Hristiyanlıkta Tanrıbilimsel İnceleme

  • Bu konu 3 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27541
    Anonim
    Pasif

    Hristiyanlıkta Tanrıbilimsel İnceleme

    (Yazar Carlos Madrigal)

    A. Tanrı ezelden ebede, öz varlık veya cevher itibariyle (vücudu) bir ve tektir. Birden fazla Allah yoktur.

    B. Tanrı, kişilik itibariyle üç ayrı ‘benlik’ konumundadır. Bunlar Tanrı’nın üçe bölünmesi ya da girdiği üç görünüş değildir. Bir varlıkta üç bilinç merkezi vardır.

    C. Bu benlikten her biri Tanrı’nın kendisidir; Tanrı’nın üç parçası değildir. Üçü tek ve aynı tamamen tanrısal cevhere sahiptirler; Tanrılık yönünden farklı değillerdir.

    D. Her benlik diğer ikisinden ayrı ve kendine özgüdür. Diğer ikisi ile olan ilişkiler yönünden ayrı şahsiyetlere sahiptirler.

    E. Ne var ki üçü (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh), üç ayrı Tanrı değil, aynı ve bir tek Tanrı’dır.

    ÖZET:

    A. Tanrı’nın varlığı bir ve tektir;
    B. Kişiliği üç benlikten ibarettir;
    C. Her benlik tamamen Tanrı’dır;
    D. Her benliğin şahsiyeti kendisine özgüdür;
    E. Üç benlik aynı ve tek Tanrı’dır.

    Baba, Oğul ve Kutsal Ruh tek Tanrı’dır ama kişilikleri farklıdır. Baba, Oğul değildir; Oğul, Kutsal Ruh değildir ve Kutsal Ruh, Baba değildir. Kişilikleri birbirini ayırır, ama Tanrı’nın öz varlığı birbirini birleştirir. İşte ÜÇLÜBİRLİK budur! Yani ‘Tanrı’nın üç benliği birbiriyle aynı değildir; kendisinden başka ve ayrı da değildir’ diyebiliriz.

    Bu, ezelden beri böyledir. Nitekim ezelden beri üçlü Tanrı insanları yaratmak ve kurtarmak için kendi kendisiyle (Baba ve Oğul arasında) antlaşma yapmıştır
    (İbraniler 13: 20).

    ‘Esenlik veren Tanrı, koyunların büyük Çobanı’nı, Rabbimiz İsa’yı sonsuza dek sürecek antlaşmanın kanıyla sonsuza dek diriltti’.

    ‘ Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce Mesih İsa’da bağışlanmış, şimdi de O’nun gelişiyle açığa çıkarılmıştır’
    (2.Timoteos 1:9).

    ‘Ama sen ey Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında önemsiz olduğu halde, İsrail’i benim adıma yönetecek olan senden çıkacak. O’nun kökeni öncesizliğe, zamanın başlangıcına dayanır(Mika 5:2).

    Bu aşamada bir açıklama yapmak gerekir: Bazılarının düşündüğü gibi, üç benlik insanların, Tanrı’nın işlerini ayrı ayrı algılaması demek değildir. Ne var ki, Tanrı’nın insanlar ile iletişim ve ilişki kurması ve özellikle evrene günah girdikten sonra insanoğlunu planlaması, O’nun üç ayrı benlik olarak hareket etmesini daha da gerekli kıldı. Aynı şekilde günah ve ölüm yok edildiğinde ve sonsuz kurtuluşla diriliş gerçekleştiğinde Tanrı’nın üç benliğinin bir tek düzeyde hareket edecekleri de bir gerçektir.

    ‘Çünkü Tanrı bütün düşmanlarını ayakları altına serinceye dek O’nun egemenlik sürmesi gerekir. Ortadan kaldırılacak son düşman ölümdür.

    Çünkü Tanrı her şeyi Mesih’in ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı. ‘Herşey O’na bağımlı kılındı’ sözünün, her şeyi Mesih’e bağımlı kılan Tanrı’yı içermediği açıktır.

    Herşey Oğul’a bağımlı kılınınca, Oğul da her şeyi kendisine bağımlı kılan Tanrı’ya bağımlı olacaktır. Öyle ki, Tanrı her şeyde her şey olsun’
    (1.Korintliler 15:25-28).

    Tanrı’nın öz itibariyle bir olmasını herkes anlar. Aklımızı karıştıran şey, ‘O’nda üç benlik vardır’ denmesidir. Çünkü benliği insanlarda olduğu gibi birey olarak algılıyoruz. Ama böyle değildir.

    #36597
    Anonim
    Pasif

    Dünya! Bil ki İsa�nın sözleri seni esenliğe kavuşturacak-sana tüm insanlığı sevdirecek. Ruhu sana hep iyilikten söz ettirecek. Haksızlığa uğradığında affettirecek. İnan ki İsa�nın verdiği bu lütfu başka hiç kimse vermeyecek. �zaten vermiş olsaydı bugünlerin daha farklı olurdu-vermedi bu yüzdende hala mutsuzsun� İsa�yı tanımadan önce bende senin gibi düşünürdüm-ufak bir haksızlıkta bile olmaz derdim. Şükürler olsun ki İsa�yı tanıdım bugün yüzlerce kez haksızlığa uğradığımda affedebiliyorum. Hakkım olandan da vazgeçiyorum. Kısaca artık senin gibi düşünmüyorum. Elimde olanın fazlasını veriyorum. İnan çok mutlu oluyorum- �çok zengin olsam bütün varlığımı kesin insanların sevinmesi için harcardım� Sevgili kardeşim! beni bu kadar zengin düşünmeye İsa teşvik etti-bana, sende Dünya gibi olma dedi-göklerde kendine hazine biriktir-cennette ruhuna yer hazırla dedi. Çevreme bakıyorum herkes büyük bir hırsla yaşıyor-süreklide şikayet ediyorlar-açıkçası mutsuzlar-o an hep şunu düşünürüm keşke bu kardeşimde İsa�yı tanısa, sözlerini okusa, ruhuyla değişse, tam sevse -ne iyi olurdu değilmi? Kimsenin kimseye ufakta olsa bir sevgisizliğinin zararının olmadığı bir Dünya�da yaşamak. Sevgili kardeşim! İsa�nın düşlediği de bu-bu düşü de hiç değişmedi-halada esenliğimiz için çabalıyor. Kendisi gibi kutsal düşünmemiz için yüreklerimizde kendine yer inşa ediyor-ta ki tüm insanlık kutsallaşana, iblis tek başına kalana kadar sürecek olan bu inşa ya bugün de devam ediyor.Bize düşense onun yanında yer almak. Onunla birlikte tam sevgiyi, tam kutsallığı inşa etmek. Tam sevgi , tam kutsallık- işte Hıristiyanlığın özü de bu kardeşim. Şimdi İsa� nın ne kadar iyi olduğunu anladın mı? İblis�in se sana, sevilince sev, sevilmeyince sevme diyerek, yalnızca ölüm verebileceğini gördün mü?

    İsa�nın ruhu seni iyileştirir, canına can katar. İblis�in ruhuysa seni hasta, baş belası yapar.

    İsa�nın ruhu nerdeyse orda sevinç vardır. İblis�in ruhu nerdeyse orda anaların gözyaşı, hesaplaşma vardır.

    İsa�nın ruhunun olduğu yerde, ekmek boldur. İblis�in ruhunun bulunduğu yerde, yoksulluk ve haksızlık vardır.

    İsa�nın ruhunun bulunduğu yerde, çocuklar gözyaşı dökmez. İblis�in ruhunun bulunduğu yerde, çocuklar hep ağlar.

    İsa�nın ruhunun bulunduğu yerde, esenlik için herkes hakkından vazgeçer. İblis�in ruhunun bulunduğu yerde, herkes hakkından fazlasına göz diker.

    Sevgili kardeşim! sana seslenmekteki amacım, bundan sonra iblis�ten uzak dur. Ona hizmet eden kötü insanlardan da uzak dur. İnan ki seni de harcarlar. Onun (iblis�in) yüreğine ektiği tek bir sevgisizliği dahi kabul etme, sök at. Söküp atmasan en sonunda senide insan, Tanrı düşmanı katil yapar. Hıristiyan olmak, tam sevmek sana zor gelecek biliyorum- ama bil ki İsa ya inanınca kendinde o gücü bulabiliyorsun. Tanrı� nın ruhunun bir güvercin gibi yüreğine konduğuna, tam sevgiyle dolduğuna kendin tanık oluyor, yeni bir insan oluyorsun.

    � Işığınız insanlar önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görsünler ve göklerdeki Baba�yı yüceltsinler.� (Matta 5:16)

    Dünya� İsa� ya inanınca, ondaki yumuşak huyluluk, alçakgönüllülük sana da geçecek.�Bu durumda çocukların suç işlemeyecek� asıl işte o zaman mutlu ve zengin olacaksın.Sen şimdi mutluluğu, zenginliği kendi icatlarında arıyorsun- durmadan yazıp çiziyorsun.Unutma ki ! Senden öncekilerde yazdı, çizdi, aradı-ama hiçbir zamanda mutlu olamadılar. Çünkü yazdıklarında hep eksiklik vardı. Hiçbiri İsa gibi tam sevin demedi. Kısaca, senin en iyi icatların bile insana gözyaşı veriyor, eksik sevgiyle yetiştiriyor, insan katili ediyor. Son sözüm, bunu her zaman bil ki, benim sana müjdelediğim İsa çok faklı, seni katil değil, insan ve Tanrı sevgisiyle dolduruyor.

    � Sizlere esenlik bırakıyorum. Size kendi esenliğimi bırakıyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. (Yuhanna 14:27)

    #36646
    Anonim
    Pasif

    Tanrı�nın niteliklerini yarattığı şeylere bakarak da algılayabiliriz. Bağışıklık sisteminizi ele alalım. Scientific American dergisinde bağışıklık konulu bir makalede şunlar dendi: �Bu insanda doğum öncesinde başlayıp ölüme dek devamlı tetikte bekleyen bir sistemdir. Molekül ve hücrelerin çok farklı düzenlenişleri . . . . bizleri parazitlerden ve hastalık yapan mikroorganizmalardan korur. Bu savunma araçları olmasaydı insanlar hayatta kalamazdı.� Bu sistemin kaynağı nedir? Aynı dergide yer alan bir makalede şunlar dendi: �Bedeni, mikroplardan ve virüslerden oluşan istilacılara karşı savunmak üzere ustaca etkileşen hücrelerin şahane düzeni, ilk kez döllenmeden yaklaşık dokuz hafta sonra ortaya çıkan birkaç haberci hücreden oluşur.� Gebe bir kadın gelişmekte olan fetusuna (ceninine) bir miktar bağışıklık geçirir. Daha sonra, kendi sütüyle bebeğine bağışıklık hücreleri ve yararlı kimyasal maddeler de verir.

    Bağışıklık sisteminizin çağdaş tıbbın sağlayabildiklerinden kat kat üstün olduğu sonucuna varmak için çok geçerli nedenleriniz var. Öyleyse, �Bu gerçek, söz konusu sistemi Kuran ve Veren hakkında ne gösterir?� diye kendinize sorun. �İlk kez döllenmeden yaklaşık dokuz hafta sonra ortaya çıkan� ve yeni doğan bebeği korumaya hazır bu sistem kuşkusuz anlayış ve öngörü yansıtıyor. Fakat bu sistemden Yaratıcı hakkında daha başka şeyler de fark edebilir miyiz?

    Yaşamlarını, olanakları çok kısıtlı kimselere tıbbi bakım sağlanmasına adayan bilimadamları hakkında çoğumuz ne sonuca varırız? Şefkat duygusuna sahip böyle insancıl kişilere genelde iyi nitelikler atfederiz. Benzer şekilde, zengin fakir gözetmeden herkese aynı bağışıklık sistemini veren Yaratıcımız hakkında hangi sonuca varabiliriz? O�nun sevgi dolu, tarafsız, sevecen ve adaletli olduğu açıktır.

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.