Ezilmiş kamışı kırmayacak.

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26155
    Anonim
    Pasif

    Mesih İsa’nın insan bedeni kuşanıp yeryüzüne inmesinden yaklaşık 750 yıl önce, İşaya adında bir peygamber tarafından gökte görülmüş ve alçak gönüllü tabiatı şöyle tarif edilmiş:

    “Ezilmiş kamışı kırmayacak, ve tüten fitili söndürmeyecek; hakkı hakikate erdirecek.”(İşaya 42:3).

    Ve Mesih İsa, yeryüzünde belirmiş. Zamanın dindarları arasında günahları nedeni ile barınamayan, daima suçlanan ve dindarlar tarafından alçaltılan insanlar da, vardı.Günah yükünün verdiği ağırlığın altında ezilmiş ve umutları tükenmiş olan o insanları sevgi ve merhameti ile kucaklayan İsa Mesih’e eleştiriler, hep o dindarlardan gelmiş.Dindarlar arasından kovulmuş gibi, kendilerini yalnız hisseden o insanları bırakmayan İsa, onlara güven vermiş, umut vermiş, sevgi vermiş, onlara arkadaş olmuş! İsa’nın üzerinde görünen bu alçak gönüllülük, günahın yükü ve suçluluk altında ezilmiş o insanları kucaklamış! Evet, bir zamanlar ışıkları yanıyordu, ama günahın sonucunda o ateş sönmüş; fitil tütüyordu. Bu fitili kim yeniden tutuşrurabilir? Hem de, günahları sebebiyle, zamanın iyileri onları yargılarken daha da, yaralanmışlar! Ama hepsinin iyisi İsa, yaralıları kucaklayarak onların yaralarını iyileştirmiş, zayıflara kuvvet olmuş! İşlediği günahın yükü altında ezilmiş ve umudunu yitirmiş insanı arayıp bulan İsa, “korkma”, cesur ol, günahların bağışlandı” gibi sözlerle, sönmüş ve henüz tüten fitilleri söndürmemiş! Zamanımızda da, öyle olmuyor mu?

    Günahlarımdan dolayı ben de eziklikler yaşadım ve suçluluk duydularımla sıkılarak umutlarımı yitirdim. Kilisenin birinde Rab’bin sofrasında bulunduğum bir sırada, günahlarımı görüp bana uzatılan o elden ekmek yemedim ve şarap içmedim; çünkü günahımı görmekle birlikte Rab’bin sofrasından yemeğe ve içmeğe kendimi layık da görmedim. Etrafımda kalabalık bir topluluğun içinde oturuyordum ama, kendimi dışlanmış, terkedilmiş ve yalnız hissettim. Mesih imanlıları arasında bulunduğum halde, acaba onların iyiliği mi beni yargılamıştı. Bunu bilmiyorum ama, kendimi onların iyiliğinden dışlanmış, Rab’bin sofrasından yiyip içmeğe layık olmadığımı düşünüyordum. Topluluk içinde kendimi yalnız hissediyodum. Sağ yanımda oturanın omuzuma dokunması ile elinden aldığım tepsilerden, herkesin gözleri önünde yemedim ve içmedim; tepsileri solumdakine ilettim. Yalnızlığımda ve sessizliğimde ” ne zaman ya Rab?” dedim. Sonra bir el, sol omuzuma nazikçe dokundu; dokunan tarafa baktığım zaman, Kurtarıcım Rab İsa Mesih’i bizzat gördüm! Bana dokundu! Omuzuma O’nun dokunuşunu hissettim! Ve işte, karşımda durup bana sevecenlikle bakıyordu! Yüzündeki o sevecenliği, insanı mahkum etmez bakışı, alçak gönüllülüğünü farkettim. Bana, “olacak, olacak” deyip önümden kayboldu. Gördüğüm, O’nun hayali değildi; bizzat kendisi idi. O’nun ağzından işittiğim, iki kelimedeki o egemen güç, beni ezen o yükü üzerimden yok etti; kendimi hafiflemiş ve rahatlamış hissettim! İçime O’nun sevinci ve verdiği cesaret doldu! İçinde bulunduğum topluluğun günahlı biri olduğumu yargılayacağına aldırmadan, utancı hiçe saydım. Galiba ezilmek böyle oluyormuş! Rab, ezilmişliğin türküsünü biliyor ki, ezilmiş olanları asla kırmıyor! Onu haça gerenlerin yüzünden çektiği acıların ardından lütufkar ve anlayış dolu bakışı tarif edemiyorum. İNCİL’de yazılı sözlerini salt okumalarımla edindiğim dindar kişilikle başkalarını yargılar gibi konuşmalarıma karşılık, Mesih İsa’nın bana o bakışı ve “olacak, olacak” sözü, O’nun halen halim ve alçak gönüllü İsa Mesih olduğunu gözlerimin önüne getiriyor! Ben de dahil, hiç kimse İsa Mesih gibi halim ve alçak gönüllü olamaz; çünkü o tabiat, İsa Mesih’e özgüdür! Geçmişte O’nunla karşılaşmamı sağlayan şey, ne idi acaba? Günahımı o toplulukta görüp, içimde hissettiğim o eziklikle, günahlı olduğumu kabul edip kendimi O’nun önünde alçaltmam mıydı acaba? O’nun huzurunda günahımı görüp, içimde hissettiğim eziklikle, orada bulunan herkesin beni günahkar bilmesine aldırmayarak, dışlanmışlığımla ve yalnızlığımla işte orada duruyordum.Başımı önüme eğmiş,sadece düşünüyor ve orada ağlıyordum.

    İsa Mesih’in halim ve alçak gönüllü tabiatının O’nun düşüncesinde de, bulunduğunu düşünüyorum.Hemen herkes, alçak gönüllülüğün bir erdem olduğunu bilir ve alçak gönüllü olmağa kendini zorlar; yine de, alçak gönüllü görünümü sert ve gururlu sözler ve hareketler izler! Hiç kimse, İsa Mesih’in halim ve alçak gönüllü tabiatını kendi iradesi ile giyinemiyor! Bunun nedenini, insanın taşıdığı düşüncede buldum. İnsan düşüncesi,Mesih İsa’daki düşünceye hiç benzemez. Mesih İsa’daki düşüncenin alçak gönüllülük gücü ve tabiatı, Kutsal Ruh tarafından Pavlus’a açıklanmış. İsa Mesih’in alçak gönüllülüğünün dayandığı düşünceyi Pavlus, şöyle tarif ediyor:

    “Mesih İsa’da olan düşünce sizde de olsun; o Mesih ki, Allah’ın suretinde olduğu halde, Allah’a eşit olmağı bir ganimet saymadı; fakat kul suretini aldı, ve insanların benzeyişinde olarak, kendini hali kıldı; ve şekilde insan gibi bulunarak ölüme, hatta haç ölümüne kadar itaat edip nefsini alçalttı. Bunun için de Allah onu pek çok yükseltti, ve her ismin çok üstünde olan ismi O’na ihsan etti; ta ki İsa’nın isminde bütün göktekiler ve yerdekiler ve yer altındakiler diz çöksün, ve Baba Allah’ın izzeti için her dil İsa Mesih Rab’dır diye ikrar etsin” (Filipi 2:5-11).

    Mesih Ruhu’ndan içlerine doğan düşünce ile düşünenlerde, İsa Mesih’in halim ve alçak gönüllü karakteri görünür! Mesih Ruhu’ndan düşünce almadığı halde, alçak gönüllü olmağa çalışanlar, söz ve davranışları ile çelişeceklerdir! Aldığımız Kutsal Ruh esinleri, İsa Mesih’in halim ve alçak gönüllü doluluğundan gelip bizi rahata kavuşturuyorlar. Demek oluyor ki, taşıdığı insan düşüncesini farketmeden, alçak gönüllü olmağa çalışanlarda uyumsuzluk görünecektir

    İNCİL’de bilgi tekrarı yok; ama tazelenme vardır. Bu nedenle aldığımız gündelik esinlerle, İsa Mesih’in alçak gönüllülüğü ile tazeleniriz ve alçak gönüllülüğe ilişkin öğreneceğimiz çok şeyler olduğunu farkederiz! Bu sabahleyin yatağımda İsa Mesih’in şu çağrısı ile düşünerek yeni bir şeye uyandım :

    “Ey bütün yorgunlar ve yükleri ağır olanlar, bana gelin, ve size ben rahat veririm. Boyunduruğumu takının, ve benden öğrenin; zira ben halim ve alçak gönüllüyüm; ve canlarınıza rahat bulursunuz. Çünkü boyunduruğum kolay, ve yüküm hafiftir” (Matta 11:28-30).

    Bu sözleri İNCİL kitabından okuyoruz.İNCİL, insan yapıtı kitaplar gibi değildir. Okuduğumuz romanların yazarları insanlardır; kendileri ölürler ama, eserleri okunmak için kalır. İnsan yapıtı romanlarda resmedilen hayallerde, hayal kahramanlar sahnelenmiştir. Romanlarda hayal ürünü olaylar ve rol alan hayal insanlar, çeşitli isimlerle, okurlarının hayaline getirilirken, çekici, etkileyici ve sürükleyici dil kullanılır. Sonra romanlar eskir ve okur sayısı azalır.Yenileri piyasaya çıkar.Yazılı sözler şiir gibi olup, edebiyeta ders konusu olurlar. Ama İNCİL’de yazılı sözlerin sahibi sonsuza kadar yaşıyor! İNCİL kitabında Mesih İsa’nın sözlerini okumamıza rağmen yalnız değiliz; roman okuyanlardaki hayal alemi İNCİL’de yoktur! Roman okurken bizi hayal alemine sürükleyen yazı üslubu, İNCİL’de yoktur. Daha da ilginç şeyler oluyor İNCİL sözleri ile! Karşılaştığımız olaylar, hayal değil; gerçektir.İNCİL’den okuduğumuz sözleri üzerinde sadakatle duran İsa Mesih, ölümden dirilmiştir ve sonsuz yaşamımızdır! İNCİL’de tanımlanan İsa Mesih, hayal değil, masal da, değildir! O’nunla karşılaşmamız ve O’nunla konuşmamız mümkün oluyor! İsa yaşıyor! İNCİL’de bizi kendisine çağıran Mesih İsa yaşıyor!

    Halim ve alçak gönüllü tabiattan öğrenmeğe çağrılıyoruz! Çünkü İsa Mesih’in öğretişlerinde de, gurur değil, halimlik ve alçak gönüllülük var! Pavlus, aldığı esinlerin çok büyük olmasından dolayı kibirlenmesin diye ruhsal sorun yaşamış. Mesih bilgisinin yüksekliği karşısında, Mesih İsa’da olan o düşünce içine doğmuş ve İsa gibi düşünmeğe başlamış ve “Mesih’in fikri bizdedir demiş (1.Korint.2:16).

    Gurur ve kibir ruhuna karşı Mesih düşüncesi, sonsuz güçlü bir silahtır! Mesih düşüncesi ile düşünen herkes, İsa Mesih’in halim ve alçak gönüllü tabiatına hayretler içinde tanık olur. Alçak gönüllü davranmak, güç gerektirir. İsa’nın alçak gönüllü karakterinin üzerimizde görünmesi için, “benden öğrenen İsa Mesih’i çağırmamız gerekiyor.

    ‘Çünkü gücüm, güçsüzlükte tamam olur” diyen bu sevgili Öğretmenimiz, “çünkü bensiz bir şey yapamazsınız” da, diyor! (Matta 11:28-30; Yuhanna 15:5; 2.Korint.12:9).

    Vaftizci Yahya, İsa Mesih’in önünde alçalttığı gibii ben de kendimi alçaltıyorum ve, “İsa Mesih’e yücelmek, bana alçalmak gerekir” (Yuhanna 3:30). Amin.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.