Re: –son Zaman Öğretsi–

#28260
Anonim
Pasif

Müjde Nedir?
Protestanlar olarak şunu deriz: “Müjde, imanla aklanmadır, Müjde’yi vaaz etmek, imanla aklanmayı vaaz etmektir”

Aklanma öğretisi doğrudur. Kutsal Kitap’a da uygundur. Yani imanla aklanma yoluyla, Tanrı’nın önünde yeni bir konuma ulaştığımız bilgisi, aslında çok yüce bir lütuftan kaynaklanmaktadır. Fakat Müjde’nin imanla aklanma olduğunu söylemek, biraz sorunlu bir ifade biçimi olacaktır. Çünkü:
1- Tüm Müjde’nin mahiyeti yerine; bir kısmının ortaya konulması gibi anlaşılabilir. Çünkü biz Müjde’nin sadece bir kısmını vaaz edersek; böyle yapmakla aslında kurtuluşumuzu küçültmüş oluruz. Kurtuluşumuzu sadece kişisel, dini bir deneyime kadar küçülterek adeta şunu söylemiş oluyoruz: “Müjde, ben öldükten sonra, cennette yaşamamla ilgili bir şey”

Daha önce İsa Mesih’in İkinci Adem olarak yaptıklarından bahsetmiştik. Ve gördüğümüz şey; İkinci Adem’in kurtarış işinin kapsamı yalnızca Müjde’nin kalplerimizde yarattığı ama görünmeyen bir değişimden fazla bir şey olduğuydu.

2- Kutsal Kitab’ın hiçbir yerinde “aklanma, imanla olur’ ifadesi Müjde’dir” demiyor. Bu noktayı açıklığa kavuşturacak birkaç bölüme bakalım:
İşaya 52: 7 Dağları aşıp gelen müjdecinin ayakları ne güzeldir!
O müjdeci ki, esenlik duyuruyor.
İyilik müjdesi getiriyor, kurtuluş haberi veriyor.
Siyon halkına, “Tanrınız egemenlik sürüyor!” diye ilan ediyor.

Bu ayette “İyi Haber” müjdecilerinden, yani Müjde’nin habercilerinden bahsediyor. Burada, bu kişilerin getirdiği mesajın ne olduğu bizlere açıkça belirtiliyor. Bu sadık müjdeciler Sion’a diyorlar ki: “Tanrınız Siona Krallık ediyor!”

Şimdi de Yeni Ahit ile arasındaki bağı görmek için dikkatli olmamız gereken bir noktaya geliyoruz. Çünkü Müjde’nin merkezinde, İsa Mesih’in Göklerin Egemenliğinin gelişini açıklayışı vardır. İsa Mesih’in Sion’a gidip: “Tanrı Hükümdarlık ediyor!” demesi var…

Fark ettiğimiz şey, bu mesajın eskatolojik bir mesaj olduğudur. Bu bildiri, eskatolojiktir [tarihe girmiş Tanrı Egemenliğidir]… Tanrı’nın bir Kral Olarak Tarihe Müdale Etmesidir.

Mezmur 96:3 Görkemini uluslara,
Harikalarını bütün halklara anlatın!
Bu ayetlerde İsrail’in, Tanrı’nın bütün şaşılacak işlerini bütün kavmlar arasında ilan etmeye çağırılmasıyla karılaşıyoruz. Peki İsrail bu yüceliği, diğer uluslar arasında nasıl bildirecek? Bunun cevabı çok açık bir şekilde verilmiş.

Mezmur 96:10 Uluslara, “RAB egemenlik sürüyor” deyin.
Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz.
O halkları adaletle yargılar.
Milletler arasında “RAB saltanat sürüyor!” demeye çağırıldılar. Mezmurcunun, İsrail’e yapmış olduğu bu eskatolojik çağrının İşaya’nın Kitabında yapmış olduğu çağrı ile aynı olduğuna dikkat edin!

Markos 1:14 Yahya'nın tutuklanmasından sonra İsa, Tanrı'nın müjdesini duyura duyura Celile'ye gitti.
15 «Zaman doldu» diyordu, «Tanrı'nın Egemenliği yaklaştı. Tövbe edin, Müjde'ye inanın!»
Bu ayetlerde İsa Mesih’in, Müjde’nin ne olduğu konusunda yaptığı çok açık bir ifadesi mevcut. İsa Celile’ye gidip Tanrı’nın Müjdesini duyuruyor bildirinin içeriğine dikkat edin! Bu yine eskatolojik bir mesajdır: “Zaman doldu, zaman geldi! Tanrı’nın Egemenliği yaklaştı. Tövbe edin ve Müjde’ye inanın!”

İsa Mesih’in burada yaptığı şey Tanrı’nın en son zamandaki hükümdarlığının, şimdi insanlık üzerine doğmaya başladığını bildiriyor olmasıdır. Bu durumda mümkün olan tek cevap vardır: bu da tövbe etmek ve Müjde’ye inanmaktır…

Matta 10:7 Gittiğiniz her yerde Göklerin Egemenliğinin yaklaştığını duyurun.
İsa Mesih havarileri göreve yollarken onlara Kendi vaaz ettiği bildirinin aynısını vaaz etmelerini söylüyor. Onlara da Göklerin Egemenliğini duyurmalarını buyuruyor. Onları Krallık Müjdesini duyurmaları için görevlendiriyor.

Belki şunu düşünebiliriz: “Ama İsa bu öğrencileri, kayıp olan İsrail’i bulmaya gönderiyor. Diğer uluslara gönderdiğinde, belki farklı mesajlar verecek !” İsa’nın dirilişten sonra, Baba’nın yanına çıkmak üzereyken verdiği mesaja bakın:
Elçilerin İşleri 1:3 İsa, ölüm acısını çektikten sonra birçok inandırıcı kanıtlarla elçilere dirilmiş olduğunu gösterdi. Kırk gün süreyle onlara görünerek Tanrı'nın Egemenliğine dair konuştu.

Kırk gün süreyle Havarilere görünen İsa, onlara eskatolojik [Tanrı’nın Egemenliğine dair] bilgiler veriyor. Böylece Pentekost gününden sonra Kutsal Ruh’la güçlendirilmiş olan havarilerin vaaz etmeye başladığını görüyoruz.

Elçilerin İşleri 2:16-21 ayetler arasında Petrus, Yoel peygamberden alıntı yapıyor. Bunu yapmakla aslında vereceği bildirinin doğasını ve tabanını oluşturuyor. Yoel 2. bölümden yaptığı bu alıntıyı gördüğümüzde bizler hemen bu bildirinin eskatolojik bir bildiri olduğunu anlıyoruz. Yoel peygamberin sözlerinden olan alıntısına “Son günlerde” ifadesi ile başlıyor. Peki son günlerde ne olacak? Tanrı, Ruhunu tüm yaratılış üzerine dökecek.

Elçilerin İşleri 2:16-17 Bu gördüğünüz, Yoel peygamber aracılığıyla önceden bildirilen olaydır: `Son günlerde, diyor Tanrı, tüm insanların üzerine Ruhumdan dökeceğim. Oğullarınız ve kızlarınız peygamberlik edecekler. Gençleriniz görümler, yaşlılarınız da düşler görecek.
Gerçekten de anlaşılması güç olan bu olayı, Pentekost’u anlatabilmek için Petrus, Yoel peygamberden alıntı yapıyor. Yani “Son Günlerin” yaklaşmasıyla Kutsal Ruh Çağının, Mesihsel Çağın başlangıcını gösteriyor. Petrus, Kutsal Ruh’un insanlara verilmesine işaret ederek diyor ki, “Eski Ahit’te peygamberlerin beklediği ve hakkında peygamberlik ettikleri bu ‘Son Günler’ artık başlamıştır”.

Bu büyük eskatolojik çağın başladığını belirterek vaaz İsa Mesih’in Müjde’sini bildirmeye geçmektedir:
Elçilerin İşleri 2:22 «Ey İsrailliler, şu sözleri dinleyin: bildiğiniz gibi Nasıralı İsa, Tanrı'nın, kendisi aracılığıyla aranızda yaptığı mucizeler, harikalar ve belirtilerle kimliği kanıtlanmış bir kişidir.
23 Tanrı'nın önceden belirlenmiş amacı ve önbilgisi uyarınca elinize teslim edilen bu adamı, yasa tanımaz kişilerin eliyle çarmıha çivileyip öldürdünüz.
24 Tanrı ise, ölüm acılarına son vererek O'nu diriltti. Çünkü O'nun ölüme tutsak kalması olanaksızdı.

24. ayette “İsa ölümden dirildi” diyor. Yani İsa’nın dirilişi, O’nun meshedilmesi, yüceltilmesiydi. Çünkü o çarmıhta ölen, bir suçlu değildi. İsa’nın dirilişi O’nun, İsrail’in Mesih’i ve dirilişin RAB’Bİ olduğu gerçeğini kanıtlıyordu. Ve aynı İsa, Tanrı’nın sağına yüceltilmiş olandır. İsa göğe çıkmış ve artık tahtına oturmuştur.

Elçilerin İşleri 2:36 «Böylelikle tüm İsrail halkı şunu kesinlikle bilsin: Tanrı, sizin çarmıha gerdiğiniz bu İsa'yı hem Rab hem Mesih yapmıştır.»
Petrus’un bizlere vermiş olduğu bildiri, Göklerin Egemenliğinin duyurusudur: İSA MESİH RAB’DİR –diri[ilmiş] Rab’dir.

37. ayette bütün kalabalık diyor ki: “Kardeşler ne yapmalıyız?” 38. ayette Petrus ‘Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız” diyor ve yine “İSA RABDİR” diye ekliyor. Dikkat ederseniz Petrus burada Tanrı’nın Krallığını bildiriyor. Bu vaaz Müjde’ci bir vaaz olmaktan öte, tam bir Krallık vaazıdır. Bu vaaz eskatolojik bir vaazdır. Çünkü bu vaazın özü Tanrı’nın Egemenliği hakkındadır.

Elçilerin İşleri 28:31 Hiçbir engelle karşılaşmadan Tanrı’nın Egemenliğini tam bir cesaretle duyuruyor, Rab İsa Mesih’le ilgili gerçekleri öğretiyordu.
Pavlus cesaretle Tanrı’nın Egemenliğini duyuruyor. Dikkat ederseniz bu cümlenin son kısmı ilk kısmını güçlendiriyor: Tanrı’nın Egemenliğini duyuruyor ve Rab İsa Mesih ile ilgili gerçekleri öğretiyor… Kral’dan, O’nun Krallığı hakkında bahsederek öğretiyor. Yani krallığı hakkında hiçbir şey bahsetmeden bir kral hakkında konuşamazsınız. Aynı şekilde, kraldan bahsetmeden de krallığı da ortaya koyamazsınız.

Aslında bu ayette karşımıza çıkan şey, gerçek bir yetkili ağızdan elçisel bir Müjde özetidir. Pavlus’un Müjdesi’nin özetidir. Şimdi Romalılar bölümünde Pavlus’un, bu Müjde’yi nasıl özetlediğine bakalım: Burada aklımızda tutmamız gereken şey, Pavlus’un düşüncelerinin İşaya 52. bölüm üzerine odaklandığıdır. Ayet “güzel ayakları olan kişiler” dediğinde bu, Sion’a “Tanrı Egemenlik sürüyor” diyen kişilerin ayaklarıdır. Bu nedenle Pavlus’un Müjde konusundaki özetinin ne olduğuna bakalım:
Romalılar 10:9 İsa'nın Rab olduğunu ağzınla açıkça söyler ve Tanrı'nın O'nu ölümden dirilttiğine yürekten iman edersen, kurtulacaksın.

Burada sadece “İsa Mesih’in Rab” olduğu öğretmiyor. Çünkü gerçek İsrail’li ve İkinci Adem olarak, İsa Mesih’in yapmış olduğu tüm hizmetler bizleri kurtarmaktan çok daha geniş kapsamlı bir iştir. Krallığın Müjdesine ilişkin bir mesaj ile bütünlük içinde olarak “İsa ölümden dirilmiştir” diyor. Peki neden Tanrı’nın O’nu dirilttiğine inanmamız gerekiyor? Çünkü İsa Mesih’in dirilişi, yalnızca ve yalnızca O’nun Kral olduğu konusundaki bir yüceltmedir.

Galatyalılar 3:8 Kutsal Yazı, Tanrı'nın diğer ulusları imanlarına göre aklayacağını önceden görerek İbrahim'e, «Bütün uluslar senin aracılığınla kutsanacaktır» müjdesini önceden verdi.
9 Böylece iman edenler, iman etmiş olan İbrahim'le birlikte kutsanırlar.
Pavlus burada Müjde’yi tanımlıyor. Bu Müjde daha önceden İbrahim’e bildiriliyor. Peki bu Müjde nedir? Tekvin 12:3 ayetinden alıntı yaparak “Bütün uluslar İbrahim aracılığınla kutsanacaktır” diyor. İlk bakışta bu Krallık Müjde’si gibi gözükmeyebilir. Fakat Tekvin 12. bölümün kökünde yatan şey 2. Mezmurdur. Çünkü Tanrı Kralını, Sion Dağın’da oturtmuştur. Sion Dağındaki Kral, Tanrı’nın Tek ve Biricik Oğlu İsa’dır… Ve Tanrı yemin etmiştir ki, Oğlu olan Kral’a sahip olduğu mirası verecektir. Bu miras da dünyanın tüm uluslarıdır.

Bu yüzden Mezmur (2:12) “Oğul’u öpün. Öyle ki, kızmasın!” diyor. Çünkü bu Oğul olan Kral, demir bir çomakla hükmetmektedir. Yani tüm uluslar İbrahim aracılığıyla meshedilecek, bereketlenecek, öyle ki, bu Kral kendisinin olan mirası alabilsin. Bu nedenle, Galatyalılar bölümündeki Müjde de bir Krallık Müjde’sidir. Bundan ötürü de Müjde, eskatolojik bir mesajdır.

Zaman çizgisi, yaratılıştan sonsuzluğa doğru uzanıyor. Tarihin ortasında ise Mesih’in çarmıhı vardır. Zaman dolduğunda Tanrı Oğlu’nu göndermiştir. Mesih’in Kişi’si ve hizmeti, Kendisinden sonraki tüm zamanları tamamlıyor. Bu yüzden Petrus’un söylediği “İsa Mesih’ten sonra gelen tüm vakitler” son günler olarak adlandırılır. Fakat Müjde’nin “İyi Haberi” şudur: SONSUZLUK… Müjde’nin getirdiği İyi Haber, eskatolojik bir mesajdır; yani SONSUZLUĞUN tarihe giriş mesajıdır. İyi Haber yalnızca yeniden doğmuş kişiler hakkında değil; ama yenilenmiş bir yaratılış hakındadır.

Bu durumda anlaşılacağı gibi aslında bizler gelmekte olan çağa şu anda girdik bile… Bizler şu anda Kutsal Ruh’un yüce eskatolojik çağında yaşamaktayız. İşte bizler şu anda Tanrı’nın büyük eskatolojik halkıyız. İyi Haber; Müjde, Tanrı Egemenliğinin insanlara gelmiş ve yaklaşmış olduğudur: “İsa Mesih Rab’dir, tövbe edin ve Müjde’ye inanın”.

Yani sonsuzluk, İsa Mesih’in Kişi’sinde tarihe ve zamana girmiştir. Ve bundan sonra gelecek olan yenilenme öylesine güçlüdür ki, artık yok olmakta olan her şey, yenilenmektedir. İnsanlık için artık yeni bir çağ başlamıştır. Yeni bir düzen gelmiştir. Yani var oluşumuzun tüm kapsamı, eskatolojik olarak yeniden tanımlanmıştır. Bu çağ, peygamberler tarafından öngörülen Kutsal Ruh’un çağıdır.

İşte bu nedenle Müjde, hiçbir zaman birisine giderek: “İsa Mesih’i kalbine çağırmak ister misin?” şeklinde kişisel bir dinsel bir deneyim vaat etmek değildir. Müjde, Tanrı hakkında bir bildiridir, Müjde, Tanrı’nın İsa Mesih aracılığı ile tarihe müdahale etmesinin bir bildirisidir; bu yüzde de Müjde, Mesih merkezlidir ve bu yüzden de Tanrısal Krallıkla ilgilidir. Bu yüzden de kilise, İsa Mesih’in Rab olduğuna iman ile bunu ilan ediyor ve insanları tövbe edip vaftiz olmaya çağırıyor. Belki Calvin’den sonra en büyük Reform teoloğu olan Apraham Kayper şöyle diyor: “Calvinizmin başı çeken başlıca prensibi imanla aklanmadır. Calvinizm’in en bariz vurgusu, Üç Kişi’de Bir olan Tanrı’nın (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’ta), tüm evren üzerindeki kudretli Egemenliğidir. Bu Egemenlik, görünen ve görünmeyen tüm dünya ve krallıklar içindir”.

İnanışımızın Kutsal Kitap’a uygun olabilmesi için, eskatolojimizin hem yeri; hem de göğü kapsaması gerekir. Bu denge Kristoloji ve eskatoloji arasındaki dengeyi sağlar. Bu ikisi arasındaki denge, Müjde ile ilgili anlayışımızı da etkiler. Müjde’miz, “Göklerin Egemenliğine” dair bir Müjde olmalıdır.

Kutsal Kitap bizlere, Tanrı benzeyişinde yaratılmış yaratıklar olarak hem ruhsal hem de fiziksel bir doğamız olduğunu öğretir. Hem bedenden, hem de candan oluşmaktayız. Normal gerçeklere baktığımızda bu gerçeklerin hem fiziksel, hem de ruhsal tarafları olduğunu görüyoruz. Atom bir gerçektir. Ama bunun yanında melekler de gerçektir. Fiziksel bir dünya mevcut ama aynı zamanda Tanrı da vardır. Hristiyanlar olarak bizlere, inanmayan bir kişi gelip: “madde her şeydir sadece görünen şeyler vardır” dediğinde az önce verdiğim bu “ikiliği” fiziksel ve ruhsal doğayı söyleyebiliriz.

Kilisede tarihi boyunca her zaman “ruhsal olan şeylerin iyi, fakat maddenin bir anlamda kötü ya da şüpheli olduğunu” öne sürenler olmuştur. İşte bu nedenle kilisenin ilk çağlarında İsa Mesih’in gerçek bir insan ya da maddi [fiziksel] bir bedene sahip olmadığını öne süren öğretiler ortaya çıkmıştır. Onlara göre Tanrı’nın maddeyle bir teması olamazdı.

Augustin ilk kilise çağlarında en ünlü teologlardan bir tanesiydi. Fakat Augustin’in cinsellik konusunda çok olumsuz görüşleri vardı. Bu görüşlere sahip olmasının nedeni ise SADECE ruhsal olan şeylerin iyi olduğu görüşten etkilenmiş olmasındandı.

Günümüz modern Müjdeciliğinin sahip olduğu eskatolojik görüşü de aslında bu yanlış “ikiliği” bir anlamda kendisinde bulundurmaktadır. Çünkü çoğunlukla günümüz Müjdeci eskatolojide dünyanın sonunda Tanrı’nın yedi yıl boyunca tüm öfkesini dökeceği ve daha sonra da dünyayı yok edeceği inanışı mevcuttur. Bu nedenle insanlar yalnızca “gökyüzü ya da cennet önemlidir” diyen bir anlayışı temel alarak vaaz edemeyiz. Çünkü Tanrı ile günahkar insan arasında yapılmış bir antlaşma vardır. Sadece böyle bir antlaşmanın olması bile Tanrı’nın maddi bir varlığa müdahalesini ve ilgisini öğretmeye yeterlidir. Eğer “Tanrı’nın maddi dünya ile bir temasının olmayacağı” yönündeki bir görüş eskatolojimizin temelini oluşturursa, böyle günahkar kişilerin kalbinde yapılmış bir işlem olarak Müjde’yi vaaz edemeyiz. Veya Müjde’yi sadece “Ölümden sonra bir canın cennetteki yaşantısı” olarak da duyurabiliriz?. Çünkü Müjde beden ve canın kurtuluşu üzerinedir; bu da bütün yaratılışı kapsar.

Daha önce de söylediğimiz gibi uygun bir Müjde; Tanrı’nın tüm evren üzerindeki Egemenliğini bildiren bir öğretiyi kapsamalıdır. Yeryüzü ve cennet birbirlerinden, adeta uzunluk birimi cinsinden ölçülebilecek bir uzaklıkla ayrılmış kavramlar değildir. Yer ve cennet tek bir gerçekliğin iki farklı boyutudur.

Yine Kristoloji ve eskatoloji arasındaki ilişki bunun üzerine ışık tutmaya yardımcı olacaktır. Zira Kristoloji, bu yanlış ikiliğe karşı savaşmamızda bizlere yardımcı olur. Beden alma olayında gerçekleşen şey neydi? Ebedi ya da Logos dediğimiz Sonsuz Söz, beden alarak yalnızca bizlerin doğasını değil; fizikselliğini de üzerine giyindi. Yuhanna Müjdesinde yazıldığı gibi “Söz, Beden aldı”.