" Ben anlayışım "

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27043
    Anonim
    Pasif

    Babası Davut’tan sonra krallık taktına oturan oğlu Süleyman, ulusunu nasıl idare edeceğini bilmiyordu. Fakat Rabbe güveniyordu. Kral Süleyman, Gibeon denilen yere çıkarak sunu yerinde Rabbe sunular arz etti. Rab, orada, gece rüyasında Süleyman’a görünüp, “ sana ne vereyim? İste” demiş. Kral Süleyman, Rabbe şöyle konuşmuş:

    “Kulun babam Davut’a, senin önünde hakikatle ve doğrulukla, ve seninle yürek doğruluğu ile yürüdüğüne göre büyük inâyet ettin; ve bugün olduğu gibi onun tahtına oturmak için kendisine bir oğul vermekle kendisi için bu büyük inâyeti sakladın. Ve şimdi ey Tanrım Rab, kulunu babam Davut’un yerine kral ettin; ve ben ancak küçük bir çocuğum; çıkmayı ve girmeyi bilmem. Ve kulun seçtiğin kavmın ortasındadır, çoklukça hesap edilemez ve sayılamaz büyük bir kavm. İmdi, kavmına hükmetmek için anlayışlı yürek ver ki, iyi ile kötünün arasını ayırt edeyim; çünkü senin bu büyük kavmına kim hükmedebilir?”(1.Krallar 3:6-9).

    Kral Süleyman’ın bu dileği, Rabbin gözünde iyi görünmüş! Ve Tanrı, ona şu sözleri söylemiş:

    “Mademki sen bu şeyi istedin, ve kendin için çok günler istemedin, ve kendin için zenginlik istemedin, düşmanlarının canını da istemedin, ancak doğruyu ayırt etmek üzere kendin için anlayış istedin; işte, senin sözüne göre yaptım; işte, sana bilgeli ve anlayışlı yürek verdim; şöyle ki, senden önce senin gibi kimse olmamıştır, ve senden sonra senin gibisi çıkmayacaktır. Ve sana dilemediğin şeyi de verdim, hem zenginlik, hem de izzet; şöyle ki, bütün günlerinde krallar arasında senin gibisi olmayacaktır. Ve kanunlarımı ve emirlerimi tutmak için baban Davut’un yürüdüğü gibi sen de yollarımda yürürsen, o zaman ömrünü uzatırım.” (1.Krallar 3:11-14).

    Yanan çalı ateşinde Musa’ya görünen ve konuşan Rab, “BEN OLANIM” demişti(Çıkış 3:14). Krallar arasında tek olan Süleyman, Rabbin hoşnut olduğu şeyi istemiş: “Anlayışlı yürek!” Ve Rab, Süleyman’ın anlayışı olmuş! Çünkü Rab, “OLAN”dır! Süleyman’ın içinden akan o yüce ve ebedî KİŞİLİK, şu sözlerle ifade olunmuş(sadece bir kesitini buraya naklediyorum):

    “Öğüt ve sağlam bilgi benimdir;
    Ben anlayışım; kudret benimdir.
    Benim vasıtamla krallar hükümet ederler,
    Ve emîrler adaleti emrederler.”
    (Sül.Mes.8:14,15).

    “BEN OLANIM” diyen Rab, “Beden oldu”, yani “insan oldu”(Yuhanna 1:14). İnsan düzeyinde harikalar yarattı. Onun adı, Rab İsa Mesih’tir! Onun sözlerini İNCİL’de okurken, iman ve anlayış dilemeğe ihtiyacımız, önceliklidir. İsa ile ilişkimizde o, imanımız da olur. Mesih İsa karşıtı insanların sordukları sorulara verdiğimiz yanıtlar onları tatmin etmiyor. “Ben anlayışım” diyen Rab İsa Mesih, eğer onların da anlayışı olmamışsa, İNCİL bildirilerimizi, onlara nasıl bilinir yapabiliriz ki? Çünkü anlamıyorlar. O dört imanlının felçli bir adamı İsa’ya taşıyışlarını anımsadım(Matta 9:2; Markos 2:3; Luka 5:18). Çünkü o felçli için İsa’dan başka çareleri yoktu. Anlayışsızlık da, bir çeşit felçlilik değil mi? İsa’nın çarmıha gerilip ölmesi, sonra dirilmesi olayında cereyan eden olaylar, öğrencilerini bile şaşırtmıştı. Yeruşalem’den yaklaşık on bir Km. uzakta bulunan Emmaus köyüne şaşırmış halde yürüyen o iki öğrencisine görünen Rab İsa, “ey anlayışsız adamlar!” demiş(Luka 24:25). Ben de, İslam’dan Rab İsa Mesih’e dönmüş bir adamım. İNCİL’i okurken bile hâlâ Kur’anın etkisi altında idim. İsa’nın sözlerini okurken, içimde anlayamadığım bir benimseme hali vardı ama, kendimi ona inandırmağa zorluyordum; hatta kendimi şartlandırmıştım bile. Mesih imanlıları arasında kendimi Mesih imanlısı olarak kabul ettirmiştim, hatta vaazlar da verdim. Ama olaylar karşısında imanımın sık sık sarsıldığını ve şüphelere düştüğümü defalarca fark ettim. İznik’de yaşadığım bir olayla şartlanma ürünü olduğunu bilmediğim o imanı yitirince, dünyam başıma yıkıldı! İmanımı yitirdiğimi korkumdan kimseye açıklayamadım. Bu işin içinde gurur da vardı. Çok kitaplar okudum, çok deliller aradım, hatta Kur’an kitabından bile destek aradım. Çok kötü durumlara düştüm! Kaybettiğim o iman, benim her şeyimdi! İnsanın inancını yitirmesi çok müthiş bir kayıptır! Buna kim dayanabilir? Bu acıları yıllarca yaşadım; ama Rabbe, “sana inanmıyorum”
    diyemiyordum. Çünkü zihnimde şu tabu vardı: “Allah’a böyle söylenir mi?
    Kâfir ve cehennemlik olursun!” Yıllarca bu şüphe dikeni yüreğime rahatsızlık verdi!

    Öyle bir zaman geldi ki, İsa’nın varlığını yanımda hissettim! Histen de öte, o, bir sezgi idi. Onun şu sözü hatırıma geldi: “Allah’ın işi şudur; onun gönderdiği adama iman edesiniz”(Yuhanna 6:29). Bu sözü hatırlamamla birlikte anlayışım oldu! Yeni bir şeyin farkına vardım! Yitirdiğim iman, insan işiymiş meğer! Halbuki İsa, iman etmemizin Tanrının işi olduğunu söylemiş! Bunu anladığım anda, İsa’nın bu sözüne yaslanarak, Tanrı’ya içimden, “sana inanmıyorum. Benim sana inanmam, senin işinmiş! O, halde sen beni, sana inandır. Bu işi senden bekliyorum” dedim. Bunu itiraf ettikten sonra, odanın içinde harika bir esinti oldu! Şezlongda sırtüstü yatmış halde idim. O esinti üzerimden geçerken, sanki bir çift el, yüzümü ve saçlarımı okşarcasına üstümden geçti! İşte o anda, “evet ! İşte bu! Benim, yıllarca aradığım şey işte bu idi, Ya Rab!”diye içsel bir haykırışla haykırdım! Ve, Rabbe şöyle dedim: “Nerede idin,şimdiye kadar, ya Rab?” Mesih İsa imanı geldiği zaman, onu herkes bilir! Çünkü o, hakikidir ve Rabbin verdiğidir! İNCİL’de yazılı sözler, imanımız olacaktır!
    Bu imanı taşımayanları sıkıştırmamak gerekir. Çünkü, bütün telkinlerimiz, onlara baskı gibi gelir. Kanaatim şu ki, bu ekranlara İNCİL’de yazılı sözleri getirelim ve aldığımız bereketleri paylaşalım. Burası Hristiyan platformudur. Elbette çok sorular sorulacak. Çünkü çoğunlukla, inanmak isteyenler var; ama Mesih İsa ile mutlaka yüzleşmeleri gereklidir. Onlar için Rabbin bize bildirdiği sözleri söyleyelim ve onlar için dua edelim. Yani, onları Rabbimizin önüne taşıyalım. Kırılmamış benlikten gelen sözler, sert olunca, karşıdakinin benliğine çarpıyor ve incitiyor. İNCİL’den okuduğumuz sözleri Rabden aldığımız gibi söylersek, inanma mucizesi olacaktır.

    Rab, hepinizi bereketlesin.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.