"Hakikatten olan herkes benim sesimi işitir."

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26475
    Anonim
    Pasif

    Hakikati arayan herkese, İsa Mesih’in İNCİL’de yazılı vaadı şudur:
    ” Hakikatten olan herkes benim sesimi işitir.” (Yuhanna 18:37). İsa Mesih’in İNCİL’de yazılı sözlerini okuyan herkes, onun sesini işitme vaadi altındadır. Eğer İNCİL’i okuyorsak, ama hâlâ onun sesini işitmiyorsak, hakikate karşı bizde bir veya birçok yalan var demektir.
    Siyasi bir düşünceyi benimsemiş olmamız bile, Hakikat’in, yani Kurtarıcı İsa Mesih’in sesini işitmemize ciddî bir engeldir! Eminim ki, siyasî düşünceler, Hakikat Ruhu düşünceleriyle asla ve asla bağdaşamazlar! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, zamanın yetkili siyasisi olan Vali Pilatus’un, ” sen kral mısın?” sorusuna karşıt iki önemli şeyi şöyle açıklamış:
    1-” Ben, bunun için doğdum.”
    2-” Hakikatten olan herkes benim sesimi işitecektir.”(Yuhanna 18:37).

    “Ben, bunun için doğdum” sözü, ne kadar düşündürücü! Yaşamıma siyasetin, sahteciliğin ve her yalan şeyin krallık etmemesi için
    Mesih Ruhu’ndan esinle içime doğan her düşüncenin “İşte! Ben, fesat içinde doğdum” dercesine doğuşu, “tan gibi gerçektir” (Mezmur 51:5; Hoşea 6:3). Zamanlarında Allah’ın peygamberleri olan Zebur yazarı Davud ve Hoşea peygamber, İsa Mesih’in kimliğinin bu yolla tanıkları olmuşlardır. Gerçeğin tanığı olmanın tek yolu budur! Bu yol, başka yollarda gerçeği arayanlara daima gizemli bir yol olarak kalacaktır! Yani gerçeği bilemeyecekler!
    “Şeytan’la flört” başlığı altındaki yazısıyla kardeşim Kemal Başaran’ın örneklerle sergilediği, insanlara doğru gibi görünen Şeytan’ın yollarını İNCİL’de “İblis’in hileleri” diye okuyoruz! İblis, hakikatin çok yakınında durarak, insanların farkına varamayacağı düşünceler üreterek, insanların akıllarını çelmede binlerce yıl pratik yapmış proffesyonel bir aldatı ve ayartı ustasıdır! İlk atamız Ademi ve annemizi aldatıp Allah’tan ayırmayı başarması, Allah’ın çok yakınında duruyor gibi gözükmesi ile icra etmiş! Adını bilmediğim bir Hristiyan düşünürün şöyle dediğini kulaktan işitmiştim:İblis’in İnsanları aldatmakta ve ayartmakta kullandığı en güçlü yalan, hakikate en yakın yalandır! İnsanlar, İblis’in mesajlarına kanmakta zayıf doğaya sahiptirler ve hakikat olmadığı halde hakikate en yakın şeyin yalan olduğunu farkedemezler! Bunun farkına varmamız için İsa Mesih, insan bedeni benzerliğimizde dünyamıza girmiş ve bizimle beraber olmuştur! Mesih Ruhu’ndan esinlerle fikir alanlar, okudukları İNCİL’in doğruluğuna tanık oluyorlar! Onlardan biri de benim. Allah, insanlara esinler ile de konuşur.
    Allah’ın yüreğindeki şu arzuyu kitabından şöyle okuyoruz: “Niçin parayı ekmek olmayan şeye, ve emeğinizi doyurmayan şeye veriyorsunuz? Beni iyi dinleyin, ve iyi olan şeyi yiyin, ve semiz şey ile canınız lezzet bulsun. Kulağınızı iğin ve bana gelin; işitin, ve canınız yaşayacak; ve Davud’a olan emin merhametleri, ebedî ahdi sizinle keseceğim.” (Yeşaya 23:2,3).
    Kitapları okumamız yolu ile Allah’ı tanımamız mümkün değildir! Kitabı Mukaddes ve özellikle İNCİL, okuduğumuz sözlerin dirisini, etkilisini ve en keskinini Rab’bın ağzından dinlemeği arayalım diye bize verilmiştir. Kurtarıcı Rab İsa Mesih’in şu sözleri bize teşvik edici ve cesaret verici
    oluyor: “Dileyin, size verilecektir; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana açılır” (Matta 7:7,8). Geçmişte işlediğimiz günahlardan dolayı kendimizi suçlu, korkak ve cesaretsiz hissetsek de, İsa Mesih, bütün günahlarımızın bedelini haç ölümü ile ödemiş olup Allah ile barışımızın tek ve yegâne yolu olmuştur. İsa Mesih adı ile Baba’ya edilen dualar işitilir.Bu konuda Allah’ın garantisi İNCİL’de şöyle yazılıdır: ” Eğer Allah bizimle ise, bize karşı kim vardır?” (Rom. 8:31). İblis’in verdiği kışkırtıcı düşüncelerle bu kurtuluşa karşı koyanlara karşı da, Allah’ın yüreğindeki Mesih sevgisi ne kadar derindir ve sabırlıdır! Bu nedenle, kötü etkinin altında bulunduklarını farketmeden karşı koyanlara karşı Allah’ın sabır ve sevgisinin sessizliğine hayran oluyorum! Bu sevginin karşısında dize geliyorum! Ve Hakikat’ın şu vaadını anıyorum: ” Yaşam
    varlığım hakkı için, her diz önümde çökecek, ve her dil Allah’a ikrar edecektir.”(Yeşeya 45:23; Rom.14:11). Mesih İsa’nın İNCİL’de tarif edilen kusursuz yaşamını tanımaya başladığımız andan itibaren, bizde görünen her kusurlu hareket, artık bizde görünmeyecektir! Bu, ne demek oluyor acaba? Kusurlu hareketlerimizin o kusursuz kareketler karşısında dize gelmesi demek olmuyor mu? Çünkü artık bizde görünmeyecekler! Kusurlu her hareketimiz, o kusursuz hareket karşısında böyle yargılanmalarla, sadece dudaklarımızdan O’na ikrarlarımızla artık bizde görünmeyeceklerdir. İkrar etmeyenlerin vay haline!
    Rab, “Beni iyi dinleyin” demiş!(Yeşaya 55:2). Bunun ne demek olduğun düşünürken, sözlerini peygamberlerinin ağzından iyi dinleyemediğimiz halde, Rab’bin ağzından iyi ve net bir şekilde dinleyebileceğimiz daima mümkündür! Çünkü Rab’bın ağzının sözleri
    kudretli, heybetli ve harikalar yaratıcıdır! İşte bu nedenle sözleri Rab’bın ağzından işitmeğe çağrılıyoruz. İNCİL’i okurken içime hep bu umut doğuyor ve bekleyişim oluyor! Allah’ın İNCİL esinleriyle içime iman ve cesaret doğuyor! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, çok kitap okuyan Yasacı Yahudilere bakarak, “siz hiçbir zaman ne O’nun sesini işittiniz, ne de O’nun suretini gördünüz ” demiş! (Yuhanna 5:37). İNCİL’den okuduklarımızın tamamlayıcısı İsa Mesih’e bakmaya yönlendiriliyoruz.
    İNCİL’i içimizde sevinçli haber yapan O’dur!
    İNCİL okumadıkları halde İsa Mesih’in sesini işittikten sonra okumaya başlayanlar da oluyor! Onların tanıklıklarını dinleyenler biliyor.
    “Emin merhametler”. Sözleri Rab’bin ağzından dinleyenlerde emin olma hali var! Kitap okuyanlarda bu emin olma hali yoktur. Rab’bi dinlerken emin oluruz! Pavlus, Mesih isa’da olan Allah’ın sevgisinden
    öyle emin olmuş ki, “eminim” diyebilmiş!(Rom 8:38). Rab, kendisini dinlememizi istiyor ki, emin olalım(Yeşaya 55:3). Bu sitede yazılan yazıları okurken “acaba eminler mi?” diye sorun yaşıyorum! Evet, yazdığım yazıları dahi, Hakikat karşısında sorguladığım oluyor ve Rab’bimizin önünde sorun yaşıyorum! Hakikatin sesinden ve insana söyleyişlerinden emin olmak, gerçekten Allah’ın merhametidir! Emin olmadığımız şeyleri Rab İsa Mesih’e soracak kadar samimi olmak gerekir. Bizi Allah’a sormağa teşvik edecek kadar tesirli ve ikna edici olmayan telkinler, Allah’a sormamızı engelliyor galiba! Gerçekten Allah’ın acımasına muhtaçlardan olmuşuz! Aldığımız öğretişler, bizi Allah’tan uzaklaştırıyor! Adem’le Havva’yı sonsuz Yaşam Kaynağı olan Allah’tan uzaklaştıran o ilk telkinler, şimdi de, dünyamızda, hem de çağımızda devam ediyor! Verilen dini telkinler, Allah’ı insanlara yabancılaştırıyor! Yalancı sözler ve telkinlerle Allah’a yaklaşamayan ve O’na samimi olamayan insanlar, Allah’tan olmayan zevklerin kucağında yok oluşa doğru olan yolculuğun narkozu altında adeta büyülenmiş gibidirler. Kurtarıcım Rab İsa Mesih’in merhametiyle
    uyanmış biri olarak bunları yazarken eminim. Çünkü O’nun sesini işittim. Hep de, işitmek istiyorum. O’nun dünyamıza girişi ve bizimle beraber olmak isteyişinin mubarek gayesini düşünürken, İNCİL’de yazılı şu sözü, tam bu bağlamda hatırıma geldi: “Yol ve hakikat ve yaşam benim; ben vasıta olmadıkça, Baba’ya kimse gelmez.” (Yuhanna 14:6). Mesih İsa’nın fizik boyutlarımızda bize göründüğünden daha derin görünümü, insan aklımızın ermediği fizik ötesi boyutlardaki varlığı ile bizi doldurarak O’nu tanımamızı sağlayabiliyor ve bizi emin kılabiliyor! Tarsuslu Saul’a fizik boyutu ile göründüğünde, “hem gördüğün şeylerde, hem sana görüneceğim şeylerde seni hizmetçi ve şahit tayin etmek için sana göründüm” diyerek vaat sözü vermiş! (Res.İşl. 26:16). Bundan sonra Pavlus, görünen şeylere değil, asıl görünmeyen şeylere bakmayı öğrenmiş!
    İsa Mesih izleyicilerinin izledikleri bu yol, olmayanlara gizemli(örtülü) kalmıştır! İsa Mesih’in insanlara görünmeyen şeyler oluşunu kavrayan Pavlus, bu görünmez nitelikteki şeylere, “bize keşfedilecek izzet” demiş! Beşeriyetin Allah bilgisinden yoksunluğu, İsa Mesih’in haç elemleri olmuş! Allah bilgisi yokluğu, çağımızda da, Mesih’in elemleridir!
    O, daha bedeninin günlerinde iken çakıldığı o haçta, uğrumuza ölmeden önce, Baba’sın şöyle yalvarmış: ” Ey Baba, onlara bağışla;
    çünkü ne ettiklerini bilmiyorlar” (Luka 23:34). Bize yapılması gereken bu bağışın neler olduğunu düşünürken, Allah bilgisinden yoksunluğumu da, farkettim! Bilgide yetişmiş bir insanın, bilgisizler, hatta bilgiç geçinenler tarafından yanlış anlaşılması, bilgili insanın yüreğinde ne büyük bir acı ve elemdir! Yüreğinde Allah bilgisi olan bir insanın çektiği
    acı, onların tepkilerinden ziyade, bilgiden yoksun kalışları ve anlayışsızlıklarıdır! Pavlus, insanların bilgisiz kalışlarından ve hakikati bilmemelerinden dolayı çektiği acılarla Mesih İsa’nın acılarını tanımış!
    Pavlus, dincilerin dürüst olma çabalarından dolayı değil; Allah(Hakikat) bilgisinden yoksunluklarından dolayı yüreğine elem çekiyordu. Pavlus, onlara bir şeyler öğretmek için çabaladıkça tepiliyordu. Yanlış öğretilerin tohumları, çok eskilerden atılmıştı ve halen günümüzde de, devam ediyor! İnsanlara başka şeyler öğretiliyor! Allah’a yaklaşamayan insanlarda bu, bir alâmet! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih,
    bozulmuş bu ilişkiyi düzeltmeğe geldi! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, dünyanın ışığıdır! O’nun Ruh doluluğundan düşünme alanımızda doğan her düşünce, onunla düşünürken zihnimizi aydınlatan ışığımız oluyor!
    Bunun içindir ki Pavlus, “Mesih’in fikri bizdedir” diyerek bu düşünce ile insanlar arasında dolaşıp ışık saçmış! Pavlus’un mektuplarını okurken, insanlara görünmez nitelikteki şeylerin, yani İsa Mesih’in, hoş kokusunu alır gibi oluyorum! Evet sevgili kardeşim ve kızkardeşim, Petrus ve Yuhanna da, “gördüğümüz ve işittiğimiz şeyleri söylememek elimizde değil” derlerken, içlerindeki Mesih sevgisiyle bütün insanları kucaklamak istemişler! Zamanımız bilgi çağında, Allah
    bilgisine daha çok ihtiyacımız var! Çünkü bilgi çağımız, sevgi yoksunluğundan ötürü insanların birbirlerine sevgisiz ve acımasız olmalarını engelleyemiyor! Hakikati görmeğe ve hakikatin sesini işitmeğe ne kadar muhtacız! Kendimizi olduğumuzdan farklı göstermeğe çalışmamız bile, hakikatin elemlerinden biridir! Hakikat bilgisi ile ziyaret edilince taktığımız maskeler düşüyor!

    Bu sitede imif-1940 rumuzu bile, açıklamadığım sürece beni Hakikat karşısında rahatsız etmiştir! Bu sitede, “Fuat BİR” diye tanınmak bile bana yetersiz geldiği için, “İsa Mesih İmanlısı Fuat” tanımlamasının kısaltılmışı olan “imif” rumuzunu kullanmağı yeğledim. Yol ve Hakikat ve Yaşamım olan Kurtarıcım Rab İsa Mesih’in ismi (Hakikat) uğruna tüm site arkadaşlarımdan özür dilerim.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.