başka kimse yokmu?

  • Bu konu 4 izleyen ve 6 yanıt içeriyor.
7 yazı görüntüleniyor - 1 ile 7 arası (toplam 7)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25656
    Anonim
    Pasif

    Başka Kimse Yok mu?

    Adamın biri uçurumun kenarında manzarayı seyrederken, sert bir rüzgarla, başlamış aşağıya yuvarlanmaya. Tesadüf eseri bir dala tutunmuş ve orada asılı kalmış. Yukarı çıkamıyor, aşağısı ise dik bir yamaçmış. Çaresizlik içinde:

    ‘Sesimi duyan yokmuuuuu?’ diye bağırmış.
    Tanrı duymuş bu sesi ve aşağıdan yanıtlamış:

    ‘Atla oğlum ben seni tutarım!’ demiş.
    Adam aşağıya bakmışşş uçurum…

    Tekrar seslenmiş:
    ‘Başka kimse yokmuuuu?’

    Ne ders çıkarıyoruz bu fıkradan? O’nun sesini işittiğimizde, kendi benliklerimize mi dönüyoruz yoksa uygulayıcıları mı oluyoruz?
    Ne kadar güveniyoruz Tanrı’ya? Yaşamlarımızı O’na emanet edebiliyormuyuz?

    #31107
    Anonim
    Pasif

    Yukarıdaki fıkradaki gibi her insan, ancak en zor durumlarda, en korkunç bunalımlarda ya da en büyük tehlike anlarında Tanrı’ya seslenir. Bu herkes için geçerlidir. Bu durum Tanrıtanımazlar, ateistler için de geçerlidir. ‘Tanrı yoktur!’ derler, ama yeri geldiğinde Tanrı’ya feryat edip yardım elini uzatmasını beklerler.

    Fıkradaki kişi ansızın uçurumdan düşmüş ve ağaca tutunabilmiş, ama yine tehlikede, çünkü aşağısı uçurum. Feryat edip yardım istediğinde hemen yanıt geliyor ve ‘atla oğlum, ben seni tutarım’ diyor bu ses. Sesleri tanımalıyız, sesin nereden ve kimden geldiğinden emin olmalıyız.

    Tanrı’nın sevgisi ve merhameti sonsuzdur. O, tüm günahlıları seviyor, en zor zamanlarında onlara da yardım etmek, kendisini onlara göstermek istiyor. Tanrı’ya, O’nun merhametine ve iyiliğine güvenmeliyiz, her tehlike anında, sıkıntıda ve zorluklarda yanımızda olduğunu bilmeliyiz. İSA MESİH bizleri asla bırakmaz, terketmez, kulaklarını feryatlarımıza tıkamaz, umursamazlık etmez.

    Sevgilerimle


    #31108
    Anonim
    Pasif

    Fıkrada anlatılmak istenilen,
    Tanrı’nın sesinin duyulmuş olmasıdır.
    ‘’Atla oğlum ben seni tutarım demiştir.’’
    Ama o kişi, bu sesi duyduğu halde,
    İnanamamıştır.
    Tanrı’ya güvenememiştir.
    Kendince, bu ses Tanrı’dan gelmiş olamaz düşüncesine sahiptir.
    Gözle göreceği, somut bir yardım aramıştır.
    Bir ses duydum ama,
    Güvenemiyorum. Göremiyorum.
    O ses doğru olamaz. Düşüncesi hakimdir.
    ‘’Başka kimse yokmu’’
    ‘’Bu çaresizliğime çözüm bulacak başka biri yokmu’’ demek istemiştir.
    İnanmamakta ısrarcıdır.
    Tanrı’nın egemenliğinde olmanın zaferin coşkusunun farkında degildir.
    Somut çareler aramaktadır.
    Dünyasal gözlerle soruna çözümler aramaktadır.
    Benliğinin kaygılarıyla başbaşadır.
    Ama Tanrı çözüm üretmiştir.
    Ben seninleyim, seni terketmedim.
    Kaygılarının farkındayım.
    Gel egemenliğime gir.
    ‘’Atla oğlum ben seni tutarım” demiştir.

    Siz atlarmıydınız?

    #31100
    Anonim
    Pasif

    Haleluya kardesim ve Suna kardesin Yorumlarina aynen katiliyorum ve aynen sizin gibi dusunuyorum.

    Bazen bize mantiksiz gibi gorunen seyler, Tanri icin mantikli olabilir, Evet tutundugumuz dali birakip asagiya atlamak DELICE BIRSEY ama Tanri atlayin diyorsa mutlaka bir bildigi vardir….

    Ancak bende farkli bir pencereden bakmak istiyorum,

    Bazen Seytan`da isik melegi sus`u vererek bize yaklasabiliyor, Bazen yapacagimiz islerde icimizden, SANKI KUTSAL RUH gibi icimizden duyabiliriz, bunun icin her duydugumuz ses Tanri`danmi diye bu sozu, Kutsal Kitapla butunlesip butunlesmedigine bakmamiz lazimdir,
    saygilarimla, Bu guzel benzetme icin gercekten tesekkur Haleluya kardesim.

    #31109
    Anonim
    Pasif

    Evet, gerçekten de farklı bir pencereden bakmışsınız,
    Sevgili OrhanAnt kardeşim.
    Teşekkür ederim.

    Elbette haklısınız, sözün kimden geldiğini bilmemiz gereklidir.
    Sözün kaynağına inebilmeliyiz.
    Benlik ten mi, Şeytan’dan mı veya Tanrı’dan mı olduğunu
    Ayırdedebilmeliyiz.

    O dalda asılı durumdaysak eger. Çaresizsek,
    Rab’den bir ses işitmemişsek.
    ‘’Ben Rab’bin kutsalıyım, bana bişey olmaz’’ diyorsak.
    İşte o zaman Şeytan’a kapı açıyoruz demektir.
    ‘’Seslensem başka biri belki oradadır’’ diye düşünüyorsak
    Benliğimizle kararlar alıyoruz demektir.
    Peki ne yapmalıyız?
    O dalda asılımı kalmalıyız?
    ‘’Evet’’ diyorum
    Taaa ki Rab’den çözüm gelene dek,
    Orada asılı kalmalıyız.
    Çaresizliklerimize, çare üretmemeliyiz.
    Durup beklemeliyiz, olduğumuz yerde.
    O’na güvenmeli,
    Çarenin geleceğini bilmeliyiz.
    Yanıtı alınca da O’na itaat etmeliyiz.
    Başka çareler aramamalıyız.

    #31110
    Anonim
    Pasif

    Nedir o asılı olduğumuz dal?

    Gurur mudur?
    Sevgisizlik midir?
    Bağışlayamamak mıdır?
    Merhametsizlik midir?
    Mutsuzluk mudur?
    Kaygı ve keder lermidir?
    Korkaklık mıdır?
    Hastalık mıdır?
    Fakirlik midir?
    Utanç mıdır?

    Nedir?

    Söyleyin neye, hangi dala asılı kaldınız?

    Kırılsın o dal.
    Bırakın ellerinizi.
    Düşün Rab’bin güvenilir kollarına.
    Yeni bir yaşama başlayın.
    Sonsuz yaşama sahip olun.

    #31632
    Anonim
    Pasif

    Yazılan fıkra ve esas olarak da yorumlarınız için bu satırları okuyan ve inanarak huzur bulan tüm kardeşlerim adına teşekkür ederim

7 yazı görüntüleniyor - 1 ile 7 arası (toplam 7)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.