Düşmanim iblis (şeytan)

  • Bu konu 4 izleyen ve 3 yanıt içeriyor.
4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25350
    Anonim
    Pasif

    DÜŞMANIM İBLİS ( ŞEYTAN )

    Ortaçag kilisesi Şetan’ın gerçegine inanıyordu.
    Şetyan’ın aşırı gurur yüzünden düşmüş bir melek oldugunun farkındaydılar. Gürür onun başdüşmanıydı.
    Gururlu, ancak güçlü bir varlık olan Şeytan’a direnmek çok zor bir savaş gerektirmekteydi.
    Bu savaş Şeytan’ın en zayıf noktası gururu üzerine odaklanmıştı.
    Plan şuydu: Şeytan’ın en zayıf noktasına saldır, bizden kaçacaktır.

    Şeytan’ın gürürüna saldırmanın, onu kırmızı elbiseli, çatal ayaklı bir paylaço gibi göstermekten daha iyi bir yol ne olabilirdi ki?

    Kutsal Kitap’ın Şeytan’a bakış açısı bu karikatürlerden çok daha karmaşıktır.
    Kutsal Kitap’taki tasvirler arasınsa ‘’ ışık melegi’’ (2.Kor. 11:14) ifadeside yer almaktadır.
    ‘’Işık melegi’’ tasviri, Şeytan’ın kendini iyi görünümde gösterme gibi kurnazca bir yeteneginin oldugunu belirtir.
    Şeytan kurnazdır. Aldatıcıdır. Bahçedeki yılan ‘’hilekar’’ (Tek.3:1) olarak tanımlanmaktadır.
    Şeytan aptal biri gibi çıkmaz karşımıza. Aldatıcı ve taklitçidir. Ustaca konuşur. Görünüşü muhteşemdir. Karanlıgın prensi, nurdan bir pelerin giymektedir.
    Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis, yutacak birini arayarak kükreyen aslan gibi dolaşıyor. (1.Pet. 5:8)Mesih için kullanılan aslan ifadesi, Mesih karşıtı olan Şeytan tarafından da kullanılmaktadır.
    Karşıt aslan yok eder ama Yahuda Aslan’ı ise kurtarır.

    Şeytan’ın gücü Mesih’inkiyle kıyaslanamaz bile, ancak bizlerden çok daha güçlü oldugu kesindir.

    Şeytan bizleri kandırırken kullandıgı iki yol vardır.ya onun gücünü hafife almamızı saglar.
    Yada onu gözümüzde büyütmemizi saglar
    Her iki şekilde de bizi kandırır ve tuzaga düşürür.
    Eger insanları Şeytan’ın var olmadıgına inandırabilirse,farkedilmeden veya direnişle karşılaşmadan kurnaz planlarını gerçekleştirir.
    Eger insanları kendisiyle aşırı derecede ilgilenmeye teşvik edebilirse, Mesih karşıtı diger inanışlar ve uygulamalara yönlendirebilir.
    Her iki durumda da Şeytan kazançlı çıkar.

    Petrus Şeytan’ı hafife almıştı. İsa Petrus’u Kendisini inkar edecegi konusunda uyardıgında Pertus şöyle demişti. ‘’Rab, ben seninle birlikte zindana da, ölüme de gitmeye hazırım’’ (Luk. 22:33)
    Petrus kendine fazla güveniyordu. Düşmanın gücünü hafife almıştı.
    İsa şöyle dedi: ‘’Simon, Simon, Şeytan sizleri bugday gibi kalburdan geçirmek için izin almıştır.’’ (Luk. 22:31)
    Bugdayı elekten geçirmek ne kadar kolaysa, Şeytan için de Petrus’u taciz etmek o kadar kolaydı.
    Şeytan, Petrus’u ayartmıştı ancak zaferi geçiciydi.
    Bu uyarıyla birlikte İsa Petrus’u şu sözlerle telkin etti: ‘’Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim. Geri döndügün zaman kardeşlerini güçlendir.’’ (Luk. 22:32)

    Tüm bunlara ragmen, Şeytan’ın bizler üzerinde sahip oldugu gücü kısıtlıdır. Şeytan bizden güçlü olabilir ancak onu tekrar yenebilecek ve yenmiş olan zaferli bir dostumuz vardır.
    Kutsal Yazılar şöyle demektedir: ‘’İçinizdeki Ruh dünyadakinden üstündür.’’ (1.Yuh. 4:4)
    ‘’Tanrı’ya bagımlı olun. İblis’e karşı direnin, o da sizden kaçacaktır.’’ (yak. 4:7)
    Kükreyen aslana karşı Kutsal Ruh’un gücüyle direnirsek, bizden kaçacaktır.

    Şeytan’ı hafife almak, bizleri yıkıma götürecek gururun hışmına ugramak demektir.
    Onu gözümüzde fazla büyütmekse, ona haketmedigi saygı ve yüceligi vermek anlamına gelir.
    Şeytan bir yaratıktır. Sonlu ve kısıtlıdır.
    Tanrı’ya bagımlıdır.
    Şeytan insanlardan kuvvetli ancak Tanrı’nın karşısında duramayacak kadar güçsüzdür.
    Bilgisi bizimkini geçebilir ancak Tanrı gibi herşeyi bilen degildir.
    Gücü bizimkinden fazla olabilir acnak Tanrı gibi kudretli degildir.

    Şeytan aynı anda, birkaç farklı yerde birden olamaz.
    Büyük ihtimal le bu yaşantımızda Şeytan’la asla direkt olarak karşılaşamayacagız.
    Onun bazı subayları yada bir dizi ögrencisiyle karşılaşabiliriz.
    İsa üzerine yaptıgı yogun saldırı sırasında bile Şeytan ‘’bir süre için’’ O’nun yanından ayrılmıştır. (Luk. 4:13)

    Kutsal Yazılar Şeytan’ın bizlere baskı yapabilecegini, ayartmaya çalışacagını, bize yalan söyleyebilecegini ve bizleri suçlayacagını ögretir.
    Ancak içinde Kutsal Ruh’un bulundugu bir Hristiyan asla cinli olamaz.
    Rab’bin Ruh’unun bulundugu yerde özgürlük vardır.
    Eger bir kişi hem Kutsal Ruh’a sahip, hemde cin tarafından yönlendiriliyorsa, bu bizlerin kurtuluşunun yenilgiye ugradıgını gösterir.

    Şeytan ve cinlere duyulan bu ilgi, bizlerin gerçek tehlikeye yaklaşımımızı zayıflatır.
    Evet, bir İblis vardır, cinlerde vardır.
    Ancak aynı zamanda günah gerçegide vardır.
    Şeytan bizim işledigimiz günahların suç ortagı olabilir, ancak suçu ve bu sorumlulugu içimizde bulunan cine atamayız.
    Günahlarımızın bizleri kontrol eden bir cin yüzünden oldugu görüşüne ilişkin iki ciddi sorun bulunmaktadır.
    Birincisi, kendi günahımızdan hiçbir sorumluluk üstlenmemek için ayartılmaya teslim olmamızdır.
    İkincisi, cin çıkaran kişi olmaksızın tamamen güçsüz oldugumuz görüşüdür.
    Aslında suçlu olmadıgımızı ve özel cin çıkarma güçleri olan kişi olmaksızın umutsuz oldugumuzu düşünmeye teşvik ediliriz.
    Bu düşünce, Kutsal Kitap’ın ögrettigi kutsallaşma kavramını tamamen yok eder.

    Şeytan gücünü bizlere yönlendirirken yaptıgı iki ana eylem vardır.
    Bu eylemler ayartma ve suçlamadır.
    Ayattılmalarda, Tanrı Sözünün güvenirliligini ön planda tutmalıyız.
    Eger Şeytan Tanrı sözünün güvenirliligi üzerine gölge düşürebilirse, düşüşümüz için gereken zemin hazırlanmış olur.
    Tanrı’nın söylediklerine inanmakta başarısız olmak demek günahın temelidir.
    Tanrı’ya inanmamakta ayartılmadır. Tanrı’ya inanmayı reddetmek, O’nun dogru karakterine iftira atmak demektir.

    Tanrı, gelecek hakkında kendisine güvenmemizi gerçektende istemektedir.
    Böyle bir inanç kör bir iman degildir.
    Tanrı’nın geçmişte sergiledigi mükemmel işlere dayanır.
    Vaatlerinin degişmedigini tekrar tekrar göstermiştir.

    Eger Şeytan, Tanrı’ya olan güvenimizi sarsabilirse, tacizleri amacına ulaşmış demektir.
    İnançsızlık ayartısına yenik düşeriz.
    Adem düştü. Yasak agacın meyvesinden yedi. Tanrıya inanmadı.
    İsa, ikinci Adem, Tanrı Sözü’yle yaşadı. Baba’ya olan güveni sarsılmadı. Şeytan’ın her tür ayartısını ve hilesini gördü. Kutsal Kitap’ın sözleriyle onu yanıtladı. Ayartıcıya teslim olmadı.

    İsa, denenmesinden önce Oglunu tasvib eden Baba’nın sesini duymuştu: ‘’O’ndan hoşnudum.’’
    İsa’nın denenme karşısında kazandıgı zaferden de Baba’nın da aynı derecede hoşnut oldugundan emin olabiliriz.
    İsa, yalancı şeytan’ın sözü ile Tanrı’nın sözü arasında dogru seçimi yapmıştı.
    Hamlesini inançsızlık ve süphe yerine, inanç ve güvenle yaptı.
    O zaman da da, şimdi de Tanrı, çocukları Kendine güvendiginde hoşnut olur.

    #29858
    Anonim
    Pasif

    Düşmanımız iblis’e asla teslim olmayalım. Yüce Rabbimiz İsa’ya devamlı dua edelim ” Yükünü RAB’be bırak. Osana destek olur. Asla izin vermez Doğru insanın sarsılmasına” .MEZMUR 55.22

    #30404
    Anonim
    Pasif

    Tanrı’mıza şükürler olsun! Bizi Şeytana karşı güçlü kıldı. O’nunla hangi silahlarla ve nasıl savaşacağımız öğretti. Düşmanımızı tanıttı.

    Tamam, bazen tuzaklara düşüyoruz, günah işliyoruz, yıkılıyoruz, canımız acıyor,belki yerlerde süründüğümüz oluyor ama zafer kazanmış bir Rab’bimiz var. O bizi asla yanlız bırakmıyor. Bizi destekliyor, güçlendiriyor, sık sık uyarıyor, öğretiyor, bazen azarlıyor, tedip ediyor ama başarısız olmamıza izin vermiyor.

    Biz zaferliyiz kardeşler!
    Biz Şeyta boyun eymeyeceğiz, yenik düşmeyeceğiz. Rab’bin sık sık “Cesur olsun, ben sizinle sonsuza dek birlikteyim” sözünü unutmadan, Tanrı’nın çok sevdiği, değerli oğulları ve kızlarıyız. Bizler Pres ve Prensesleriz.

    Ey Her Şeye Egemen RAB, Kralım ve Tanrım!
    Ne mutlu senin evinde oturanlara!
    Ne mutlu sana güvenen insana!

    #30509
    Anonim
    Pasif

    Şeytan Yenilmiş bir düşmandır!

    İsa Mesih Şeytan’ı Golgota tepesinde haç üzerinde yenmiştir. Şeytan yenilmiş bir düşmandır. İsa Mesih’e ait olanların Şeytan ve cinler üzerinde yetkileri vardır. Bu yetkiyi Rabbimiz İsa Mesih bizlere vermiştir. Yetkimizi kullanmalıyız.

    ‘Ben size yılanları ve akrepleri ayak altında ezmek ve düşmanın bütün gücünü altetmek için yetki verdim’ (Luka 10:19).

    Kutsal Kitap Tanrı’nın diri ve yaşam veren sözleridir. O’nu sürekli okursak, Şeytanın yalanların kolaylıkla farkedebilir, İsa Mesih adında etkisiz hale getirebiliriz. İsa Mesih’in adını duyunca şeytan tir tir titremeye ve kaçacak delik aramaya başlar. Bu nedenle başımız dik, ruhun kılıcı olan Tanrı’nın Sözü’nü iman kalkanını elimize alarak Şeytan’a ve onun cinlerine karşı durabiliriz.

    ‘Son olarak Rab’de, O’nun üstün gücüyle güçlenin.
    İblis’in hilelerine karşı durabilmek için Tanrı’nın sağladığı bütün silahları kuşanın.

    Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün ruhsal yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır.

    Bu nedenle kötü günde dayanabilmek, gerekli her şeyi yaptıktan sonra yerinizde durabilmek için Tanrı’nın bütün silahlarını kuşanın.

    Böylece belinizi gerçekle kuşatımış, göğsünüze doğruluk zırhını takmış ve ayaklarınıza esenlik Müjdesi’ni yayma hazırlığını giymiş olarak yerinizde durun.

    Bunların hepsine ek olarak, Şeytan’ın bütün ateşli oklarını söndürebileceğiniz iman kalkanını alın.

    Kurtuluş miğferini ve Ruh’un kılıcını, yani Tanrı Sözü’nü alın.

    Her türlü dua ve yalvarışla, her zaman Ruh’un yönetiminde dua edin’ (Efesliler 6:10-18).

    Sevgiler

4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.