Re: Türk Hristiyanların Hakları ve Ödevleri, 2006

#31090
Anonim
Pasif

Soru (7) : Polis veya jandarma evime “şikayet var” diye gelip, sorgulama, arama
yapmak ister ve/veya karakola götürmek isterse haklarım ne, ne yapmalıyım? Yazılı arama izni olmadan arama yapabilirler mi?

Cevap : Öncelikle, inancınızdan dolayı (açıklama, ibadet ve yayma hakkı da dahil olmak üzere) hiçbir sebeple doğrudan doğruya şikayet edilemeyeceğinizi/ suçlanamayacağınızı hatırlatmak istiyoruz. Şayet doğrudan inancınızı hedef alan şikâyetler neticesinde polis veya jandarma baskısına maruz kalıyor iseniz, kamu görevlilerinin bu davranışının yasa dışı olduğunu hatırlatırız.

Bununla birlikte, aleyhinizde yapılan şikâyetlerin, doğrudan inancınızı hedef almamakla birlikte, başka isimler altında yapılması mümkündür (komşuluk hukukundan doğan şikâyetler- çok gürültü yapılıyor, gibi; ya da Kat Mülkiyeti Kanunu veya İmar Kanunu’ndan kaynaklanan şikâyetler – mesken olarak gözüken dairenin ibadethaneye çevrilmesi gibi…) Ne var ki, bu gibi şikâyetlerin birçoğu, evinizde arama yapma gibi olağandışı bir uygulamayı haklı kılmamaktadır. Arama yapma hali Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’da oldukça sıkı şartlara bağlanmıştır. Öncelikle bilinmesi gereken, CMK 119.maddeye göre, evinizde, işyerinizde ya da kamunun kullanıma açık olmayan kapalı bir alanda arama yapmak için, hâkimin kararının veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emrinin bulunması zorunluluğudur. Madde metni şöyledir:

1.) Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.

(2) Arama karar veya emrinde;

a.) Aramanın nedenini oluşturan fiil,
b.) Aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya,
c.) Karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi,
Açıkça gösterilir.

(3) Arama tutanağına işlemi yapanların açık kimlikleri yazılır.

(4) Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur.

(5) Askeri mahallerde yapılacak arama, Cumhuriyet savcısının istem ve katılımıyla askeri makamlar tarafından yerine getirilir.

Görüleceği üzere, hiçbir şekilde ve hiçbir nedenle, yazılı izin olmaksızın arama yapmak mümkün değildir.

Arama ile ilgili bir diğer şart, aramadan beklenen menfaatin hukuka uygun olması zorunluluğudur. Aramanın ne şekilde yapıldığı kadar ne amaçla yapıldığı da önemlidir. CMK 116.maddeye göre:

Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.

Madde metninde yazılı olduğu üzere, yazılı bir arama kararı alabilmek için, şikâyet konusu edilen suçun delillerinin ve/veya suçun failinin elde edilebileceğine yönelik makul bir şüphenin bulunması şarttır.

Arama yapabilmenin anahtar kelimesi “makul şüphe”dir. Aşağıda açıklandığı üzere, polis veya jandarmaya yapılan her şikâyet hakkında arama kararı verilmesi mümkün değildir. Bunun için, şikâyet konusu fiilin şikâyet olunan tarafından işlendiğine ya da arama yapılacak yerde şikâyet konusu fiilin failine ya da delillerine ulaşılacağına yönelik bir takım somut olguların varlığı gereklidir.

“Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği”nin 6.maddesi “makul şüphe”den ne anlaşılması gerektiğini oldukça güzel ve ayrıntılı bir dille açıklamıştır. Bu maddeye göre :

Makul şüphe, hayatın akışına göre somut olaylar karşısında genellikle duyulan şüphedir.

Makul şüphede, ihbar veya şikayeti destekleyen emarelerin var olması gerekir.

Belirtilen konularda şüphenin somut olgulara dayanması şarttır.

Arama sonunda belirli bir şeyin bulunacağını veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörmeyi gerektiren somut olgular mevcut olmalıdır.”

Açıklandığı üzere, makul şüpheye dayanmayan bir arama, yazılı izinle yapılsa dahi, hukuken geçersiz bir arama haline gelecek ve böyle bir aramaya izin veren ve aramayı yapan kamu görevlilerinin, cezai ve hukuki sorumluluğu doğacaktır.

Arama konusunda bilinmesi gereken bir diğer husus, suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan haller ile firari kişilerin yakalanması hali dışında ( gecikmesinde sakınca bulunması halinin dahi makul şüphede olduğu gibi somut bir takım haklı gerekçelere dayanması gerekir, her olumsuz durum gecikmesinde sakınca bulunan hal olarak nitelendirilemez. ), konutta, işyerinde veya diğer kapalı alanlarda gece vakti arama yapılamayacağı kuralıdır. CMK 118.madde metni şöyledir:

(1) Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz.

(2) Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan haller ile yakalanmış veya gözaltına alınmış olup da firar eden kişi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalarda, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

Arama konusunda dikkat etmeniz gereken diğer hususlar, arama esnasında hazır bulunacak kişilere, arama belgesi verilmesine ve arama sonucu bulunan belgeleri incelenme yetkisine dair yasal düzenlemelerdir.

Özellikle, arama sırasında hazır bulunmanız engellenemeyeceği gibi, avukatınızın da arama esnasında hazır bulunmasına engel olunması, kanunen mümkün değildir. CMK 120. madde metni şöyledir:

(1) Aranacak yerlerin sahibi veya eşyanın zilyedi aramada hazır bulunabilir; kendisi bulunmazsa temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri veya kendisiyle birlikte oturmakta olan bir kişi veya komşusu hazır bulundurulur.

(2) 117 nci maddenin birinci fıkrasında gösterilen hallerde zilyet ve bulunmazsa yerine çağrılacak kişiye, aramaya başlamadan önce aramanın amacı hakkında bilgi verilir.

(3) Kişinin avukatının aramada hazır bulunmasına engel olunamaz.

Arama sonucunda, aramanın nedenini ve şayet arama esnasında bir kısım eşyaya elkonulmuş ise bu eşyaların dökümünü gösterir bir belge, talep etmeniz halinde size verilmek zorundadır. Bu konuda talep etme hakkınızın olduğunu bilmemeniz ve kamu görevlisinin de bu hakkı size hatırlatmaması halinde, aramanın neden ve sonuçları hakkında ve özellikle el konulan eşyaların nelerden ibaret olduğunun tespiti açısından önemli bir delilden mahrum kalacağınızı hatırlatırız. CMK 121.madde metni şöyledir:

(1) Aramanın sonunda hakkında arama işlemi uygulanan kimseye istemi üzerine aramanın 116 ve 117 nci maddelere göre yapıldığını ve 116 ncı maddede gösterilen durumda soruşturma veya kovuşturma konusu fiilin niteliğini belirten bir belge ve istemi üzerine elkonulan veya koruma altına alınan eşyanın listesini içeren bir defter ve eğer şüpheyi haklı kılan bir şey elde edilmemiş ise bunu belirten bir belge verilir.

(2) Birinci fıkrada belirtilen belgelerde, hakkında arama işlemi uygulanan kimsenin, elkonulan eşyanın mülkiyetine ilişkin görüş ve iddialarına da yer verilir.

(3) Koruma altına alınan veya elkonulan eşyanın tam bir defteri yapılır ve bu eşya resmi mühürle mühürlenir veya bir işaret konulur.

Aramayla ilgili söyleyebileceğimiz son önemli husus, arama esnasında elkonulan yazılı belge dokümanları inceleme yetkisinin, sadece Cumhuriyet savcısı ve hâkime ait olduğudur. Bu belgelerin kolluk kuvvetleri tarafından incelenmesi yasaktır. CMK 122.madde metni şöyledir:

(1) Hakkında arama işlemi uygulanan kimsenin belge veya kâğıtlarını inceleme yetkisi, Cumhuriyet savcısı ve hâkime aittir.

(2) Belge ve kâğıtların zilyedi veya temsilcisi kendi mührünü de koyabilir veya imzasını atabilir. İleride mührün kaldırılmasına ve kâğıtların incelenmesine karar verildiğinde bu işlemin yapılmasında hazır bulunmak üzere, zilyedi veya temsilcisi ya da müdafii veya vekili çağrılır; çağrıya uyulmadığında gerekli işlem yapılır.

(3) İnceleme sonucu soruşturma veya kovuşturma konusu suça ilişkin olmadığı anlaşılan belge veya kâğıtlar ilgilisine geri verilir.

Şikâyet konusu iddia ile ilgili olarak ifadenizin alınması için, karakola ya da Cumhuriyet savcılığına çağrılmanız da mümkündür. Savcılığın ve kolluk kuvvetlerin böyle bir çağrı hakkı vardır. Çağrıya rağmen gelmemeniz durumda zorla getirilmek zorunda kalmanız mümkündür. CMK 145.madde metni şöyledir:

“İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır.”

Yazılı kural bu olmakla birlikte, uygulamada savcılık ya da polisçe tarafınıza telefon edilerek, karakola veya savcılığa ifadenizin alınması için çağrılmanız da mümkündür. Böyle bir durumda, ne amaçla çağrıldığınızın mutlaka telefonda açıklanması gereklidir. Aksi takdirde, telefon yoluyla gelen talebe uymak zorunda olmadığınız gibi, şayet böyle bir görüşme sonrası savcılığa ya da karakola gitmeye karar verir iseniz, yanınızda bir avukatla çağrı yapan kuruma gitmenizin faydalı olacağını hatırlatırız.

Şayet, kolluk kuvvetleri tarafından çağrı yapılmaksızın, zorla (örneğin işten, evden ya da sokaktan alınarak) karakola götürülmeniz söz konusu ise, kolluk kuvvetlerinin yaptığı bu işlemin kanuni karşılığının CMK 90 ve 91. maddelerde düzenlenen “Yakalama ve Gözaltına Alma” işlemi olduğunun bilinmesi gerekir.

Kolluk görevlileri tarafından yapılacak olan yakalamayı düzenleyen CMK 90/2.maddesi şöyledir:

(2) Kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde; Cumhuriyet savcısına veya amirlerine derhal başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptirler.
Görüldüğü üzere, polis/jandarma tarafından yakalanabilmeniz için iki şart vardır:

1.) Hakkınızda tutuklama kararı verilmesini veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca olan bir halin bulunması,

2.) Tutuklama kararı ya da yakalama emri almak için Cumhuriyet savcılığına ya da mahkemeye derhal başvurma imkânının bulunmaması.

İfade için yazılı olarak savcılığa ya da karakola çağrılmanıza rağmen, bu çağrıya uymamanız nedeniyle zorla getirilmek zorunda kalacağınızı yukarıda belirtmiştik. Zorla getirtilmenizi sağlayacak yol, hakkınızda yakalama emri çıkartılmasıdır. Soruşturma evresinde (karakol-savcılık aşamasında) yakalama emri, savcılığın talebi üzerine sulh ceza mahkemesi tarafından yazılı olarak verilir (CMK 98/1).

Yazılı bir yakalama emri bulunduğu ya da yukarıda CMK 90/2’de açıklanan şartların olması halinde yazılı emir aranmaksızın yakalama yapmak mümkündür.

Yine, yakalama için gereken bir diğer şart olan, tutuklama nedeninin bulunması hallerinde de kolluk tarafından yakalama yapılacaktır. CMK 100. madde tutuklama şartlarını düzenlemiştir. Bu maddeye göre:

(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

a.) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b.) Şüpheli veya sanığın davranışları;

1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma, hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

Soruşturma evresinde (karakol-savcılık aşamasında) tutuklama kararı, savcılığın talebi üzerine sulh ceza mahkemesi tarafından yazılı olarak verilir (CMK 101/1).

Yazılı bir tutuklama kararı bulunduğu ya da yukarıda CMK 90/2’de açıklanan şartların olması halinde yazılı tutuklama kararı aranmaksızın yakalama yapmak mümkündür.

Yakalanmanız üzerine, yakalama işlemi hakkında kolluk görevlileri tarafından derhal Cumhuriyet savcılığına haber verilir (CMK 90/5) :

(5) Birinci fıkraya göre yakalanıp kolluğa teslim edilen veya ikinci fıkra uyarınca görevlilerce yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek, emri doğrultusunda işlem yapılır.

Kendisine yakalama işlemi ile ilgili olarak bilgi verilen Cumhuriyet savcısı, serbest bırakılmanıza karar vermez ise, artık hukuken “gözaltına alınmış” sayılırsınız (CMK 91) :