Eski Antlaşma-tarihsel Bölümler

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24001
    Anonim
    Pasif

    Yaratılış (Yaratılış)
    “Başlangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı.” Kutsal Kitap'ın ilk kitapçığı olan Yaratılış bu ayetlerle başlar. Bunu izleyen bölümler evrenin ve insanın yaratılışını anlatır. Adem ve Havva, Tanrı tarafından yasaklanan meyveyi yiyerek günaha düşerler. Günah böylece onlar aracılığıyla dünyaya girer. Adem ve Havva'nın soyu, günah denen şeye battıkça batar ve Tanrı'dan uzaklaşır. Tanrı insanlığı Nuh Tufanı aracılığıyla cezalandırır. Hayatta kalanların soyu, daha sonra “dünyaya dağılın” buyruğunu çiğneyip Babil Kulesi'ni inşa ederek yeniden Tanrı'ya isyan eder. Ve Tanrı orada onların dillerini karıştırır. İlerleyen zaman boyunca dünyaya dağılan uluslar, Tanrı'dan uzak ve habersiz olarak yaşarlar.

    O zaman Tanrı, İbrahim'i seçti ve onu çağırdı. Tanrı, “Bütün uluslar sende kutsanacaktır” vaadi ile bütün uluslara kurtuluş getireceğini müjdeliyordu. İbrahim'in oğlu İshak'ın soyundan gelen Yakup (İsrail) ve ailesi, ilerleyen zaman içerisinde ülkede olan kıtlık sorunu yüzünden Mısır'a yerleşirler. Yakup'un soyu, İsrail adıyla anılmaya başlar. Tanrı tek bir adamdan oluşturduğu bu ulus aracılığıyla bütün dünyayı bereketleyecekti.

    Çıkış – Levililer – Sayılar – Yasanın Tekrarı
    İsrail halkı Mısır'da çoğalmaya başlayınca Firavun onları bir tehlike olarak görmeye başlar. Mısır halkı onları köle olarak kullanarak üzerlerindeki baskıyı arttırır. Tanrı, Musa'yı İsrailliler'i Mısırdan çıkarmakla görevlendirir. Tanrı, Musa ve kardeşi Harun aracılığıyla pek çok mucize yaparak İsraillileri büyük bir kurtarışla Mısır'dan çıkarır.

    Sina Dağında Tanrı kurtardığı halkıyla bir Antlaşma yapmıştır. Onlara özeti On Emir olan Kutsal Yasa'yı verip özel bir tapınma çadırı yaptırarak bu antlaşmanın ilkelerini belirler. Onlara şöyle der; “Mısırlılar'a ne yaptığımı sizi kartal kanatları üzerinde taşıdığımı nasıl buraya kendime getirdiğimi gördünüz. Şimdi sözümü dikkatle dinler antlaşma uyarsanız, bütün uluslar içinde benim seçkin halkım olacaksınız. Çünkü yeryüzünün tümü benim halkım olacaksınız. Çünkü yeryüzünün tümü benimdir. Bana kahinler krallığı kutsal ulus olacaksınız.” Çıkış 19:4-6

    Çölde kırk yıl süren yolculuk boyunca dik kafalı halkının nazına katlandıktan sonra Tanrı, onları vaat edilen toprağın sınırına getirdi.

    Yasa anlamına gelen “Tevrat” (Torah) aslında yalnız bu ilk beş kitapçığı kapsar. “Eski Antlaşma” terimi de İsrailoğulları ile yapılan bu antlaşmadan alınır.

    Yeşu – Hakimler – Rut
    İsrail halkının on iki oymağı Mısır'dan çıkıştan 40 yıl sonra Tanrı'nın İbrahim ve soyuna vereceğine vaat ettiği Filistin toprağına Yeşu önderliğinde girerler, bu toprağı ilahi mirasları olarak sahiplenirler.

    “Rab'bin İsrail halkına verdiği sözlerden hiçbiri boş çıkmadı; hepsi yerine geldi.”(Yeşu 21:45)

    Bundan sonra Hakimler dönemi başlar. Halk diğer ulusların putperest inançları ve kültürlerinden etkilenerek Tanrı'dan uzaklaşır. Bu sadakatsizlik onları zor duruma düşürünce feryat ederek Tanrı'ya dönerler. Ve Tanrı hem askeri önder hem de habercileri olan hakimler aracılığıyla onları kurtarır.

    Bu dönemin sonuna doğru Yahuda oymağından Boaz, imanı güçlü yabancı bir kadın olan Rut'la evlenir. Böylece Rut bu evlilikle ileriki yıllarda büyük kral ve peygamber olacak olan Davut'un soyuna dahil edilir.

    Samuel – II. Samuel
    Daha sonra İsrailliler diğer ülkeler gibi olabilmek için, peygamber Samuel aracılığıyla Tanrı'dan bir kral isterler. İsraillilerin kral istemeleri üzerine Saul kral seçilir, ancak o, Tanrı'ya itaatsizlik eder ve krallığı elinden alınır. Yerine Davut kral olur. Davut, İsrail'in gerçek kralı ve uzun bir krallık kuşağının başı olur. Davut iyi bir önderin bütün özelliklerine sahipti. Bütün yaşamı boyunca Tanrı'ya bağlı kalmaya dikkat etti. Davut aynı zamanda bir peygamber, iyi bir şair ve ozandı. Kutsal Kitap'ın diğer bir kitapçığı olan Zebur ismiyle bildiğimiz Mezmurlar'ın yarısından fazlası onun yazdıklarından oluşmuştur. Kendisi:

    “Tanrı'nın yükselttiği adam, Yakup'un Tanrısı'nın meshettiği, İsrail'in sevilen ezgi okuyucusuydu.” (2 Samuel 23:1)

    Tanrı, “gönlüme göre bir adam” olarak tanımladığı Davut'a, Kral olan Mesih'in onun soyundan geleceğini vaat etti.

    “Sen ölüp atalarına kavuşunca, senden sonra soyundan birini ortaya çıkarıp krallığını sürdüreceğim… Ben de onun krallığının tahtını sonsuza dek sürdüreceğim. Ben ona baba olacağım, o da bana oğul olacak… Soyun ve krallığın sonsuza dek önümde duracak; tahtın sonsuza dek sürecektir.” (2 Samuel 7:12-16)

    Davut'un Krallığı döneminde İsrail toprakları genişledi ve güçlü bir devlet halini aldı.

    I.Krallar – II.Krallar
    Davut'un ölümünden sonra yerine oğlu Süleyman kral olur. Süleyman babasından devraldığı büyük krallığı yönetmek için Tanrı tarafından bilgelikle donatılır. Davut'un yapmayı çok istediği, ancak yapamadığı Kudüs'teki tapınak Süleyman tarafından yaptırılır. Zenginliği ve bilgeliği saye-sinde ünü diğer uluslara kadar ulaşır. Süleyman'ın dönemi İsrail'in en görkemli dönemiydi.

    Ancak Süleyman son dönemlerinde Tanrı'nın buyruklarına uymadığı için ölümün-den sonra durum kötüye gitmeye başladı. Oğlu Rehoboam tanrıtanımaz bir kral olarak yaşadı. Onun zamanında İsrail krallığı başkenti Kudüs olan “Yahuda” diye anılan Güney Krallığı ve baş-kenti Samiriye olan “İsrail” diye tanınan Kuzey Krallığı olarak ikiye bölündü. Her iki krallıkta tahta geçen çoğu krallar da Tanrı'nın peygamberler aracılığıyla yaptığı uyarılara uymayarak beraberlerinde halkı da saptırarak Tanrı'nın öfkesini kazandılar. (Bu peygamberleri ileriki bölümlerde adlarıyla anılan kitapçıklarla beraber açıklayacağız). Halk, Tanrı'nın emrettiği tapınışı ve tapınağı terk ederek Tanrı'nın onlarla yaptığı antlaşmayı bozdu.

    M.Ö.722 yılında Asur kralı 2. Sargon, başkent Samiriye'yi ele geçirerek kentin ileri gelenlerini sürgüne götürdü. Böylece kuzeydeki “İsrail” kral-lığı sona erdi. Güneydeki Yahuda krallığı bu olaydan sonra 136 yıl daha devam etti. Ve sonunda Kudüs de Babil'e yenilerek halkı yetmiş yıl boyunca sürgüne gönderilir.

    Sürgün, M.Ö. 539 yılında Babil'in işgali üzerine İsraillilerin önce Zerubbabel daha sonra Ezra ve Nehemya yönetiminde ülkelerine geri dönmeleriyle son bulur. Tapınak tekrar inşa edilir ve Kudüs yeniden başkent olur. Bu şekilde Eski Antlaşma'nın tarihini oluşturan bölümler (“ilahi tarih” diye adlandırdığımız kısım) sona erer.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.