Fısıh Yemeği (yazan M.ali Şimşek)

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #23906
    Anonim
    Pasif

    FISIH YEMEĞİ (Yazar M.Ali Şimşek)

    Fısıh, ya da Pesah, İbranice 'Pasah' şeklinde okunan sözcüğün Türkçe'ye uyarlanmış biçimidir. 'Dokunmadan geçmek, atlatmak' anlamına gelir. 'Mayasız Ekmek Bayramı' olarak da bilinir. İsrail halkının Mısır'dan çıkıp kölelikten kurtuluşunun anısına kutlanan bayramdır. Fısıh, ya da Pasah sözcüğüyle anlatılan olayın tarihçesi, hem Yahudiler için hem de Hristiyanlar için son derece önemlidir. Rabbin Sofrası'nın anlamını ve önemini anlamak için Fısıh bayramının ve Fısıh yemeğinin başlangıcına gitmemiz gerekir.

    Eski Antlaşma'nın Yaratılış ve Mısır'dan Çıkış bölümlerinde İsrail halkının Mısır'a neden ve nasıl yerleştiğini, Firavunun sarayında en üst yöneticilerden biri durumuna gelen Yusuf'un ölümünden sonra başa geçen yeni yönetimin İsrail halkını nasıl ezdiğini okuruz. Musa, halkını Mısır'dan çıkarmak için Firavun'la konuşur, ama sonuç alamaz. Tanrı Mısır'ın üzerine bir dizi felaket getirir; zalim Mısır yönetimi bir türlü pes etmez. Sonunda Tanrı onların ilk doğanlarını vurmak üzere ölüm meleğini gönderir. Bu önemli olayın ayrıntılarını Mısır'dan Çıkış 12. bölümden okuyalım:

    'RAB Mısır'da Musa'yla Harun'a, 'Bu ay sizin için ilk ay, yılın ilk ayı olacak' dedi. 'Bütün İsrail topluluğuna bildirin: Bu ayın onunda herkes ailesine göre kendi ev halkına birer kuzu alacak. Eğer bir kuzu bir aileye çok geliyorsa, aile bireylerinin sayısı ve herkesin yiyeceği miktar hesaplanacak ve aile kuzuyu en yakın komşusuyla paylaşabilecek. Koyun ya da keçilerden seçeceğiniz hayvan kusursuz, erkek ve bir yaşında olmalı. Ayın on dördüne kadar onu besleyeceksiniz. O akşamüstü bütün İsrail topluluğu hayvanları kesecek. Hayvanın kanını alıp, etin yeneceği evin yan ve üst kapı sövelerine sürecekler…'

    'O gece Mısır'dan geçeceğim. Hem insanların hem de hayvanların bütün ilk doğanlarını vuracağım. Mısır'ın bütün ilahlarını yargılıyacağım. Ben Rab'bim. Bulunduğunuz evlerin üzerindeki kan sizin için belirti olacak. Kanı görünce (size dokunmadan) geçeceğim. Mısır'ı cezalandırırken, ölüm saçan, size hiçbir zarar vermeyecek. Bugün sizin için anma günü olacak. Bu günü Rab'bin bayramı olarak kutlayacaksınız.' (Mısır'dan Çıkış 12:1-7, 12:14).

    ]Kutsal Kitap'tan aldığımız bu ayetlerden özellikle 11. ayete dikkat edelim. Kurban edilen ve kanı kapıların üst sövesine sürülen kuzu için ayetin sonunda, 'Bu, Rab'bin Fısıh kurbanıdır' deniyor. Bunu izleyen 12-14 ayetleri Fısıh kurbanının önemini anlatıyor. Rab'bin ölüm meleği, kurban kanıyla işaretlenmiş İsrailliler'i esirgedi. Mısırlılar'ın ilk doğanlarını ise ölümle cezalandırdı. İsrail halkı, Tanrı'nın Mısır üzerine getirdiği bu son felaketten sonra Mısır'dan çıkıp özgürlüğe kavuştu ve kutsal topraklara doğru yol almaya başladı. Kurbanın kanı sayesinda İsrail halkı kölelikten kurtuldu, diğer bir deyimle dünyasal kurtuluşa kavuştu. Buna 'BİRİNCİ ÇIKIŞ' diyoruz.

    İsrail halkı o günden beri Mısır'dan çıkışlarını anmak için bu olayı Nisan ayında Fısıh Bayramı olarak kutlaya geldiler.
    Bu kutlamalar İsa'nın yeryüzünde olduğu yıllarda sürdü. Nitekim İsa, başına gelecekleri bile bile, Fısıh Bayramı yaklaştığında Yeruşalim'e (Kudüs'e) gitti. Bayramdan birgün önce Fısıh yemeğini elçileriyle birlikte yemek üzere Petrus'la Yuhanna'yı gerekli hazırlıkları yapmakla görevlendirdi. Ayrıntıları İncil'in Luka bölümünden okuyalım:

    Yemek saati gelince İsa, elçileriyle birlikte sofraya oturdu ve onlara şöyle dedi: 'Ben acı çekmeden önce bu fısıh yemeğini sizinle birlikte yemeyi çok arzulamıştım.'
    Sonra kaseyi alarak şükretti ve, 'Bunu alın, aranızda paylaşın' dedi. 'Size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği gelene dek, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim.'
    Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi. 'Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın' dedi.( Luka 22: 14-19).

    İsa bu sözleriyle kendisini Yeni Antlaşma'nın ve yeni Fısıh'ın kurban kuzusu olarak sunuyordu. İsa'nın elçileriyle birlikte yediği bu son Fısıh yemeğinden yaklaşık üç yıl geriye gidersek Yahya Peygamber'in İsa'yla ilk karşılaşmasına tanık oluruz:
    Yahya Peygamber halkı tövbeye ve vaftiz olmaya çağırdığında Yahudi din yetkilileri ona elçiler gönderip kim olduğunu sordular.

    'Yahya, ben Mesih değilim' diye açıkça konuştu. Gelenler ona, 'Öyleyse sen kimsin, İlyas mısın, beklediğimiz peygamber misin? Kim olduğunu söyle de bizi gönderenlere yanıt verelim' dediler.
    Yahya, 'Yeşeya Peygamber'in dediği gibi, Rab'bin yolunu düzleyin diye çölde
    haykıranın sesiyim' dedi.

    Bütün bunlar Şeria Irmağı'nın ötesinde bulunan Beytanya'da, Yahya'nın vaftiz ettiği yerde oldu.
    Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: 'İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!' (Yuhanna 1:19-29).

    Mısır'dan çıkışta İsrailliler'e kurban kuzusu için verilen buyruğu hatırlayalım: 'Koyun ya da keçilerden seçeceğiniz hayvan erkek ve kusursuz olmalı.'
    İsa'nın Oniki elçisinden biri olan Petrus, aynı konuda şöyle der: 'Biliyorsunuz ki, atalarınızdan kalma boş yaşayışınızdan altın ya da gümüş gibi geçici şeylerle değil, kusursuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih'in değerli kanının fidyesiyle kurtuldunuz' (1.Petrus 1:8).

    Petrus'un burada sözünü ettiği kurtuluş günahtan, günahın köleliğinden kurtuluştur.
    '…herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı. İnsanlar İsa Mesih'te olan kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar. Tanrı Mesih'i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu' (Romalılar 3:23-26).

    Tanrı'nın Mesih İsa aracılığıyla sağladığı ebedi kurban, mükemmeldi, kusursuzdu. Bu kurbanın sağladığı kurtuluş, günahtan ötürü göksel Baba'nın yüceliğinden yoksun kalmış olan insanı yeniden eski yerine, Tanrı'yla sonsuz birliğe, İKİNCİ ÇIKIŞ'a kavuşturuyordu. Mısır'dan çıkış, bedensel köleliğe, Mesih İsa'nın kanı aracılığıyla sağlanan çıkış, günaha olan köleliğe son veriyor.

    Gerçekler ve Simgeler Rab'bin Sofra'ndaki simgeleri anlayabilmek için Fısıh yemeğindeki simgeleri anlamamız gerekiyor. Bunun için de Fısıh kuzusu ile İsa Mesih arasındaki paralelliği görmeliyiz:

    Fısıh kuzusu kusursuzdu.
    İsa günahsızdı.
    Fısıh kuzusu dişi değil, erkekti.
    İsa bir erkekti.
    Fısıh kuzusu, ilk doğanları kurtarmak için kurban edildi.
    İsa, günahlarımız uğruna, bizim yerimize öldü.
    Kuzunun kanı kapı sövelerine sürüldü ve güvende olmak için İsrailliler evde kaldı.

    Sonsuz ölümden kurtulmak için İsa'nın çarmıhta bizler için yaptıklarına güvenmemiz yeterli.
    Tanrı'nın gönderdiği ölüm meleği, Fısıh kuzusunun kanıyla işaretlenmiş olan evlere dokunmadan geçti. Buna benzer şekilde Tanrı, yargısından kurtulmamız için bir yol sağladı; hak ettiğimiz cezayı İsa'ya yükledi.

    Tanrı İsrailliler'e Fısıh kurbanı kuzusunun kemiklerini kırmamalarını özellikle buyurmuştu. Çünkü kuzu, gelecek olanın, İsa'nın gölgesiydi, simgesiydi. İsa'nın sağında ve solunda çarmıha gerilen iki mahkumun bacakları kırıldığıhalde İsa'ya dokunulmadı.
    İsa, Fısıh kurbanının kesildiği gün çarmıha gerildi. Gerçekte başkahinler İsa'nın o gün çarmıha gerilmesini istemiyorlardı, ne var ki, Tanrı'nın tasarısı aksaksız bir şekilde yürüdü. İsa, Fısıh kurbanının kesildiği gün ve saatte (kurbanın tapınakta sunulduğu saat, yani öğleden sonra üçte) son nefesini verdi. Kutsal Kitap'ta açıklandığı gibi, Fısıh kuzumuz Mesih kurban edildi.'

    'Mesih günahlarımızı, yalnız bizim günahlarımızı değil, bütün dünyanın günahlarını da bağışlatan kurbandır.' (1.Yuhanna 2:2).

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.