En Büyük Adam Alçakgönüllülükle Hizmet Ediyor

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27493
    Anonim
    Pasif

    İsa, elçileriyle geçireceği son saatlerinin çok kıymetli olduğunu biliyordu…

    İsa hiçbir zaman zihnini, yaklaşmakta olan ölümünün verdiği kaygıyla ya fazlasıyla meşgul edip elçilerinin ihtiyaçlarını göremeyecek duruma gelmedi. Yuhanna daha sonra İncilinde kaydettiği gibi, İsa “onları sona kadar sevdi.” (Yuhanna 13:1) Kusursuz bir insan olarak yaşamının çok önemli olan bu son saatlerinde dahi yaşamsal bir ders verdi.

    Bir Alçakgönüllülük Dersi

    Elçiler İsa ile birlikte Fıshı kutlamak için Yeruşalim’de üst kattaki bir odadaydılar. İsa onların, içlerinde kimin en büyük olduğu konusunda tartıştıklarını daha önce işitmişti. (Matta 18:1; Markos 9:33, 34) Onlarla bu konu üzerinde konuşmuş, bakış açılarını düzeltmeye çalışmıştı. (Luka 9:46) Fakat bu kez İsa farklı bir yaklaşımda bulunarak verdiği o derslerin önemini vurguladı. Onlarla alçakgönüllülük üzerine konuşmakla yetinmedi, bunu uygulayarak da gösterdi.

    Yuhanna şöyle yazıyor: “[İsa] yemekten kalkıp esvabını bir yana koydu; ve bir peşkir alıp kuşandı. Sonra leğene su koyup şakirtlerin ayaklarını yıkamağa, ve kuşandığı peşkirle silmeğe başladı.”—Yuhanna 13:4, 5.

    Eskiden Ortadoğu’nun sıcak ikliminde insanlar tozlu yollarda yürürken genellikle sandal gibi üstü açık ayakkabılar giyerlerdi. Sıradan bir insanın evinde ev sahibi gelenleri kapıda karşılar ve ayaklarını yıkayabilmeleri için kendilerine su ve leğen verirdi. Daha varlıklı evlerde ise, gelenlerin ayaklarını bir köle yıkardı.—Hâkimler 19:21; I.*Samuel 25:40-42.

    Üst kattaki odada İsa ve resulleri misafir değildiler. Ne su ve leğen verecek bir ev sahibi ne de ayaklarını yıkayacak bir köle vardı. İsa onların ayaklarını yıkamaya başlayınca, elçiler mahcup oldular.

    Aralarındaki en büyük Kişi, kalkıp bu en aşağı sayılan işi yapıyordu!
    İlk önce Petrus, ayaklarını İsa’nın yıkamasına karşı çıktı. Fakat İsa ona, “eğer seni yıkamazsam, benimle payın olmaz,” dedi. İsa, tüm elçilerin ayaklarını yıkadıktan sonra, şunları söyledi: “Benim size ne yaptığımı biliyor musunuz? Siz beni, Muallim, ve Rab, diye çağırıyorsunuz; ve iyi diyorsunuz, zira ben oyum. Mademki ben Rab ve Muallim olduğum halde, ayaklarınızı yıkadım, siz de birbirinizin ayaklarını yıkamağa borçlusunuz. Çünkü benim size ettiğim gibi, siz de edesiniz diye size bir örnek verdim.”—Yuhanna 13:6-15.

    İsa, bu davranışıyla bir ayak yıkama töreni başlatmıyordu. Bunun yerine elçilerin yeni bir zihinsel tutumu benimsemelerine çalışıyordu; onlar alçakgönüllülük gösterip en aşağı sayılan işleri dahi kardeşler için yapmaya hazır olmalıydı. Görülen o ki, onlar bundan ders almıştı. Yıllar sonra sünnet meselesi ortaya çıktığında olanları düşünelim. ‘Söz çoğalmasına’ rağmen, hazır bulunanlar düzeni korudu ve birbirlerinin görüşünü saygıyla dinlediler. Ayrıca, toplantıya riyaset eden kişinin—İsa’nın elçilerinden biri değil— öğrencisi Yakub olduğu görülüyor; elçiler de orada bulunduğuna göre, bunu onlardan birinin yapmasını bekleyebilirdik. Elçilerin İşleri kaydındaki bu ayrıntıdan, elçilerin alçakgönüllülük göstermekte epey geliştikleri anlaşılıyor.—elç. İşleri 15:6-29.

    Bizim İçin Dersler

    İsa, öğrencilerinin ayaklarını yıkayarak, alçakgönüllülük konusunda güçlü bir ders verdi. Gerçekten de, İsa’nın takipçileri kendilerine çok önem verip başkalarının daima onlara hizmet etmesi gerektiğini düşünmemeli ve şan, şeref ve prestij sağlayan mevkileri arzu etmemeliler. Bunun yerine, ‘hizmet edilmeye değil, ancak hizmet etmeye ve birçokları için canını fidye vermeye gelen’ İsa’nın örneğini izlemeliler. (Matta 20:28) Evet, İsa’nın takipçileri birbirleri uğruna, en aşağı sayılan işleri yapmaya istekli olmalılar.

    Petrus yerinde olarak şöyle yazdı: “Hepiniz birbirinize karşı alçak gönüllülüğü takının; çünkü Allah mağrurlara karşı durur, fakat alçak gönüllülere lûtfeder.” (I.*Petrus 5:5) Burada “takının” veya Müjde tercümesine göre “kuşanın” olarak geçen Yunanca sözcük, “köle önlüğü” anlamına gelen bir sözcüğün türevidir; bu önlükle bol bir giysi belde bağlanıyordu. Petrus burada, İsa’nın bir peşkir kuşanıp resullerinin ayaklarını yıkamasına bir gönderme yapıyor olabilir miydi? Bu konuda kesin bir şey söylenemez. Fakat, İsa’nın alçakgönüllülükle yaptığı bu hizmet, Petrus’un yüreğinde silinmez bir iz bırakmıştı ve Mesih’in takipçisi olan herkesin yüreğinde de aynı etkiyi yapmalıdır.—Koloseliler 3:12-14.

    saygılarımla

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.