Günah kavramında şu 2 çelişkiyi aşamıyorum

  • Bu konu 5 izleyen ve 4 yanıt içeriyor.
5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27173
    Anonim
    Pasif

    1-Bir insan günahını kabul etse hıristiyanlıktan çıkmaması için yeterli midir?

    2-Adolf Hitler ile bizim günahlarımız bir değil sonuçta. Adam milyonları öldürdü. Ama Hıristiyan olduğunu söylüyordu. Şimdi o da tövbe ettiyse yaptıklarının yanlış olduğunu kabul ettiyse kurtulacak mı? Kul hakkı olayı hıristiyanlıkta yok mu? Mutlaka ceza çekmesi gerekmez mi?

    #35849
    Anonim
    Pasif

    B_Yılmaz kardeşimiz, en önce şunu belirtelim: Hitler Hristiyan değil kadim Kuzey Avrupa mitolojisi ve paganlığına dayalı bir ideolojinin (o da çarpıtılmış olarak elbet) destekleyicisiydi.

    Şimdi, eğer Hitler gibi biri bile günah işlediğinin kalben farkına varıp tövbe etseydi… evet, o da Semalar Saltanatı’na kabul edilirdi… Çünkü… Rab’bın merhametinin karşısında hangi günah olursa olsun, her ne kadar büyük olursa olsun… bir hiçtir.

    Ama has tövbe öyle her babayiğidin harcı bir şey değildir… Has tövbe insanda belirdiğinde… o insanın hayatı tümden değişir, hem de çabasız bir şekilde… Zira, has tövbeyi insanda Ruh’ul Kudüs’ün, yani Tanrı’nın ruhunun, bizzat mevcudiyeti zuhur ettirir ancak. Hayatı Tanrı’nın ruhuyla taşan bir insanın ise günah işlemesi imkansızdır… Bu tür bir insanda öyle bir dürüstlük vardır ki en ufak yalana tahammülü kalmaz. Günah ise daima ama daima yalan ve sahtekarlık ortamında doğar, beslenir, gelişir ve eyleme geçer…

    ‘Peki’, diye sorabilir biri, gayetle haklı olarak, ‘Ruh’ul Kudüs’ün bir insanın hayatına esmesi için o insanda ne gibi bir önkoşulun olması şarttır’?… Bu sorunun cevabı birdir: iyi niyet…

    #35855
    Anonim
    Pasif
    B_Yılmaz;20081 wrote:
    1-Bir insan günahını kabul etse hıristiyanlıktan çıkmaması için yeterli midir?

    2-Adolf Hitler ile bizim günahlarımız bir değil sonuçta. Adam milyonları öldürdü. Ama Hıristiyan olduğunu söylüyordu. Şimdi o da tövbe ettiyse yaptıklarının yanlış olduğunu kabul ettiyse kurtulacak mı? Kul hakkı olayı hıristiyanlıkta yok mu? Mutlaka ceza çekmesi gerekmez mi?

    Hiristiyanliktan cikma diye birsey yok bizde.Her hristiyan da mutlaka hayatinda günah isler.Ama Iyi bir hristiyan günlük olarak ve hatta dakikalik olarak günahindan dolayi pismanlik duyup önce Rab’bine sonra kendisine karsi günah isledigi kisiyle günah problemini halletmesi lazimdir.Kutsal Kitap’da “öfkenizin üzerine günes batmasin.” der.Yani ayni gün probleminizi halletmelisiniz cünkü yarinin ne olacagini kimse bilemez.

    Günah günahtir kardesim.Tanri’nin önüne bir günahla bile cikamayiz.Adem ve Havva’yi bir düsünün.Bir tek günahla Tanri’dan ayrilmadilar mi?Benim günahlarim az Hitlerin ki cok türünden yaklasimlar ancak kendimizi avutmaktir.Herkesin kendi günahindan vazgecmesi,tövbe etmesi ve Kutsal bir hayat sürmesi gereklidir.Tanri’nin merhameti coktur.Ne kadar cok günahimiz varsa da Tanri’miz hepsini silecek güctedir.

    Hitleri’in,Papa’nin veya herhangi bir kisinin ne söyledigi degil o kisinin Tanri’nin önünde yüregi önemlidir.Isa Mesih hacta ölmek üzere olan haydutun da son anda pisman olmasini kabul etmis ve cennete gidecegini söylemistir.Kimin kurtulup kurtulmadigini,son anlarini yanlizca Tanri bilir.

    Sevgiler

    #31719
    Anonim
    Pasif
    B_Yılmaz;20081 wrote:
    1-Bir insan günahını kabul etse hıristiyanlıktan çıkmaması için yeterli midir?

    2-Adolf Hitler ile bizim günahlarımız bir değil sonuçta. Adam milyonları öldürdü. Ama Hıristiyan olduğunu söylüyordu. Şimdi o da tövbe ettiyse yaptıklarının yanlış olduğunu kabul ettiyse kurtulacak mı? Kul hakkı olayı hıristiyanlıkta yok mu? Mutlaka ceza çekmesi gerekmez mi?

    Sevgili B_Yılmaz kardeşimiz,
    Bunu pek çok defa burada yazdık, hiç kimse doğuştan Hristiyan olamaz. Gerçek ruhsal olarak yeniden doğmuş hristiyanlar var, bir de ismen Hristiyan bir ailede doğmuş, ama hristiyanlıktan haberleri olmayanlar vardır. Bunların ikisi birbirinden tamamen farklıdır. Ama sonuçta her insan günahlıdır ve günahın getirmiş olduğu sonsuz cehennem yargısı ile karşı karşıyadır. Bu cehennem yargısından kurtulmak için, her insanın kendi günahlı ve zavallı durumunu görmesi ve bundan kurtulmak istemesi gereklidir. Kutsal Kitap, ‘Günah işleyen can ölecektir’ demektedir. Günaharımızdan özgür olabilmek için bir bedel ödenmelidir. Bu bedeli bizim ,ödeyebilmemiz olanaksızdır, çünkü bu bedel çok çok ağırdır. Bu bedeli bizim yerimize ödeyebilecek tek kişi RAB İSA MESİH’tir. İsa Mesih insan bedenine bürünerek, gökteki yüceliğinden soyunup dünyamıza gelmiş, gönüllü olarak senin, benim ve tüm insanlığın günahlarının bedelini çarmıh üzerinde canını vererek ödemiştir.

    Günahlı, sonsuz cehennem yargısı altında olan insanın yapması gereken tek şey, İsa Mesih’in çarmıh üzerinde canını vererek, günahlarımızın bedelini ödediğine iman etmek ve O’nun bizlere sunmuş olduğu bu kurtuluş armağanını hiçbir karşılık ödemeden almaktır. İşte o zaman ruhsal olarak ölü olan insan, ruhsal olarak yeniden doğarak o korkunç yargıdan kurtulur, Mesih’in çocuğu olur ve Şeytan’ın artık onun üzerinde hiçbir hakkı olmaz. Böyle bir kişi gerçek bir hristiyan olur. Günahlı olduğunu kabul edip günahlarından dönmeyen bir kimsenin yaşamında ise hiç bir şey değişmez, yine günahlıdır, yine cehennem yargısı altındadır.

    Milyonlarca insanı acımasızca katletmiş olan Adolf Hitler’in gerçek bir Hristiyan olduğunu düşünmek bir gaflettir. Şeytan’ın nur meleği kılığına bürünmesine benzer onun durumu. Bu derece korkunç günahlar işleyip hiçbir pişmanlık duymayan bir insanın, pişmanlık duyup tövbe etmesi çok zordur, çünkü yüreği nasırlaşmış, kendisini Şeytan’a teslim etmiştir. Ama eğer Adolf Hitler bile tövbe edip Tanrı’dan af dileseydi, Tanrı onu kesinlikle bağışlardı. Ama bu denli korkunç katliamlar yapan insanlar ruhlarını Şeytan’a teslim ettikleri için tövbe edemezler.


    Sevgilerimle

    #36080
    Anonim
    Pasif

    Değerli kardeşim,
    Öncelikle çok önemli ve hayati bir konuda soru sormuşsun. hayati bir konu diyorum çünkü günah bizim varlığımızın şekillenmesindeki en büyük etkendir. Öncelikle günah kavramını iyi incelememiz lazım.
    Günah klasik felsefecilerin yada bazı akımlardan gelen psikologların ifade ettiği “etik” bir durum değildir. ama maalesef ki günah “etik”le eşleştirilip yanlış kavramlar oluşturulup “günah” kavramının anlaşılması yada öğrenilmesi engelleniyor. Tabii bu kasten de yapılıyor yada yeteri kadar araştırılmadan da yapılıyor olabilir. Ön yargılar yada menfaatlardan dolayı da olabilir.

    gel biz “günah” kavramının açılımını yapalım önce.
    Sence günah nedir? Günah “etik” bir kavram mıdır? Yada her çağa, her Irk’a, her millete, her yöreye göre değişen bir kavram mıdır? Ya da her dine göre farklılık gösteren bir kavram mıdır? Bak gördün mü nasıl da dallanıp budaklandı. Örneğin İslamiyette günah olan domuz eti yemek Hıristiyan toplumunda günah sayılıyor. Tabii burada örnekleri çok genişletebiliriz, hemde öyle genişletebiliriz ki dieğer tüm dinleri bir araya getirdiğimizde her din kendi günah kavramını ortaya koyar ve onu bildirir. Peki tek olan bir tanrı “günah” kavarmını bu kadar anlaşılmaz bir hale getirir mi? Hayır asla. Zaten getirmemiştir, “günah” kavramını bizler yüce allah’ı anlamadığımız için, ondan kopup kendi yorumlarımızı yaptığımız için bu hatalara düşmüşüzdür. Gelelim “günah” kavramına.

    Şimdi iki tip günah vardır bir mesul olduğumuz biri mesul olmadığımız. Mesul olmadığımız günah Hz. Adem’in işlediği ve günümüze kadar insanoğlunun işlediği potansiyel günah tır ki bu günah neilden nesile genlerle geçmiştir. Tabii konunun daha derinlemesine farklı bir boyutu da var eğer ilgilenirsen onları da yazarım. ben şuan sadece yüzeysel olarak iki tip günahtan bahsederek kavramı açıklamak istiyorum.Hz. Adem’den gelen günahlar potansiyel günahtır ki biz o günahlardan mesul değiliz. Biz kendimizden kaynaklanan günahlardan sorumluyuz. O halde “günah” kavramı nedir? “Günah” doğamıza karşıgeldiğimiz her davranış biçimidir. Burada “günah” şu günahtır, bu günahtır değildir. Eğer şu günah, bu günah diye “günah” kavramını şematize edersek o zaman “günah kavramı bizim için sadece ya “etik” yada “ahlaki” bir davranış şekli olur. Oysa günah tamamen doğamıza karşı gelmektir, örneğin; İnsan doğası su içmek için tasarlanmıştır, o halde siz ben petrol içeceğim derseniz doğanıza karşı gelmiş olursunuz ve bu bedeninizi yavaş yavaş öldürür. Aynı “günah”ın ruhumuzu yavaş yavaş öldürdüğü gibi. Şimdi bu “günah” kavramının tabii ki en temel açılımıdır, elbetteki daha derinlemesine cevapları vardır. Şimdi yaşamımızda doğamıza ne uygun ne değildir diye ceveplar aramamıza gerek yok çünkü din doğamıza uygun olmayan her şeyi açıklamştır. Ben az önce fiziksel maddi bir örnek verdim ama bunu geneleyebirsin mesela yalan söylemek ruhumuzun doğasına karşı gelmektir. O halde ben yalan söyleyerek petrol içmiş oluyorum gibi.

    Allah’tan kopuk yaşadığımız her an doğamıza karşı gelmiş oluyoruz ve günah işliyoruz. Değerli kardeşim, ben sadece yardımcı olmak için biraz katkıda bulunmaya çalıştım ama maalesef yazarak anlatma yönüm biraz zayıftır eğer anlamadığın şeyler olursa lütfen cevap yaz ki bende bu koonudaki düşüncelerimi daha da açıklayıcı bir şekilde sana aktarabiliyim.

    Allahın esenliği ve inayeti üzerinde olsun kardeşim sağlıcakla kal…

5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.