Hanok – Tanrı’yla Yürüyen Adam!

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27736
    Anonim
    Pasif

    Hanok

    Şeytan, insanların tümünün Tanrı’ya sırt çevirmesini sağlayabileceğini ileri sürmüş ve görünürde bunu başardığı zamanlar da olmuştu. Habil’in ölümünün üzerinden yaklaşık beş yüz yıl geçtiği halde, hiç kimse Tanrı’nın sadık bir hizmetçisi olarak diğer insanlardan farklı bir yaşam sürmemişti. Tam tersine, günahkâr ve Tanrı’dan korkmaz davranışlar bir yaşam tarzı haline getirilmişti.

    enoch.jpg

    Hanok insanların ruhi bakımdan böyle yozlaştığı bir zamanda dünya sahnesine çıktı. Kutsal Kitap kronolojisine göre, MÖ 3404’te doğdu. Çağdaşlarının tersine o, Tanrı’ya makbul bir adamdı.Pavlus onu Tanrı’nın imanlarıyla bizlere örnek olan hizmetçileri arasında saydı.

    Hanok kimdi? Hangi güçlüklerle karşılaştı? Onlara nasıl göğüs gerdi? Ve gösterdiği bütünlük bizi neden ilgilendirir?

    Hanok Tanrı ile Yürüdü

    Hanok etrafı Tanrı’dan korkmaz insanlarla çevrili olmasına rağmen hakiki Tanrıile ‘yürümeye’ devam etti. Dedeleri Şit, Enoş, Kenân, Mahalalel ve Yared’in Tanrı ile yürüdükleri söylenmiyor. Onlar bunu hiç değilse Hanok kadar yapmamışlardı. Hanok’un yaşam biçimi belli ki onu diğerlerinden farklı kılmıştı.—Yar 5:3-27.

    Hanok’un Tanrı’yla yürümesinden, O’nunla arasında bir yakınlığın, bir samimiyetin olduğu sezinleniyor; bu ancak O’nun iradesine uygun bir yaşam sürdürmesiyle mümkün olmuştu. Tanrı Hanok’un bağlılığını uygun buldu. Gerçekten de, Yunanca Septuagint çevirisi ‘Hanok’un Tanrı’yı çok hoşnut ettiğini’ söyler. Pavlus da bu düşünceyi dile getirdi.—Yar 5:22; İbraniler 11:5.

    Hanok’un Tanrı’yla arasındaki iyi ilişkinin temelinde iman yatıyordu. O, Tanrı’nın vaat ettiği ‘kadının zürriyetinin’ geleceğine iman etmiş olmalıdır. Eğer Hanok Âdem’le şahsen tanışmışsa, bu sayede Tanrı’nın Aden’de ilk insan çiftine nasıl davrandığı konusunda bazı bilgiler edinmiş olabilir. Tanrı hakkında edindiği bilgi Hanok’u, O’nu ciddiyetle ‘arayan’ biri haline getirmişti.—Yar. 3:15; İbraniler 11:6, 13.

    Hem Hanok’un hem de bizim durumumuzda, Tanrı’yla iyi ilişki kurmak için sadece O’nun hakkında bilgi almak yeterli olmaz. Eğer belirli bir kişiyle kurduğumuz yakınlığa özellikle değer veriyorsak, onun görüşleri, düşünce ve davranışlarımızı etkilemez mi? Bu dostluğu bozacak söz ve hareketlerden kaçınırız. Eğer kendi koşullarımızda bir değişiklik yapmayı düşünüyorsak, bu değişikliğin onunla aramızdaki ilişkiyi nasıl etkileyeceğini hesaba katmaz mıyız?

    Tanrı’yla yakın ilişkiyi koruma arzusunun da aynı şekilde yaptıklarımız üzerinde etkisi olur. Bunun için ön koşul, O’nun nelerden hoşlandığı ve hoşlanmadığı konusunda tam bilgi edinmemizdir. Sonra bu bilgiyle yönlendirilerek, düşünce ve davranışlarımızla O’nu hoşnut etmeye uğraşmamız gerekir.

    Evet, ‘Tanrı ile yürümek’ için O’nu hoşnut etmeliyiz. Hanok yüzlerce yıl bunu yaptı. Gerçekten de, Hanok’un ‘Tanrı ile yürüdüğünü’ belirten İbranice fiil kipi bir davranışın tekrarlandığını, sürdüğünü gösterir. ‘Tanrı ile yürüyen’ diğer bir sadık adam ise Nuh’tu.—Tekvin 6:9.

    Hanok bir aile babasıydı; bir karısı vardı ve “oğullar ve kızlar babası” olmuştu. Oğullarından biri Metuşelah’dı. (Tekvin 5:21, 22) Hanok, evini en iyi şekilde idare edebilmek için mutlaka elinden geleni yapmıştı. Ama çevresi Tanrı’dan korkmaz insanlarla çevrili olduğundan, Tanrı’ya hizmeti hiç de kolay olmamıştı. Belki çağdaşları arasında Tanrı’ya iman eden tek bir kişi vardı; o da Nuh’un babası Lamek’ti. (Tekvin 5:28, 29) Hanok buna rağmen hakiki tapınmayı cesaretle sürdürdü.

    Hanok’un Tanrı’ya sadık kalabilmesine ne yardım etti? O kuşkusuz kendisine saygısızlık edenlerle ya da Tanrı’ya tapınan birinin arkadaşlık etmesi uygun olmayan kişilerle ilişkide değildi. Dualarında tanrıdan yardım dilemesi de, Yaratıcısı’nı memnun etmeyecek hiçbir davranışa meydan vermeyeceği konusundaki kararını pekiştirmiş olmalı.

    Kendilerini Tanrı’ya adamış insanların imanını yerinde olarak örnek alabiliriz. (İbraniler 13:7) Hanok imanı sayesinde Tanrı’nın ilk sadık peygamberi olarak hizmet etti. Hanok’un yaşadığı dünya da bizimki gibi şiddet dolu, ruhi değerlere karşı saygısız ve Tanrı’dan korkmayan bir dünyaydı. Ancak Hanok, o dünyadan farklıydı. Gerçek imana sahipti ve Tanrı’ya örnek alınacak bir bağlılık gösteriyordu.

    Tanrı, Hanok gibi iman gösterirsek, bizi de güçlendirir. Muhalefete cesaretle karşı koyabilmemize yardım eder ve Tanrı’ya bağlılığımız bizi Tanrı’dan korkmaz dünyadan çok farklı kılar.

    İmanımız sayesinde ‘Tanrı ile yürüyebilir’ ve O’nun yüreğini sevindirecek tarzda davranabiliriz. (Süleymanın Meselleri 27:11) Doğru bir adam olan Hanok, imanı sayesinde Tanrı’dan korkmaz bir dünyada ‘Rab ile yürümeyi’ başarabildi,

    biz de başarabiliriz.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.