[Anonim]

Sn.MALCOM X

İsrail’in kuruluşundan itibaren Filistin halkı tehdit ve zulüm altında yaşıyor. 1967 Arap İsrail savaşından bu tarfa, zulmüne devam ediyor. Bu zulüm hem Türkiye cumhuriyetini yönetenler, hem de diğer müslüman devletlerce de biliniyor. Yeni bir şey değil yani.

Ama Türkiye tüm bunlara rağmen İsrail ile ikili askeri- ekonomik anlaşmalar yapıyor. İsrailli pilotlar Türkiye de eğitilirken, Türk savaş uçakları ve tankların modernizasyonu İsrailde yapılıyor. Bu işler için İsrail’e çuvalla para ödeyip, daha sonra da “İsrail karşıtlığı” sergilemek pek inandırıcı düşmüyor. Bu nedenle burada gelip de Hristiyan olan arkadaşları suçlamakla bir yere varamasınız.

Daha önce ben de, sitem dolu bir mesaj attım. Lâkin bu sitem, “Hem İsraili, hem de Filistini yaptıkları savaş nedeniyle tasvip etmiyoruz” şeklindeki yaklaşımlarına idi. Çünki, taraflardan birisi en modern silahlarla saldırıken, diğeri sapan taşı ile karşılık veriyorsa bunun adına savaş değil, zulüm denir. Fakat yine de, Müslümanlar ellerinden gelen her şeyi yapmadan, Hristiyanları sorumlu tutma hakkına sahip olamazlar. Ben şahsen ABD nin Irak’a saldırdığı 1991 den bu tarafa alternatifli olan ürünlerde, ABD/İngiliz/İsrail mallarını satın almıyorum. Kişisel olarak verebileceğim tepki bu. Şu an İslamdan çok uzaktayım. Ama tepkilerim zerre kadar değişmiş değil.

Bu mevzuda Filistin dışında, başta müslüman ülkeler olmak üzere hiç bir ülke samimi değil. Bush, uçakları ile Irak’da müslümanların tepesine bomba yağdırıken, Türkiye de bir çok “Müslüman”(!) serinlemek için Pepsi/Coca cola içiyor, evlerinde BP tüp kullanıp, otomobillerine İngiliz ve ABD şirketlerinden Benzin/Mazot alıyorlardı. Şimdi bile meydanlarda İsrail’in zulmünü protesto ettikten sonra ABD/İng. şirketlerinden arabasının deposunu dolduranlar var.

Nasreddin Hoca erken bir vakitte kalkıp bağın yolunu tutmuş. Yol da giderken kan-ter içerisinde iki askerle karşılaşmış.

Askerler, “Hocam. Kadı efendinin eşeği kayboldu. Haberin olsun. Görürsen bize haber ver.” demişler.

Hoca da, “Olur evlatlarım, siz merak etmeyin.” demiş.

Nasreddin Hoca akşama kadar bağda çalışıp işlerini bitirdikten sonra, dönüş yoluna koyulmuş. Can sıkıntısını gidermek için de hafiften bir türkü tutturmuş. Bu esnâda kadı efendinin merekbini arayan askerler ile tekrar karşılaşmış. Askerler sitem dolu sözlerle,

“Hocam. Biz akşama kadar hayvanı aramaktan yorgun düştük. Sen haberin olduğu halde hiç oralı olmamışsın.”

Hoca; “Evlatlarım. Dünya böyle. El, elin eşeğini türkü söyleyerek arar.”