Düşmanim benlik

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25342
    Anonim
    Pasif

    DÜŞMANIM BENLİK (BEDEN)

    ‘’Dogal benligin işleri’’ yalnızca ‘’kötü düşünceler ve davranışlar’’ anlamında degildir.
    Benlige dayanan düşünce, Tanrı’ya karşı olan ‘’kafa yapısını’’ içerir.
    Düşüncelerinde Tanrı’yı istemeyen düşmüş bir insanlıgın düşüncesidir.
    Kutsal Ruh’la yönlendirilmeyen bir kişinin aklıdır.

    Pavlus , bedenle Ruh arasında sürekli bir savaştan bahseder.
    Burada insanın ruhu ile insanın bedeni arasındaki savaş söz konusu degildir.

    Şunu diyorum: Kutsal Ruh’un yönetiminde yaşayın. O zaman benligin arzularını asla yerine getirmezsiniz. Çünkü benlik Ruh’a, Ruh da benlige aykırı olanı arzular. İstediginiz şeyleri yapmayasınız diye bunlar birbirine karşıttır. Ruh’un yönetinindeyseniz, Yasa’ya bağımlı değilsiniz. (Galatyalılar 5:16-18)
    Benliğin işleri bellidir. Bunlar fuhuş, pislik, sefahat, putperestlik, büyücülük, düşmanlık, çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, ayrılıklar, bölünmeler, çekememezlik, sarhoşluk, çılgın eğlenceler ve benzeri şeylerdir. Sizi daha önce uyardığım gibi yine uyarıyorum, böyle davrananlar Tanrı Egemenliği’ni miras alamayacaklar (Galatyalılar 5:19-21)

    Burada benlik ile Ruh arasında çarpıcı bir farklılık göze çarpmaktadır.
    Günahlı dogasıyla yönlendirilen eski insan ile, içinde Tanrı’nın Ruh’u bulunan yeni insan arasındaki çatışmadır.
    Uzlaşmaz bir zıtlıktadırlar.
    Düşmüş dogamızın benligi, yaşantımızdaki Kutsal Ruh’un önderligine direnir.
    Benlik Ruh’a saldırır ve O’nu alt etmeyi amaçlar.
    Aynı şekilde Ruh da benligin düşmanıdır.
    Benligin nefret ettiklerini arzular.
    Dogrulugu arzular.
    Ruh’un meyvesini arzular.
    Ruh’un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur (Galatyalılar 5:22-23).

    Listenin içerisinde hem fiziksel bedenimizi ilgilendirengünahlar, hemde fiziksel olmayan günahlar bulunmaktadır.
    Cinsel ahlaksızlık ve sefahat günahları karşımıza çıkmaktadır. Bunlar, fiziksel açlıgımızın ve bedensel işlevlerimizin işledigi günahlardır.
    Buna karşılık aynı listede çekişme, kıskançlık, putperestlik gibi günahlarıda görmekteyiz.

    Çekememezlik ve kıskançlık suçlu oldugumuz zamanlarda, fiziksel bedenimizde günahın içerisindedir.
    Bedenimiz olmaksızın hiçbir şey yapamayız. Ancak, çekememezlik fiziksel bir davranış degildir. Düşünsel bir tavrı içerir.
    Putperestlik günahında bedenlerimizi kullanabiliriz.
    Putperestligin özü fiziksel hareketlerde degil, yüregin içsel tavrındadır.

    Yeni Anlaşma, beden ve bunun tam karşıtı olarak Ruh’dan bahseder.Beden ile ilişkili olarak birinci olgu fiziksel bedenlerimiz degil,ancak insanın tümünü içeren düşmüş günahlı dogamızdır.
    İki farklı yaşam tarzının çelişkisidir.
    Günah işleme güdüsü ile yönlendirilen bedensel yaşam,
    Ve bizleri dogruluga ve Tanrı’yı hoşnut etmeye yönlendirilen Ruh’un yaşamı.

    Göklerin egemenligi, yemek içmekten çok daha geniş bir kavramdır.
    Eger yalnızca dışsal olan üzerinde yogunlaşırsak, görünür davranışlarla dogruluga ulaşma tuzagına düşeriz.
    Tatlı bir gülüş kıskanç bir yüregi iyi gizler.
    Kutsal Ruh, hem içsel hemde dışsal olarak yaşamımızın tümünü temizlemeyi amaçlar.

    Aynı zamanda, dogrulugu yalnızca içsel dünyayla sınırlama gibi tam tersi bir hataya karşıda kendimizi korumalıyız.
    Yüregimiz dogru oldugu sürece, dışsal davranışlarımızın hiçbir önemi yoktur. Bu sinsice bir yanılgıdır.
    İnsanlar bunu kullanarak, her tür günahı haklı çıkarmaya çalışırlar.
    Kendi kendimize ‘’sevgi zinayı haklı çıkarır’’ deriz.
    Sevdigiyle girilen ilişkiyi açıklayarak, suçları haklı çıkarırız.

    Benlik kelimesinin sadece fiziksel günahlar yada egilimleri ifade etmemesiyle beraber onlarıda içerdigini anlamak önemlidir.
    Fiziksel arzuların kontrolu çük zordur. Bu arzuların sürekliligi yoktur, gelip geçicidirler.
    Ruh bizlere özdenetimli olmamızı ögretneyi amaçlar.
    Tanrı bizleri fiziksel arzularımızı dizginlemeye, kontrol altına almaya çagırmıştır.
    Yemek yeme arzusu kendi başına günah degildir. Ancak kontrolden çıktıgında oburluk başlar.

    Cinsel güdü ise aynı şekilde kendi başına günah degildir.
    Tanrı cinsel duyguların evlilik çerçevesinde ifade edilmesine izin vermekle kalmaz, bunun yapılmasınıda buyurur.
    Evlilik dışında, cinsel eylemlerden kaçınmalıyız.
    Seks’i Tanrı yaratmıştır.
    Fiziksel uyarılmaya yüksek derecede hassas olan karmaşık sinir uçlarına sahip bedenlerimizi de Tanrı yaratmıştır.

    Şehvet, bir kadının çekici oldugunu bizlere göstermez.
    Düşüncelerimizi meşkul eden bir fantaziye basit bir ilgi gösterdigimizde şehvet dogar.
    Cinsel düşüncelerimizi aklımıza davet edip onları besledigimizde, olgunlaştırdıgımızda artık basit bir ilgiden şehvete geçeriz.
    Luther, ‘’ Kuşların başınızın üzerinde uçmasını engelleyemezsiniz. Ancak, saçlarımızın içinde yuva yapmaları için onları davet etmek tamamen başka bir konudur’’ demiştir.

    Cinsel davranışlarımızın temel kuralı özdenetimdir.
    ‘’Aranızda hiçbir cinsel ahlaksızlık, pislik yada açgözlülük anılmasın bile. Kutsallara yaraşmaz bu’’ (Efesliler 5:3)Cinsel tabuların kaldırıldıgı ve duygularımızın hergün erotik uyarıcılarla saldırı altında oldugu bir kültür içerisinde, kişinin cinsel açıdan temiz kalması zor görünmektedir.
    Ancak Tanrı’nın Yasası çok açıktır. ‘’Hayır’’ der Tanrı.
    Düşmüş bir kültürün ortasında bile Tanrı bizleri özdenetimli olmaya çagırır.

    Cinsel paklık, bedenin güçsüzlügünden ötürü sahip olunması zor bir özelliktir.
    Buna sahip olmak mümkündür ve Tanrı bize pak olmamızı buyurmuştur.
    Eger bunu yapmakta başarısız olursak, günah işlemekten suçlu bulunuruz.
    Günaha düşen kişilere karşı, her ne kadar sabırlı olmamız gereksede, Tanrı’nın standartlarını degiştirip, yetersiz çabalarımızın düzeyine indirmek kimseye bir fayda saglamayacaktır.
    Tanrı’nın standartlarını degiştirmeye çalışıp, iyiye kötü, kötüye iyi demek Tanrı’ya bir hakarettir.

    Bu beden dünya ile müttefiktir.
    Aklanmasını, Mesih’in dogrulugunda degil, bu dünyanın standartlarında aramaktadır.beden dünya ile, dünya ise şeytan ile müttefiklik yapar.
    Düşman bizleri Ruh’tan uzaga çekip, bedene teslim olmamızı amaçlar.

    Ruh ise imanlının müttefigidir.
    Benligin insan davranışlarını kontrol ediyormuş gibi gözüktügü bu dünyada Tanrı’nın Ruh’u halen bulunmakta ve aramızda yaşamaktadır.
    Kutsal Ruh Tanrı halkının, Tanrı’yı hoşnut etmelerini mümkün kılmaktadır.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.