Re: İNCİL’de yazılı bir belirti!
Sevgili kardeşim Viran dede,
Bir süreliğine bu siteden uzak kalmıştım; ama döndükten sonra sizin yazılarınız da dikkatimi ve ilgimi çekmeğe başladı.
İNCİL’i kendi dilimde okumağa başladığım zaman, 15-16 yaşlarında idim. Şimdi ise, 70 yaşlarında ihtiyarım. Kitabı Mukaddes’i ve özellikle de, İNCİL’i iştahla okuyorum! Sizin de dikkatinizi ve ilginizi çektiği gibi, “vahiy” dediğiniz tanrısal esinler, benim de dikkatimi ve ilgimi “İNCİL” üzerinde daha çok yoğunlaştırıyor! Örneğin: Bu sabahleyin, Luka İncili’ nin 8. bölümünde “ ekinci ve ektiği tohum” benzetmesini okuyorken, harika bir şeyin varlığı dikkatimi ve ilgimi çekiverdi! Bunu size anlatayım:
İsa, sözlerini tohuma benzetip konuşmasını bitirince, sesini yükselterek, olacak bir şeyin vaadini şu sözle vurguladı:
“İşitecek kulakları olan işitsin” (Luka 8:8).
İsa Mesih, bu sözünü, yani vaadini, önemine binaen ve sesini yükselterek vurgulu yapmış! Çünkü İsa, sözlerine başlamadan önce, “sana doğrusu ve doğrusunu söyleyeyim”, “size doğrusu ve doğrusu ben derim” gibi girişleri sık sık kullanarak dikkatimizi ve ilgimizi, söylediği sözlerin üzerine çekmeyi başarmış, beşeriyetin en güçlü göksel Lideri olduğunu ortaya koymuştur! Ama, Luka 8. bölümdeki konuşmasını bitirdikten sonra, “İşitecek kulakları olan işitsin” sözü, bize verilmiş şu vaattir:
İNCİL’den okuduğumuz Mesih İsa sözlerini Kutsal Ruh’tan işiteceğiz! (Yuhanna14:25,26). Bu, Mesih İsa’nın İNCİL’de yazılı vaadidir! Çünkü Kutsal Ruh, Mesih İsa’nın doluluğundan aldığı şeyleri bize bildirir ve bize hayat verir! Bize ruhsal anlayış da verir. İNCİL’i bu umut ve beklenti ile okuyorum; kim ne derse, desin! İsa, Allah’ın sözlerini kitaplardan okuyan Kutsal Yazı uzmanlarına,
“ Siz hiçbir zaman ne onun sesini işittiniz, ne de onun suretini gördünüz” demiş! (Yuhanna 5: 37).
Okuduğumuz sözlerin sesi var, sureti,yani “görünen şeyler “ var! İsa, ölümden dirildikten sonra, Tarsuslu Saul’a görünüp, “sana görüneceğim şeyler” demiş!(Res.İşl.26:16). Pavlus, yani Tarsuslu Saul, bedeninin günlerinde, fizik âlemde her gün görmeğe alışık olduğumuz şeylerin çok ötesine bakışları ile insanlara görünmez şeyler görmüş! Mesih imanlıları isek, bizim de,görünen şeylere değil; asıl görünmeyen şeylere bakmağı öğrenmeğe ihtiyacımız var! Görünmeyen şeylere bakmağı bize kim öğretecek Viran dede kardeşim? Onun öğrencileri, görünmez şeylere bakmağı öğrenmişler ki, İsa, onlara göründüğünde, “size emrettiğim şeylere bakmayı onlara öğretin” diyerek onları Milletlere göndermiş! (Matta 28:20). 21. yy. Mesih imanlıları olarak, İNCİL’de okuduğumuz şeyleri görmemizi ne engelliyor? Kanaatime göre, insan benliğimiz! Yani bencilliğimiz! Görüyorum ki, sen de bu kanaate varmışsın! “İnsan çabasının gevşediği bir anda tanrısal vahiy gelir” demişsin. Ben de, bu fikre katılıyorum kardeşim; aksini yazmışsam, bana göster. Ama bir noktada anlaşmamız gerekir:
“Vahiy, …planlanmamış bir şekilde insanı ziyaret eder” demişsin. Bunu biraz daha açık yazman gerekirdi. Çünkü tanrısal esin, insan iradesine bağımlı olmadığı gibi (bunda hemfikiriz), ama Rabbin yaptığı her iş, kendi plânına göredir. Örneğin: “Ya Rab! Ne yapayım?” diyen Pavlus’a, Rab İsa, şu yanıtı vermiş: “Yapasın diye senin için atanmış olan bütün şeyler orada sana söylenecektir” (Res.İşl.22:10).
Rabbın yapmamızı plânladığı her şey, onun iradesi ve Krallığı dahilinde mutlaka olacaktır! İsa, ilk vaazına başladığı zaman, Krallığının yakın olduğunu söyledi(Markos 1:15).
Benliğimiz, Allah’ın Krallığı karşısında kendini kral sayıyor! Zaman zaman benim de benliğim ortaya çıkıyor ve içimde rahatsızlık oluyor! Bu nedenle İsa’nın boyunduruğunu İNCİL’den okuyunca, içime kurtuluş umudu doğuyor! (Matta 11:30).
Sevgili Viran dede kardeşim, benliğimiz ve istekleri bize egemen oldukça, daha çok acı çekeceğiz. Bazen kardeşler olarak birbirimizi benlik sebebi ve sevki ile kırıp geçiyoruz; buna sebep olduğum zaman da, benim içimde rahatsızlık oluyor! İsa’nın haça gerili hali gözlerim önüne gelince, daha çok üzülüyorum. Benliğim nasıl haça gerilir? Bunu hiçbirimiz, kendiliğimizden yapacak güce sahip değiliz! Pavlus da, öyle idi; ama Mesih ile haça gerildiği zaman, İsa’nın boyunduruğunun kolay ve yükünün hafif olduğuna tanık olmuş ve sevinçle şöyle demiş:
‘Artık ben yaşamıyorum, fakat Mesih bende yaşıyor” (Galatya 2:20). Mesih İsa’nın boyunduruğu kolay ve yükü hafifmiş!
B_Yılmaz kardeşimiz, “eğer Hz. İsa bizim günahlarımızın kefaretini ödediyse biz ne günah işlersek işleyelim cennete mi gireceğiz?” şeklinde soru sormuş! Çok güzel bir noktaya temas etmiş! Pavlus da, buna benzer soru sormuş:
“Lütuf çoğalsın diye günahta devam edelim mi?” (Rom.6:1). Yanıtı: “Hâşâ! Biz ki, günaha öldük, artık onda nasıl yaşarız?” (Rom.6:2).
İsa Mesih, günahlarımz uğrunda ölmekle bizi Baba ile barıştırmış! Ama iş, asıl bundan sonra başlıyor! İsa, ölümden dirildi! Ölümden dirilmiş İsa’nın işi bundan sora devam ediyor! Ölümünden önce yaptığı büyük mucizeleri ile binlerce beden ve ruh hastasını sağlığa kavuşturdu. Şimdi de, işte O, dirilmiş İsa, günahlar içinde kaybolmuş insanlara ulaşarak ve onlara seslenerek yaşam varlığıyla onları kucaklıyor, karanlıktan nura ve Şeytan’ın hakimiyetinden Baba’ya döndürüyor! Beni de ziyaret etti, hem de, günah bataklığında yuvarlanırken içimde işittiğim o sesle, tesir alanına girdim ve ayıktım! İNCİL okumak, bana zevkli olmağa başladı! Dahası da var: İsa, sanki benim anlayışım oluyor! Onu bu hali ile de fark ediyorum. İNCİL’de yazılı sözlerinin sesini de işittim! Daha da işitmek istiyorum. Çünkü onun sesi ve söyleyişinde benliğimi susturan ve kıran bir hakimiyeti ve kudreti var! Onun varlığı ile birleştiğimiz zaman gerçek özgürlüğü, yani artık istediğimiz gibi hareket etmediğimizi fark ederiz! Onun Ruhu ile dolduğumuz zaman bedene, yani benliğe fırsat olmayacağı, vaat olarak İNCİL’de garanti ediliyor (Rom.8:9; Galatya 5;13).
Mesih İsa ile birleştiğimiz zaman, artık, bedene fırsat olmaz! Bu,Mesih İsa’da Hayat Ruhunun kanunudur!(Rom.8:2). Nasıl oluyor bu iş? Yani, istediğimiz şeyleri yapmayalım diye Kutsal Ruh, içimizde olmalıdır!(Galatya 5:16,17).
Umarım ki, B_Yılmaz kardeşin de, bu kurtuluş yolu dikkatini ve ilgisini çeker: İsa, bizim için dirilmiş! İsa; halen çalışıyor! Ölülere umut bağlayanlar, kendileri de ölecekler ve ölüler diyarına gidecekler. Kitabı Mukaddes’de ve özellikle İNCİL’de okuyoruz ki, ölümde ve ölüler diyarında umut yoktur! Korkunç bir şey! Ama İsa, göklerde saklı umudumuzdur! Mesih İsa’nın ölümüne vaftiz olanlar, ölümden dirilmiş İsa’nın hayatı ile günden güne tazeleneceklerdir! (Rom.5:10). Amin.
Sevgili Viran dede kardeşim. Keşke yüz yüze geleydik de, bu konuları konuşaydık. Size bunları yazdım; başınızı ağrıttıysam beni bağışlayın. İsa’nın şu umut verici vaadini sonuç olarak yazıyorum:
“Ve bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var ki, onları da getirmeliyim, benim sesimi işitecekler; ve tek sürü, tek çoban olacak” (Yuhanna 10:16).
Amin.