Re: Yehova Şahitleri Nasıl Ortaya Çıktı?
Hristiyanlık tarihinde zındıklık, sapkınlık genellikle öğretinin bir yerinin alınıp tüm öbür yerlerine oranla mutlaklaştırılması ile de ilgilidir. Mesela Monofizitlik’te (tek doğacılık) Hz. İsa’nın insani yönünü yok sayacak kadar Tanrı’sal yönüne ağırlık verilir. Bu inanışta insanın iradesinin hemen hemen rolü yok gibidir, Tanrısal irade tarafından tümden yok edilmiştir. Monofizit’liğin tersi olan Nestorianizm’de ise Tanrı’sal olan ile insani olan tümden ayrılardır. Tek bir sentez durumunda değil de emir veren ve kabul eden bir ikilik olarak görülür insandaki Tanrı ile olan ilişki. Her iki öğreti de uçlara kaçmış, genel öğretinin bir bölümünü mutlaklaştırmıştır. Halbuki önemli olan aşırılıklardan uzak, orta yolda yürümektir. Ortodoks inanç (mezhep anlamında değil de kelime anlamı itibarıyla doğru olan inanç yani) bir yönün öbür yönleri ezmemesi üzere hayatın tüm yönlerini içinde barındıran inançtır.
Hristiyanlık bir doğallık yoludur aynı zamanda. İnsanın Tanrı’dan yaratılmış doğallığına dönüş yolu. Hz. İsa Mesih efendimizin İnciller’de kendisini ‘İnsanoğlu’ olarak da tanımlıyor olması buna işaret eder. Hz. İsa insanın olması gerektiği halidir. Hz. İsa’da normal insanı görürüz. İnsan öyle olması üzere yaratılmıştır.
Normallik, dengelilik, insanilik merkezi önemi olan bir şeydir. Nitekim, bin yılları bulan cemaat geleneklerine sahip ortamlarda bile sözüm ona maneviyat gerekçesiyle ‘kafayı yemişler’ sürüyledir. Tanrı ile ilişki çok keskin, amaçlandığı işe uygun mu uygun bir bıçak gibidir. Ama tam da bu şahaneliğinden çok da tehlikelidir. Niyetteki ufak , dıştan farkına varılması zor bir kir… koca bir küp berrak suyu zehirleyebilecek bir damlalık zehir gibi işler bu durumlarda.
İnsan içersinde ‘Tanrı uğruna’ öfke, nefret, düşmanlık, başka inançları olanları şüphesiz cehennemlik sayma falan türünden eğilimlerin belirdiğini saptıyorsa kendini çok derinden bir muayeneye tabi tutmalıdır. Çok yanlış bir yolda yürümeye düzülmüş olması ihtimali vardır zira.
Doğru inancın belirtisi olan ‘orta yol’da yürüyende ruh huzuru vardır, ferahlık, güler yüzlülük, nüktendanlık, hoşgörü, yanlış yola koyulmuş olana bile sevgi ve… en önemlisi kendi nefsine güven değil de Tanrı’ya teslimiyet vardır, her yerde ve herşeyde.
Bir de bu bunca sık rastlanan cemaati güçlendirme amacı ile nefer toplama zihniyeti Tanrı ile alakanın kesilmiş olduğunun belli başlı bir belirtisidir. Gerçek Hristiyan’ın karşısındakini kendi mensup olduğu cemaate mensup etmesi ile ilgili en ufak bir kaygısı yoktur. Karşısındaki varlık endişesinden debelenen bir candır ve önemli olan onun Tanrı ile bağının yeniden kazanılmasında bir katkıda bulunmaktır. Karşıdakinin Tanrı katındaki kurtuluşudur söz konusu olan, cemaati büyütmek değil.
Sapkınlığın en belli başlı belirtisidir bu cemaati güçlendirme çabası… Fertlerin kişi olarak hiç önemleri yoktur aslında, cemaatin güçlenmesinde rolü olan sayılardır sadece, bu tür yaklaşımda. Bir güce tapma vardır bu gibi ortamlarda, Tanrı’ya tapma bahanesi ardında.
İşte tüm bu nedenlerden dolayı insan ille de ‘bize gel’ türünden ısrarlar gördüğünde temkinli olmalı. Sapkınlık ile karşı karşıya bulunuyor olması çok muhtemeldir öyle bir durumda.