa, “Ben de seni yargılamıyorum” dedi. “Git, artık bundan sonra günah işleme!” (Yuhanna 8:1-11).

    Başka bir olay
    İsa ve Günahkâr Kadın
    ‘Ferisiler`den biri İsa`yı yemeğe çağırdı. O da Ferisi`nin evine gidip sofray‘a oturdu.
    O sırada, kentte günahkâr olarak tanınan bir kadın, İsa`nın, Ferisi`nin evinde yemek yediğini öğrenince kaymaktaşından bir kap içinde güzel kokulu yağ getirdi. İsa`nın arkasında, ayaklarının dibinde durup ağlayarak, gözyaşlarıyla O`nun ayaklarını ıslatmaya başladı. Saçlarıyla ayaklarını sildi, öptü ve yağı üzerlerine sürdü.
    İsa`yı evine çağırmış olan Ferisi bunu görünce kendi kendine, “Bu adam peygamber olsaydı, kendisine dokunan bu kadının kim ve ne tür bir kadın olduğunu, günahkâr biri olduğunu anlardı” dedi.
    Bunun üzerine İsa Ferisi`ye, “Simun” dedi, “Sana bir söyleyeceğim var.” O da, “Buyur, öğretmenim” dedi.
    Tefeciye borçlu iki kişi vardı. Biri beş yüz, öbürü de elli dinar borçluydu. Borçlarını ödeyecek güçte olmadıklarından, tefeci her ikisinin de borcunu bağışladı. Buna göre, hangisi onu çok sever?”
    Simun, “Sanırım, kendisine daha çok bağışlanan” diye yanıtladı. İsa ona, “Doğru söyledin” dedi. Sonra kadına bakarak Simun`a şunları söyledi: “Bu kadını görüyor musun? Ben senin evine geldim, ayaklarım için bana su vermedin. Bu kadın ise ayaklarımı gözyaşlarıyla ıslatıp saçlarıyla sildi.
    Sen beni öpmedin, ama bu kadın eve girdiğimden beri ayaklarımı öpüp duruyor. Sen başıma zeytinyağı sürmedin, ama bu kadın ayaklarıma güzel kokulu yağ sürdü. Bu nedenle sana şunu söyleyeyim, kendisinin çok olan günahları bağışlanmıştır. Çok sevgi göstermesinin nedeni budur. Oysa kendisine az bağışlanan, az sever.”
    Sonra kadına, “Günahların bağışlandı” dedi. İsa`yla birlikte sofrada oturanlar kendi aralarında, “Kim bu adam? Günahları bile bağışlıyor!” şeklinde konuşmaya başladılar. İsa ise kadına, “İmanın seni kurtardı, esenlikle git” dedi’(Luka 7:36-50).


    Bir Başka Olay: On iki yıldır kan akıntısına tutulmuş, tüm parasını harcamasına karşın bunun bir yararını göremeyen, tersine daha da kötüleşen bir kadın, İsa hakkında çok şey duymuştu. İsa, ölen bir kızı yeniden yaşama getirmeye gidiyordu. Kalabalık bir topluluk O’nu izliyordu. İmanlı kadın araya sokulup İsa’nın giysisine dokundu; çünkü, ‘Giysisine dokunursam kurtulacağım’ diyordu. Gerçekten kadın büyük bir imanla Rab’bin giysisine dokunduğu anda kan akıntısı durdu. Kendisinden güç çıktığını bilen İsa, ‘Giysime kim dokundu?’ diye sordu. Öğrencileri, ‘Kalabalığın bunca sıkıştırması karşısında ‘ bana kim dokundu’ diye nasıl soruyorsun?’ dediler. Kadın korkudan tir tir titreyerek İsa’ya yaklaştı ve önünde diz çökerek tüm gerçeği açıkladı. İsa ona, ‘kadın’ dedi. Hastalığından kurtuldun, imanın seni kurtardı. Esenlikle git, hastalığından kurtuldun!’ dedi (Luka 13:11-13).

    İncil’in sayfalarında insanın doya doya okuduğu, hem kadına hem de erkeğe cesaret veren bu üç olayda Kurtarıcı İsa Mesih’in karşı cins doğrultusunda tutumu davranışı aydınlatıcıdır. Bunlardan edinilen gerçekleri özetlemenin yararı büyüktür. Sevgi, acıma, af etme, yeni yaşama kavuşturma, kadını erkeğin yüreksizliğine bırakmama, kadını suçlayıp buna karşı erkeğe dokunmama, erkeğin şovenizmini yıkma, acımasız yargının, intikamın çirkinliğini, başkasını suçlayanın binbir kötülüğünü anımsatma, şeriatin sert harfiyle övünmeleri yıkma.. İşte bunları ancak Mesih sağlar kadına. Baskı altında ezilen, hor görülen kadını ve onun yanı sıra erkeği Rab İsa Mesih tanrısal esenliğe çağırıyor. Yücelerden dünyamıza gelerek insan bedeni alan İsa Mesih’in sözleri, işleri Tanrı’ya özgüdür. Kadını, da erkeği de aileyi de sadece O kurtarır.






1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.