Re: İncil dağıtan G.Afrikalılar gözatına alındı

#31777
Anonim
Pasif

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haberdetay.php?hit=11850

MİSYONER TEZGAHINA TEPKİ

Yeni bir tahrik planı mı?
AKP iktidarının yaptığı yasal değişikliklerin ardından cüretleri iyice artan misyonerler, yeni bir tahrik planını sahneye koydu. Güney Afrika’dan gelen turist görünümlü 12 misyoner, Rize’de bazı evlerin kapılarına İncil ve propaganda CD’leri bıraktı.


Sorgulanıp bırakıldılar
DaĞItIlan kitapların, karanlık bir cinayetle gündeme gelen Zirve Yayınevi’ne ait olduğu dikkat çekti. Polis, vatandaşların şikayetiyle gözaltına aldığı 2 ‘beyaz’ Güney Afrikalıyı serbest bırakmak zorunda kaldı. Bölge halkı ve uzmanlar, olaylara tepkili…

Yaşar Nuri ÖZTÜRK
Tevhide karşı teslis için çalışılıyor. Haçlı seferlerinde bile bu kadar misyonerlik görülmemişti.


Sadettin TANTAN
Karanlık odaklar değerlerimizi çökertmeyi hedefliyor. Amaç, zihin kontrolü.


Zekeriya BEYAZ
Din kisvesi altında siyasi ve kültürel işgal harekatı. Onlara karşı mücadele de suç oldu!


Bu ne rezalet kardeşim!
Evlerinin, dükkãnlarının önünde İncil ve Hıristiyanlık propagandası yapılan CD’ler bulan vatandaşlar, “Bu ne rezalet! Bayram gününde bile Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorlar!” diye tepki gösterdi.


Misyonerler tahrik peşinde
* Karadeniz Haçlı istilası altında. Rize’de misyonerler, karanlık bir baskınla gündeme gelen Zirve Yayınevi’nin kitap ve CD’lerini dağıtırken yakalandı


* AKP’nin imza attığı yasal değişiklikler nedeniyle serbest bırakılmak zorunda kalınan misyonerlere bölge halkından ve uzmanlardan tepki yağıyor

Haber: Fatih ERBOZ – Salim YAVAŞOĞLU
AKP’nin sağladığı yasal teminatları fırsat bilen misyonerler, özellikle Karadeniz bölgesini istila etti. Bölgeye turist kisvesi altında akın eden misyonerler, hristiyanlık propagandası yapıyor. İşte bu çirkin tahriklerden biri de önceki gün yaşandı. Binlerce kilometre uzaklıktan Türkiye’ye gelen
12 Güney Afrikalı misyoner, gruplar halinde önce Trabzon, Artvin, Ağrı ve Erzurum’u gezdi. Bu grubun son durağı ise Rize’ydi. Ne olduysa burada oldu. Misyonerler, bazı evlerin kapılarına İncil ile Hıristiyanlık propagandası yapılan CD’ler bıraktı. Vatandaşlardan gelen şikayet üzerine harekete geçen polis, ’beyaz’ oldukları belirtilen iki Güney Afrikalıyı gözaltına aldı. Savcılığa sevk edilen zanlılar, suç unsuru bulunmadığı için serbest bırakıldı.

Salyangoz satıyorlar

Mübarek Kurban Bayramı’nın ilk günü karşılaştıkları bu olaya tepki gösteren vatandaşlar, “Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorlar” dedi. Sabah işyerini açmak için geldiğinde bir paketle karşılaştığını anlatan Ali Korkmaz isimli vatandaş, “Sahibi çıkmayınca açtım. İçinden İncil ve CD’ler çıktı. Komşularıma ve bazı evlere de bırakıldığını öğrendik. Ben buradaki niyetin insanlara Hıristiyanlığı tanıtmak olduğunu düşünmüyorum. Burada amaç insanları tahrik etmektir” diye konuştu.

Rize’de bazı ev ve işyerlerinin önüne İncil ve Hristiyanlığı tanıtan CD’ler bırakan Güney Afrikalı misyonerler, vatandaşların kafasını bulandırmaya çalışıyor.

Kitaplar Zirve’den
Yaklaşık 9 bin kilometre kat ederek Türkiye’ye gelen Güney Afrikalı misyonerlerin, Karadeniz’de sahnelediği tahrik, kafaları karıştırdı. Çünkü, misyonerlerin dağıttığı İnciller, karanlık bir baskınla ülke gündemine oturan Malatya’daki Zirve Yayınevi’nin damgasını taşıyordu. Misyonerlerin, halkı kışkırtmak için böyle bir yola başvurdukları, bu oyuna gelmeyen bölge halkının ise sinsi planı bozduğu tahmin ediliyor. Malatya’da 18 Nisan 2007’de Zirve
Yayınevi’nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek öldürülmüş, Polis, zanlılardan Salih G. (20), Cuma Ö. (20), Hamit Ç.(19) ve Abuzer Y.’yi (19) olay yerinde yakalamıştı. Olaydan sonra üçüncü katın penceresinden kaçmak isterken düşerek yaralanan Emre G., kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Turgut Özal tıp Merkezi’nde tedavi altına alınmış, tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.


Haçlı tezgâhı AKP ile zirve yaptı
AB ve ABD’nin dayatmasıyla her türlü tavizi veren AKP sayesinde misyonerler, Türkiye’de cirit atabiliyor


Türkiye’de misyonerlik faaliyetleri AKP ile tavan yaptı. AKP iktidarının, Avrupa Birliği ve ABD’nin dayatmaları ile misyonerliğe yasal kılıflar uydurması sonucu misyonerler altın devrini yaşamıştı.. Bu dönemde, dernek ve vakıf mevzuatı değiştirilmiş, 2003 yılından itibaren kiliseler kapatılmamış, tam aksine açılması kolaylaştırılmıştır. Nüfus cüzdanlarından din hanesinin kaldırılması ile ilgili düzenlemeler yapılmış, uygulamaya konulması için uygun zaman beklenmektedir.

İlk adım 2002’de atıldı
AB sevdasına tutulan AKP’nin uyum paketleri ve ikili sözleşmeleriyle misyonerlere faaliyetlerini kolaylaştırma ve rahat çalışmalarına imkan sağlamanması için ilek adım 2002 yılında atıldı. AB’ye uyum paketleri ile azınlıklara dini, kültürel, sosyal, sağlık ve sportif faaliyetler yapmak için mülk edinme, istedikleri yerde kilise kurma ve cemaat oluşturma imkânı tanınmıştır. 2 Ocak 2003 tarihli 4778 sayılı kanun ve 30 Temmuz 2003 tarihli 4963 sayılı kanun ile cemaat vakıflarının; dinî, hayrî, sosyal, eğitsel, sıhhî ve kültürel alanlardaki ihtiyaçlarını karşılamak üzere mülk edinmelerinin ve üzerinde tasarrufta bulunmalarının önü açılmıştır.

Cami değil ibadet yeri
15 Temmuz 2003 tarihinde, TBMM’de 4928 sayılı kanun kabul edilmiştir. Bu yasa, 3194 sayılı İmar Kanunu’nda yer alan “cami” ifadesini “ibadet yeri” olarak değiştirmiştir. Ayrıca imar planında “ibadet yerleri” ayrılmasına, il, ilçe ve beldelerdeki yöneticilere ibadet yeri yapılması izin yetkisi de vermiştir. AB Uyum Paketi’ne bu görüşler yansıtılmış; mahallî idarelere ve muhtarlıklara kilise, pagoda (Budist dini yapısı) ve havra gibi diğer dinler için ibadet yeri açmayı kolaylaştıran yetkiler tanınmıştır. AKP bununla da yetinmemiş, yabancıların mülk edinmesini ve köylerden toprak almasını kolaylaştıran kanun değişiklikleri de yapmıştır.

Yazıcı’dan acı itiraf
Vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın, AKP iktidarının Haçlı seferlerine ve misyonerliğine vize verdiğini itiraf etmesi hala unutulmadı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde 31 Ocak 2007 tarihinde bir basın toplantısı düzenleyen Hayati Yazıcı, Vakıflar Yasa Tasarı ile cemaat vakıflarına tanınan yeni haklara dikkat çeken bir gazetecinin, “Cemaat vakıfları alacakları yardımlarla misyonerlik faaliyetleri yaparlarsa ne olacak?” şeklindeki sorusuna, “Vakfın dini amacı varsa, amacı doğrultusunda elbette çalışacak” cevabını vermişti.


TÜRKİYE’Yİ TEHDİT EDEN HAÇLI SEFERLERİNE TEPKİ YAĞDI
Bizim değerlerimizi çökertmek peşindeler
Yurt Partisi lideri Tantan, büyük bir proje olarak nitelendirdiği misyonerlik faaliyetlerine sadece dini açıdan bakılmaması gerektiğini belirterek, “Kültürel değerlerini kabul ettirmek istiyorlar” dedi


İçişleri eski Bakanı ve Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, misyonerlik faaliyetlerinin büyük bir projenin uygulaması olduğunu söyledi. Tantan, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Misyonerlik faaliyetleri, dünyada bir çok kilise, vakıf ve sivil toplum örgütü ile dernekler tarafından organize ediliyor, destekleniyor. Girişleri, çıkışları, faaliyet alanları belirlenip, harcamaları karşılanıyor. Kendi kültürel değerlerini o ülkelerde kabul ettirmek için bunu yapıyorlar” dedi. Olaya sadece dini açıdan bakmanın yeterli olmayacağına dikkat çeken Tantan, şöyle devam etti:

Zihinlerin peşindeler

“Bir takım değerlerin çökertilmesini hedefliyorlar. Buradaki amaç; kendilerine tabii kılmak istedikleri ülkelerin insanlarının zihinlerini değişik faaliyet ve yöntemlerle kendi kontrolleri altına almak. Bunu başarmak için de organize olarak kapsamlı bir çalışma yürütüyorlar. Bu tür çalışmalara karşı toplumu bilinçlendirmek gerekiyor. Çağımızın en büyük savaşı enformasyon ve bilgi savaşıdır. Bu savaşın ülkemiz üzerindeki tehdidini ortadan kaldıracak bir çalışmayı başlatmak gerekiyor.”

Önlem alınmalıdır

Güney Afrika’dan gelen misyonerlerin, Karadeniz’de İncil dağıtmasına, bilinçli ve ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş vatandaşların gülüp geçeceğini kaydetti. Dünyada sınır tanımayan hareketlilikler olduğunu belirten Tantan, “Para bilgi, insan ve mal hareketliliği gibi faktörler var. Ama bunların en büyüğü bilgi hareketliliğidir. Bilgi kirliliğine mutlaka önlem alınmalı” diye konuştu.

Siyasi ve kültürel işgal hareketidir
İlahiyatçı Profesör Zekeriya Beyaz, misyonerlik faaliyetlerinin din kisvesi altında yürütülen siyasi ve kültürel bir işgal hareketi olduğunu söyledi. AKP iktidarı döneminde misyonerlik ve hıristiyanlık propogandalarının serbest hale getirildiğini belirten Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, “Daha da ileri gidilerek onlarla mücadele suç haline getirildi. Nitekim misyonerlerle uğraştığı gerekçesiyle ben ve benim gibi bir çok kişi hakkında sayısız davalar açıldı” dedi. Beyaz, şöyle devam etti: “Şu anda Türkiye’de yüzlerce kanunsuz ev kilisesi açıldı. Bunların arkasında Dünya Kiliseler Birliği var.” Güney Afrika’dan gelen misyonerleri, ileriden beri devam eden yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin bir parçası olarak nitelendiren Beyaz, “Bu tür faaliyetler, tamamen kışkırtmaya yöneliktir” tespitinde bulundu.


Bu kadar yoğunluk hiç yaşanmamıştı
Halkın Yükselişi Partisi Genel başkanı Prof.Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Türkiye topraklarının hiçbir dönem misyonerlik faaliyetlerinin saldırısıyla bu kadar yoğun bir şekilde karşı karşıya kalmadığını söyledi. Öztürk, “Kelime-i Şahadet toprakları, 1071 yılından bu yana bu kadar Hristiyanlaştırma girişimleriyle karşı karşıya kalmadı. Haçlı seferlerinde bile bu kadar eylem yoktu. Bu işi sadece bir yayınevine ve orada çıkan bir olayla bağdaştıramayız. Olay çok daha büyük ve şikayet etmenin ötesinde” dedi. Bu tür saldırılara karşı bilinçli olunması gerektiğini ifade eden Öztürk, şunları söyledi: “İncil dağıtılması çok küçük bir olay. Misyonerliğin daniskasını AKP yapıyor. Bu tür olaylara en büyük desteği zaten iktidar veriyor. Kelime-i Şahadet coğrafyasının Hristiyanlaştırılmasına hiçbir güç bu kadar destek vermedi. Tevhide karşı teslis için çalışılıyor” şeklinde konuştu.

Karmaşaya zemin hazırlamak istiyorlar
Karadeniz’de yaptığı araştırmalarla tanınan yazar Mehmet Bilgin, bölgede yaratılmak istenen karmaşa için zemin hazırlanmak istediği uyarısında bulundu. Bilgin, bölgede İncil dağıtanların Karadeniz’in her tarafında yapısal çözümlemeler yapan papaz görünümlü ajanlar olduğunu söyledi. Bilgin şunları kaydetti: “Doğu Karadeniz’de gerçekleştirilen misyonerlik faaliyetleri, bölgede yaşanan politik, ekonomik gelişmelerden ayrı düşünülemez. Doğu Karadeniz bölgesinin enerji kaynaklarına yakın ve yine enerji kaynaklarının nakli açısından önemli bir üs taşıdığı unutulmamalı. Misyonerlik faaliyetlerini bu çapta düşünürsek o zaman gerçek amacı daha rahat ararız. Bazı merkezler Karadeniz’i karıştırmak istiyor. Bu nedenle Karadeniz’de misyonerlik faaliyetlerinde bulunuyor.” Misyonerlerin kimliği ve ülkesinin önemli olmadığını ifade eden Bilgin, “Kitapların nerede basıldığı da çok önemli değil. Çünkü bu işi yapanlar ajan ve kimliklerini saklamak ve daha da önemlisi çalıştıkları merkezin amacını örtmek için bunu kullanıyor” dedi.

Papaz kılıklı ajanların faaliyetleri izlenmeli
MHP Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın ise, Karadeniz bölgesinde gerçekleştirilecek misyonerlik faaliyetlerine karşı bölge halkının duruşunun sağlam olduğunu kaydetti. Papaz kılıklı ajanların faaliyetlerinin çok iyi takip edildiğini söyleyen Yalçın, şunları kaydetti: “Korkulması gereken bana göre bunlar değil. Amaçları yurduna, milletine bağlı Karadeniz bölgesini karıştırmak olabilir. Ancak biz her türlü önlemi bölge insanı olarak alırız. Önemli olan bu faaliyetlerin önünü açan Müslüman olduğunu söyleyen kişilerdir. Esas önlem alınması gereken Müslümanlığın kutsallarını kullanarak insanların kafasını karıştıranlar, yani Müslümanlığın ticaretini yapanlardır. Bugün her türlü ekonomik sıkıntıya rağmen Karadeniz halkı devletine karşı bağlılık duygularını değiştirmemektedir. Bu önemlidir. Ben bu iki papaz kılıklının faaliyetlerini çok önemsemiyorum, çünkü bölge halkının duruşu sağlam.”