Re: Sözleri Allah’tan işitmeğe çağrılıyoruz!

#33042
Anonim
Pasif

“Sözleri Allah’tan işitmeğe çağrılıyoruz” paylaşım yazımı okuduğun zaman, orada “tutkular” ve “tutsakları kendine tutsak eden”den söz ettiğimi bulursunuz. Bu konuya sizin gibi genç imanlı kardeşlerimin dikkatini ve ilgisini çeker diye üzerinde önemle durarak paylaşmıştım. Tutkulardan ve tutsaklıklardan söz ederken beden arzuları olduğunu sezebileceğinizi düşünerek yazdım. Bir şeyi arzu ettiğiniz zaman onu ele geçirme arzunuzu nasıl engelleyebilirsiniz? İstediğiniz şeylerin hayalini kurarken, kendi iradenizi kullanırsınız. İNCİL’de sorunlarımız, arzularımızla başlıyor ve bizde tutku oluyor.Bunun için Kurtarıcımız İsa Mersih, bize başka bir tutkuyu müjdeledi. Beden isteklerimiz ardınca sürüklenişimizi(tutsaklığı), başka ve daha güçlü birinin isteğine(tutsaklığa) bizi teslim ederek kurtarışını icra ediyor! Böylece, beden arzularımızın köleleri iken, Allah’ın iyi, makbul ve kusursuz arzusunun tutsakları ediyor bizi! Pavlus’un Roma’daki Mesih imanlılarına yazdığı mektubun 12. bölümünde, Allah’ın isteğinin üç güçlü özelliğine işaret edişi, dikkat çekicidir! Allah’ın iradesi içimize doğduğu zaman, dünyanın çekiciliğine iştahımızı(isteğimizi, tutkumuzu) yitiririz ve bu kutsal tutku ile dünyanın çekiciliğinden korunuruz. 12. bölüm, kötülüğün iyiliğe yenilgisi ile sonlanıyor. Yani arzularımız olmuyor ve yenilgiye uğruyor! 12. bölümde Allah’ın iradesinin içimize doğuşu, İNCİL’den edindiğimiz düşüncenin(harfî düşüncenin), kutsal Ruh’tan ruh alması ile, yani yenilenmesi ile devinim kazanması ile oluyor. Kutsal Ruh esinleri ile düşünürken, Allah’ın iradesine uymuş oluyoruz! Pavlus, tam bu noktada, “Allah’ın iradesini farketmeniz için düşüncenizin yenilenmesi ile değişilmiş olun” demekle bizi değiştiren Mesih Ruhu’na ve iradesine dikkatimizi çekmiş!(Rom.12:2). Galatya’daki Mesih İsa topluluğunda da, beden arzuları ile yönetilenlerin, Allah’ın iradesine karşı sorunlarını görünce, onlara şu çözümü tek kurtuluş kapısı olarak önermiş:”Kutsal Ruh ile yürüyün, ve bedenin arzusunu kesinlikle uygulamazsınız. Çünkü beden Ruh’a karşı, ve Ruh bedene karşı arzu eder; çünkü istediğiniz şeyleri yapmıyasınız diye, bunlar birbirine zıttırlar.”(Galatya 5:16,17). Beden arzumuz olduğu yerde duruyor, ama orada Kutsal Ruh da, olunca isteğimiz artık olmuyor! İNCİL okduğunuz bir saatte Kutsal Ruh esini aldığınız hiç oldu mu? Eğer Ruh’un düşüncesi ile o anda düşünmekle meşgul iseniz, beden arzunuzun aradan çekildiğini farklettiniz mi? Pavlus, tam bu noktada, “Allah’ın iradesini farkediniz” demiş!(Rom.12:2). Kötülüğü iyilikle yenmemizin bu yoluna, İNCİL dilinde “inayet yolu” denir. Kötü arzuyu, ancak iyi arzu ile yenmenin yolu bize açılmıştır!(Rom.12:2,21 ve Galatya 5:16,17). Eğer Allah’ın isteğinden, yani Allah’ın iyiliğinden boşanırsak, bizde kötü olan şey kalır ve kendi arzularımızı asla zaptedemeyiz! Kendi irademizle iyilikler yapıp kötülüğü yenebileceğimiz hakkındaki düşünce ve öğretişler, yanlış yönlendirmelerdir! Arzularımızı kendi kontrolumuz altında baskılayıp iyi davranışlar sergilemek için bütün çabalamalarımız, sonunda taassuba ve fanatizme dönüşecektir. Buna şeriat yolu denir. İşte bu sebeple Ferisiler ve Yazıcıların doğruluğu, İsa Mesih’in doğruluğu karşısında yetersizliğe düşünce, onda hatalar aramağa başladılar; suçlayıcı bir şey bulma seferberliği ilân ettiler; bulamayınca da, asabîleştiler ve onu yok etme plânları hazırlamağa koyuldular! İsa Mesih’de görünen Allah’ın doğruluğu, kusurlu doğruluğa sahip olanlar tarafından haça gerilip onlar tarafından alaya alınınca, manzarayı o haçtan seyreden İsa’nın Baba’ya yakarışı şöyle olmuş: “baba, onlara bağışla; çünkü ne ettiklerini bilmiyorlar”(Luka 23:34).
Kendi isteğim ve çabalarımla edindiğim doğruluğumla hep kusurlarımı gördüm. Ve İsa’mın o haçtaki “Baba, onlara bağışla” yakarışını, O’nun doğruluğunun bana da, bağışlanması bağlamında bir dilenci oldum! Kardeşlerimle hep bu düşüncelerimi ve özlemlerimi paylaşıyorum. Ama kilise topluluklarında hâlâ Ferisi gibi düşünenler var; kendi iradeleri ve çabaları ile o doğruluğa erişmeği umanlar var! Nasıl, Mesih fikrinin içimize Ruh’tan doğmasına ihtiyacımız varsa, arzumuzun etkinliğini durduracak Allah’ın arzusuna ve doğruluğuna da, ihtiyacımız var! Pavlus, Ferisi çabalarına bakarak, onların Allah’ın doğruluğundan yoksun kalışlarını şu sözlerle açıklamış:”Çünkü onlara şehadet ederim ki, Allah için gayretleri vardır, fakat bilgiye göre değil. Çünkü Allah salâhını bilmeyip kendilerininkini sabit kılmağa çalışarak Allah salâhına tâbi olmadılar. Çünkü her iman edene şeriatin sonu Mesih’tir.(Rom.10:2-4).
İsa Mesih’in şu sözü de bize ışıktır: “Hayat veren Ruh’tur; beden hiç işe yaramaz; size söylemiş olduğum sözler ruhtur, ve hayattır(Yuhanna 6:63). Üzerimizde İsa Mesih’in doğruluğu görünsün diye Kutsal Ruh’la dolmağa ihtiyacımız var. Bedensel düşüncelerle doğru olma çabalarının Allah’ı hoşnut etmediğini öğreniyoruz. “Bedende olanlar Allah’ı hoşnut edemezler”(Rom.8:8). Çünkü beden arzuları vardır! “Lâkin eğer Allah’ın Ruhu sizde duruyorsa, siz bedende değil, fakat Ruh’tasınız.”(Rom.8:9). Kutsal Ruh’un hakimiyeti altına girmemiz, isteğinin de hakimiyeti altına girmemizdemektir. Bundan itibaren Allah’ın arzusunu ve gayretini görebiliriz! Kutsal Ruh düşünceleri ile düşünme başlar ve Allah’ın insandaki işleyişi görünür.
Galatya’daki Mesih imanlılarına Mesih Ruhu karşıtı bir düşünce ekilince o düşünce ile büyülenmişler! Pavlus, bu düşüncenin, Mesih düşüncesi olmadığını farkederek, “sizi kim büyüledi?” diye sormuş!(Galatya 3:1). “Mesih’in fikri bizdedir” diyen Pavlus’da İsa Mesih yaşamış ve Allah’ın doğruluğu görünmüş!(1.Korint.2:16; 2.Korint. 1:12).
Evet kıymetli kardeşim, daha önceki paylaşım yazılarını okduysanız, Allah’ın isteğinin kendi isteğimiz üzerine hakimiyet kurmasına ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu kabul edersiniz. Rab sizi bereketlesin.