Ateist bir arkadaşa cevap…

  • Bu konu 5 izleyen ve 4 yanıt içeriyor.
5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27236
    Anonim
    Pasif

    Bu mesajı ateist olduğunu söyleyen bir arkadaşa yollamıştım, ismi mesajdan çıkarıp buraya da yerleştiriyorum. Bu konuda düşünceye dalmışlara, genelde hitap ettiğini düşündüğümden:

    Kardeşim seni çok iyi anlıyorum… somut olanı güvenilir buluyorsun, soyut olana ise her zaman bir şüphe payı bırakılması gerektiğini söylüyorsun… Sorun somut olanın ölümlü olduğunda ama. Ve ölümlülük herşeyi anlamsız kılıyor neticede. Halbuki insanın ebedi olana ihtiyacı var. Ebediyet ümidi eksik edildiğinde hiç bir şeyin anlamı kalmıyor. O bahsettiğin madden ve tenden sarılmak her ne kadar sıcaksa da ümitsizlik doğurucu bir teselliden ibaret kalıyor, sade kendiliğinden.

    Bak ebediyete inanmadığını söyleyen sen bile ‘cevap tüm insanlık tarihinden gelecek, sınırlarım çok büyük’ şeklinde ifadeler kullanıyorsun. O bir yaşamlık biyolojik süreci aşan engin anlamlar hep. İnsanın varlığında var bu tür şeylere susamışlık. Benim bahsettiğim o ‘tüm insanlık tarihi’nden de daha engin… tüm kainatın tarihinden de… zaman ve mekanın ötesinde bulunana uzanıyor.

    İnsanlık diyoruz, kardeşlik, yiğitlik falan türünden ulvi duygular uyandıran şeylerden bahsediyoruz ama… eğer herşey ölümle sona eriyorsa, ne faydası var ki tüm bunların? Gülünçlüğe kadar ayakları sürçüyor tüm bunların, ölümlülük herşeyi kemirip bitiriyorsa. Ölümlülüğün herşeyi sıfıra indirgeyişi korkunç. Ne ahlak dayanıyor ne bir şey. Eğer sonum yok olmaksa niye insani olayım ki… Olmayanın da akibeti aynı olacak nasılsa. Satarım anasını… her pisliği işlerim… hayatın kendiliğinden anlamı yoksa, anlamları insanlar empoze ediyorsa… : – )

    Hayattaki herşey… ölümle sonuçlanmayan, ebediyete varan enginliği olan bir duruma erişmek sözkonu ise anlamlıdır. Aksi takdirde hiç bir anlamı yoktur. Herşey boştur.

    Burda inançtan amaç İsa isimli tarihi bir kişiliğe secde edip kendisine tapmak değil kesinlikle… öğretisindekilerin ebediyet kapısını açıp açmadıkları… hayatı anlamlı ve dolayısıyla yaşamaya değer kılıp kılmadıkları, varlıksal açıdan çıkar yol teşkil edip etmedikleri… Benim dinden kastım budur. İnsanın kendisini bir ritüaller ortamında, uyuşturucu madde müptelası misali hayaller dünyasında yaşatması değil. Gerçeğin inciticiliğinden bir firar değil yani, hiç bir halükarde.

    Esenlikler…

    #37218
    Anonim
    Pasif

    Tanrı yoksa niye iyi olayım ki yazmışsınız gerçekte nasıl biri olduğunuzu göstermişsiniz yani ateist olsanız ben her türlü kötülüğü yaparım diyorsunuz işte bu ateistlerin ne kadar dürüst olduklarını gösteriyor ateistler çıkar için Tanrı dedi diye iyilik yapmaz iyilik yapmak için iyilik yapar ben ateist değilim ama hayatımda gördüğüm en saçma argüman bu. İyiliğin Tanrı’ya imandan geldiğini söylemek kadar saçma bir düşünce yapısı yoktur.Ateizm iyi insanı kötü kötü insanı iyi yapmaz ama dinler bazen iyi insanı bile kötü yapabilir.Dinler’den kastım dindarlık ,İsa Mesih’e iman edenler değil…

    #37219
    Anonim
    Pasif

    @meraklı123 23519 wrote:

    Tanrı yoksa niye iyi olayım ki yazmışsınız gerçekte nasıl biri olduğunuzu göstermişsiniz yani ateist olsanız ben her türlü kötülüğü yaparım diyorsunuz işte bu ateistlerin ne kadar dürüst olduklarını gösteriyor ateistler çıkar için Tanrı dedi diye iyilik yapmaz iyilik yapmak için iyilik yapar ben ateist değilim ama hayatımda gördüğüm en saçma argüman bu. İyiliğin Tanrı’ya imandan geldiğini söylemek kadar saçma bir düşünce yapısı yoktur.Ateizm iyi insanı kötü kötü insanı iyi yapmaz ama dinler bazen iyi insanı bile kötü yapabilir.Dinler’den kastım dindarlık ,İsa Mesih’e iman edenler değil…

    Söylediklerinizde haklılık payı var. Gerçektende bir Tanrı inancı olmamasına rağmen kişisel ilişkilerinde durust olan insanlar olduğu gibi bir Tanrı inancına sahip olduğu halde sahtekar olan insanlar bugunde var, her zamanda olacaktır. Ancak konuyu bireysellikten çıkararak daha genel bir açıdan bakmaya çalışalım.

    Geride bıraktığımız 20. yuzyıl Tanrı kavramının ikinci plana itildiği, sekuler dusunce tarzının egemen olduğu bir yuzyıldı. İnsanlar Tanrıyı inkar eden ideolojilerin ve dusunce tarzlarının etkisi altına girdi. İlginçtir aynı yuzyıl insanlığın gordugu en buyuk yıkımlara, soykırımlara, savaşlarada sahne oldu. Tanrısız bir Dunya’da bir cennet yaratılmaya çalışıldı ve bu uğurda yapılanlar sonucu yeryuzu bir cehenneme dondu. Savaşlar, insanlık suçları, kitlesel kırımlar, soykırımlar bu Tanrının geri plana itildiği yuzyılın karakteristik bir özelliği oldu.Sence yaşanan bu vahşetin ve kıyımların insanların Tanrı kavramını ve bu kavramla ilgili değerleri unutmasıyla bir alakası olabilir mi? Şunu söylemek istiyorum Tanrıya inanmayan insanlar kişisel ilişkilerinde durust olabilir ama insanın doğası gereği sencede kotuluge ve yanlışa bir eğilimi olduğu göz ardı edilebilir mi yaşadığımız tarihsel ve toplumsal tecrubelere bakarak?

    Bence bugun Sekuler dusunce tarzının egemen olduğu Modern Dunya, Karanlık Çağ olarak nitelendirdiği Orta Çağın mistik ve ahlaksal değerlerinin yerini dolurabilecek bir değerler butunu veremedi insanlığa? Avrupalı bir muhafazakar dusunce adamınında söylediği gibi ;”Kendimizi Rasyonelizmin viranesinde yapayalnız bulduk”

    Saygılar…

    #37221
    Anonim
    Pasif

    “İyilik” ne ki bir ateist için? Veya güzellik ne? Tanrı’yı bile mikroskop altına koymaya çalışan, ateism diye bilinen bu inkarcılık, güzelliği, iyiliği nasıl mikroskop altına koyabilir ki? Ben “Şu kelebek güzeldir” derim; “İspatla der. Ben, “Kirazı çok seviyorum” diyorum; “bilimsel verilerini görmeden kabul etmiyorum” diyor. İyilik ne? Kime göre? Kim yargıç olma yetkisine sahip?

    Tanrı yoksa, maneviyat da yoktur. Doğru, yanlış da yoktur. Ailemi beslemek için niye soygun yapmayım? Karşı çıkan olursa, çıkarlarım için niye öldürmeyim? Bana mutluluk verecekse, niye tecavüz etmeyim? Tanrı yoksa, kim kime göre karar verecek. Bir kişinin yargısı, niye hepsinin yargısı haline getirilsin? “Sen hetroseksüal ilişkilerden hoşlanırsın, ben ise homoseksüal ilişkilerden” diye savunur kendisini homoseksüal. “Sen kim oluyorsun da, senin zevklerini ‘doğru’, benim zevklerimi ise ‘yanlış’ diye yargılayabiliyorsun?” diyebilir homoseksüal. Peki ya sübyancı? “Benim zevkim de 5 yaş altı çocuklardır” dese ne yapacağız? “Kimse bilmediği sürece karımı/kocamı aldatmışım, kime ne?” diye savunacak kendilerini zinacılar.

    Tanrı yoksa, ne manevi kurallar olur, ne de atomda bile etkin olan fiziksel kurallar. Güçlünün alkışlandığı ateistik evrim teorisinde, seni soymaya, tecavüz edip öldürmeye gelenlerin de alkışlanması gerekiyor. Yaşamını korumak için elinden geleni yapıyor zavvalıcık.

    Ateistler, Tanrı’sız bir dünyada bir saniye bile yaşamayı tercih etmezken, adaletinden ve yasasından faydalanarak, huzur içerisinde yaşadıkları Tanrı’yı inkâr ediyorlar. Hükümet, “Bir ay sürece hiçbir suç cezalandırılmayacak” diye bir açıklama yapsa, halimiz ne olurdu? İnsanlar neler yapmazdı? Kaç kişi “Adaletin nerede Tanrım” diye haykırırdı?

    İyi ki varsın Rab.

    #37287
    Anonim
    Pasif

    @meraklı123 23519 wrote:

    Tanrı yoksa niye iyi olayım ki yazmışsınız gerçekte nasıl biri olduğunuzu göstermişsiniz yani ateist olsanız ben her türlü kötülüğü yaparım diyorsunuz işte bu ateistlerin ne kadar dürüst olduklarını gösteriyor ateistler çıkar için Tanrı dedi diye iyilik yapmaz iyilik yapmak için iyilik yapar ben ateist değilim ama hayatımda gördüğüm en saçma argüman bu. İyiliğin Tanrı’ya imandan geldiğini söylemek kadar saçma bir düşünce yapısı yoktur.Ateizm iyi insanı kötü kötü insanı iyi yapmaz ama dinler bazen iyi insanı bile kötü yapabilir.Dinler’den kastım dindarlık ,İsa Mesih’e iman edenler değil…

    tanrı iyidir ve sevgidir. sevginin ana kaynağıdır yani. Dolayısıyla biz de sevmeyi, yada bu niteliği geliştitmeyi ilke ediniyoruz.

    Sen Tanrı diyorsun da hangi Tanrıdan bahsediyorsun? Sen benim hergün konuştuğum, dertleştiğim Tanrıyı tanıyor musun?

    Ateist olsam direkt kötülük yaparım demiyor burada kimse. Tanrısız kimse şunu düşünebilir: İYİ OLMAM İÇİN NEDEN VAR MI?Eğer kendi iyiliği ve sağlığısöz konusuysa neden hep doğru olanı (öznel değil, gerçek anlamda doğru olanı; Kant’ın ahlakı ödev olarak görmesi gibi)yapmaya çalışsın?

    İyilik yapmasının sebebi nedir?

    İnsanları neden sevmelidir?

    Neden her zaman doğru olanı yapmaya gayret etsin?

    vicdan nereden çıktı?

    bu soruların üzerinde düşünelim biraaz. Samimiyetle ama. Burada” her ateist kötülük yapar” vargısında bulunmuyoruz. Sadece nedenliyoruz bu olguları.

    Bu iyilik, güzellik nereden geliyor?

    Selamlar

5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.